Yemin Nasıl Bozulur

Son güncelleme: 17.05.2010 14:08
  • Yemin Nasıl Bozulur - Yemin Kefareti Hakkında - Kuranda Yemin Ayetleri Nelerdir





    YEMİNİ BOZMAK

    5790 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    "Kim bir şey hususunda yemin eder, sonra da hilafını daha hayırlı görürse, derhal kefâret vererek yemininden vazgeçsin ve yemin ettiği husustan daha hayırlı olanı yapsın."

    Müslim, Eymân 12, (1650); Muvatta, Eymân 11, (2, 478); Tirmizî; Eymân 6; (1530).

    5791 - Hz. Ebu Musa radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:





    Yemin öyle her kızdığında rastgele söylenecek basit bir cümle değildir. İnsan hayatında ancak mecbur kaldığı yerlerde yemin eder. Çünkü yemin etmek Allah (cc)'ın ismiyle olur.

    Vallahi, billahi, tallahi.. gibi sözlerle yapılır. Yani Allahın isimlerini şahit tutmak suretiyle garanti verilmiş olunur. Allahı şahit tutmak ise basit bir iddia değildir.

    Bu sebeple, Allahın isimleriyle yaptığınız yemininizi bozmayacak, ne söylemişseniz onda sabit kalacaksınız. Doğru olan budur.

    Ancak, günah olan bir işi yapmaya, yahut da sevap olan bir işi yapmamaya yemin etmişseniz bu yeminlerinizde durmayıp bozarak kefaretini vermeyi tercih etmeniz daha doğru olur.

    Mesela, soruda geçtiği gibi, küs durmaya, yahut da evlerine gitmemeye yemin etmek hayırlı bir yemin değildir. Öyle ise küs durmamalı, akrabanın evine gitmeli, ama böylece bozduğunuz yeminin kefaretini vermeyi tercih etmelisiniz...

    Gelelim keffarete. Ne midir bozulan yeminin keffareti? Arz edeyim.

    On fakire iki öğün yemek yedirmek, yahut da bu yemeğin parasını vermektir!

    Daha anlaşılır bir ifade ile, on yoksula on tane fitre vermektir. Mesela bu sene fitreyi beş milyondan vermişseniz, on tane beş milyonu (yani elli milyonu) yemin kefareti olarak yoksullara ödemektir..

    Böylece yoksula yardım etmiş olmanın hürmetine bozduğunuz yeminin günahından kurtulmuş olacağınızı düşünebilirsiniz. Zaten kefaret, silmek demektir. Bozulan yeminin günahını silmek...

    Ancak yemin kefaretini ödemenin kendine mahsus şartı vardır. Şöyle ki

    Bir yoksula bir günde birden fazla yemin keffareti verilemez. Bu sebeple yoksulun aile fertlerine de ayrı ayrı fitre miktarı kefaret gönderilebilir. Böylece on ihtiyaç sahibine birer fitre vermekle kısa zamanda keffaret borcu ödenmiş olabilir.

    Kefareti vekille vermek de mümkündür. İtimat edeceğiniz birine verirseniz o sizin adınıza ihtiyaç sahibi kalabalık öğrencilere, başka yoksullara da bir anda ulaştırabilir..

    Yeminini bozan kimse kefaret verecek imkana sahip bulunmuyorsa, üç gün arka arkaya oruç tutar. Bozduğu yeminin kefaretini üç günlük aralıksız oruçla ödemiş olur. Borçlanarak kefaret ödemek zorunda kalmaz. Bu da bir başka kolaylıktır.

    Özetleyecek olursak diyebiliriz ki: Bir kötülüğü yapmaya, yahut da bir iyiliği yapmamaya yemin eden kimse, yemin ettim diye o kötülüğü mutlaka yapmaya, o iyiliği yapmamaya çalışmamalıdır. Tam aksine, o kötülüğü terk etmeli, o iyiliği yapmalı, böylece bozmuş olduğu yeminin kefaretini vermeyi tercih etmelidir. Bunun altını çizerek arz ediyorum..

    Yemin konusunda bir mühim noktaya daha dikkat çekmek isterim.

    Yeminin en korkuncu, şahitliklerde yalan yere yemin yapılmasıdır. Şahitliklerde bilerek yalan yere yemin etmenin cezası, kefareti verilerek kaldırılamaz!.

    Yalancı şahitliğin vebalinden kurtulmak, yalan yeminle yok edilen hakkın sahibine tekrar iadesini sağlayarak, mağdurla helalleşmekle mümkün olabilir.

    Bu yüzden, şahitliklerde yalan yere yapılan yemin, "ocakları söndürür, yalancının başına belaları yağmur gibi yağdırır" denmiştir. Çoğu zaman da öyle olmuştur. Bu sebeple, özellikle şahitliklerde yalan yeminden korkmalı, hatta titremelidir.






    Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla


    Zarar vermek, inkârı (pekiştirmek), mü'minlerin arasını ayırmak ve daha önce Allah'a ve elçisine karşı savaşanı gözlemek için mescid edinenler ve: "Biz iyilikten başka bir şey istemedik" diye yemin edenler (var ya,) Allah onların şüphesiz yalancı olduklarına şahidlik etmektedir.


    (TEVBE SURESİ / 107)


    Olanca yeminleriyle: "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayır; bu, O'nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanların çoğu bilmezler.


    (NAHL SURESİ / 38)


    Ahidleştiğiniz zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin, pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın; çünkü Allah'ı üzerinize kefil kılmışsınızdır. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı bilir.


    (NAHL SURESİ / 91)


    Bir ümmet diğer bir ümmetten (sayıca ve malca) daha gelişkindir diye, yeminlerinizi kendi aranızda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eğirdikten sonra bozup-çözen (kadın) gibi olmayın. Şüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kıyamet günü hakkında ihtilafa düştüğünüz şeyi size muhakkak açıklayacaktır.


    (NAHL SURESİ / 92)


    Yeminlerinizi kendi aranızda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasağlam basan ayak kayar ve Allah'ın yolundan alıkoyduğunuz için kötülüğü tadarsınız. (Ayrıca) Büyük azab da sizin içindir.


    (NAHL SURESİ / 94)


    Kendi eşlerine (zina suçu) atan ve kendileri dışında şahidleri bulunmayanlar ise, onlardan da her birinin şahidliği, Allah adına dört (kere yemin) ile kendisinin hiç şüphesiz doğru söyleyenlerden olduğuna şahidlik etmektir.


    (NUR SURESİ / 6)


    Yeminlerinin olanca gücüyle Allah'a and içtiler; eğer sen onlara emredersen (savaşa) çıkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattır. Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır."


    (NUR SURESİ / 53)


    Allah, bir adamın kendi (göğüs) boşluğu içinde iki kalp kılmadı ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi sizin anneleriniz yapmadı, evlatlıklarınızı da sizin (öz) çocuklarınız saymadı. Bu, sizin (yalnızca) ağzınızla söylemenizdir. Allah ise, hakkı söyler ve (doğru olan) yola yöneltip-iletir.


    (AHZAB SURESİ / 4)


    Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah'a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı.


    (FATIR SURESİ / 42)


    Hayır, yıldızların yer (mevki)lerine yemin ederim.


    (VAKIA SURESİ / 75)


    Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.


    (VAKIA SURESİ / 76)


    Allah'ın kendilerine karşı gazablandığı bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açıkça gerçeği) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar.


    (MÜCADELE SURESİ / 14)


    Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah'ın yolundan alıkoydular. Artık onlar için alçaltıcı bir azab vardır.


    (MÜCADELE SURESİ / 16)


    Onların tümünü Allah'ın dirilteceği gün, sizlere yemin ettikleri gibi O'na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir şey üzerine olduklarını sanacaklardır. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir.


    (MÜCADELE SURESİ / 18)


    Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah'ın yolundan alıkoydular. Doğrusu ne kötü şey yapıyorlar.


    (MÜNAFİKUN SURESİ / 2)


    Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.


    (TAHRİM SURESİ / 2)


    Şunların hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aşağılık,


    (KALEM SURESİ / 10)


    Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.


    (KALEM SURESİ / 39)


    Hayır; gördüklerinize yemin ederim,


    (HAKKA SURESİ / 38)


    Artık, doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz;


    (MEARIC SURESİ / 40)


    Ancak Ashab-ı Yemin (sağ ehli) hariç.


    (MÜDDESSİR SURESİ / 39)


    Artık hayır; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere,


    (TEKVİR SURESİ / 15)


    Yoo, şafak-vaktine yemin ederim,


    (İNŞİKAK SURESİ / 16)


    Bunlarda, akıl sahibi olan için bir yemin var, değil mi?


    (FECR SURESİ / 5)


    Hayır; bu şehre yemin ederim,


    (BELED SURESİ / 1 )
#17.05.2010 14:08 0 0 0