Nadır Köyü Afşin Kahramanmaraş

Son güncelleme: 06.10.2011 15:23
  • Nadır Köyü Bilgileri - Nadır Köyü Hakkında - Nadır Köyü Tanıtımı - Nadır Köyü Resimleri

    İlçe: AFŞİN - İl: KAHRAMANMARAŞ


    Köy Muhtarı: İSMAİL DURNA


    Muhtarlık Erişim Bilgileri:

    Telefon:
    0344 5361057

    Cep Telefonu:

    0544 2181044

    Nadır, Kahramanmaraş ilinin Afşin ilçesine bağlı bir köydür.


    Tarihçe

    Nadır köyüne, iskan politikasına göre Türkmen Türkleri ve Elbeyli Türkleri yerleştirilmiştir. Daha sonra değişik kabileler köye yerleşerek köyün şimdiki kozmopolit yapısını oluşturmuştur. Köy tamamen Türk yerleşimidir.

    Coğrafya

    Kahramanmaraş iline 162, Afşin ilçesine 12 Km. uzaklıktadır. Elbistan ovasında bulunur. Etrafı ve köy, yeşilikler içindedir. Köyün 100 metre aşağısından Ceyhan ırmağı geçer. Köy, bir tepeye yaslıdır.

    İklim

    Köyün iklimi, Akdeniz iklimi etki alanı içerisindedir. Şeker pancarı yetişmektedir.

    Nüfus

    Yıllara göre köy nüfus verileri
    2007 1087
    2000 986
    1997 994

    Altyapı bilgileri

    Köyde ilköğretim okulu vardır. Köyün içme suyu şebekesi vardır ancak kanalizasyon şebekesi vardır. Uydudan direk bağlantılı telefon santrali ve internet bağlantısı vardır. Sağlık evi mevcuttur. Köye ulaşımı sağlayan yol asfalt olup köyde elektrik vardır. Köyde tarımsal kalkınma kooparetifi ve yardımlaşma ve dayanışma derneği kurulmuştur. Seracılık gelişmiştir.

    1 okulu, 1 camisi vardır. Köye ait mezraları ve otlakları bulunur.

    noimage

    noimage



    Kaynak : Yerel Net

    Köyünüze ait bilgi ve resimleri bu konu altında paylaşabilirsiniz.
#03.04.2010 19:48 0 0 0
  • Ahmet Süreyya DURNA

    1954 Doğumlu olan gazeteci-şair Ahmet Süreyya DURNA; Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Nadır köyünde dünyaya geldi. İlkokul, orta, lise ve imam hatip lisesinden sonra yüksek öğrenimini tamamladı.
    İki dönem, bir siyasi partinin İskenderun ilçe başkanlığını yaptı. Uzun süre Akdeniz Bölgesi Basın Ajansı olarak çalıştı. Bazı gazetelerde belgesel araştırmalarının yanında, kültürel makaleleri yayınlandı. İç ve dış gezileriyle ilgili yazılar kaleme aldı, röportajlar aktardı. Daha sonra belirli aralıklarla köşe yazarlığı icra etti. Anadolu’nun muhtelif yerlerinde çıkan mahalli gazetelerde de kalemiyle hizmetini sürdürdü.
    Mizah, Milli Mücadele, İttihat, Somuncu Baba, Kültür- Sanat, Bengisu, Mefkûre gibi bir çok Edebiyat dergilerinde şiirleri neşredildi ve bazı eserleri bestelendi. Aynı zamanda, bu dalda bir çok ödüller aldı. Afşin Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevinde de bulunan Ahmet Süreyya DURNA, makalelerini bir müddet müstear isimle yazdı.
    Evliya Çelebi’ nin Seyahatnamesinde ayak bastığı yerlerin tümünü istisnasız dolaşan Gazeteci-Şair, İskenderun Demir Çelik Fabrikalarından emeklidir ve iyi bir gezgindir.
    Ayrıca Taekwondo milli hakemidir ve sporla iç içe yaşamaktadır. Sosyal faaliyetlerinin dışında, Hat sanatı ve Osmanlı arşivi üzerinde çalışmaları mevcuttur.


    Eserleri:
    Muzır İkili (hikayeler),
    Denemeler (edebiyat seçkisi),
    Şafak Taarruzu (şiirler) yayınlanmış eserleri arasındadır.
    “Yalaka Üretim Merkezi” adlı eseri ise basım aşamasındadır.

    ŞİİRLERİNDEN BAZILARI:

    KALBİM ANADOLU

    Beni başka dünyalarda arama!
    Ben Anadolu’mun yöresindeyim.
    Şehit kanlarıyla sulanmış olan,
    Cana bedel metre karesindeyim.
    ***
    Gövdeye muhâlif kolda işim yok,
    Meyvesiz kupkuru dalda işim yok,
    Yozlaşmaya giden yolda işim yok,
    Hep o değişmeyen töresindeyim.
    ***
    Bâzen bir seyyahım Tuna boyunda,
    Bâzen yıkanırım Fırat suyunda,
    Duru göllerinde, deli çayında,
    Çağıl çağıl akan deresindeyim.
    ***
    Çamlı bellerine çıktığım zaman,
    Turacına tüfek sıktığım zaman,
    Pembe ufuklara baktığım zaman,
    Ömrümün en mâkul süresindeyim.
    ***
    Aklım bozkırlara takıldı yine,
    Ruhum odaklandı kaval sesine,
    Öyle kapıldım ki câzibesine,
    Bilmiyorum şu an neresindeyim?
    ***
    Yurdum kandilidir yürek yağımın,
    Düğüm noktasıdır gönül bağımın,
    Saklıyım renginde al bayrağımın,
    Mehmetçiğin mavi beresindeyim.
    ***
    Çeyiz sandığıyım Döndü, Döne’min,
    Yazmayım başında nazlı Senem’in,
    Ayşe’min, Fatma’mın, gül Emine’min,
    Kumaş fistanının hâresindeyim.

    Ahmet Süreyya DURNA



    KIZILÖTESİ

    Mayın tarlalarında gül derme arzusuyla,
    Düşman bildiklerime gül verme arzusuyla,
    Yaşamak istiyorum savaşsız bir dünyada,
    Namluların ucunda gül görme arzusuyla.

    Ahmet Süreyya DURNA



    DEM-İ VUSLAT

    Deprem olmuş tufan kopmuş farketmez,
    Deli gönlüm bir sevdadan çarketmez,
    Ne vazgeçer ne de uslanırım ben.
    ***
    Gam değil ekmeğim, aşım kesilse,
    Kör testere ile başım kesilse,
    Aşkın sofrasında beslenirim ben.
    ***
    Sırılsıklam vurgunum can dostuma,
    Ağma bulut! çakma şimşek üstüme!
    Yağmur yağmasa da ıslanırım ben.
    ***
    Enginlerde sığmaz içim içime,
    Oturmaz kalıba, girmez biçime,
    Çıkar yükseklere seslenirim ben.
    ***
    Seferber olsa da eşyanın tümü,
    Hiç bir kuvvet taşıyamaz yükümü,
    Kendi yüreğime yaslanırım ben.
    ***
    Bir elimde cımbız, birinde tarak,
    Körler aynasına gözsüz bakarak,
    Karanlık gecede süslenirim ben.
    ***
    Gücenmeyin, darılmayın boşuna,
    Çene çalıp yorulmayın boşuna,
    Altın olsam gene paslanırım ben.
    ***
    Ölüm döşeğinde en zor anımda,
    Sevgili! yeter ki sen ol yanımda,
    “Dem-i vuslat” diye hislenirim ben.

    Ahmet Süreyya DURNA



    TEZAD

    Kimi bolluk denizinde yüzerken
    Kimi boğulmakta bir kaşık suda
    Kimi kaldırımda uyur gezerken
    Kimi gökdelende derin uykuda

    Ahmet Süreyya DURNA



    YAŞLILARIN CİLVESİ

    Rahmetli dedem derdi ki “Bak oğlum!
    Şu gördüğün mertek, şu hezan var ya?
    Şu karşı ki dağın ağaçlarıydı.
    Gönül atlasımı ilk çizen var ya?”
    Ninemi göstererek:
    “Şu koca karının mor saçlarıydı”

    Rahmetli ninem derdi ki “Bak oğlum!
    Beni tek inciten, tek üzen var ya?
    O yıllar söylenen aşk suçlarıydı.
    Gönül kovanımda ilk gezen var ya?”
    Dedemi göstererek:
    “Aha şu haşarı kızıl arıydı!”

    Ahmet Süreyya DURNA
#06.10.2011 15:23 0 0 0