Hazreti Ömer , İslam Medeniyetinin kurulmasında örnek alınan abidevi bir şahsiyyettir. Şahsiyyet demişken satır aralarına hemen bir kaç cümle not ediverelim . ŞAH - S - İYE ( ve durduğumuzda / h / olarak okunan şu bildiğimiz / te / ( dişilik te'si ) . ŞAH'a MAHSUS bir tavır SAHİPLİĞİ olarak terceme edersek yanılmamış oluruz kanaatindeyim. Adam gibi tavır sergileyebilen adamlara ŞAHSİYET denir yani . Nerede kalmıştık .Hazreti Ömer diyorduk , atadığı bir vali hakkında kulağına şikayetler geldiğinde . Bizzat yerinde görmek üzere azadlı kölesiyle birlikte, yanlarında bir binek ( deve ) olduğu halde teftişe gider ... Şehirden çıkarken azadlı kölesiyle şu şekilde anlaşırlar; belli bir müddet( yaklaşık 10 km. ) binek üzerine hazreti Ömer binecek ve ondan sonra sıra diğerine ( azadlı köleye ) gelecek , bu şekilde değiş tokuş yapmak suretiyle teftişe gittikleri yere doğru hareket ederler . İş o ki teftişe gittikleri şehrin ahalisi Hazreti Ömerin beldelerine geleceğini duyar ve bazı kişiler şehrin girişinde bekleşirler. Hazreti Ömer ve yanındaki şehre giriş yaptığı esnada , bineğin üzerinde azadlı köle bulunmaktadır, bekleyen insanlar , gelen iki yabancıyı gördüklerinde bunların Hazreti Ömer olduğunu anlar ve ona doğru giderler , yüzünü tanımadıkları için bineğin üstünde bulunan şahsa ; Ya Ömer , Ya Ömer diye bağrışarak yaklaşırlar , bu sırada Hazreti Ömer bineğin yularını çekmektedir. Bineğin üzerinde bulunan azadlı köle , kendisine Ya Ömer ! diye hitab edenlere , yular çekip önde gitmekte olan Hazreti Ömeri göstererek , Ömer O'dur! Ben kölesiyim der.
Size bir masal gibi gelmesini istemem doğrusu ... Bu İslam Medeniyyetini kuranların kendisine örnek aldığı bir şahsiyyetin hayata karşı sergilediği tavırdır. O sebepledir ki , Hz. Ömer denildi mi akla ilk gelen şey : ADALETTİR !!! Yani Medeniyyetimizin kökü adaletle beslenmiştir.
Bir de kendimize bakalım . Adil olmayan , ADL'in ne olduğunu bilmeyen insanlar, bu hal ile de olsa İSLAM olunabileceğini zannetmektedir. İnsani vasıfları elde edememiş biri , varlık kategorisine dahil edilemeyecek biri ; nasıl olur da İSLAM'lıktan bahsedebilir . İslam olabilmek için , ilkin vârolabilmek gerekmez mi ? Vâr olmanın isbatı ise TAVIR ve DAVRANIŞ SAHİBİ olabilmekten geçmez mi ? Yani ŞAHSİYYET olabilmekten ? Şuna inanın ki ; şahsiyyeti olmayanı İSLAM'ın kabul etmeyeceği gibi, KÜFR bile böyle birinin kendi saflarında yer almasından iğrenir ve reddeder O'nu .
Bizler... Geçmişiyle övünen bizler, şahsiyyetimizin elimizden alınmaya çalışıldığının farkında bile değiliz! Avunalım , geçmişimizle avunalım . Sadece bunu yapıyoruz ama hiç değilse bu avuntu bize acı verse ya !?
alpaslan68 kardeşim bir hoşgeldin de benden. Paylaştığın hikaye ve görüşlerin için Allah razı olsun. Gerçekten geçmişimizle, geçmişteki olanlarla övüneceğiz, onları hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız. Ama öncekilerle yetinip yatmak yok. Müslüman her zaman ileriyi düşünmeli, hep zirveyi düşünmeli ve bunun için durmadan çalışmalı. Selametle.
allah hz ömerin adaletinden bileri şaşırtmasın gerçektende sadece bu konuda deyil okuyup duyduğumuz bir sürü konusun da örnek alınacak davranışları vardır