Atatürkün İletişime Verdiği Önem

Son güncelleme: 10.10.2010 14:18
  • Atatürk İletişim Konusunda Neler Yapmıştır - Atatürkün İletişimle İlgili Düşünceleri - Atatürkün İletişimle İlgili Yaptıkları
    Atatürk;" Türk milletinin sağlam bir fikre sahip olması gerekir. Bütün çabaların, Türk kamuoyunun gerçeği anlamasına ve duymasına yönelik olduğu millete anlatılmalıdır. Ancak o şekilde millet, günlük fikirlere, sahte ve yanıltıcı sözlere asla önem vermeyecek bir olgunluğa erişebilir" diyerek basının ne kadar önemli bir kitle iletişim aracı olduğu gerçeğini vurguluyordu.

    Atatürk'ün milli mücadele yıllarından başlayarak basın-yayınla ilgili yaptığı çalışmalar:

    - 4 Eylül 1919 - İrade-i Milliye Gazetesi'nin çıkarılması
    - 10 Ocak 1920 - Hakimiyet-i Milliye Gazetesi'nin çıkarılması
    - 6 Nisan 1920 - Anadolu Ajansı'nın kurulması
    - 7 Ekim 1920 - Ceride-i Resmiye Gazetesi'nin çıkarılması
    - 1925 - Telsiz Telgraf hahından Kanun'un çıkarılması
    - 1927 - Telsiz Telgraf vericilerinin hizmete girmesi
    - 6 Maysıs 1927 - İstanbul Radyosu'nun yayına başlaması
    - 18 Kasım 1927 - Ankara Radyosu'nun yayınına başlaması


    Atatürk'ün kitle iletişimine verdiği önem


    Atatürk Türk halkını aydınlatabilmek için pek çok konuda konuşmalar yapmış, söylevler vermiş, yazılar yazmıştır. Bunlardan biri de basın üzerine yaptığı konuşmadır:

    "Milli egemenlik esasına dayalı temsili bir hükümette, kamuoyu büyük rol oynar. Basın hürriyeti olmadan ve topluma ait işler hakkında geniş bir tenkit sahası bırakılmadan kamuoyu vazifesini yapamaz. Milli egemenlik ve temsili hükümet fikrinin yayılması ve yükselmesi ancak kamuoyunun faaliyetiyle mümkündür.

    Hükümetin fikri, memleketin fikrini temsil etmelidir. Hükümet memleketin fikrini anlayabilmek için bu fikrin belirmesine neden olan vasıtalara sahip olmalıdır. Gerçi hükümet, seçim zamanlarında milletin fikrini öğrenir, seçilmiş olan meclislerde milletin fikrini temsil ederler. Fakat milletin seçim zamanlarında belirttiği fikirler sabit kalmaz. Bu sebeple meclislerin bu fikirleri temsil edebilmesi çok zaman devam etmez. Kamuoyu, milletin içinden taşan, çeşitli fikirler denizidir. O denizde çeşitli akımlar, çeşitli münakaşa dalgaları meydana getirmektedir. Kamuoyu ruhi bir ortamdır. Orada cereyan eden fikir mücadelesi dikkatli gözlerden gizli kalmaz."
#10.10.2010 14:18 0 0 0