Peygamber Efendimize Yazılan Mektuplar

Son güncelleme: 02.04.2010 20:21
  • Peygamber efendimize mektuplar - peygamber efendiğimize mektup
    Mekke'yle Medine arası yollar

    Çizik, çizik hasret yarası yollar

    Vardığı her nokta yeni başlangıç

    Gitgide Allaha varası yollar...

    Mekke'yle Medine arası yollar...

    Necip F. Kısakürek



    Ta ezelde yaratılan ve kutsal bir amaca doğru çağlayarak köpürerek coşkuyla akmaya devam eden 'zaman ırmağı' bir an durdu. Galaksileri, gezegenleri ve milyonlarca yıldızı içinde barındıran 'varlık gemisi' birden demir attı. Bir şey düşmüştü zamanın kalbine. Harikulade bir güzellik doğmuştu mekanın bir yerinde.

    Bir velvele koptu kader ummanın da. Bir dalgalanma oldu, aşkın tüm güzelliklerini taşıyan kalbinde. Cennetlerden kopup gelen sevinç meltemleri esmeye başladı seven gönüllerde. Dertliler; kor ateşleri andıran, kendilerini ıstırap çöllerinde seraplara mahkûm eden dertlerini unuttu. Dertler; tüm canlılara dayanılmaz sızılar veren acılarından bir dem arındı. Mecnunlar Leylalarından, Ferhatlar Şirinlerinden bir an yüz çevirdi. Çölün kavruk kumları neşideler söylemeye, yaylaların serin suları kasideler yazmaya başladılar. Karanlıklar aydınlandı, kirler tüm cifelerinden sıyrıldı. Tüm çiçekler, sultanları gülün emri ile en güzel elbiselerini giyerek, en hoş güzelliklere bürünerek, en güzel kokularını sürünerek mutluluk ve huzur saçmaya başladılar; tüm evrenlere ve tekmil zamanlara.

    Zamanı ve mekânı durduran haber Mekke den geldi.'Sonsuz amacın güneşi' doğmuştu zaman okyanusunun ufuklarına. Kutsal ve parlak yıldızların en son, en güzel, ve en parlak padişahı teşrif etmişti varlık gemisinin göklerine. Peygamberler şiirinin son mısrası yazılmıştı zamanın kalbine. Son ve ?????? mısrası. Yıl 571. Aylardan Nisan. (Rebiül evvel).

    Günlerden: Pazartesi

    Yer : Şehirlerin Anası Mekke.

    Sultanlar sultanı,zamanın ve mekanın efendisi güzeller şahı, iyilikler padişahı ,yiğitliğin önünde diz çöktüğü, cömertliğin cimriliğinden utandığı, Kainatın yaratılış nedeni, iyiliğin ve güzelliğin sırrı ,membaı; hakkında LEVLAK OKUNAN, güllerin güzelliğinin, sevdalıların aşkının, çiçeklerin usaresinin, seherlerin tazeliğinin kaynağı, 'Abdullah'ın öksüzü', 'Amine'nin yetimi', baharların hasretini çektiği renk, beyazların yolunu beklediği kar, Güneşlerin yolunu gül sularıyla yıkadığı ışık, ıtırların yolunu gözlediği kervan, bülbüllerin özlemiyle kavrulduğu ses, İsa'nın ölüleri diriltirken üfürdüğü nefes, rüzgarların uğruna son senfonilerini çalmak için yolunu gözledikleri kutsal ve yüce misafir, bulutların rahmet yaşları ile yeryüzünü diriltmek için ufuklarına doğması gereken Süreyya. ...O doğmuştu, O;. Ahmedi, Mahmudu, Muhammet Mustafa (Sav) dünyaya teşrif etmişti.

    Varlık anlam kazanmış, zaman değirmeni niçin döndüğünün yeni farkına varmıştı. Sevgiler, kendilerine kaynaklık eden kutsal ve coşkun ırmağın membaına ermişlerdi. Sırlar çözülmüş, Gökler, kendilerine derinlik ve umut kazandıran mavilik sancağını sonsuzluk kalesinin burçlarında dalgalandırmaya başlamışlardı. Mutluluk bestesinin ritmi ve ahengi tamamlanmıştı. Zaman törpüsünün bile eskitemediği ve eksiltemediği güzellik ve sevgi pınarı sonsuza dek sürecek ve çağıldayacak akışına başlamıştı Mekke şehrinde. Elbisesi Beyaz bulutlardan ,sorgucu parlak güneşten , nalini ışıltılı yıldızlardan olan sevgi ve güzellik peygamberi zamanı mühürlemek, devasa dertlere çare olmak ve yaratılış sırrını beyan etmek üzere tulu' etmişti gölgeler âlemine.

    Mekke, şeref elbiselerinin en güzeline kavuşmuştu. Varlığın oluş sebebine kucak açmıştı. O kutsal Peygamberin doğumuna tanıklık eden hava, su, zaman onun koynunda beslenmişti. Artık bundan sonra dünyadaki tüm çiçekler ( gül, nergis, reyhan, menekşe, papatya...) renklerini , kokularını ve güzelliklerini, Mekke de açan bu nadide güle test ettireceklerdi. Bundan gayrı tüm güzel kokular bu eşsiz reyhanın terazisinde tartılacaktı.

    Ötelerin bu eşsiz misafiri şu fani dünyanın ve sonsuz alemin, geçici ömrün, ebedi alemin varlığını ve değerini öğretmek için kutsal; kutsal olduğu kadar zor , zorluğu büyüklüğünce ıstıraplı, ıstırabı kadar tatlı bir mücadelenin ve çilenin o eşsiz cengini başlattı. İKRA' emrine muhatap olduktan sonra Hicrete kadar her türlü cefaya göğüs gerdi. Mekke bu ağır, bu yüce, bu ışık misafiri hakkınca ağırlayamayınca Medine'ye yol göründü.

    Medine ; Ey bahtlı şehir. Medine; ey necat-ı mekan. Şereflerin en büyüğüne , sevgilerin en mübareğine, yolcuların en fazla beklenenine ev sahipliği yapan kutsal belde. Maddi ve manevi devleti bağrında büyüten, madde ve mana sultanına payitahtlık yapan , 'Altın Nesil ' ürününü bereket hurmalıklarında olgunlaştıran, onları berrak ve temiz havasıyla yücelten belde: Ne Mutlu sana. Dünyanın en kıymetli hazinesini kıyamete kadar bağrında saklayacaksın. Sırf iyilerle beraber olduğu için Cennete girmeye hak kazanan Kıtmir' i düşününce senin değerinin büyüklüğü ve yüceliği daha iyi tebarüz eder.

    Medine de kurulan kutlu devlet...Şanımıza şan katan Bedir. Hüzün kuyumuz Uhut. İrade dağımız Hendek. Gerçek fethin başlangıcı Hudeybiye. Yüce Rasül'e ve ışık sahabelere özür dileyerek teslim olan Mekke. 63 Yıl, 63 altın yıl, 63 örnek yıl, 63 çileli yıl, 63 insanlığa rehber yıl. İnsanlık şiirinin en güzel 63 mısrası. ... Bütün bu güzellikler, bütün bu solmaz renkler, bütün bu bitmez zevklerin yaşandığı beldeler, insanlık tarihinin en parlak sahnelerinin geçtiği zamanlar ve yerler,...

    Sonra ' Her nefis ölümü tadacaktır' fermanının baş tacı edilişi. Şu gölgeler âleminden gerçek, sonsuz dünyaya geçiş.

    alıntı
#02.04.2010 20:21 0 0 0