ne bu tükenmişliğimiz daha dün yenilmemişken
bu bezginliğimiz, eski çağlardan arta kalmış
o köhne zaman şimdi yitirdiğimiz mi
nerede o sabırlı ellerle gökyüzüne işlediğimiz nakış
karanlığımız sönmüşlüğümüzden mi nedendir
bizi mıhlayan bu duvarlara hangi söz hangi bakış
yorgun bir el açar şarkısızlığımıza perdeleri
sallanır yalnızlığında rüzgarın bir ince kamış
şimdi o adam var yaşamış çokçasına
saçları, sakalları bütün kılları uzamış
beklediği ne iyilik ne merhamet tanrıdan
perde iniyor artık, bir kıyamet bir alkış.
karanlığımız sönmüşlüğümüzden mi nedendir
bizi mıhlayan bu duvarlara hangi söz hangi bakış
yorgun bir el açar şarkısızlığımıza perdeleri
sallanır yalnızlığında rüzgarın bir ince kamış
Umutsuzluğumuzun en derin noktasında kendimize geliriz ve anlarız ki yaşamda herşey bizde başlayıp bizde bitiyor