Böbrek İltihabı - Böbrekte Küçülme

Son güncelleme: 07.08.2010 06:04
  • akut böbrek iltihapları - nefrit - böbrekte küçülme - böbrekte küçülme tedavisi - böbrek yetmezliği
    Böbrek iltihabı : Böbreklerin iç kısımlarının iltihaplanmasıdır. Tıp dilinde piyelonefrit adı verilir. İki çeşiti vardır:
    - Akut Böbrek İltihabı : Ani olarak ortaya çıkan, titreme, kaburga altlarında ve yanlarında başlayıp, kasıklara kadar yayılan bir ağrı ile kendini gösterir. Sık sık idrara gitmek ihtiyacı duyulur. İdrar çıkarken de yanma ve ağrı hissedilir. İlk önlem olarak belin iki yanına sıcak su torbası konur. Bol su, limonata ve açık çay içilir.

    Kronik Böbrek İltihabı : Akut böbrek iltihabının gereği gibi tedavi edilmemiş olması, kronik böbrek iltihabının başlıca nedenidir. Hastada iştahsızlık, ateş, halsizlik, baş ağrısı, ağrılı idrar etme ve bel ağrıları görülür. Yapılacak ilk iş, bol bol meyva suları içmek ve aşağıdaki reçetelerden birini uygulamaktır. Ayrıca tuz ve hayvani gıdalar azaltılmalıdır.


    1. Sık ve Ağrılı İdrar
    2. Üşüme ile ateş yükselmesi
    3. Yanlarda ağrı
    4. İdrarda mikrop ve akyuvar hücrelerinin görülmesi
    5. Tansiyon yüksek olabilir
    6. İdrarda iltihap hücreleri bulunabilir.
    7. Hastalar Zayıftır, Kilo almaz çabuk yorulur. Kansızlık vardır
    8. Üre yüksek olur.

    NEFRİTLER:
    Böbrekte yapısal bozukluk meydana getiren iltihaplarına Nefrit denir. Adi mikropların meydana getirdiği iltihaplardan farklıdır. Böbrek dokusu bozulmuştur. Böbreğin faaliyetleri azaldığı için bununla ilgili belirtiler meydana gelir. Her iki böbreği tutar. Acil ve Müzmin olabilir.
    Had (Acil) Nefritlerin Belirtileri:

    1. İştah atsızlık, zafiyet
    2. Yüksek ateş, üşüme, titreme
    3. İdrarda kanama en sık görülen belirtidir.
    4. Yüzde, göz çevresinde, bacaklarda şişme
    5. Tansiyon yüksekliği

    Kalp ile ilgili şikayetler sıktır. Nefes darlığı, öksürük morarma görülür.
    Tansiyon yüksekliğine bağlı olarak şiddetli baş ağrısı, kusma, dalgınlık, kasılmalar oluşur.
    Göz damarlarında daralmalar meydana geldiğinden görme bozukluğu oluşur.

    Tetkikler:
    1-İdrar miktarı azalır
    2-İdrarda kanama görülür
    3-İdrarda protein miktarı fazladır.

    Böbrek iltihapları (Piyelonefrit): Aniden başlayan, titreme, yüksek ateş, böbrek bölgesinde yan ağrısı, bulantı, kusma, halsizlik, idrar yaparken sızlama, sık idrara çıkma, idrar renginin koyulaşması ile seyreden böbrek iltihaplarına akut piyelonfrit denilir. Yan tarafa vurulduğu zaman çok şiddetli ağrı hissedilir. İdrar tahlilinde iltihap hücreleri artmıştır. İdrar kültürü yapılarak, hangi mikroorganizmanın neden olduğu (en sık E. Coli) bulunur. Tedavide istirahat ve bol su içilmesi gerekir. Bulantı nedeniyle su içilemiyorsa damardan mayi verilmelidir. Ateş için ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler kullanılır. Önce idrar kültürü alınır ve sonucu beklemeden hemen geniş etkili bir antibiyotik (florokinolonlar, amoksisilin, aminoglükozidler gibi) başlanılır. Eğer 72 saatte iyileşme olmazsa antibiyotik değiştirilir, abse gelişmiş olabilir ya da idrar yollarında bir tıkanıklık veya doğumsal anomali var demektir. İleri tetkik, tedavi gerekir.
    Gebelerde, eğer idrar yollarında iltihap varsa daha sık akut piyelonefrit gelişmektedir. Eskiden geçirilmiş böbrek iltihapları, ileride müzmin (kronik) bir durum alabilirler (kronik pyelonefrit). Böbrek artık küçülmüş ve fonksiyon görmesi bozulmaya başlamıştır. Sadece iltihaplar değil, idrar kaçağı (reflü), nefritler, taş bulunması, diyabet, analjezik nefropatisi gibi hastalıklarda da kronik pyelonefrit ortaya çıkabilir. Özellikle sık sık böbrek iltihabı geçirenlerde bu durumun gelişebilir. İdrar tahlili ve radyolojik görüntüleme yöntemleriyle tanı konabilir. Sonuçta o böbreğin ameliyatla çıkarılmasına kadar gidebilir. Böbrek absesi: Böbreğin içinde iltihap (pü) birikmesidir. Özellikle taş ya da doğuştan anomaliye bağlı bir tıkanıklık varsa, üzerine iltihabın eklenmesi böyle bir tablo ortaya çıkarır. Vücudun başka bir tarafındaki iltihabın kan yoluyla böbreğe ulaşması da neden olabilir. Çok yüksek ateş, titreme, yan ağrısı, karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir, hatta o tarafta ciltte kızarıklık ve şişlik bile hissedilebilir. İlerlemiş olgularda, iltihap böbrek dışına çıkarak, karın içine yayılabilir, hatta sepsis gelişebilir. Zamanında yeterli tedavi edilmezlerse öldürücü bile olabilir. Tedavide çoğu kez absenin ameliyatla boşaltılması (drenajı) gerekir.

    Sistit: Mesane iltihabıdır. Ani başlayan idrar yaparken sızlama, sık idrara çıkma, aniden idrar hissi gelmesi ve göbek altında ağrı ile karakterizedir. Kadınlarda sık görülür. Böbreklerde enfeksiyon yoktur. İdrarda iltihap hücreleri (lökosit) bulunur. Sıklıkla TMP-SMX, nitrofurantoin ve ampisilin türlerinden fayda görürler. En iyisi idrar kültürüne göre antibiyotik kullanmaktır. Mesane gevşetici ilaçlar da eklenir. Bol sıvı almaları önerilir. Ancak her zaman idrar kültüründe bir bakteri üremeyebilir de (Abakteriyel sistit). Bunlarda idrar muayenesinde iltihap hücreleri vardır ama bakteri üremez. Tüberküloz da olabilir. Genellikle nedeni mikoplazma ya da klamidyadır. Sıklıkla bir cinsel ilişki sonrasında ortaya çıkar. Aniden başlar. İdrar yaparken sızlama, sık idrara çıkma, aniden idrar hissi gelmesi ve göbek altında ağrı ile karakterizedir. Tetrasiklin ve kloramfenikolden yarar görürler. Mesane gevşeticileri de eklenmelidir.

    Orta yaş kadınlarda interstisiyel sistit de bir sorun olabilir. Nedeni tam bilinmiyor. Bunlarda bir mikrop üremez, ama mesane duvarında yaygın bağ dokusu artışı vardır. Yer yer ülser şeklinde lezyonlar gelişir. Bu lezyonlar mesane dolup gerildiğinde kanarlar. İdrar yaparken sızlama, sık idrara çıkma, aniden idrar hissi gelmesi ve göbek altında ağrı bu hastalıkta da görülür. Özellikle mesane dolu iken bu şikayetler artar. Sinirli, hassas kadınlarda sık görülür. Bazen idrar kanlı gelebilir. Tanıda mesanenin gözle muayenesi (sistoskopi) uygun olur. Tedavide aralıklarla mesanenin ilaçlı yıkanması, lezyonların yakılması, kortizon, antihistaminikler, Elmiron kullanılan ilaçlardır. Bazen ameliyat edilerek mesane kapasitesinin artırılması ya da sinirlerinin kesilmesi gerekebilir. Bazı olgularda vajen içerisine hormon kremlerinin kullanılmasından yarar sağlanılabilir.

    Üretrit : Uretranın iltihabıdır. Tek başına uretrit, kadınlarda nadirdir olup, bunlarda bel soğukluğu (gonore) akılda tutulmalıdır. Uretradan akıntı ve idrar yaparken sızlama ile belirir. Akıntı kokulu ve yeşil renkli olabilir. Genelde gonore, ureaplasma ve klamidya sorumludur. Akıntının mikroskopik ve mikrobiyolojik tetkiki yapılmalıdır. Trikomanos gibi parazitler ya da herpes gibi virüsler de görülebilir. Etkene göre antibiyotik ile tedavi edilirler.

    Penis üzerinde ya da penis başı (glans) üzerinde ülseratif lezyonlar: Sifiliz, genital herpes, şankroid lenfogranulum venerium, granuloma inguinale enfeksiyonlarında görülür. Bir uzmanın muayenesi şarttır.

    Piyelonefrit: Böbreğin mikroplara bağlı iltihabi hastalıklarıdır. Diğer bir ismi de üst idrar yolu infeksiyonudur; en sık etken bağırsaktan kaynaklanan koli basilidir ( Escherichia coli ). Daha çok bakterilerle oluşan ani başlangıç gösteren bir hastalıktır. Etken nadiren virus veya mantardır. Bazı hastalarda neden nadiren tüberküloz ( verem ) basilidir.

    Belirti ve bulguları
    • Ateş
    • Terleme
    • Titreme
    • Böğür ağrısı
    • Ağrılı idrar yapma
    • Sık idrara çıkma
    • Acil idrar yapma isteği

    Baş ağrısı, bulantı, kusma olabilir. Taş düşürme ile karışabilir. Tedavi edilmemiş veya geç vakalarda hastanın kanına mikrop karışarak hastanın kaybedilmesine yol açabilir.

    Akut Böbrek Yetersizliği

    Böbrekler, kandaki artık maddeleri süzme, kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olma ve vücuttaki tuz ve su dengesini düzenleme işlevlerini yerine getiremez duruma gelince böbrek yetersizliği gelişir. Kan böbreklerden geçerken süzülerek içindeki artıklar ayrılır ve vücuttan atılmak üzere mesaneye gönderilir. Böbrek işlevi bozulduğunda, akut (hızlı gelişen) ya da kronik (yavaş gelişen) böbrek yetersizliği oluşabilir. Akut böbrek yetersizliğinde, olayın ardındaki neden saptanır ve başarılı olarak tedavi edilirse, böbrek işlevleri normale dönebilir.

    JAMA'nın bu sayısında akut böbrek yetersizliğinin tedavisiyle ilgili bir makale yer almaktadır.

    AKUT BÖBREK YETERSİZLİĞİNİN NEDENLERİ

    (1) Böbrek-öncesi
    Kan basıncında ani ve şiddetli bir düşme (şok) ya da ağır bir yaralanma ya da hastalık nedeniyle böbreklere gelen kan akışında duraklama

    (2) Böbrek-içi
    Enflamasyon, toksinler, ilaçlar, enfeksiyon ya da kan akışında azalma nedeniyle doğrudan böbrek hasarı

    (3) Böbrek-sonrası
    Prostat büyümesi, böbrek taşı, mesane tümörü ya da yaralanma nedeniyle idrar akışının ani olarak durması

    AKUT BÖBREK YETERSİZLİĞİNİN BELİRTİLERİ

    Akut böbrek yetersizliğinin altta yatan nedenlerine ait belirtiler daha belirgin olabilir; bununla birlikte aşağıda yer alan akut böbrek yetersizliği belirtileri de görülebilir:

    • İdrar çıkışının çok azalması ya da durması (bazı vakalarda idrar çıkışı devam edebilir)
    • Ayaklar, ayak bilekleri ve bacaklarda şişme
    • Uyuklama
    • Nefes darlığı

    Akut böbrek yetersizliği tanısı genellikle kan testlerinde böbrek işlevlerinin bozulduğu görülerek konulur. Akut böbrek yetersizliğinde nedene yönelik tedavi böbrek işlevinin hızla düzelmesine yol açar. Kan basıncı, vücut sıvısı ve elektrolitlerle (kandaki mineraller) ilgili anormalliklerin de değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerekir. Bazı vakalarda, böbrek işlevini idame ettirmek için diyalize (kanın vücut dışında bir makine aracılığıyla süzülmesi) gereksinim olabilir

    Böbrek yetmezliği ülkemizdeki en önemli sağlık sorunlarından birisi. Türk Nefroloji Derneği'nin yayınlarına göre şu anda kronik böbrek yetmezliği olan hastaların sayısı 19 bini aşıyor. Kronik böbrek yetmezliğine neden olan sorunları ve tedavide kullanılan diyaliz yöntemleri hakkında Marmara Üniversitesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çetin Özener, bilgi verdi.

    BÖBREĞİN İNSAN VÜCUDUNDAKİ İŞLEVİ

    İnsan böbreğinin çeşitli görevleri var diyen Prof. Dr. Çetin Özener, böbreğin işlevi ile ilgili olarak şunları söyledi: "Bunların başında kişinin su ve elektrolit dengesini sağlamak. Yani, günlük aldığımız su, suyla beraber aldığımız çeşitli mineraller, tuzlar, vücutta sabit miktarda kalmasını temin etmek, bunun sonucunda fazla biriken atık maddeleri idrar vasıtasıyla vücuttan uzaklaştırmak. Onun dışında yine günlük insanın metabolik aktivitesi sonucu oluşan bir takım toksit zararlı maddeler var. Örneğin üre gibi... Bunları da yine idrar vasıtasıyla vücuttan uzaklaştırmak böbreğin vazifeleri. Bunun dışında böbrek bir takım hormonlar salgılayabiliyor. Bu hormonlardan bir penis oluşumunu düzenleyen B vitaminini böbrekte üretmek. Bir diğeri kan yapımında rol oynayan, eritropoetin adını verdiğimiz hormonu üretmek. Bir diğer hormonu da böbreğin, tansiyon dengesini ayarlayan, renin adını verdiğimiz hormonu üretmek gibi. Temel işlevleri bunlardır."

    BÖBREK YETMEZLİĞİ PROBLEMİ

    "Böbrek yetmezliklerini belki iki ana grupta incelemek lazım" diyen Prof. Dr. Çetin Özener, bu iki grubu açıkladı: "Birincisi akut dediğimiz birdenbire gelişen ve daha sonra düzelmesi yani fonksiyonlarının geriye dönmesi mümkün olan tipteki böbrek yetmezliği. Diğeriyse kronik dediğimiz geri dönüşü mümkün olmayan, böbrek fonksiyonlarının tamamiyle kaybolmasıyla giden tipteki böbrek yetmezliğidir. Bunun dışında bunlara neden olacak faktörlere bakacak olursak, akut böbrek yetersizlikleri daha çok kan kayıpları sonuçları veya yaygın infeksiyon sonuçları, kazalar, ağır yaralanmalar sonuçları, bazen de toksit maddeleri maruziyet sonucu ortaya çıkabilirken, kronik böbrek yetmezliğinin nedenleri daha farklı. Onlarda en önemli neden bütün dünyayı düşünecek olursak, bizim ülkemizde de giderek bir numaraya çıkıyor, en önemli neden şeker hastalığı. Bunu takip ederek, yüksek tansiyon, nefritler, bunun dışında bir takım ilaçlar, taşlı böbrek hastalıkları gibi şeyler sayılabilir."

    Prof. Dr. Çetin Özener, böbrek yetmezliğine risk oluşturabilecek faktörlerle ilgili olarak ise şunları söyledi: "En önemlisi kan basıncı yüksekliği, yani tansiyon yüksekliği. Bir diğeri de taş hikayesinin olması. Dolayısıyla iki tane risk faktörü olan kişilerin kendisine dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle kan basıncının çok iyi kontrol edilmesi gerekiyor. Taşlarının da herhangi bir tıkanmaya yol açmaması için periyodik olarak kontrol edilmesinde yarar var."

    Belirti ve bulgular

    Gece idrara kalkma, halsizlik, nefes darlığı, çarpıntı, idrar miktarında azalma, hipertansiyon, el, ayaklar ve göz etrafında şişmedir. Böbrek yetmezliğinin erken dönemlerinde belirtiler çok silik olabilir, tek belirti sık gece idrara kalkma olabilir. Gece idrara kalkma akşam çok sıvı (çay, su, karpuz...) alanlarda veya prostat hastalığı olanlarda da görülebilir. Gece idrara kalkan bir hastada başka bir neden yoksa bunun nedeni böbrek yetmezliği olabilir. Bu nedenle sık sık gece idrara kalkanların mutlaka böbrek yetmezliği yönünden araştırılmaları gereklidir. Bu amaçla kan ve idrar incelemeleri yapılmalıdır.
#07.08.2010 06:04 0 0 0