Anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkanırcasına yeme bozukluğu ve başka türlü tanımlanamayan yeme bozuklukları& Modern dünyada gittikçe artan bu hastalıklar sadece kuvvet, konsantrasyon ve kariyer kaybına değil çok daha ciddi komplikasyonlara neden oluyor, hatta ölümle bile sonuçlanabiliyor.
İlk kez yaklaşık 400 yıl önce tanımlanmış olan yeme bozuklukları, son yıllarda özellikle Avrupa ve Amerikadaki araştırmacıların en çok ilgi gösterdiği konulardan biri. Çünkü günümüzde kadın hakları konusunda elde edilen büyük ilerlemelere rağmen, cinsiyetlerin toplumsal varoluşlarının tanımlanmasında kadın için "güzellik", erkek için ise "akıl ve güç" kavramları ağır basıyor. Dolayısıyla modern toplumlarda bir kadının değerinin, daima genç, ince ve çekici kalmasına bağlı olduğu sürekli olarak vurgulanıyor. Bu toplumsal baskılar, aile, arkadaşlar ve özellikle medya aracılığıyla daha da artarak yeme probleminin gelişimini tetikleyen en önemli sebeplerin başında geliyor. Yeme bozuklukları, genelde kronikleşen ve ciddi komplikasyonlara neden olan sadece kuvvet kaybı, konsantrasyon kaybı ve kariyer kaybı ile değil ölümle bile sonuçlanabilen son derece ciddi hastalıklar. Bu hastalıklar, anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza, tıkanırcasına yeme bozukluğu ve başka türlü tanımlanamayan yeme bozuklukları olarak 4 ana grupta toplanıyor.
Neden oluşuyor?
Şişmanlık, sosyokültürel baskılar, vücut hoşnutsuzluğu, diyet yapma, mükemmeliyetçilik, ergenlik dönemi ve genetik etkiler yeme bozukluklarının başlıca oluşum nedenleri. Bes. ve Diy. Uzm. Hamzaoğlu, "Vücut hoşnutsuzluğu yeme bozukluklarında en önemli risk faktörlerinden birisi. Vücut hoşnutsuzluğu ve kilo kaygısı, kişiyi diyet yapmaya yönelttiği için bulimik semptomları artırıyor. Diyet yapmak, tıkanırcasına yeme ve bulimiya başlama riskini artırıyor. Diyet kurallarını bozma aşırı yemeyle sonuçlanıyor" diyor.
Ergenlik döneminde genç kızlardaki yağ dokusunun artması ve erken adet görme gibi faktörler de vücut hoşnutsuzluğu ve dolayısıyla yeme patolojisi gelişmesini sağlayabiliyor. Uzmanlara göre toplumdaki bazı gruplar yeme bozukluğu gelişmesine daha yatkın. Örneğin dansçılar, modeller gibi işleri dolayısıyla zayıf olması gereken kişiler psikiyatrik bozukluğu olanlar, ailelerinde depresyon, yeme bozukluğu ya da alkolizm görülenlerde yeme bozukluğu hastalıkları daha yüksek oranda görülüyor. Araştırmalar, bulimiklerde alkol, sigara, kafein ve ilaç kullanımının normalden daha fazla olduğunu gösteriyor. Hatta alkolikler ile bulimikler arasında geçişten söz etmek mümkün.
Bulimia çok zor bir hastalık olsa gerek,
gerçi hangi hastalık iyi ve kolayki,
ama düşünün birkere tıka basa yiyorsunuz yiyorsunuz 5 dakika sonra banyoda hepsini çıkarıyorsunuz,
bence tamamen psikolojik bir rahatsızlık
vallahi sennurcuğum bu konu tam benlikmiş, bu savaşı bende sık sık
veriyorum, formumu korumak için sürekli savaşıyorum, çikolata ve kurabiye
çok seviyorum, kaçırdığım zamanda mücadelemi verip formumu koruyorum
değerli bilgilerin için teşekkürler.