Nazan Bekiroğlu Sözleri

Son güncelleme: 10.06.2012 12:46
  • Nazan Bekiroğlu yazıları - Nazan Bekiroğlu cümleleri - Nazan Bekiroğlu kitaplarından alıntılar



    Cennet: kaybettiği

    Havva: bulamadığı

    Yıllarca Adem Havva'yı aradı.

    Hiç pişman olmadı, hiç şikayet etmedi.

    Kalbi hiç kaymadı, güveni hiç sarsılmadı.

    Yoruldu ama yolundan dönmedi.

    ~ ~ ~

    Bütün yorgunlukları arkasında bırakmış,

    aşılmaz zannedileni aşmakla onanmış

    Bir kere değil çok kere, bir şeyle değil çok şeyle sınanmış

    Bir dünya yolculuğu geçmişti üzerinden Adem'in.

    Ama belli ki cennet bir kere yitirilse bile kazanılabilir bir şeydi.

    Baştan ayağı dikkat kesildi Adem ve Havva'yı bekledi.

    Belliydi Havva'nın geleceği, gelmeyecek olan böyle beklenmezdi.

    Bir rayiha gibi içine düşen umutla Adem:

    "bekliyorum öyleyse gelecek" dedi.

    Bu kadar çok çağırdığı için.


    Bir devri kapadığını, bir devri açtığını fark etti.

    Ân geldi;

    Adem, Havva ile iki dünyanın birleştiği yerde bir araya geldi.

    Gelen Havva değil, yitirilmiş cennetti..


    *****

    Elif...Mim...ve Nun
    Gayrısı sükûn...


    *****

    "İstanbul sokaklarında korku
    kol gezmeye başladı.

    Nerdesin?

    İçimde yankılanan isimle sin!
    Kalıcı mısın gidici misin sin?
    Öfkem de rızam da

    Kaderim sin!"


    *****

    noimage


    *****

    ..
    ''bir kalb için ne kadar cok acı...ben katibü'l esrarım.kalpler kuşanırım,sevdalar alırım,uçurum kenarları bu yüzden rüzgar ve ölüm kokar.bu yüzden kendi yazdıgım sonunda dönüp dolaşıp bana geliyor.
    bütün anlamlara bitişik anlamı cözünce,bilince bilmenin bilincini,ademe öğretilen isimlere dönüşüyor bütün sözler neticede.
    hasretle baslayıp vuslatla bittiğinde hikaye;tüm yaşananlar tabiri sonraya bırakılmış bir rüya gibidir.bu dünyada aksa da nil,cennetten cıkan dört ırmaktan biridir.
    degil mi ki ben katib -el esrarım.kimi yazarak öldüm kimi ölerek yazdım.
    konan göcer,
    dogan ölür elbet.
    ırmak denize ,deniz ırmaga kavuşur sonunda.RUH KAYNAGINA KAYNAK DA RUHUNA MUHTAC DEGİL Mİ ŞUNUN ŞURASINDA...



    *****

    ''...oysa sevmek,en fazla neyi sevdiğini fark etmek demektir ve seven biraz da neyi sevdiğini bilendir.her aşk O'na cıkar sonunda.O'ndan başkasını sevmek imkansız gibidir.
    seven sevdiğini neden sevdiğini bilse de bu böyledir,bilmese de bu böyledir''


    *****

    "kapat gözlerini önce. ve hadi aç şimdi kendi içine. değil mi ki, ''aslolan gözlerin kapalıyken yaşadıkların''. hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın? ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın? ne seni hazmedebilen ne de senin hazmedebildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum. içine bak, imkansız bir şey olmadıgını göreceksin. kapat gözlerini gitsin. ama aç kendi içine.."


    *****

    hayat bir denizdi çokca kalbini kalemle ve yazıyla yormuş kişiler için...

    duracağı günü bilmeden denizde yol alırdı her kaptan ve bir yandan ağa takılanlara bakar

    bir yandan altını çizdiği satırlara dalardı...

    burada bir seyir defteri açıldı...altını çizdiği satırları ya da ağına takılanları yazmak isteyenler için...

    ilk sayfanın ortasına kurşun kalemle şöyle bir söz yazıldı:

    "Ateşi besleyen şey onu söndürebilecek şeydi aslında: Rüzgâr.."

    Nazan Bekiroğlu / İsimle Ateş Arasında


    *****

    İnci, susuzluğuyla ağzını nisan yağmuruna açmışlığının kefaretini ve karnında inci büyütmüş olmanın bedelini "kırılmakla" ödeyen istiridyenin hakkı olmuş olmasın sakın ?

    istiridyeyi kırmazsan inci çıkaramazsın!

    istiridye kimin?

    Denizin.

    Ya deniz ?

    Susalım!

    -İnci Kimin Hakkı?-


    *****

    "Aşk çok şeymiş ama onun da mânası hâline göreymiş. Aşk olsaydı kıvamı bozulmazmış. Bir kalbi buraya, kalpsizlik toprağına savurmazmış. Onunki aşk değilmiş başka bir şeymiş. Aşk değil tenmiş. Sen değil benmiş. Sevda değil hışımmış. Belâymış. Kerbelâymış...Ve haklıymış Âdem. Haklıymış habercilerin ilki.Belâ aşktan büyükmüş.Allah hepsinden."( Lâ'dan )


    *****

    "Çölde gezen Mecnun bir gün çocuklar tarafından kayalara çizilmiş, kendisi ile Leylâ'nın sûretini görür. Ve Leylâ'nınkinin üzerinden bir kalem geçirir karalar onu. Görenler kınayarak, ayıp değil mi, derler, bari onunkini bırak da kendininkini sil. Âşık maşuka perdedir, diye cevap verir Mecnun. İlk bakışta, Leylâ ile kendisi arasına giren "Leylâ'nın sûreti"ni terk olarak çözümlenebilecek bu davranış, sonunda Mecnun'un Leylâ'yı da terk etmesiyle neticelenecek bir tavrın ifadesidir.

    Leylâ kendi sûretine göre asıl, Mevlâ'ya göre sûrettir çünkü.

    Her sûret bir önceki sûrete göre asıl, ama bir sonraki asıla göre de sûret hükmündedir. Her sûret bir önceki sûrete göre vuslat, bir sonrakine göre hasret...

    Ve bu hasret mutlak olanda son bulur sadece. Çünkü orada bütün sûretler hükümsüzdür artık..."

    Mavi Lâle/Nazan Bekiroğlu
#31.07.2010 00:18 0 0 0
  • "Işık"
    Ki tek kaynaktan dağılır, ışığa yakın olan aydınlık, uzak kalan karanlıktır..
    Her şeyin O'ndan olması ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması

    O'ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini yok eder !




    Nazan Bekiroğlu / Yusuf ile Züleyha
#20.08.2010 22:39 0 0 0
  • Aşk çok şeymiş ama onun da mânası hâline göreymiş. Aşk olsaydı kıvamı bozulmazmış. Bir kalbi buraya, kalpsizlik toprağına savurmazmış. Onunki aşk değilmiş başka bir şeymiş. Aşk değil tenmiş. Sen değil benmiş. Sevda değil hışımmış. Belâymış. Kerbelâymış...Ve haklıymış Âdem. Haklıymış habercilerin ilki.Belâ aşktan büyükmüş.Allah hepsinden."( Lâ'dan )
#20.08.2010 22:41 0 0 0
  • Her şey senin için yaratıldı ama dikkat et sen her şey değilsin.
    Dünya boyun eğicidir ama sen zalim efendi değilsin.
    Yeterli sayıyorsun kendini kendine. Oysa hiç yeterli değilsin. Muhtaçsın, ihtiyaçsız değilsin.
    Her şey senin emrinde doğru, ama amirliğe kalkışma.
    Bil ki kalıcı değil geçicisin, sahip değil misafirsin. Sabit değil iğretisin.
    Her ne var ki sen de, ödünçtür, senin sanma
    Şımarma.
    Yarı kısmın topraktır. Toprağı horlama. Dünyadan, yerine koyduğundan fazlasını alma. Onun dengesini bozma. Uyumuna musallat olma. Gülün rengiyle, sütün tavıyla oynama. Karıncanın yolunu kapama, kırlangıcın yuvasını bozma, yılanın dişini kanatma. Pınarların, nehirlerin, ince suların kurumaması için çaba sarf et. Göz kulak ol emanete. Bozma kıvamını aldığın gibi iade et.
    Hava-toprak-ateş-su da insandan alacaklı. Bitkinin ve hayvanın, dağın taşın ve börtü böceğin, yaralı kedinin, hasta leyleğin, yırtıcı parsın, dayanıklı devenin de insan üzerinde hakkı, insandan razılığı vardır.



    Nazan Bekiroğlu - Lâ / Sonsuzluk Hecesi
#01.09.2010 20:40 0 0 0
  • "Rabbim, acıya razıyım; ama gözyaşım bende kalsın.
    Razıyım yoklukta var olayım.
    Yitirdikçe bulayım.
    Öldükçe doğayım.
    Canım çekildikçe aradan saf aşktan ibaret kalayım.
    Rabbim, çıkar aradan takılıp kaldığım tenimi,
    Kaldır aradan saf aşkla aramdaki perdeleri"
    Nazan Bekiroğlu
#01.09.2010 20:59 0 0 0
  • "...Sevginin yanılgısı yok
    yanlış olan neyi
    sevdiğini bilmemek
    ve yolu yanlış çizmek.!!
    Hangi kaynaktan geldiğini
    suyun,hangi dağın üstünden
    döküldüğünü aydınlığın
    'bilmemek'...
    Bilmemek yanlış
    kılar sevgiyi."

    *********

    "ışık" ki tek kaynaktan dağılır,
    ışığa yakın olan aydınlık, uzak kalan karanlıktır..

    her şeyin O'ndan olması ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması
    O'ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini yok eder!




    Nazan Bekiroğlu / Leyla ile Mecnun
#13.09.2010 15:42 0 0 0
  • Yak lügatleri şair! Güle nisbetle kurulmuş olsa da, gülün kelamı gülün yanında nedir ki?

    Sadece gül bahçesi iste. Ki ufkun üzerinden uzun bulut kümeleri koşa gelirken kırkikindi yağmurları düşsün onun üzerine. Güle baktığında neye baktığını, ya da güle baktığında neyin sana baktığını neredeyse fark edecek gibi olduğun zamanlarda olsun bu. Yani geçmiş zamanlarda, şimdiki zamanlarda ve gelecek zamanlarda. Yani her zamanlarda...


    Mavi Lale - Nazan Bekiroğlu
#23.09.2010 19:21 0 0 0
  • "Adı koyulmamış hiçbir şeyin gerçek anlamda var olduğuna ikna olamayan bir kalbin sahibiydim ben"

    "Aklımla kalbimin, hâlimle sözümün, teslimiyetimle ve vehmimin arasında kaldım ben. Aklımı gösteren ismimle aşkımı gösteren ateş arasına düştüm, o uçurumda yittim ben. Aynı anda iki şey olunamadığı için aşkın saltanatında, o uçurumda yitirdim ben."



    ~ Nazan Bekiroğlu - Mor Mürekkep
#26.09.2010 20:12 0 0 0
  • ...

    'cebinizde ateş böcekleri ,gelmiş geçmiş bütün romanların özeti kalbinize çıkartılmış.Vazgeçersiniz eski sevgililerin yerine yenilerini koymaya çalışmaktan geç kaldınız itiraf ediniz ama alınız şu a-nı bahar sizin '


    "iki türlü kar manzarası var biri diğerine uymayan .Hayat karşısında biz iki farklı kişi olduğumuz için değil ama; aynı biz karşısında iki farklı hayat olduğundan.Biri şiir kılar bizi öbürü hakikat,biri nergis kokar,öbürü hayat "

    Nazan Bekiroğlu
#16.10.2010 15:10 0 0 0
  • "Rabbim, acıya razıyım; ama gözyaşım bende kalsın.
    Razıyım yoklukta var olayım.
    Yitirdikçe bulayım.
    Öldükçe doğayım.

    Canım çekildikçe aradan saf aşktan ibaret kalayım.
    Rabbim, çıkar aradan takılıp kaldığım tenimi,
    Kaldır aradan saf aşkla aramdaki perdeleri"

    Nazan Bekiroğlu
#29.10.2010 14:07 0 0 0
  • Seni seviyorum demek; ruhun ve bedenin bütün zerreleri zikre susamışken, söylenmezse ölmek demekti. Söylemem değildi mesele, söylemezsem ölmemdi

    Nazan Bekiroğlu
#30.10.2010 10:03 0 0 0
  • "Hava yağmurluydu. Islak kaldırımlarda nergisler açıyordu. Kucağımda da bir demet nergis vardı. Dolmuş bekliyordum. Birden nasıl oldu bilmiyorum, bir köşenin arkasından onu gördüm () Ben ki hep sustum. Konuşmaktan hep korktum. Son padişah ve son şehzadeyi uğurlarken bir suyun kıyısında, son masal gemisine ellerim açık ve mendilim rüzgarda, son yağmurlarımı harcadım. O gün bu gündür hikâyelerime yağmurlarımı yağdıramıyorum."


    Nazan BEKİROĞLU
#31.10.2010 11:31 0 0 0
  • ‎... Bir sırrım oldu benim de bir gün. Biz ezel tanışılkığı, bir çöl yangını indi kalbimin tam ortasına. Artık sırrı olan bir padişahtım. Ateşine tutulduğum ne kadarsa kalbim o kadar çoğaldı. O, katib-ül-esrardı. Ateşin sırrından anlardı.
    (N.B. Mavi Lale)
#03.11.2010 19:07 0 0 0
  • Kalbimin ilk kıpırdadığı anı sığdıracağım ne kadar çok kelamım vardı benim.Yine de bir kıpırtısına kalbimin kelam yettiremedim
    (İsimle Ateş Arasında)
#03.11.2010 19:07 0 0 0
  • ' Hiç olmadığı kadar karanlık hiç olmadığı kadar yagmurlu bir gecede Yusuf 'u hatırlayan Züleyha,çöle ve ırmaga baktı.Buhur yakma saati coktan gecmişti tapınakların.Züleyha gecmiş zamanlara ve gelecek zamanlara baktı.Dudağının ucunda kendi hikayesine tanıdık acı bir gülümseme vardı.

    DUY...dedi.Züleyha,duy beni ey gelecek zaman!


    yazılmış ve yazılacak olan bütün hikayelerin kadın kahramanları.Bütün o yaşanmış ve yazılmış olan bütün o yaşanmamış ve yazılmamış olan hikayelrin kadın kahramanları ...


    duygusal ve duyarlı


    eril olmayan


    fethetmeyi değil fethedilmeyi bekleyen kale daima...''

    Nazan BEKİROĞLU
#03.12.2010 08:27 0 0 0
  • "Prenses 3 şey aldı yanına:
    Bir; kurşuni gök altında gümüşi denizin hayalini, bu kuzey ülkesinin hatırından çıkmayacak
    son halini, en güzel halini, yani her halini.
    İki; asla unutmaması gerektiğini adını bilir gibi bildiği ana dilini.
    Ve üç; kalbinin tam ortasında taşıdığı, evrenin yaratıcısı, tek ve biricik olan Tanrı'yı.."


    nazan bekiroğlu - camırmağı taşgemi
#06.12.2010 10:14 0 0 0
  • "Sevilen bir kadın can demekti.
    Bu yüzden en çok "canım"denirdi ona, ortasında bir eliflik nefes hacmiyle..."

    ~İsimle Ateş Arasında~
    Nazan Bekiroğlu
#04.01.2011 08:11 0 0 0
  • Ve dörtte üçü su olduğundan mı vücudumuz okyanuslar gibi
    Ay’ın cazibesinin etkisindedir?
    Bu yüzden mi içimiz gel git halindedir?

    Mor Mürekkep - Nazan BEKİROĞLU
#05.01.2011 12:41 0 0 0
  • Bir şeysin, ama kendini her şey zannedipte aldanma. Varlık nedenini unutma. Senin haddin buraya kadar. Haddini bil ötesine kalkışma...
    Nazan Bekiroğlu
#07.01.2011 07:57 0 0 0