Toplumların özetinde karamsarlığa değil; iyimserliğe olabildiğince yaklaşmak yatmalı. Ağlarken de, gülerken de gözlerimiz sulanır; içtenliğinde ağlandığında, gülündüğünde...
Bir süre önce karaladığım satırlar vardı; kendime yazıp sonra paylaştığım... biraz sen, biraz ben, biraz o, biraz bu, biraz şu; belki de bir çok kimse olmayan....
Kaçışların değil insanlığın ortak dili satırlarında hayat bulan cümlelerin; kalemini sıkı kavrıyorsun çünkü belinden.
Konuşkansın aslında suskun kalmalarının ötesinde, konuşmak istediğin nadir anlarında; suskunsun aslında anlatmak istemediğin binlerce sözcüğünün ardında.
Hep çevrende birileri var sevsen de, sevmesen de; sever gibisin sevmediklerini, sevdiklerineyse mahcubunla karışık ilgili-ilgisiz; arayıp da bulmak istemez, bulmak ister de aramazcasına hayallerini, gerçeklerini; ne seni, ne beni, ne kimseleri.
Güpegündüz günlerince okşadığın onca akıl, karanlık çöktüğünde tek başınalığındaki yalnızlığına terkediyor benliğini; bir yastığa baş koyduğun sırtı dönük rüyalarınsa simsiyaha boyuyor gecelerini.
Tatlısın, kocaman elma şekeri misali, ye ye biteceği varsayılmayan; ruhsal, bedensel tatminlerin tek taraflı özverisinde, günün birinde elde sadece sap'ının kalabileceği birilerince hesaba katılmayan.
Adı ne olursa olsun, başarıyı tatmış bir eda var ses tonunda, özgüvenine saygı duyduğun zamanlarında.
Sevdiğinde hiçbirşey düşünmeksizin kendini yalçın bir kayanın tepesinden sevgilinin kollarına atabilecek kadar cesur ve içtensin aşk'a; ama, düşürmüşler gibi sanki seni; ürkek ve temkinli ruhundan bana yansıyanında, anladığım kadarıyla.
Onca açmazların açar, çıkmazların çıkarcasına duruyor, herbiri yüz ifadende anlam buluyor; belli ki çok sevenin var sevildiğince, ağlarken bile onlar seni hayata bağlıyor.
Mazide kalan yıllarına yakın, gününe yabancı, geleceğine uzak; bir yerlere sığdıramadığın başıboş ellerinde seni/beni arar gibisin, hesap kitap sormadan, sorulmadan tutulası, sevilesi, yaşanılası ellerin.
Yüzündeki kimi hafif, kimi derin çizgiler deneyimlerinin uzantısı; gözlerinin koyusunda bir çok sen var her biri ben olan;
Uzun bir öykü anlatmak ister gibi dudakların saklamaya çalıştığın kıpırtılarında; hayal kırıklığı, umut, sevgi, hüzün, mutluluk kokuyor tenin buram buram...
sanki,
sanki kendini, hayatını yaşar gibi olmamış,
yaşamış gibisin...
Change Agbim,
ne yalan söylim kelimeler bu satirlar karsisinda yetersiz kaliyor
veya ben bulamiyorum diyecek bir söz.
Gercekden herzaman ki gibi süper siir,
resimler herzaman ki harika tamamlamis..
Diyorum ya sanada gercekden sunumlarin cok hos,
devamini bekliyorum..
...
Yüzündeki kimi hafif, kimi derin çizgiler deneyimlerinin uzantısı; gözlerinin koyusunda bir çok sen var her biri ben olan;
Uzun bir öykü anlatmak ister gibi dudakların saklamaya çalıştığın kıpırtılarında; hayal kırıklığı, umut, sevgi, hüzün, mutluluk kokuyor tenin buram buram...
sanki,
sanki kendini, hayatını yaşar gibi olmamış,
yaşamış gibisin...
inanılmaz.. mükemmel bir yazı.
Paylaşan yüreğinize sağlık.