Muhammed(sav) muhabbettir

Son güncelleme: 16.06.2007 20:16
  • Muhabbetten Muhammed oldu hasıl
    Muhabbetsiz Muhammed'den ne hasıl?

    Çölde açan bir güldü o. Rengi solmaz, kokusu tükenmez bir gül. Sevginin bedelini ödeyen Yakub gibi, uzaktaki Yusuf'u koklayan bir yürekle gözlerini takas edenler alabilirdi o gülün kokusunu.

    Aşkı ve acıyı ondan öğrendik. Yaşamanın ve ölmenin, ölmeden önce ölüp öldükten sonra yaşamanın sırrını o öğretti bize. Göklerin sofrasını o açtı önümüze. Onun sayesinde tenezzül buyurdu Allah yüreklerimize.

    Evet, aşkı ondan öğrendik: Sevdi ama sevdaya "kara" çalmadı. Sevdanın yüzünü karartmadan sevmeyi beceremeyenlere, "ak sevda"yı öğretti. Aşka istikamet açısı verdi. Sadece o açıyı takip edenler aşkın sırrına erdi.

    Başkalarının öğrettiği aşk sahibini tutuklayan bir tutkuya dönüşüyordu. Onun aşk öğretisi ise sahibini özgür kıldı. O aşk çizgisini izleyenler sevdikçe özgürleştiler, özgürleştikçe sevdiler ve sonunda hayatı bir demet muhabbete dönüştürdüler; muhabbete, yani insanın harcadıkça çoğalan tek sermayesine...

    İman etmedikçe cennete giremezsiniz" diyordu; fakat daha müthiş, insanı iliklerine kadar sarsan bir şey daha söylüyordu: "birbirinizi sevmedikçe de gerçekten iman etmiş sayılmazsınız!" Bu, imanı yetiştiren toprağın sevgi olduğunu ifade etmekti. Muhabbetin yürekte istikrar bulmuş hali olan iman, ancak sevgi toprağında boy verebilirdi.

    Dahası "Mü'min, seven ve sevilen dost olan ve dostluk kurulandır, sevmeyen ve sevilmeyende, dost olmayan ve dostluk kurulmayanda hayır yoktur!" diyordu. Sadece demekle kalmıyor, bu sözün nasıl hayata dönüştürüleceğinin en güzel örneklerini de veriyordu.

    Onun sevgisi, canlıları aşıp cansızları dahi kuşatıyordu. Uhud için diyordu ki; "Uhud, o bir dağ; ama o bizi sever, biz de onu severiz!"

    Dağı seven ve dağ tarafından sevildiğini farkeden bir yürek nasıl bir yürektir? Bu insanı yürekten sarsan muhabbet dersinin, bizim özlemeyen, sızlamayan, yanmayan, inlemeyen, sevmeyen, duyarsız, taşlaşmış ve hatta taştan daha da katılaşmış yüreklerimizde yaptığı yankı nedir?

    Modern birey anlayabilir mi bu tavrı? İçinde yürek yerine taş taşıyan modern insanda nasıl bir karşılık bulur bu davranış? Şairin "Şarkı görmez, garbı bilmez, görgüden yok vayesi/Bir utanmaz yüz yaşarmaz göz bütün sermayesi" dediği bedeviden bozma, varlıkla sınanınca lümpen kaprislerine, yoklukla sınanınca aşağılık komplekslerine kapılanlar, nasıl anlar ve anlatır, nasıl yaşar ve yaşatırlar bu muhabbeti/Muhammed'i?

    Muhabbeti Muhammed'den öğrenenler ölmemenin sırrını da öğrenmiş oldular. İşte onlardan biri, bu sırrı şu dizelerle açığa vurdu:

    Âşık öldü diye salâ verirler

    Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez

    Âşıkların ölmeyeceğinin ondan güzel kanıtı olur mu? Muhabbetin merkezi olan gönülden yola çıkarak anlayın bunu: Birine "alçak" derseniz hakaret etmiş olursunuz, "alçak gönüllü" derseniz iltifat. Çünkü gönül öyle yüce bir makam ki, kendisine ilişen alçaklığı bile elinden tutup katına yüceltir, "alçak gönüllülük" bir yücelik olup çıkar.

    Acıyı da "Ben hüzünlerin peygamberiyim!" itirafında bulunan o Ufuk İnsan'dan öğrendik: Saçları sevdiklerinin ölümüyle değil, Allah'la ilişkisini örselememek uğruna gösterdiği çabayla ağaran Yüce Önder, Kutlu Rehber'den. Çağların günahını yıkamak için gece yarıları saldığı gözyaşları, yattığı şilteyi ıslatıp Aişe'yi uyandıracak kadar sel olup çağlayan Ayaklı Kur'an'dan.

    Bu soylu acı değil miydi, Hıra'da kendi ruhunu yeniden doğuracak bir sancıya ebelik eden? Buna insanın oluş sancısı da diyebilirsiniz. Baksanıza o okyanus misali kutlu sancıdan payına bir damlacık düşenler, yaşadıkları çağın, 'nükleer güç merkezlerinin' dahi yanında yaya kaldığı etkinlikte birer 'gül ve güç merkezi' oluyorlar!

    Çağın Ebu Cehillerinin onu anlamasını, onu sevmesini kimse beklemesin. Değil mi ki o, atası İbrahim gibi insanlığa şeytanı, şeytanları taşlamayı öğretti. Şeytan ve dostları da o gülü ve onun gül yüzlü dostlarını taşlayacaklardır.

    Ben modern Ebu Cehillerin yaptığından daha çok, ona ümmet olduğunu söyleyenlerin yaptıklarının onu üzdüğünü düşünüyorum. Onun mirasına sahip çıkması gerekenler, sadece sakalına ve hırkasına sahip çıkıp onun öğretisini çağın dışına atmakla onu daha fazla üzüyor olsalar gerek.

    Bu satırları bitirmeden, o insan güzeline bir maruzatım var:

    Seni çok özledik, bizi bu çağa karşı dik tutan senin kokundur:

    Yel essin Ya Rasullallah...

    Kokun gelsin!
#26.02.2006 09:29 0 0 0
  • ''Ben modern Ebu Cehillerin yaptığından daha çok, ona ümmet olduğunu söyleyenlerin yaptıklarının onu üzdüğünü düşünüyorum. Onun mirasına sahip çıkması gerekenler, sadece sakalına ve hırkasına sahip çıkıp onun öğretisini çağın dışına atmakla onu daha fazla üzüyor olsalar gerek. ''


    Allah c.c senden ve cümlemizden razi olsun,cok güzel bir yaziydi ve icindekilere özellikle yukaridaki paragrafa katilmamak mümkün degil.Selam ve dua ile
#26.02.2006 10:07 0 0 0
  • SEVİYORUZ SENİ ''EY SEVGİLİ''

    Sen, Sen ki bize tüm kırgınlıkların ve düşmanlıkların kol gezdiği bir millete inat kardeşlerim diye hitap ettin sevgili, biz ise senin kardeşliğine layık olamasak ta seviyoruz seni.
    Seviyoruz bir gül gibi , seviyoruz senin bizi sevdiğin gibi;
    Hiraya çıkar gibi seviyoruz, Uhud;da savaşır gibi seviyoruz seni ey sevgili , seni görmeden seviyoruz, sen dememiş miydin ki öyle bir nesil gelecek ki o nesil kardeşlerim dir.
    Onlar beni görmeden sevecek. Seviyoruz görmeden vuslatını seviyoruz özleminde yanıp tutuşurken. Kainatta bir gül tanıdık sevgili bir gül solmayan ebedi kalan. Biz o gülün aşkına tutulmuşuz.
    Yanar da yüreciğimiz aşkınla tutuşur elbet. Vuslat dayanılmaz olur bir gün sevgili vuslat dayanılmaz sevgini sevgisizlik şehrinde barındırırız biz avuçlarımızda kor ateşler tutar gibi.
    Yıkıntılar arasından senin sevgini yudumlarız şehadet şerbeti gibi...
    Ey sevgili sevdamızın aşkına acı bize acı bize ve şefaatinden mahrum etme bizi etme ki bizler senin ümmetiniz...
    Doğar doğmaz secdeye gidip ümmeti ümmeti dediğin ve ömrün boyunca gecelerce ümmetim ümmetim diye Mevla;ya yakardığın ümmetiniz..
    Cennet kapıları açılıp gir ya Muhammet denildiğinde giremem ben taki ümmetim gelmezse, ümmetim yanımda olmazsa dediğin ümmetiniz..
    Bütün insanların birbirinden kaçıştığı o günde kızım Fatıma Oğlum İbrahim sana feda olsun illa ümmeti, illa ümmeti dediğin o bi-çare ümmetiniz...
    Seviyoruz seni sevgili, hicret eder gibi seviyoruz, biz seni Sümeyyeler gibi sevemesekte, Bilaller gibi göğsümüzde taşlar yeşertemesekte seviyoruz seni sevgili.
    Uhudda sana ok isabet etmesin diye önünde duvar olan sahaben gibi olamasakta..
    Seni onlar gibi sevemesekte aynı sevdayla seni sevdik, aynı sevdayla güllere senin kokunu verdiği için hayran olduk, aynı sevdayla güllere bakınca kendimizden geçtik..
    Hep aynı sevdayla yaşadık sevgili, seni göremesekte gül efendim seni görme umuduyla yaşadık, hep içimizdeydin sen sevgili, hiç çıkmadın ki bu sevda hiç yüreklerimizden çıkmadı onun içindir ki
    güle senin kokun verildiği için aşık olduk;
    Sevginin uğramadığı düşler ülkemizde seviyoruz seni, karanlıklarda aydınlığını görerek seviyoruz.
    Seviyoruz sevgili bizler seni göremedik Ey Sevgili senin sünnetini bildik ve senin sünnetinde bulduk seni sevgili, güllerde bulduk, bize bıraktıklarında bulduk seni ve senin o yüce sevdanı;
    Seviyoruz seni sevgili, senin bizi sevdiğin gibi, Allah;ın rasulü olduğun halde gecelerce Ağlayıp secdelerden kalkmadığın ümmetim diye gözyaşı akıttığın sevdayla seviyoruz seni Sevgili..
    Ey sevgili bizler aşk limanında yitiğini arayan sevdalılar gibi seviyoruz seni, seviyoruz düşler ülkesinin çıkmaz sokaklarında avuçlarımızdaki yüreklerimizle ve düşlerimizi bir zümrüdü ankanın kanatlarına veriyoruz...
    Ötelerdeki sevgiliye ulaştırması için
    ey sevgili, ey güzeller güzeli, ey gül efendim..
    Selam olsun sana,
    Selam olsun geceye ve aya,
    Selam olsun gecenin karanlığına,
    Selam olsun geceyi kuşatana,
    Selam olsun ömrünce ümmetim ümmetim diye gözyaşı akıtan Rasüle;
    Ey sevgili, biz seni seviyoruz ve hep seveceğiz, taki bu dünyadan göç müjdesi gelene kadar.
    Gelene kadar o kutlu müjde sevdalı gözlerle bakacağız her gül görüşümüzde, o sevdayla bekleyeceğiz o günü Sevgili; Yolculuk sürecek sevgili... Nefes alıp verdiğimiz sürece, söyleyecek sözümüz hep olacak..
    Ey sevgili, biz seni Leylası için dağları aşan Mecnun gibi sevemesekte, sevemesekte Ferhat gibi delemesekte dağları Ey sevgili , biz seni aşk ile sevdik, bildik ki aşk sendedir.
    Biz güllere aşık olduk sen yokken. Biliyorduk ki gül senden almıştı kokusunu ve senin vuslatını senin kokunu güllerde bulduk sevgili. Biz gülü gül diye sevmedik sevgili.
    Biz gülde bulduk senin aşkını vuslatını, kokunu güllere verene şükrettik ve gülü sevdik sevgili.
    Bizler düşler ülkesinden sesleniyoruz sana sevgili, düşler ülkesinin çıkmaz sokaklarından sesleniyoruz ve sevgini yeşertiyoruz bu sokaklarda... Sensiz Senin sevdanla;
    Seviyoruz seni sevgili, derbeder yüreklerimizle seviyoruz. Bi-çare olmuş yüreklerle seviyoruz. Çölleşmiş kalplerimizle seviyoruz seni sevgili. Yeşertemediğimiz sevdamızla, sevdanla seviyoruz..
    Seviyoruz seni ey sevgili, bülbülün gülü sevdiği gibi... Bizde senin bülbülün olmak istiyoruz sevgili ebedi aşkı bulmak için...
    Seviyoruz seni ey sevgili, yıpranmış vakitlerde yıpranmayan tek gül olduğun için...
    Seviyoruz seni ey sevgili, seviyoruz seni...


    Seviyoruz seni ey sevgili, çöl sıcağındaki bir kevser şelalesi gibi...
    Seviyoruz seni ey sevgili, göz yaşlarımızla suladığımız güllerle seviyoruz seni...
    Seviyoruz seni ey sevgili, sana aşık sana meftun olan aciz yüreklerimizle seviyoruz...
    Seviyoruz seni ey sevgili...

    Seviyoruz seni ey sevgili, seni gündüzleri ruhumuzu aydınlatan güneş gibi, geceleri yolumuzu bulduran ay gibi seviyoruz... Seni kainatı yaratan Allah için seviyoruz... Duy bizi ey sevgili, duy bizi, duy bizi...
    Ey sevgili, bizler dudaklarımız da senin sevdanı terennüm ediyoruz. Vuslatını haykırıyoruz on sekiz bin aleme...
    Ey sevgili, kabul et bu mektubumuzu ve şefaat et bize biz aciz ümmetine sevgine muhtaç olan ümmetine acı ve şefaat et ey sevgili... Ey sevgili, sanadır salavatlarımız
    Şefaat et ey sevgili şefaat et , şefaat et bizlere...
    Ey sevgili, biz seni Musab gibi sevemesek te , biz seni Filistin gibi sevdik, sabra gibi Şatilla gibi sevdik. Kudüs gibi sevdalandık sana bağrımızda ateş yaktık kor olduk sevgili...
    Ey sevgili , biz seni ölümü sevdiğimiz gibi sevdik, ölümü sevdik çünkü biliyoruz ki vuslatımızı ölümle dindireceğiz... Sana ve Sahibimize olan özlemimiz, içimizdeki özlemimiz o dem dinecek
    Hep dudaklarımız şu dizeleri tekrarladı durdu sevgili. Ölüm yad edilmeye değer bil gül derdik. Öyle bir gül ki kokladığımızda sevgiliyi bulduran ve koklayanı o sevdaya doğru uçuran, sevgiliye ulaştıran.
    Biz ölümü sevmiştik bu dizelerde bu sözlerde...
    Ey sevgili, biz senin yanında asrı saadet dönemini yaşayamasak ta yaşar gibi sevdik seni ve seni seveni, senin sevdiğini, senin sevdanı Ya Rasülallah;
    Selam olsun sana Ey Kainatın Gül Efendisi, Sana Senin Sevdanla yaşatamasak ta senin o yüce sevdan içimizde olarak bizi beklediğin
    Kevser ırmağının başında senin sevdana yaraşır bir şekilde ummanı bekada buluşmak umuduyla;
    Seviyoruz seni ey sevgili tüm kalbimizle ve tüm zerreciklerimizle;



    Allah (cc) bizide sevdiği kullardan olmayı nasip etsin
    Allah (cc) cümlemizi sonsuz bi saflık nasip etsin...
#26.02.2006 10:25 0 0 0
  • aleyna ve aleykumselam ALLAH razi olsun cok guzel paylasimlar
    devamini bekliyorum insallah rabbim cumlemizin yar ve yardimcisi olur insallah
#26.02.2006 20:37 0 0 0
  • evet biz neccaroğullarının kızları değiliz ama O!nu görmeden seven milyonlarca insandan biriyiz.aciziz günahkarız şefaat kapısında birer dilenciyiz.Allah (c.c) yar ve yardımcımız olsun
#28.02.2006 11:19 0 0 0
  • paylaşım için sağol
#08.03.2006 17:39 0 0 0
  • paylaşım için teşekkür ederim.......

    Allah (C.C.) Razı Olsun
#09.03.2006 15:15 0 0 0
  • bilgilerin icin cok sagol
#09.03.2006 22:55 0 0 0
  • gerçek muhabbet O en güzeli sevmekle başlar
#11.12.2006 17:42 0 0 0
#12.12.2006 09:39 0 0 0
  • allahim hepimize nasip eylesin onu sevmeyi ve muhabbeti amin
    allah razi olsun ellerine saglik abla
#12.12.2006 18:49 0 0 0
  • Ablammm..ellerine kollarina saglik

    Allahtan tek dileyim, yarin ahirette bizi Peygamberimize mahcup ettirecek islerden bizi beri birakmasi Bu yazi öyle bir zamanda geldiki, öyle bir zamanda gözüme ilistiki..ancak bu kadar olur.. Allahim sen ne büyüksün
#12.12.2006 21:31 0 0 0
  • neden hep özel günlerde aklımıza gelir bilmem en sevdiklerimiz.yine bir Kutlu Doğum Haftasını geride bıraktık.belki bir çoğumuz etkinliklere katıldık veya benim gibi etkinlikler yapanlardansınız.ama yetermi sanıyoruz O'nu sadece bu günlerde hatrımıza getirmek.

    Muhammed(s.a.v) muhabbettir sevgili kardeşlerim.muhabbetimiz her daim olmalı o en sevgiliye.

    selam ve dua ile
#04.05.2007 19:59 0 0 0
  • ellerine saglık okunması gereken şeyler
#04.05.2007 20:37 0 0 0
  • ALLAH razi olsun cok guzeldi
#05.05.2007 01:41 0 0 0
  • paylaşım için sağolın
#12.05.2007 07:17 0 0 0
  • gerçek muhabbet dostlarından olmamız ve onlarla karşılaşmamız temennisiyle.selam ve dua ile
#16.06.2007 20:16 0 0 0