Esselam..

Son güncelleme: 11.03.2006 13:58
  • Göklerden son ilam:
    Allah bir, bir islam.
    $ekiller,elif lam;
    Ne bir harf, ne kelam;
    Esselam,esselam...

    Yer cökük,gök soluk;
    Diz bükük,sac yoluk.
    Ne varsa korkuluk.
    Ne bir harf,ne kelam;
    Esselam,esselam...

    Bu hayat bir ezber;
    Hayattan ne haber,
    O'nunla beraber?
    Ne bir harf,ne kelam;
    Esselam,esselam...

    Elinde alamet
    izinde selamet,
    Tek isim... Muhammed...
    Ne bir harf,ne kelam;
    Esselam,esselam...



    Necip Fazil Kisakürek
#11.03.2006 13:28 0 0 0
  • KARACAAHMET

    Deryada sonsuzluğu zikretmeye ne zahmet!
    Al sana, derya gibi sonsuz Karacaahmet!

    Göbeğinde yalancı şehrin, sahici belde;
    Ona sor, gidenlerden kalan şey neymiş elde?

    Mezar, mezar, zıtların kenetlendiği nokta;
    Mezar, mezar, varlığa yol veren geçit, yokta...

    Onda sırların sırrı: Bulmak için kaybetmek.
    Parmakların saydığı ne varsa hep tüketmek.

    Varmak o iklime ki, uğramaz ihtiyarlık;
    Ebedi gençliğin taht kurduğu yer, mezarlık.

    Ebedi gençlik ölüm, desem kimse inanmaz;
    Taş ihtiyarlar, servi çürür, ölüm yıpranmaz.

    Karacaahmet bana neler söylüyor, neler!
    Diyor ki, viran olmaz tek bucak, viraneler,

    Zaman deli gömleği, onu yırtan da ölüm;
    Ölümde yekpare an, ne kesiklik, ne bölüm...

    Hep olmadan hiç olmaz, hiçin ötesinde hep;
    Bu mu dersin, taşlarda donmuş sukuta sebep?

    Kavuklu, başörtülü, fesli, başacık taşlar;
    Taşlara yaslanmış da küflü kemikten başlar,

    Kum dolu gözleriyle süzüyor insanları;
    Süzüyor, sahi diye toprağa basanları.

    Onlar ki, her nefeste habersiz öldüğünden,
    Gülüp oynamaktalar, gelir gibi düğünden.

    Onlar ki, sıfırlarda rakamları bulmuşlar,
    Fikirden kurtularak, ölümden kurtulmuşlar.

    Söyle Karacaahmet, bu ne acıklı talih!
    Taşlarına kapanmış, ağlıyor koca tarih!

    bendende bir necip fazıl şiiri olsun dedim.selam ve dua ile
#11.03.2006 13:58 0 0 0