Bir gün Şeytan, dünya çapında konvansiyonel bir
toplantı için tüm dostlarını çağırmış.
Açılış konuşmasında demiş ki:
Müslümanların Camilere gitmesini engelleyemiyoruz.
Kur'an okumalarını ve gerçekleri
öğrenmelerini de engelleyemiyoruz.
Allah ve elçisi Muhammed ile sağlam ilişkiler
kurmalarını da engelleyemiyoruz.
Allah ile bir kere bağlantı kurduklarında
üzerlerindeki gücümüz kırılıyor.
Dostları demiş ki:
Gerçekten zor bir durum, peki ne yapalım?
Şeytan demiş ki:
Bırakın Camilere gitsinler. Fakat zamanlarını
çalın, böylece Allah ve elçisi Muhammed ile bağlantı kuramasınlar..
Sizden isteğim budur.
Şeytan devam etmiş:
Dikkatlerini dağıtın, böylece gün boyunca Allah
ile hayati öneme sahip
bağlantıyı kuramasınlar.
Dostları şaşırmış:
Bunu nasıl başaracağız?
Şeytan:
Hayatın önemsiz ayrıntılarıyla zihinlerini
sürekli meşgul et!
Müslümanların kulaklarına şunu fısılda:
Harca, harca, harca.. Borç al, borç al, borç al.."
Kadınlarını işe girip uzun saatler boyunca
çalışmaları için ikna et !
Erkeklerin haftada 6-7 gün, günde 10-12 saat
çalışmalarını ve böylece
hayatlarında boşluk kalmaması için planlar yap!
Çocukları ile zaman geçirmelerini engelle!
Aileleri parçalandıkça, evleri, iş çıkışında
ferahladıkları bir yer olmaktan çıkacaktır!
Zihinlerini o kadar meşgul et ki kendi iç
seslerini (oto kritik, nefis muhasebesi)
dinleyemesinler!
Böylece kafaları karışacak, Allah ve elçisi
Muhammed ile zihinsel beraberlikleri kopacaktır.
Bravooo, mükemmel fikir, diye alkışlamış dostları.
Durun, daha bitmedi, diye devam etmiş Şeytan:
Kahvehanelerde, doktor muayenehanelerinde, kafe'lerde
masaları
Gazete ve dergilerle doldur! Zihinlerini 24 saat haber
bombarıdmanına tut!
Araba kullanma esnasında tefekkür etmelerini
engellemek için billboardları afişlerle donat!
İnternete girenlerinin mailboxlarını, junk
maillerle, sipariş katalogları ile, bahislerle, çekilişlerle,
promosyon ürünleri ile ve boş umutlarla doldur!
Gazete ve TV'leri ince yapılı güzel modellerle
doldur ki kocaları dış güzelliğin önemli olduğuna inansınlar ve
hanımlarından hoşlanmasınlar!
Kadınların, akşamları kocalarıyla ilgilenemeyecek
kadar çok yorulmasını sağla!
Eğer kadınlar, erkeklerin ihtiyacı olan sevgiyi
veremezlerse, erkekler bu sevgiyi başka yerlerde arayacaklardır!
Çocuklarına namazın önemini anlatmalarını
engellemek için hikaye kitaplarını tavsiye et!
Doğaya çıkıp Allahın yaratma sıfatını görmelerini engellemek için onları
çok meşgul et, eğlence parklarına,
fuarlara, spor karşılaşmalarına, oyunlara, konserlere,
sinemalara vs götür ! Oralarda kavga çıkarıp
birbirlerini vurmaları sağla!
Bizim işimiz fitne çıkarmaktır, bunu unutma!
İslami dostluklar ve sohbetler yerine, taraftar-parti
dostluklarını ve dedikoduları teşvik et!
İşte plan bu! Futbol, hayatlarının odağı olsun.
Futbolcuların isimlerini çocuklarına
ezberletmeyi marifet saysınlar! Ancak İslamın
şartlarını merak bile etmesinler! Kurnazca plan için
dostları şeytanı çılgınca alkışlamışlar ve ülkelere
dağılırken Müslümanları daha fazla meşgul
edeceklerine, telaş içinde oraya buraya
koşuşturacaklarına, Allah'a, Elçisine ve ailelerine
daha az zaman ayırtacaklarına söz vermişler. Sence bu
plan başarılı mı?
Paylaşıma Açık Bir Alıntıdır...
Şeytan, ancak Allah dostlarına yanaşamaz, onların ilahi aşk ve zikir ile dolu kalblerine bir yol bulamaz. Şeytanın, Allah dostları karşısındaki bu acziyetini Yüce Rabbimiz şöyle haber veriyor: Hiç şüphesiz iman edip sadece Rablerine güvenen tevekkül sahiplerine şeytanın bir hakimiyeti yoktur. Onun etkisi, ancak kendisini dost edinen ve Allaha ortak koşan kimseleredir. (Nahl/99-100)
Şeytan dedi ki: Yemin ederim ki eğer beni kıyamete kadar yaşatırsan, pek azı dışında Ademin çocuklarını kandırıp kendime bağlayacağım. Allah buyurdu: Git, onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt. Süvari ve yaya askerlerinle onlara bol bol yaygara (ve vesvese) ver. Mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine boş vaadlerde bulun. Aslında şeytan insanlara, aldatmaktan başka bir şey vaadetmez. Ey İblis! Bana teslim olmuş ihlaslı kullarım üzerinde senin hiçbir etkin ve ağırlığın olmayacaktır. Onlara, koruyucu olarak Rabbin yeter. (İsra/62-65)
Dünya işlerinde bile güçlü insanların yanında yeralıp, tehlikelerden korunmaya çalışırken, şeytanın yaklaşmaktan bile korktuğu, zarar vermekten aciz olduğu, Allahın ihlaslı kullarının yanında yer almak iyi bir korunma yöntemi değil mi?
Şu halde, şeytandan emniyette olmak için Allaha sığınmalı, Onun sadık kullarıyla birlikte olmalı, ilim, zikir ve duayı kendimize kalkan yapmalıyız.
Allah (c.c) razı olsun bende acizane buyazıyla katılmak istedim konuya.selam ve dua ile