Anayasa Hukuku Konu Anlatımı

Son güncelleme: 05.09.2010 13:37
  • Aöf Adalet Bölümü Dersleri - Anayasal Gelişmeler - Anayasanın Temel Ilkeleri - Anayasa Tarihi - Osmanlı Anayasası1- TÜRKİYE'DE ANAYASAL GELİŞMELERE GENEL BAKIŞ VE 1961
    ANAYASASININ TEMEL NİTELİKLERİ


    I-OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİ ve ANAYASAL GELİŞMELER
    Osmanlı İmparatorluğu'nun devlet yönetimi sistemi mutlak monarşiydi. Bütün devlet yetkileri padişahta toplanmıştı. Padişaha devlet yönetiminde yardımcı organlar (sadrazam, divan gibi) yetkilerini sadece padişahtan alıyorlardı. Osmanlı imparatorluğunda anayasal gelişmeler:

    1- Sened-i İttifak (1808) : Osmanlı İmparatorluğu'nda anayasal gelişmenin ilk adımı olarak 1808 tarihli Sened-i İttifak gösterilir. İmparatorluk bu belge ile ilk defa tebaasına karşı kendini sınırlamıştır. Sened-i İttifak anayasal gelişme bakımından önemli bir belge olmasına karşılık hükümlerinin uygulanmasını sağlayacak bir mekanizma getirmemiştir.

    2- Tanzimat Fermanı (1839) : Bu fermanda devletin bütün uyrukları için can ve mal güvenliği vaat edilmiş, vergi ve askerlik işlerinin düzene bağlanacağı söylenmiştir.

    3- Islahat Fermanı (1856) : 1839 Tanzimat Fermanında belirtilen vaatler doğrulanmış ve din farkı gözetilmeksizin bütün devlet uyruklarının eşit işlem görmesi ilkesi kabul edilmiştir.

    Bu üç anayasal gelişmenin ortak özelliği hukuk devletinin gelişimine büyük katkı sağlamalarına karşın getirdikleri ilkelerin etkinliğini sağlayacak hukuki mekanizmalar kurmamış olmalarıdır.

    4- Kanuni Esasi (1876) : İlk Osmanlı anayasasıdır. Genç Osmanlıların etkisiyle ilan edilmiştir. Bu anayasa ile "Meclis-i Umumi" adını alan bir parlamento kurulmuştur. Bu parlamento Heyet-i Ayan (bütün üyeleri padişah tarafından atanan) ve Heyet-i Mebusan (halk tarafından iki dereceli seçimle seçilen) adı verilen iki meclisten oluşmaktaydı.
    Anayasa, parlamentonun yetkilerini hayli dar tutmuştur. Bir parlamento üyesinin kanun teklif edebilmesi için öncelikle padişahtan yetki alması gerekiyordu. Padişah Heyet-i Mebusan'ı istediği zaman feshedebilmekteydi. 1876 Anayasası batı örneklerine uygun bir meşruti monarşi kuramamıştır.
    II. Abdülhamit 1878 yılında meclisi dağıtmış ve ülkeyi tekrar mutlakıyetle yönetmeye başlamıştır. Fakat II. Abdülhamit'in mutlakıyeti Genç Türkler adı verilen bir muhalefet hareketi oluşturmuştur. 1908 yılında Rumeli'deki askeri birliklerin isyana başlamasıyla Anayasa yeniden yürürlüğe girmiştir. Meşrutiyete karşı olan grupların başlattığı 31 Mart Vakası adı verilen gerici ayaklanma bastırıldıktan sonra 1909 yılında Anayasa değişikliklere uğramıştır

    5- 1909 Değişiklikleri : Padişahın meclisi feshetme yetkisi, Ayan Meclisinin onayı ve 3 ay içinde yeni seçim yapılması şartına bağlandı. Kanun teklif edebilmek için padişahın iznini alma zorunluluğu kaldırıldı. Meclislerce kabul edilen bir kanunun, padişahça 2 ay içinde onaylanması ya da bir kere daha görüşülmek üzere Meclislere geri gönderilmesi hükmü getirildi. Geri gönderme halinde bu metnin kanunlaşabilmesi için Meclislerin 2/3 çoğunluğu gerekli idi. Bakanlar Kurulunun yani yürütmenin, meclise karşı sorumlu olduğu belirtildi. Bütün bu hükümler 1876 Anayasasını demokratik bir meşruti monarşi haline getirmiş oldu. Bu rejim Birinci Dünya Savaşının yenilgi ile sonuçlanması ile son buldu.

    II-MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİ

    A)1. TBMM DÖNEMİ
    23 Nisan 1920 tarihinde TBMM açılmıştır. Bu meclis olağanüstü yetkilere sahip kurucu bir meclisti. Bir devlet başkanlığı makamı yaratılmamıştı. Meclis 1921 yılında Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nu kabul etmiştir.

    1- 1921 Teşkilat-i Esasiye : Bu kanun kabul edildiği sırada 1876 Anayasası resmen ilga edilmemişti. Sadece 24 maddelik kısa bir metin olarak kaleme alınmıştır.
    Özellikleri :
    Milli egemenlik ilkesini getirmiştir.
    İl ve nahiyelerde halk idaresi yani yerinden yönetim ilkesini kabul etmiştir.
    Yasama ve yürütme güçlerini TBMM bünyesinde toplamıştır.
    Kurmuş olduğu hükümet sistemi Meclis Hükümeti sistemidir. Meclis hükümeti sisteminde yasama ve yürütme organları yasamada toplanmıştır. Bakanların meclis tarafından seçilmesi, meclisin bakanları her zaman değiştirebilmesi, onlara yön verebilmesi buna karşılık Bakanlar Kurulunun meclisi feshetme yetkisinin bulunmaması, devlet başkanlığı makamının kurulmamış olması bu sistemin en önemli kanıtlarıdır. Hükümet sistemlerine kısaca değinmek gerekirse;


    Kuvvetler Birliği Kuvvetler Ayrılığı
    Yasama ve yürütme Yasama ve yürütme

    Yürütme organında Yasama organında Birbirinden kesin Yumuşak ve
    toplanmıştır. toplanmıştır. ayrılmıştır. dengeli olarak
    ayrılmıştır.

    * Mutlak monarşi *Meclis Hükümeti *Başkanlık *Parlamenter sistem
    * Diktatörlük

    Birinci TBMM'de bugünkü anlamda siyasal parti grupları kurulmamıştır. TBMM, 30 Ekim ve 1-2 Kasım 1922 tarihli iki kararıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun sona erdiğini ve padişahlığın 16 Mart 1920 tarihinden itibaren kalktığını ilan etmiştir.
    Birinci TBMM Nisan 1923'de yeni seçimler yapılmak üzere dağılma kararı verdi.

    B) 2. TBMM DÖNEMİ
    Bu dönemde Cumhuriyet ilan edilmiş ve 1924 Anayasası kabul edilmiştir.

    1- Cumhuriyetin İlanı : Cumhuriyet 29 Ekim 1923 tarihli anayasa değişikliği ile ilan edilmiştir. Bu değişiklik meclis hükümeti sisteminden parlamenter sisteme doğru bir geçiş başlatmıştır. Bakanların tek tek meclis tarafından seçilmesi yöntemi bırakılmıştır. Bakanları artık başbakan seçmekte ve cumhurbaşkanın onayına sunmaktadır. Cumhurbaşkanı TBMM Genel kurulu tarafından kendi üyeleri arasından seçilir.


    2-1924 Anayasası : 20 Nisan 1924'de kabul edilerek 23 Nisan 1924'de yayınlanmıştır.

    a-Özellikleri:
    Hükümet sistemi bakımından meclis hükümeti sistemi ile parlamenter sistem arasında karma bir sistem kurmuştur.
    Meclis hükümeti sistemini andıran yönleri : Türk milletini TBMM temsil eder ve egemenlik hakkını yalnız o kullanır. Meclis, hükümeti her zaman denetleyebileceği ve düşürebileceği halde meclisin hükümeti feshetme yetkisi yoktur.
    Parlamenter sistemi andıran yönleri : Meclis yasama yetkisini kendisi kullandığı halde yürütme yetkisini ancak Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu eliyle kullanır. Hükümetin kurulması sisteminde parlamenter sisteme uygun model seçilmiştir. Bakanların başbakanca seçilmesi, cumhurbaşkanının onayına sunulması, daha sonra kurulan hükümetin meclise sunulması bunun göstergesidir. Hükümetin kolektif sorumluluğu ilkesi kabul edilmiştir.
    Sert bir anayasadır. Çünkü değiştirilmesi diğer kanunlara göre daha zordur ve devlet şeklinin cumhuriyet olduğu ifadesinin değiştirilemeyeceği hükmünü taşır. Anayasa değişiklik teklifi için Meclis üye tam sayısının 1/3'nin imzası ve 2/3'nün oyu gerekiyordu. Kanunların anayasaya uygunluğunu denetleyecek bağımsız bir mahkeme kurulmadığı için anayasanın sertliği tam anlamda uygulanamamıştır.
    Laiklik ilkesini, getirmiştir. " Türkiye devletinin dini din-i islamdır" ifadesi 1928 değişikliğiyle kaldırılmış 1937 değişikliği ile de laiklik ilkesi kabul edilmiştir.
    Hürriyetler konusunda tabii hak anlayışını kabul etmiştir. Fakat hürriyetleri geniş ve ayrıntılı şekilde düzenlememiştir.

    b-Uygulanması :
    1924 Anayasası iki kısa çok partili hayat denemesi (1925'te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930'da Serbest Fırka) bir yana bırakılırsa 1946 yılına kadar tek parti ile yönetilmiş, 1946'dan 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesine kadar çok partili bir rejim içerisinde uygulanmıştır.
    Çoğunlukçu demokrasi anlayışını kabul etmiştir. Buna göre çoğunluk her zaman kamu iyiliğine yönelir. Çoğunlukçu demokrasi anlayışına göre aritmetik çoğunluk her zaman haklıdır, azınlıkların fikri önemli değildir. Çoğulcu demokrasi ise çoğunluğun yönetimi ilkesine dayanır fakat bunu azınlığın haklarıyla bağdaştırır. 1924 Anayasası " Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir ve Türk milletini ancak TBMM temsil eder ve egemenlik hakkını yalnız o kullanır." demekle çoğunlukçu demokrasi anlayışını kabul ettiğini göstermiştir.

    III- MİLLİ BİRLİK KOMİTESİ VE GEÇİCİ ANAYASA DÖNEMİ
    17 Mayıs 1960 müdahalesi ile iktidara geçen Milli Birlik Komitesi geçici bir anayasa düzeni kurmuştur. Buna göre, MBK, TBMM'nin yetkilerine sahiptir. Komite yasama ve yürütme yetkisini bünyesinde toplamıştır. Yürütme yetkisini kendi seçtiği bakanlar eliyle kullanacaktır. Bakanları Devlet Başkanı tayin etmektedir. Ayrıca anayasayı hazırlamakla görevli bir kurucu meclis kurulmuştur. Kurucu meclis; Milli Birlik Komitesi ve temsilciler meclisi olmak üzere iki meclisten oluşuyordu. Temsilciler meclisinin bir bölümü bir çeşit iki dereceli seçimle gelen üyelerden, siyasi partilerin kendi seçtikleri temsilcilerden, çeşitli kuruluşların ( yargı, barolar, üniversiteler, basın, eğitim gibi ) temsilcilerinden seçilmiş, diğer bölümü devlet başkanı ve MBK tarafından seçilmiştir. Kurucu meclis, Anayasayı, seçim kanunlarını yapma yanında TBMM'nin diğer yetkilerine de sahipti.

    IV- 1961 ANAYASASININ TEMEL NİTELİKLERİ

    A)ÇOĞUNLUKÇU DEMOKRASİ ANLAYIŞINDAN ÇOĞULCU DEMOKRASİ ANLAYIŞINA GEÇİŞ

    1-Anayasanın Üstünlüğü : Anayasanın üstünlüğünün gerçek güvencesini sağlamıştır. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Millet egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır." ( 1924 Anayasasında egemenliği tek başına TBMM temsil ediyordu.) 1924 Anayasasından farklı olarak kanunların anayasaya aykırı olamayacağını söylemekle yetinmemiş, kanunların anayasaya uygunluğunun yargısal denetimi sistemini benimseyerek anayasa üstünlüğünün gerçek güvencesini sağlamıştır. Yargısal denetimi sağlamak amacıyla Anayasa Mahkemesini kurmuştur.

    2-Kuvvetler Ayrılığı - Devlet İktidarının Paylaşılması : Kuvvetler ayrılığı devletin yasama, yürütme, yargı iktidarlarının farklı devlet organlarına verilmiş olmasını ifade eder.1961 Anayasası kuvvetlerin yumuşak ayrılığını benimsemiştir. Yasama yetkisi millet meclisi ve cumhuriyet senatosu olarak iki meclis arasında bölüşülmüştür. Yürütme kuvveti de sorumsuz devlet başkanı ile sorumlu bakanlar kurulu arasında bölüşülmüştür. Yargı bağımsızlığını bütün güvenceleri ile gerçekleştirmiştir. Yürütme ve idarenin görev alanı içinde yer almakla birlikte "özerk" statüye sahip kamu kuruluşları yaratmıştır. Bunlar üniversiteler ve Radyo ve TV idaresidir.

    3-Çoğulcu devlet yapısının geliştirilmesi : 1961 Anayasası çoğulcu devlet yapısının geliştirilmesine yönelik çeşitli düzenlemeler getirmiştir. Bunlar :
    Siyasal partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru olarak kabul edilmiştir.
    Çalışanlara sendika kurma, grev, toplu sözleşme hakları verilmiştir.
    Önceden izin almaksızın herkesin dernek kurabileceği kabul edilmiştir.
    Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının organlarının kendi üyeleri arasından seçileceği hükmü getirilmiştir.

    4-Temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi :
    1924 Anayasasından farklı olarak temel hak ve hürriyetler ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
    Hürriyetlerin sınırlandırılmasına sınır getirilmiştir : Temel hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir. Sınırlamalar anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmak zorundadır. Kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni, sosyal adalet ve milli güvenlik gibi sebeplerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunulamaz.
    Kanunların anayasaya uygunluğunun denetim yolunun açılması kişi hak ve hürriyetlerinin daha güvenceli hale gelmesini sağlamıştır.

    B) SOSYAL DEVLET
    Sosyal devlet; sosyal barış ve adaleti sağlamak amacıyla devletin sosyal ve ekonomik hayata müdahalesini gerekli gören devlet anlayışıdır.

    V- 1961 ANAYASASININ UYGULANMASI
    1961 Anayasası geçerli oyların yaklaşık % 61.7 sinin "evet" oyu ile kabul edilmiştir. Toplumun büyük çoğunluğunun oydaşmasına dayanan bir toplum sözleşmesi oluşturamamıştır. Bu olumsuz oyların nedeni şunlardır: DP taraftarları 27 Mayıs hareketini, partilerine karşı haksız müdahale olarak görmüşlerdir. Anayasa yapımı sürecinde DP kitlesi dışlanmıştır. 1960'lı yıllarda DP'nin siyasi mirasçısı olan Adalet Partisinin üstün gücü devam etmiştir.
    1961 Anayasası 1971-1973 döneminde iki defa değişikliğe uğramıştır. Bu değişiklikleri 3 başlık altında toplayabiliriz :
    Yürütmenin Güçlendirilmesi : Bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi verilmiştir. Üniversitelerin özerkliği sınırlandırılmış, TRT'nin özerkliği kaldırılmıştır.
    Yargı Denetimine Getirilen Sınırlamalar : Anayasa mahkemesinin anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden denetlemesi, Anayasa Mahkemesine dava açacakların sınırlandırılması, Askeri Yüksek İdare ve Devlet Güvenlik Mahkemesinin kurulması yargı denetimine getirilen sınırlamaların başlıcalarıdır
    Temel Haklara Getirilen Sınırlamalar : Bütün hürriyetler için geçerli genel bir sınırlama getirilmiştir. Devlet memurlarının sendika kurma hakkı ellerinden alınmıştır.
    Bu değişiklikler dahi tartışmalara son vermemiştir. Yürütmenin başlıca sorumlusu olarak 1961 Anayasası görülmüştür.


    alıntı
#05.09.2010 13:37 0 0 0