Yüzü olmayan adamın hikayesini biliyor musunuz?
Fazla söze gerek yok. Mutlaka okuyun!!!
Yıllar önce çalışkan bir adam, ailesini avantajlı bir iş imkanı sağlamak
için Newyork'tan Avusturalya'ya götürdü.Adamın ailesinden biri, sirke
trapez
artisti olarak katılmak veya aktör olma tutkusu olan genç ve yakışıklı
oğluydu.Bu genç adam zamanını bir sirk işi yada herhangi bir sahne işi
gelene kadar kasabanın sınırındaki batı bölümünde yerel bir tersanede
çalışarak geçirdi. Bir akşam, işten eve gelirken ,onu soymak isteyen beş
haydut tarafından saldırıya uğradı.Genç adam, parasından vazgeçmek yerine
onlara karşı koydu. Bununla birlikte onu kolayca alt ettiler ve onu feci
şekilde dövmeyi sürdürdüler. Botlarıyla yüzünü parçaladılar ve
tekmelediler,vücuduna sopalarla acımasızca vurdular ve onu ölüme terk
ettiler. Aslında polisler,onu yolda uzanmış bir şekilde bulduklarında,
onun
öldüğünü sanmışlardı.
Morg yolunda, polislerden biri, adamın zorlukla nefes aldığını duydu ve
onu
hemen hastanedeki acil bölümüne götürdüler. Acil bölümünde yatarken,bir
hemşire korku içinde bu genç adamın uzun süre bir yüze sahip olamayacağını
fark etti.Göz yuvaları parçalanmış, kafatası,bacakları ve kolları
kırılmış,
burnu askıda kalmış, bütün dişleri kırılmış ve çenesi hemen hemen
kafatasından ayrılmıştı.Yaşama imkanı az olmasına rağmen, bire yıla yakın
zamanını hastanede geçirmişti.Sonunda hastaneden ayrıldığında, vücudu
iyileşmişti fakat yüzü bakılamayacak kadar biçimsiz ve iğrençti. Artık
herkesin imrenerek baktığı yakışıklı genç değildi.
Genç adam,yeniden iş aramaya başladığında,herkes tarafından geri çevrildi.
Bir iş veren, ona,sirkte "Yüzü Olmayan Adam" adında tuhaf bir şov önerdi
ve
bir süre bu işi yaptı.Bu olanlar boyunca o, hala herkes tarafından
reddediliyor, işyerindehiç kimse onunla görünmek istemiyordu.Genç adam
intiharı düşünmüştü.Bütün bunlar beş yılda gelişmişti.
Bir gün, kiliseye uğradı ve bir teselli aradı.Kiliseye girerken onu,
kilisenin sırasına diz çökmüş,hıçkıra hıçkıra ağlarken gören bir rahiple
karşılaştı. Rahip ona acıdı ve onu uzun uzadıya konuştukları odasına
götürdü.Rahip büyük ölçüde etkilenmişti, onun yaşamını ve gururunu tekrar
kazanabilmesi için elinden gelen herşeyi yapabileceğinin mümkün olduğunu
söyledi. Ama genç adam,iyi bir Katolik olabileceğine söz verecek ve
olacaktı.Genç adam her gün ibadet için kiliseye gidiyor ve ibadet ediyordu
ve Allah'a onun hayatını bağışladığı için dua ettikten sonra,beyin
huzurunu
sağlamasını istiyor ve onun gözünde,iyi bir insan olması için şükran
duasını
ediyordu. Rahip, kişisel ilişkileri sayesinde, Avusturalya'daki en iyi
plastik cerrahla görüştü. Genç adam hiçbir ücret ödemeyecekti. Çünkü;
doktor, rahibin en yakın arkadaşıydı.Doktor genç adamdan çok
etkilenmişti.Onun hayata bakış açısı,tüm kötü tecrübelerine karşı mizah ve
sevgi doluydu.Cerrah harika bir şey başardı.En iyi diş ameliyatlarını onun
için yaptı.Genç adam, Tanrı'ya söz verdiği her şeyi yerine getirdi..Tanrı
da
onu harika ve çok güzel bir eş, yedi çocuk ve ileride kariyer için
düşündüğü
iş hayatındaki başarı ile ödüllendirdi. Eğer Allah'a şükretmezsen ve sana
değer veren insanları sevmezsen,toplumda kabullenilemezsin.
Bu genç adam................... Mel Gibson 'du....
Onun hayatı "Yüzsüz Adam" filminin prodüksiyonuna ilham oldu. O hepimizi
kendine imrendirdi.Cesareti olan her insana örnek oldu.
aaa bunu bilmiyordum raif,
çok güzel bir hikaye ve çok dersler çıkar bu hikayeden,
teşekkür ediyorum sana,hatırlattın ve bir kez daha allaha şükretme fırsatı buldum