Şabanköy Köyü Kağızman

Son güncelleme: 02.03.2012 11:23
  • Kağızman Şabanköy Köyü - Şabanköy Köyü Hakkında - Şabanköy Köyü Resimleri - Şabanköy Köyü Tanıtımİlçe : Kağızman

    İL : Kars

    Şabanköy , Köyü Kars'ın Kağızman ilçesine bağlı bir köydür.
    .

    Köy Muhtarı : Bilgi yok

    Muhtarlık Erişim Bilgileri :

    Telefon : Bilgi yok

    Cep Telefonu : Bilgi yok

    Demografik Bilgiler :

    Nüfusu : 2000 / 895

    1997 / 997

    İle Uzaklığı : 89 km

    İlçeye Uzaklığı : 24 km

    Rakım : 2100 m
    Kağızman Şabanköy Köyü Altyapı Bilgilerinoimage

    Kaynak : Yerel Net

    Kaynak : Vikipedi

    Kağızman Şabanköy Köyüne ait bilgi ver resimleri bizimle bu konu altında paylaşabilirsiniz
#23.03.2010 11:20 0 0 0
  • noimage

    EY YAR EY DİYAR

    Güzde miyim, kışta mıyım? Yüreğim üşüyor
    Ömür kısa yollar uzun, yıllar tükeniyor
    Özledim hepsini mor gülleri, al gülleri
    Neyleyim şu gönül bahçeme yaz gelmiyor

    Dediler: bahar gelmiş yaz olmuş elaleme
    Derdim büyüktür benim, dokunmayın yareme
    Bu yılda gönül bahçemde bülbüller ötmedi
    Böyle giderse inme iner tüm bedenime

    Gamlanma gönül her yılın baharı, yazı var
    Benim her zamanım fırtınadır, borandır, kar
    Ey gönül ağlama buda gider buda geçer
    Ah ak düştü saçlarıma dertliyim bu ne hal

    Sabreyle gönül bir gün bu güz bu kış da geçer
    Bahar gelir yaz olur sinemde güller açar
    Herkes memleketine, köyüne, sılasına gitti
    Ben de kaldım şu zalim gurbet ellerde naçar

    Elem, keder, hüsran dolu yanan yüreğimle
    Kağızman'a nice haber saldım efkâr ile
    Sıla özlemi yüreğimde bir derin yara
    Bu ayrılık öldürüyor beni bile bile

    Aras'ın gerdanı, incisi Yeşil Kağızman
    Dağ, taş toprağını özlediğim köyüm Şaban
    Hayli zamandır beni saran dumandır, kar
    Ele bahar geldi yaz oldu; bana kıştır zaman

    Hep gelişini bekliyorum ey güzel bahar
    Yollarda engel, yüce dağlarda olsa da kar
    Her anım her günüm zorda geçse benim
    Kağızman sana geleceğim ey diyar ey yar

    Mehmet Çobanoğlu
    24.07. 2011
    Yıldırım
#27.08.2011 20:09 0 0 0
  • noimage
    KAĞIZMAN ELMASI

    Hangi şehirin elması
    Kağızman'ın elmasına benzer?
    Bir muamma.
    Kağızman'ın
    Elması umut,sevda
    Feriktir kızıl ve al
    Tadı bir hoş
    Tadı buruk
    Tadı mayhoş ve kekre
    Ve o al elma o kızıl elma
    Hastalara şifa
    Sevdalılara hediye
    Dermandır her derde deva.

    Bir ısırışta tadı mayhoş
    İkincide tadı bir hoş
    Üçüncüde elma bitmiştir.

    Al dalda bir kızıl elma daha
    Nereye gidersen git
    Nerde olursan ol
    Hangi şehirde,
    Hangi diyarda olursan ol
    O tat hâlen dilinde

    Ve sorsalar sana
    "Nerde hangi şehirde
    Çobanoğlu,hangi şehir de
    Ölmek istersin?
    Güzel şehir İstanbul
    Bereket beşiği Adana
    Yada tahıl ambarı
    Konya'da mı? "

    Ey dost
    Ey dost sormayın
    Derim..
    Elbet Kağızman'da.
    Dağında,taşında
    Mis kokulu havasında
    Eğer bana sorarsnız
    Kağızman ne zaman
    Unutulur..
    Yolcuların uğramadığı
    Güllerin açmadığı
    Sevginin bittiği
    Bir çağda yada bir dönemde
    Yada öldüğümü anladığım an.

    Mehmet Çobanoğlu
    10.09.1976
    AFYON
#27.08.2011 20:11 0 0 0
  • noimage

    SEVİLEN KAĞIZMAN

    Bahar mısın Yaz mısın, can mısın canan mısın?
    Güneş kadar sıcaksın, volkan mı yürek misin?
    Şiirlerde, mısralarda ismin çok yazılı,
    Gül, gülistan Kağızman ey Türkmen, Kürt diyarı

    Ey Kağızman Kağızman bağ, bahçesi çayırlı,
    Yüce dağlar yanında etrafın hep bayırlı!
    Yamacından pınarlar suları şırıl şırıl
    Bir cennetsin bir sevda ey sevilen Kağızman.

    Ey Kağızman Kağızman dağlarından çiğdemler;
    Bulunmaz tek bir eşin toprağından al güller
    Bağın var bahçen var elmaların ferik ferik,
    Ruhlarda bir sevdasın, narın güzel hoş şeyler.

    Güzel nazlı kızların yüce karlı dağların,
    Ham erik has erik Kozlu'da çok lâlelerin
    Abrıgoz kaysın var, Paslı da sarı balın,
    Tüm köylerin hep güzel çok güzeldir Bayam'ın.

    Kağızman Kağızman şu yüreğimin yarısı,
    Berfinin, Havinin gözbebeğimin karası,
    Çobanoğlu hem yazar hem gezer seni özler!
    Gül, gülistan Kağızman ey Türkmen, Kürt diyarı

    Mehmet Çobanoğlu
    02.01.2011
    Yıldırım
#27.08.2011 20:13 0 0 0
  • noimage

    ŞABANKÖYÜNDE KIŞ

    Her günbatımıda kopardı fırtına
    Gümbür gümbür vururdu dağlara!
    Karlı yamaçları çığ tutar olurdu
    Koşar gelir yine düşerdi Şabana

    Her günün batımında bir fırtına
    Gümbür gümbür vururdu kapıları!
    Bir korku olur o düşerdi yüreklere..
    Ve uğultusu durmaz uzardı sabaha.

    Kar yağar geceden sabaha kadar
    Hem lapa lapa insan boyu kadar
    Şabanköyü beyaz kefene bürünür
    Kışı bitmez,kışı gitmez yaza kadar!

    Sen benim güzel küçük köpeğim
    Siyah,beyazlı yavru kucukucum
    Rüyamda seninlele koşuşuyorduk
    Kırlarda çiçekler ve güller arasında

    Dinmek bilmeyen o zalim fırtına
    Gümüşüm,ikimizide aldı ortasına
    Ben tandır başında saman döşekte
    Sen zincire bağlı kapının eşiğinde

    Her kış akşamında kopan o fırtına
    Nereye gitsek ve o hep peşimizde
    Kızbağanda,İkizlerde,Turnagölde..
    Bazen yanımızda bazen kapımızda!

    Uyandım sabah ile koştum kapıya
    Ekmek vercektim ben kuçukuçuma
    İşte o andı öldüğüm tükendiğim an!
    Kurtlar parçalamıştı o kucukucumu!


    Mehmet Çobanoğlu
    17.04.1977
    Afyon
#27.08.2011 20:15 0 0 0
  • noimage

    EĞER GÖÇER GİDERSEM


    Eğer bir gün, ben şu dünyadan göçer gidersem
    Yüce dağlardaki karlar gibi eriyerek
    Acılarıma rağmen tükensem yudum yudum
    Dost, ahbapların yüzüne gülümseyeceğim

    Bir gün soğuk ölüm çıkagelse bulsa beni
    Çökse bu bedenime, göğsüme, kafesime
    Yavaş yavaş canımı bende alırsa o gün
    Acıma rağmen dostlarıma sarılacağım.

    Bir gün soğuk ölümün kucağında gidersem
    Dönüşü olmayan uzun bir yola girersem
    Vah ile ahla geçen ömrümün son gününde
    Dostlarıma uğramadan hiç gider miyim?

    Ölümün her anı soğuk olur ezenler gibi
    Yaşa, başa bakmaz o alır götürür beni
    Acımasızdır o bey, paşa, ağa misali.
    Ardıma döner can dostlara bakar giderim.

    Ölümümden önce özgürlüğü tatmasam
    Benim dostlarıma bir arzuhalim olacak
    Mezarıma anadilimden şiir yazsınlar
    Yada beni yaksınlar kül etsinler ne olur?

    Dostlarımdan, ahbaplarımda bir isteğim var
    Öldüğümde bana hiç ağıtlar yakılmasın
    Birer birer toplanıp gelsinler başucuma
    Usul usulden özgürlük marşı söylesinler

    Eğer yalanım varsa benim namert olayım
    Ben, her milleten tüm insanları sevmiyorsam
    Çobanoğlu'yu tanıyan bilir bilen tanır
    Ölüm varsın gelsin kapıma hoş gelsin safa.

    Mehmet Çobanoğlu
    05.11.2011
    Yıldırım
#27.08.2011 20:17 0 0 0
  • noimage
    KARS YALASI

    Çıktım seyir eyledim
    Kars'ı yaylasını dağını, ovasını
    Lâle,sümbül,karçiçeği,zambağını
    Yaylasında çiğdemler gördüm
    Gül,nergis,reyhan,
    Menekşe,lâleler
    Kuşburnu topladım
    Kekik,anık kokladım
    Doyasıya alnında öptüm toprağını

    Arpa,buğday başaklarına sarıldım
    Yar gibi,sevda gibi dost aşkıyla
    Buluttan,bulutlara koştum
    Bulutlar arasında
    Telli turnalara eslendim
    Aşk ile,sevda ile
    Gurbet kuşlarına mendil salladım
    Ağıt ile şîvan ile selâm ile
    Selâm,aldım yürek ile

    Güneşe koştum güneşi zaptettim
    Meme tutan bir çocuk edasıyla
    Kavradım el ile tırnak ile
    Bereketli yarınlara üçtüm
    Tepelere,dağlara
    Asi doruklara kenetlendim
    Yayla çadırında Kürt kiliminde
    Bağdaş kurdum,çay içtim
    Çörek,kete,haşıl yedim
    Mendil sallayıp govend çektim
    Diz kırıp topuk vurmayı öğrendim

    İndim Kağızman'a o güzel bağlara
    Güllere,dallara sarıldım
    Pınarlarda kana,kana su içtim
    Soluk aldım duraklandım
    Bir çocuk sevecenliğiyle
    Aras'a koştum çılgındı Aras yine
    Yorgun,öfkeli coşmuştu delicesine
    Belki geçmişe,belki de geleceğe
    Belki zamana karşı,
    Belki düşmana inat
    Bir yarışı kazanma direnciyle
    Özgürlük meşalesinde
    Yanan alev yumağı gibi
    Sımsıcak bir yürekti umuda koşan

    Köylüleri çalışır gördüm
    Karınca,arı misali
    Kar erimiş,dereler taşmış
    Çayırlar,kırlar sanki cennet
    Bahar gelmişti aylar sonra
    Hayran kaldım Kağızman'a
    Baharına,yazına,kirazına
    Yayla yolunda sırma saçlı
    Suna boylu Kürt kızlarına
    Hepsi gururlu,hepsi soylu

    Teline tellerine dokundum
    Sarı sazımı can evine
    İnlettim dağları ve dereleri
    Suna boylu kızlar dönmediler yine
    Addet böyleymiş,örf böyleymiş
    Naz böyleymiş buralarda
    Velhasıl ne gelir elde
    Özlediğim o köy karşımdaydı
    Sakin,sevecen bekliyordu beni
    Yöneldim can köyüme Şaban'a
    Bir rüzgar,bir esinti sardı beni
    Yavuklusuna koşan
    Kınalı,özlemli,kızlar misali
    Bir mağrur delikanlı duruşuyla
    Hoş geldin dergibicesine bana

    Yamaçlarda esen o rüzgarlar
    Kirpiklerim arasında
    Süzülüp yüzümden öpercesine
    Akıyordu yüreğime
    Köyüm geçmişiyle hâlen
    Kalbimde durduğu gibi
    Duruyordu yine o yamacında
    Kağızman'da uzanıp gelen
    Yay gibi yollarda kıvrım,kıvrım
    Dere, tepe,vadilerde
    Bülbüller şen şakrak
    O gecemin sabahında
    Feryat,figan hep bir sesle
    Hoş geldin dercesine
    Uçuşuyorlardı etrafımda

    Mehmet Çobanoğlu
    11.07.1976
    Afyon
#27.08.2011 20:20 0 0 0
  • noimage

    IRGAT KADIN

    Ben o ben değilim artık
    Bedenim delik deşik
    Ha öldüm ha ölecek
    Sana çiçek vermeden
    Bu beden bu can,bu kalp
    Bu dünyadan asla göçmeyecek
    Emektar,ırgat kadın!

    Belki bu son gelişim,
    Belki son gülüşüm olacak.
    Ama bu can bu yürek
    Sana çiçek vermeden
    Senin ellerini tutmadan
    Gözlerim gözlerine bakmadan
    Bu dünyadan göçmeyeceğim
    Irgat kadın,köylü kadın!

    Öpülesi o hünerli ellerin
    El tarlasında nasırlar tutu
    O eller o nazik eller
    Yorgun argın,nasır nasır
    Kavramış orak,tırmık,tırpan
    O eller o nazik bilekler yılgın
    Ah çeken bir yürek var sende
    Kavruk tenin,benzin kararmış
    Param parça o dudakların
    O taze beden sende harap,yıkık
    Emektar kadın,ırgat kadın
    Bakışların hep kalbimde
    Öyle kalakaldı duruyor hâlen

    Mezar bu fabrika bu urba kefen
    Soyulmuş,dövülmüş,itilmişim
    Esir düşmüşüm ırgatçı kadın
    Boşa işlemiş zaman,boşa geçmiş ömür
    Saat o saat değil,dakika o dakika
    Ben o ben değilim artık emekçi kadın

    Bankalar kurulmuş,sermaye çoğalmış
    Patronlar vurguncu,ağalar hırsız
    Polis.jandarma.bekçi kırbaçlı
    Emir ferman gelmiş Ankara'dan
    Kelepçeli şu ellerim
    Darmadağın gecelerim
    Ve kurulu şimdi o darağacım
    Söz anne ben ölmeyeceğim
    Şu kavgada yılmayacağim
    Dik dünyayi tırmanarak
    Sana geleceğim koşarak
    Toplayacağım kır çiçekleriyle
    Irgat kadın,emekçi kadın
    Benim annem
    Eğer gelmesem,ölürsem bir gün
    O soğuk ölüm
    Bana haram olsun anne

    Mehmet Çobanoğlu
    17.09.1977
    Afyon
#02.03.2012 10:58 0 0 0
  • noimage
    YAKAN SILA ÖZLEMİ

    Hep özlemle ağlayarak boynumu bükerim
    Uzun yollara bakar çağıl çağıl çağlarım
    Sel olan bu tüm gözyaşlarım içime akar
    Sılam seni kuşa, kurtta, böceğe sorarım

    Seni ararım akan sudan esen yellerden
    Yakan, kavuran güneşten pişiren ateşten
    Ya şu bulutlarla gel yada yağan yağmurla
    Takatim, ferim kalmadı seni aramaktan

    Dağlara, taşlara şu gözlerimi bıraktım
    Yamaçlara yaslandım tüm yolları gözlerim
    Ya çık gel ya bir haber yolla yada bir selâm
    Sevdiceğim şu yüreğimi sana bağladım

    Ey yüce dağlar yol verin gurbetten gideyim
    Hasreti burnumda tüten sılama döneyim
    Gözlediğim yollar uzar gider yok gelenim
    Oy ciğerparem ah ben yalnızım ben öleyim

    Tabipler toplanıp yaralarımı sarsınlar
    Şairler oturup benim derdimi yazsınlar
    Yaralı yüreğim sılayı pek çok özledim
    Eğer ölür gidersem toprağına koysunlar

    Benim sılam çok uzak benim köyüm çok ırak
    Ah kambur felek ey yoksulluk peşimi bırak
    Kağızman bir güzelliktir, sevdadır, yürektir
    Kalkıp ta gideceğim kolum, kanadım kırık

    Selim, Digor, Susuz şu gözlerim hep uykusuz
    Arpaçay, Akyaka şu Çobanoğlu dermansız
    Sarıkamış ormanın, yolların kıvrım kıvrım
    Kars'ı da pek özledim kalem sen bunları yaz.

    Mehmet Çobanoğlu
    04.08.2011
    Yıldırım
#02.03.2012 11:00 0 0 0
  • noimage

    AL YAZMASI OYALI

    Bu gece halım yaman yüreğim derin yandı
    Yaşanan bir çiledir ah kapıma dayandı
    Sabreyle deli gönül bu böyle bir zamandır
    Dilim de feryat-figan acılar beni sardı

    Nazlı gelin kaygılı her kelimemi sordu
    Kılıç çekip kuşandı, sözlerle beni vurdu
    Bir ızdırap bir derttir çektiğim bir çiledir
    Feryat-figan acıdır; bana bir haller oldu

    Ey gelen üzün gece yıldızların kalmadı
    Yüreğim derin yandı alevler beni sardı
    Sevdaların sultanı o gelin neden kızdı?
    İki laf bir cümleme vallah fırsat vermedi

    Al yazması oyalı dudakları boyalı
    Gözleri de sürmeli, sırtında kızıl şalı
    Darıldı hem de küstü, niçin benden huylandı
    Boylu, endamlı gelin sanki bir servi dalı

    Ey gece derin gece tüm anlar bana derttir
    Ne ettim ne eyledim niçin zaman böyledir
    Gelin dalmış çayına kete, börek, çöreğe
    Kan akıyor yüreğim oy bu ne biçim haldir?

    Mehmet Çobanoğlu
    10.08.2011
    Yıldırım
#02.03.2012 11:22 0 0 0
  • noimage

    MOR KOYUN


    Koyun'um, koyuncuğum kınalı yavrucuğum
    Karabaş havlarken ürktüğüne üzüldüğüm
    Kırlarda, tepelerde beraber koştuğumuz
    Eğer sana kıysalar o zaman ben ölürüm.

    Hep yanıma alıp ellerimle beslediğim
    Koyunum güzel dostum tüyünü taradığım
    Seni de kuzuların seninde bir canın var
    Ne sana nede cana kıymasınlar küserim

    Koyunum hep melersin yüreğimi dağlarsın
    Çok küçüktün büyüdün meralarda otlarsın
    Kurbana az günler kala yüreğim kanıyor
    Ah, mor koyunum meleme sen beni üzersin

    Koyunum, koyuncuğum yüreğimin baş tacı
    Tanrının kurbana yoktur asla ihtiyacı
    Kavurma, pirzola, biftek, ızgara sevenler
    İnsani, çiçeği, canı öldürmek çok acı

    Dağlarda, tepelerde renga renk kelebekler
    Pek güzel pekte hoş lâle, sümbül, menekşeler
    Seninle çok koşturduk seninle çok oynadık
    Yüreğimin parçası kurban olsan ölürüm.

    Mehmet Çobanoğlu
    13.11.2010
    Yıldırım
#02.03.2012 11:23 0 0 0