Bunları Biliyormusunuz - 1

Son güncelleme: 03.05.2009 09:03
  • ilginç bilgiler - bilmediğimiz gerçekler - bilmediklerimiz



    -Zurafalar yüzemez.Bir karınca kendi ağırlığının 50 katı ağırlığı kaldırabilir

    Arılar yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorunda.


    Bir mayıs sineğinin ömrü sadece birkaç saattir.
    Kangurular geri geri yürüyemezler.

    Penguenler, enerji tasarrufu yapmak için sarkaç hareketiyle yürür.
    Dünyada insan başına düşen karınca sayısı 1 milyondur.

    Filler, zıplamayan tek memelidir.

    Bir inek, hayatı boyunca yaklaşık 200 bin bardak süt üretir.

    Erkek penguenler kuluçkaya yattığı 4 ay boyunca hiçbir şey yemez.

    Bir pire, kendi büyüklüğünün 150 kat yüksekliğine zıplayabilir.
    Bu oranı tutturmak için insanın yaklaşık 30 metre zıplaması gerekir.

    10 gramlık bir sümüklü böcek, 1 kilogramlık yükü çekebilir.

    Dişi morina balığı yılda yaklaşık 4 milyon adet yumurtlar.

    Göç eden kuşlar (V) biçiminde sıralanarak uçar ve bu sayede harcadıkları enerjiden yüzde 23 tasarruf sağlar.



    Bir yıl içinde bir milyon balıkçıl kuş ve 100 bin deniz memelisi ve deniz kaplumbağası, plastiklere dolanıp havasızlıktan ölmekte.

    Hastalanmayan tek hayvan köpek balıklarıdır.

    Bir çift sineğin sadece nisan-mayıs aylarında bıraktıkları yumurtaların tamamından sinek çıksaydı, dünyayı 14 metre kalınlığında bir sinek tabakası kaplardı.

    İngiltere'deki bazı kuşlar evlerin kapısına bırakılan süt şişelerinin kapağını delerek beslenmeyi öğrenmiştir.

    Bir yıl içinde denizlerden avlanan balıkların ağırlığının üç katı kadar atık denizlere atılmaktadır.



    Her yıl tankerlerle taşınan petrolün binde biri denizlere sızıyor. Bu miktar 2 milyon 200 bin ton.

    Yunanistan'da sakin Türk kahvesi istemeyin. Türk kahvesinin adi bu ülkede Yunan kahvesidir.

    Nepal'de ayak üzerinden atlamayın. Kötülüğü simgeler.

    Sili'de lokantada ellerinizi karninizin üzerine koyun. Yoksa servis yapmazlar.
    Japonya'da üç kişinin resmini çekmeyin. Sansınızı kapatır.

    Moğolistan'da yslyk çalmayın. Kötü ruhları davet etmiş? olursunuz.

    Hindistan'da sokakta tuvaletini yapanlara tepki göstermeyin. Yasaldır.
    Kolombiya'da gece sakın kırmızı ışıkta durmayın. Soyulursunuz.

    Çin'de yere tükürmek serbesttir. Balgamın üzerine basmak yasaktır.

    ABD'de trafik polisi sizi durdurursa elleriniz direksiyon üzerinde put gibi bekleyin. Hareket ederseniz vurulabilirsiniz.

    Endonezya'da küçük çocukların basını okşamayın, yoksa zekaları gelişmez.

    Tibet'te çay bardağını iki elinizle avuçlamazsanız saygısızlık etmiş olursunuz.
    Japonya'da çatal, kasık yerine kullanılan Çubuklara tabağa çapraz koymak
    hakarettir.


    Çin'de sakin kadeh kaldırırken ''Çin Çin'' demeyin. Erkeklik organı anlamına gelir.


    Mickey Mousedan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Catdi.
    Monakonun ulusal orkestrası ordusundan daha geniş bir kadroya sahiptir.


    Satrançta şah niçin o kadar pasiftir? Çünkü şah koruma altındadır. Zaten satrançta amaç şahı almaktır. O yüzden bütün taşlar onu korumakla görevlidir. Vezir ise başkumandan gibi şaha yardım eder. İleri geri, çapraz her yöne gidebilir. Batıda vezire Kraliçe adı verilmiştir. Bununla Kraliçe'nin Kralın en büyük desteği olduğunu işaret etmektir. Satranç 6. yüzyılda Hindular tarafından oynanmaya başlanmış, oradan dünyaya yayılmıştır.


    Bir hafta niçin 7 gündür? Babilliler 7 günlük haftayı zaman birimi olarak kullanıyorlardı. İlk çağlarda bilinen beş gezegen ile güneş ve ayın sayısı nın 7 oluşu bu sayıyı gizemli ve uğurlu kılıyordu. Daha sonra dinlerde göğün 7 kat oluşu ve doğadaki ana renk sayısının 7 oluşu, müzik notalarının 7 oluşu sayının önemini daha çok belirtti. Daha sonra Fransa takvim yapısını değiştirerek hafta sayısını 10 yaptı ama kabul görmedi. Rusya 5 günlük hafta uygulamasına geçti, o da tutulmadı. Sonunda yine hafta 7 gün olarak kaldı.


    Niçin otellerin kapıları döner kapıdır? Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur. Büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır. Açılan normal kapıdan içeri soğuk hava rahatlıkla girer. Eğer normal kapı kullanılırsa hava değişimi nedeniyle klimalar veya motorlar yeniden çalışacaktır. Özellikle çok kişinin girip çıktığı otel veya benzeri binalarda enerji tasarrufu için döner kapı kullanılır. Döner kanatlar sıcak havanın dışarı çıkmasına, soğuk havanın da içeri girmesini engeller.


    Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar? Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.


    Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker? Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın az biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yarattığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.


    Çinlilerin gözleri niçin çekiktir? Yalnız çinlilerin değil, Orta ve Güneydoğu Asya'da yaşayanların, japonların hatta Eskimoların da gözleri çekiktir. Aslında göz yapısı bütün dünyada aynıdır. Farkı yaratan göz kapaklarıdır. Çekik gözlü diye nitelendirilen ırklarda gözün üzerindeki göz kapağının ikinci kıvrımı, gözün üstüne daha çok inmiştir. Bazı teorilere göre bu kıvrım insanların gözlerini yoğun kar tabakasının, göz kamaştıran ışığından korumak için bir çeşit kar gözlüğü gibi gelişmiştir. Çinde ve öteki bölgelerde her ne kadar yoğun kar yağmıyorsa da onların atalarının buzul çağında kuzeyde yaşadıkları daha sonra güneye indikleri kanıtlanmıştır. Yalnız gözleri değil, burunları da rüzgara karşı korunmak için küçülmüş, burun delikleri soğuğu engellemek için daralmıştır. Ciltleri de koruma amaçlı olarak yağlıdır. Göz kapakları da yağlıdır. Gözü ve iç tabakalarını kara ve buza karşı korur. Yani çekik gözlü değil, düşük göz kapaklı, demek daha doğrudur.


    İnsan korkunca niçin dişleri birbirine vurur? Bir insan büyük bir tehlike veya korku verici olayla karşılaşınca vücudu otomatikman savunmaya geçer. Diğer canlılarda olduğu gibi dişler ve çene savunmanın ana mekanizmalarıdır.İşte bu nedenle ilk insanlardan gelen kalıtımsal yapıdan dolayı önce çene ve dişler harekete geçer. Çenedeki kaslar titrer, bu da sanki dişler birbirine vuruyormuş gibi görüntü verir.


    Akıl ile zeka arasında fark nedir? Akıl yalanla gerçeği, doğruile yanlışı ayırabilme, bir konuda düşünce yürütebilme ve görüş bildirme yeteneğidir. İnsan olgunlaştıkça aklı gelişir. Zeka ise bir olayı önce anlama, ilişkileri kavrama, yargılama ve açıklayarak çözme yataneğidir. Genel olarak 12 yaşına kadar gelişir, 20 yaşına kadar sürer sonra sabit kalır. Zeka bir insanın her türlü olay karşısında aynı yeteneği gösterebileceği anlamına gelmez. Bir besteci müzik yapıtını aklıyla değil zekasıyla yaratır. Fakat en basit matematik problemini çözemeyebilir. Sonuç olarak zeka, ruhsal olaylara, algı ve hafıza yeteneğine, tutkulara, eğilimlere göre farlılıklar gösterir. Akıl somut olarak ölçülemez, zeka IQ denilen testle ölçülebilir.


    Dolunay insan davranışlarını etkiler mi? İnsanlar arasında bu inanç oldukça yaygındır. Eskilerin Ay'ın dönemlerine bağladıkları boş bir inancın günümüze uzanan bir varsayımıdır. Bilim adamlarının yaptıkları bütün çalışmalar bu görüşün boş olduğunu kanıtlamıştır. Ay, dünyadaki okyanusların gel-git denilen suların alçalması ve yükselmesi olayı üzerinde doğrudan etkisi vardır. Vücudumuzdaki suyun oranı , okyanuslardaki su miktarıyla kıyaslanamaz. Yani Ay'ın çekim gücü insanı etkileseydi yalnız dolunayda değil her gün olması gerekirdi. Dolunayda ayın parlaklığı da pek önemli bir etken değildir. Çünkü gönderdiği ışık miktarı Güneş'in gönderdiğinin 600 binde biri kadardır


    Niçin gözyaşı dökeriz? Dünyadaki canlılardan sadece insan ruhsal nedenlearle ağlar. İnsanı farklı kılan bu durum şüphesiz yaşam tarihindeki evrimin bir sonucudur. Aslında gözlerimize sürekli gözyaşı koruma amaçlı olarak salgılanmaktadır. Fakat ağlama ruhsal bir boşalmadır. Bu konuyu ilk inceleyer Darwin'dir. Daha sonra yapılan deneyler sonucu görüldü ki soğan doğrarken akan gözyaşlarının kimyasal yapıları farklıdır. Ruhsal gözyaşları daha çok protein içermektedir. Fakat henüz bu farkın nedeni açıklanamamıştır.
#06.03.2006 16:16 0 0 0
  • Emeginize Saglik...
#03.05.2009 09:03 0 0 0