Halil Cibran Sözleri

Son güncelleme: 03.04.2011 11:49
  • Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir

    Gariptir ki, kimi zevklerin tutkusudur, acılarımızın bir kısmını oluşturan

    Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçekleşmesi arasındaki mesafe, yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir

    Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp, sessiz erdemlerimi eleştirmeye başladığında doğdu

    Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir Arkasındaki gerçeği görürsün, ama cam seni gerçekten ayırır

    Eğer kış,Baharı yüreğimde saklıyorum deseydi, ona kim inanırdı?

    Her tohum bir özlemdir

    Neşeli yüreklerle birlikte neşeli şarkılar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir

    Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir

    Aşkı konuşmak için dudaklarımı kutsanmış ateşle temizledim, ama hiçbir sözcük bulamadım

    Arkadaşınız, cevap bulan gereksinimlerinizdir O, sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır

    Hakikat parçalanamaz

    Her tohumda bir tutku gizlidir

    Aşk ve şüphe bir arada bulunmaz

    Kıskancın suskunluğu çok gürültülüdür

    İlham daima mırıldanır, asla açıklamaz

    Bırakın bugününüz, geçmişi anılarla, geleceği ise özlemle kucaklasın


    Yine de eğer düşüncenizde zamanı mevsimlerle ölçmek isterseniz, her mevsimin diğerlerini içermesine izin verin

    İhtiyaç korkusu da, ihtiyaçtan başka bir şey değil midir?

    Aşk, aşık ile maşuk arasında bir maskedir

    Arzu hayatın yarısıdır Kayıtsızlıksa ölümün

    Bir tür kavuşmadır hatırlayış, unutuş bir özgürlük

    Beşeri kanunları yalnızca iki kişi çiğner: deli ve dahi

    Şiir çokça sevinç ve ızdırap ve hayrettir, biraz da söz

    Hiç kimse size, içinizdeki bilginin şafağında halen yarı uykuda olandan bir zerre fazlasını açıklayamaz


    Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır

    Anımsamak bir tür buluşmadır Unutmak ise bir tür özgürlük

    Gerçekten büyük insan odur ki, ne yönetir ne yönetilir

    İnci, kum tanesinin etrafına ızdırabın ördüğü mabeddir

    Siz konuştuğunuzda, düşüncelerinizle barış içinde olmayı terk edersiniz

    Konuşmayı seven bazılarınız vardır ki, bilgisizce ve önceden düşünmeden, kendilerinin bile anlamadığı bir gerçeği ifşa edebilirler

    Kalbiniz gecelerin ve gündüzlerin sırrını sessizce bilir Ancak kulaklarınız, kalbinizin bilgisini işitmek için deli olur

    Güzellik bütün bir hayatımız boyu aradığımız yitiğimizdir

    İnsanlık ezel ve ebed denizine dökülen ışıktan bir ırmak

    Ruha giden yolu buldum değil, Kendi yolumda yürürken ruhu buldum deyin


    Hazzınız, ıstırabınızın maskesiz halidir Ve kahkahanızın yükseldiği ayni kuyu, sık sık gözyaşlarınızla dolar

    Haz bir özgürlük şarkısıdır, Ama özgürlük değil

    İnsanın değeri ulaşmak istediğiyle ölçülür, ulaştığıyla değil

    Bana susmayı ver, gecenin hücumlarına meydan okuyayım

    Hakikate kulak veren, hakikati dillendirenden daha basit değildir

    Ancak büyük bir acı veya büyük bir sevinç senin gerçeğini açığa çıkarabilirİşte böyle bir anda ya güneş altında çıplak danset, ya da çarmıhını taşı

    İnsanlık, sonsuzluğun dışından sonsuzluğa akan bir ışık nehridir

    Hakikat iki kişiye muhtaçtır: biri onu dillendiren, diğeri onu anlayan

    Allah düşündü, ilk düşüncesi melekti Allah konuştu, ilk konuşması insandı

    İnsanın hayali ile elde edişi arasında yalnızca tutkusunun aşabileceği bir mesafe bulunur

    İki kadın konuştuğunda hiç bir şey söylemezler Bir kadın konuştuğunda bütün bir hayatı açıklar

    İstendiği zaman vermek güzel bir davranış olabilir; fakat istenmeden, ihtiyacı hissederek vermek çok daha anlamlıdır
#21.08.2010 18:26 0 0 0
  • emeğinize sağlık...
#25.08.2010 07:15 0 0 0
  • Allah düşündü, ilk düşüncesi melekti Allah konuştu, ilk konuşması insandı


    Teşekkürler paylaşım için. Özel severim Halil Cibran' ı.......
#17.09.2010 01:27 0 0 0
  • Ben de çok severim ..

    Rica ederim arkadaşım..
#17.09.2010 01:47 0 0 0
  • Haydi seninle saklambaç oynayalım.
    Yüreğime saklanırsan eğer,
    seni bulmak zor olmaz.
    Ancak kendi kabuğunun
    ardına gizlenirsen,
    seni bulmaya çalışmak
    bir işe yaramaz

    Halil Cibran
#25.02.2011 09:06 0 0 0
  • Azıcık dur ey dost..!

    Gitmekten usandım..

    Yolun korkunçluğundan artık kaygılanıyor ruhum..

    Dur,artık ölümle hayatın sarmaş dolaş olduğu kavşağa ulaştık..

    Ruhum, senin ruhunun niyetlerini açığa çıkarıncaya,

    kalbim kalbinin sırlarını öğreninceye kadar bir daha adım atmayacağım.


    Halil Cibran
#28.02.2011 12:50 0 0 0
  • Ne gariptir ki toplum olarak,aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana,yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız.....

    Halil Cibran..
#01.03.2011 20:08 0 0 0
  • -Gerçek, bir çocuğun en içten gülüşü ya da bir sevgilinin öpüşüyle donanmış olarak seslenir bize; ama biz sevginin kapısını onun suratına çarpar ve sanki düşmanımızmış gibi davranırız.

    -Dünya kuruldu kurulalı bilinir: Aşk, derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.

    -Siz çoksunuz, oysa ben tekim. Bana dilediğinizi söyleyin ve yapın. Dişi koyun gecenin karanlığında kurtların avı olabilir... Fakat kanı, vadinin taşlarında tan ağarıp da güneş yükselene değin duracak !

    -Baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı adaletsizdir.

    -Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.

    -'Tek doğruyu buldum' değil, 'Bir doğruyu buldum' deyin.

    -Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz

    -Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin.

    -İnsanın hakikati, sana gösterdiğinde değil, gösteremediğindedir. Bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil, demediklerine kulak ver.

    -Toprağın neresini kazarsan kaz, bir define bulacaksın. Ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın.

    -Hayatın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. Çünkü o da hayatın sırlarından biridir.

    -Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır.

    -Sahip olduklarınızdan verdiğinizde çok az şey vermiş olursunuz. Gerçek veriş kendinizden vermektir.

    -Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan, Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan,
    Ne görebiliyorsun,
    Ne duyabiliyorsun.

    -Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda, kumla köpüğün arasında.
    Yükselen deniz ayak izlerimi silecek,rüzgar köpüğü önüne katacak,ama denizle kıyı daima kalacak.

    -Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.


    -Yüreğimdeki mühür kalbim kırılmadan çözülebilir mi?

    -Sevgililer birbirlerinden çok aralarındakini kucaklarlar.

    -Arkadaşlık her zaman için tatlı bir sorumluluktur,asla bir fırsat değil.

    -Şafağa ancakgecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.

    -Gariptir ki, kimi zevklerin tutkusudur, acılarımızın bir kısmını oluşturan.


    -Cennet orada, şu kapının ardında, hemen yandaki odada; ama ben anahtarı kaybettim.Belki de sadece koyduğum yeri unuttum.

    -Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin,toprak üzerinde uyuyanlarınkinden daha güzel olmadığı gerçeğinde,yaşamın adaletine olan inancımı yitirmem mümkün mü?

    -Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.

    -Karşindakinin gerçeği sana açıkladıklarında değil, açıklayamadıklarındadır.
    Bu yüzden onu anlamak istiyorsan, söylediklerine değil, söylemediklerine kulak ver.

    -Söylediklerimin yarısı beş para etmez; ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir diye konuşuyorum.


    -Bir gerçek her zaman bilinmek, ama ara sıra söylenmek içindir.

    -İçimizdeki gerçek olan sessiz, edinilmiş olan ise gevezedir.

    -İçimdeki yaşamın sesi, senin içindeki yaşamın kulağına ulaşamaz.
    Yine de kendimizi yalnız hissetmemek için konuşalım.

    -Sözcüklerin dalgası hep üstümüzde olsa da, derinliklerimiz daima dinginliğini korur.

    -Yaşam kalbini okuyacak bir şarkıcı bulamazsa,aklın konusacak bir filozof yaratır.

    -Zihnimiz bir süngerdir, yüreğimizse bir nehir.
    Çoğumuzun akmak yerine, sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!


    -Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir. Arkasındaki gerçeği görürsün,ama cam seni gerçekten ayırır.

    -Haydi seninle saklambaç oynayalım.
    Yüreğime saklanırsan eğer,seni bulmak zor olmaz.
    Ancak kendi kabuğunun ardına gizlenirsen,
    seni bulmaya çalışmak bir işe yaramaz.

    -Neşeli yüreklerle birlikte neşeli şarkılar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir.

    -Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim, durup yürüyenlerin geçişini seyretmek değil.

    -Hayır, boşuna yaşamadık biz!
    Kemiklerimizden kuleler yapmadılar mı?

    -Özel ve ayrımcı olmayalım.
    Unutmayalım ki, şairin aklı da, akrebin kuyruğu da gururla aynı yeryüzünden yükselir.

    -Evim der ki, "Beni bırakma, çünkü burada senin geçmişin yaşıyor."
    Yolum der ki, " Gel ve beni izle, çünkü ben senin geleceğinim."
    Ve ben hem eve, hem de yola derim ki,
    "Benim ne geçmişim,
    ne de geleceğim var.
    Eger kalırsam,
    kalışımda bir ayrılış vardır; gidersem, ayrılışımda bir kalış.


    -Daha dün, yaşam küresi içinde uyumsuzca titreşen bir kırıntı olduğumu düşünürdüm.
    Şimdi biliyorum ki, ben kürenin ta kendisiyim, ve uyumlu kırıntılar halinde tüm yaşam içimde devinmekte.

    -Adlandıramadığın nimetleri özlediğinde, ve nedenini bilmeden kederlendiğinde,
    işte o zaman büyüyen her şeyle beraber büyüyecek, ve üst benliğine uzanacaksın.

    -Ağaçlar yeryüzünün gökkubbeye yazdığı şiirlerdir.
    Ama biz onları devirir ve boşluğumuzu kaydedebilmek için kağıda dönüştürürüz.

    -Güzelliğin şarkısını söylersen eğer, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır.

    -En büyük sarkıcı, sessizliğimizin şarkısını söyleyendir.

    -Eğer ağzın yemekle doluysa nasıl şarkı söyleyebilirsin?
    Ve eğer elin altınla yüklüyse, şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?

    -Sözler zamansızdır.
    Onları zamansızlıklarını bilerek söylemeli ya da yazmalısın.

    -Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir.
    O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.


    -Sadece bir aptal ve bir dahi insanların koyduğu kuralları çiğner, ki onlar Tanrı' nın kalbine en yakın olanlardır.

    -Düzenbazlık bazen başarılı olur, ama her zaman kendini öldürür.

    -Şeytan sen doğduğun gün öldü.Artık bir melekle karşılaşmak için cehennem azabı çekmek zorunda değilsin.

    -En özgür ruh bile fiziksel gereksinimlerden kaçamaz.

    -Diğer yanın daima senin için üzülür.Ama o zaten acıyla beslendiği için bir sorun yok.

    -İyi ve kötü hakkında söylenen her şey doğruysa, benim yaşamım uzun bir suçtan ibaret olmalı.

    -Gözlerindeki kini dudaklarındaki gülümsemeyle örtmeye çalişan biri ne kadar da aptaldır.

    -Eğer sırrını rüzgara açarsan, sırrını ağaçlara söyledi diye rüzgarı suçlayamazsın.

    -İnsanın kürsüsü suskun yüreğindedir; geveze aklında değil.

    -Sonsuzluğu özlüyorum, çünkü orada yazılmamış şiirlerim ve boyanmamış resimlerimle buluşacağım.

    -Ölüm de, tıpkı yaşam gibi, yaşlıya yeni doğandan daha yakın değildir.

    -Utangaç bir başarısızlık, gururlu bir başarıdan daha yücedir.

    -Hüzün iki bahçe arasındaki bir duvardır ancak.

    -Her insan iki insandır;
    biri karanlıkta uyanık,
    diğeri ise aydınlıkta uykudadır.

    -Ben hem alev,hem de kuru çalıyım ve benim bir yanım diğer yanımı yok etmekte.

    -Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır.

    -Dünlerimizin borçlarını ödemek için yarınlarımızdan ödünç alırız çoğunlukla.

    -Yüreğin bir volkansa eğer, avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin?

    -Bana "seni anlamıyorum" demen, haketmediğim bir övgü, haketmediğin bir yergidir.

    -Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!

    -Kaplumbağalar yollar hakkında tavşanlardan çok daha fazla şey anlatabilirler.

    -İnanç, düşünce karavanıyla ulaşılması imkansız bir vahadır.

    -Kendimi senin bildiklerinle doldurmuş olsaydım, bilmediklerini hangi odama yerleştirirdim?

    -Evet, bir Nirvana var; o, koyunlarını yeşil bir otlağa yaymanda, çocuğunu uyutmanda ve şiirinin son dizesini yazmandadır.





#03.04.2011 11:49 0 0 0