1.Kredi kartı kullanmak demek, alış veriş yaptığımız mağazaya, Benim filan kurumda param var, seni oraya havale ediyorum, onlar sana benden alacağın kadar parayı verecekler, buyurun bunu doğrulayın ve alacağınızı alın demektir. Yapılan iş İslam hukuku terminolojisine göre bir havale, yani vereceğin bir başkasına yüklenmesi işlemidir. Bunda prensip olarak bir mahzur yoktur. Yani alış veriş yapan müşterinin bu işlemle faize doğrudan bulaşan eylemi bulunmamaktadır.
Pos makinelerini kullanan işyerinin ise faizle dolaylı ilgisi bulunabilir, onun da doğrudan ilişkisi yoktur. Onun yaptığı da şudur: Akşama kadar kredi kartı ile ne kadar alışveriş yapıldı ise akşam üzeri ilgili bankaya gidip ona: sende parası olduğunu söyleyen şu kadar insan benden alışveriş yaptı ve beni sana havale etti, sende bunu doğruladın, şimdi benim paramı ver demiş olmasıdır. Mahzur burada başlayabilir ve banka bu parayı hemen gününde teslim etmez. Çünkü konu sadece işyerleriyle banka arasında sonuçlanan bir işlem değildir ve arka planda bu kartlarla olan muameleleri organize eden bir kurum daha vardır. Bu kurum yaptığı bu organizasyon için bankalardan ücret almaktadır. Banka toplanan paraları hemen sahiplerine vermiş olursa boşuna, hatta zararına çalışmış olur. Bu zarardan kurtulmak için toplanan paraları bir günden bir aya kadar bir zaman tutmakta ve onları çalıştırması karşılığında hem o bedeli ödemekte, hem de kazandığı faizden kâr elde etmektedir. Eğer iş yerleri paralarını peşin alırlarsa banka onlarından bir miktar para kesmektedir ve bunu da o kuruma ödediği ücrete mahsuben yapmaktadır. Dolayısıyla bu kesintinin de faiz değil, işlem bedeli olarak kabulü mümkündür.
Kısaca kredi kartlarıyla yapılan alışverişlerde, muamelenin belli kademelerinde faize dolaylı katkı yok değildir, ancak doğrudan faiz de yoktur. Bu kadarı bu şartlarda kredi kartlarının kullanılmasını meşru olmasa da mazur kılar ve kullanılabilir. Hatta iş yerlerinin pos makineleri almalarında ve bunu kullanmalarında da bir sakınca yoktur, hatta bunu sadece dini tereddütlerle kullanmamaları akıllıca bir davranış değildir. Çünkü bu ortamda müslümanca yaşmak isteyen insan, ticaret yapacaktır ya da yapmayacaktır. Varolmak ve varlığını sürdürmek için ticaret yapmamasına imkan yoktur. Bu modern araçları kullanmadan da ticaret yapmasına imkan yoktur. Öyleyse bunları kullanmak zorundadır. Böyle zorunluluklarda bir haramı direkt olarak işlememek, haramdan kurtulmak için yeterli olabilir.
Kredi kartlarını kullanma durumunda bankaların verdiği puanların anlamı ise şudur: Banka alış veriş yaptığınız paranın kendi aracılığı ile olması durumunda sizin aldığınız eşyayı % 1 ya da % 2 indirimle almanızı sağlamaktadır. Ya da bu miktarını kendisi karşılamaktadır. Dolayısıyla burada da doğrudan bir faiz yoktur. Dolaylı olandan kurtulmak ise bu günün şartlarında mümkün değildir.
Kredi kartı ile alışveriş yapmak değil de, para çekmeye, ya da yaptığı alışverişin bedelini zamanında ödememeye gelince; bu İslam açısından faizin katmerlisidir. Ekonomik açıdan da tek kelime ile aptallık ya da deliliktir, cinayettir. Her gün etrafımızda pek çok insanın iflasına sebep olduğunu, aileleri yıktığını gördüğümüz bir anomali ve tefeciliğin kanunla korunan bir çeşididir.
haberlerde hemen hergün kredi karti borclari yüzünden iflas edenleri, cinnet gecirip önce ailesini sonra da kendini öldüren bir cok insana rastliyoruz..
demekki dinimizde faiz bos yere haram kilinmamistir...
su dinin bi kiymetini anlayabilsek...
bu kadar önemli bilgileri iceren bi yazi bu kadar az kisi okumus olsun, yazik dogrusu...
ama olsun en azindan bir kisi bile okusa bu da bir kardir...