İletişim Süreci ve Öğeleri - İletişim Hakkında Bilgi

Son güncelleme: 25.11.2010 12:02
  • İletişim Sürecinin Öğeleri bilgi - İletişim Sürecinin Öğeleri nelerdir - İletişim Süreci ve Öğeleri nedir - İletişim Süreci ve Öğeleri genel

    Aşağıda gördüğümüz çok basit ve klasik bir iletişim şemasıdır. Bu şema ilk telefon firması olan Bell Firmasının teknik bir problemi, Matematikçi Shannondan teori haline getirmesini istemesiyle ortaya çıkmıştır.

    noimage

    İletişim genel anlamda bir sinyal ile başlar, kaynak tarafından yayılır (söylenir, duyurulur, yazılır) alıcı tarafından alınan bir kanal vasıtası ile ulaştırılan ve kullanıcılar yani kaynak(lar) ve alıcı(lar) ın kullandığı dil ile kodlanır ve kanalın şartlarından etkilenerek parazit yani gürültüye maruz kalır.



    Kaynak: Başkalarıyla paylaşılacak bir fikir, duygu, ya da bilgiye sahip olan kişi,grup,örgüt yada kurumdur. Kaynak, iletişim sürecinde başkaları yani hedeflediği kişiler üzerinde duygu ve davranış değişikliği oluşturmak üzere iletişimi başlatan kişidir. Yani kaynağın belli bir niyeti, amacı vardır.

    Mesaj (İleti) : İletişime esas teşkil eden bilgi, haber, fikir veya duygudur. Kaynak, bunu hedeflediği alıcı veya alıcılar ile paylaşmayı veya sadece onlara iletmeyi amaçlar. Mesaj; yapı ve içerik olarak 2 önemli boyutu kapsar.

    Mesajın yapısı, simgeler, (göstergeler) ve kodlardan oluşur. Bunlar günlük
    yaşamımızda çok sık kullanılan ve bize kolaylık sağlayan, içinde yaşadığımız toplumun gelenek ve kültürü ile doğrudan ilişkili, az şeyle çok şey ifade etmeye yarayan kısayollardır.

    İçerik ise mesajın anlamı ile ilgilidir.

    Gösterge: Kendisinden farklı bir şeyi ima eden (gönderme yapan) ve duyularımızla kavrayabildiğimiz bir şeydir ve onun gösterge olabilmesi kullanıcılar tarafından kabul görmesine bağlıdır. Amerikalı filozof Charles Sanders Peirce (1839-1934) gösterge leri üçe ayırarak sınıflandırmıştır.

    * Görüntüsel Gösterge: Görüntüdeki nesne ile benzerlik içindedir. Bir devlet adamının heykeli veya portresi, şehir planları, maketler görüntüsel göstergenin en güzel örnekleridir.
    * Belirtisel Gösterge: Varoluş sebebi ifade ettiği nesne ile doğrudan ilişkilidir. Örneğin çaydanlıktan çıkan buhar, suyun kaynadığını, evimize koyduğumuz alarm sisteminin aniden çalışması, beklenmeyen birinin kapıyı zorladığını haber vermesi gibi.
    * Nedensiz (Simge) Gösterge: Nesne ile olan bağlantısı, bir anlaşma veya kural sonucu saptanmış bir sözcük veya simgedir. Bir iş yerinde, biz bir aileyiz çalışanların özel sorunları da hepimizi ilgilendirir denildiğinde aile sözcüğü sözlük anlamının dışında sadece o işyerinde geçerli olan bir yazısız anlaşma yani bir simge haline gelir ve nedensiz gösterge oluşturur.
    * Kodlama ve kod açma: Kaynağın mesajı alıcıya ulaştırmasıyla İletişim gerçekleşir. Fakat etkin bir iletişim olabilmesi, mesajın alıcı tarafından eksiksiz algılanıp, kendisinden beklenilen davranışı yerine getirmesi ile ölçülür. Yani iletişim gerçekleşmiştir. Bu da ancak mesajın kodunun, alıcı tarafından aynen kaynağın kodladığı biçimde açılması ile mümkündür. Bunun sağlanması mesajın anlaşılır bir dil ile sade ve kısa bir şekilde ifade edilmesiyle olur.

    Kod: Bir toplumun bireyleri tarafından kullanılan bir anlam sistemidir. Bu anlam sistemi, ait olduğu toplumun yaygın olarak kullandığı dil ve göstergelerini barındırır. Dil, sözcüklerden sözcükler harflerden oluşur. Sözcüklerin dilbilgisi kurallarına uygun şekilde bir araya getirilmesinden cümleler meydana gelir. Bunlar mesaj/iletinin daha önce sözettiğimiz yapısal boyutudur.
    Mesajın bir diğer boyutu da içerikdir ve içerik anlamla ilgilidir.

    Anlam: İnsanlar tarafından yaratılıp üretilen, öğrenilip unutulan dolayısıyla değişken bir olgudur. Anlamı da 2 aşamada incelemek gerekir.

    Düz anlam: Bir gösterge (simge) ile İfade ettiği şey arasında mutlak bir ilişki vardır ve toplumun tüm bireyleri bu kelimeden aynı anlamı çıkarır. Örneğin ekmek kelimesi tüm toplumlar için aynı anlamı taşır.
    Yan anlam: Bir gösterge (simge) ile ifade ettiği şey arasında, bireyin kişisel, kültürel, geleneksel kazanımlarının da rol oynamasıdır.Örneğin: Dede kelimesi torunu olan bir adamı tanımlamak için kullanıldığı (düz anlam) gibi torunu olmasa bile yaşlı bir erkek için de kullanılabilir(yan anlam). Bu Türk toplumunun kültür ve geleneklerine özgü bir kullanımdır. Avrupa toplumlarında torunu olmayan yaşlı bir erkek için dede kelimesi kullanılamaz.


    Kanal: Kaynak ile alıcı arasında ki bağlantıyı sağlayan her türlü araç-gereç yöntem ve tekniklerdir.Radyo, telefon, televizyon, internet, kalem, kağıt.... Duyu organlarımız da birer kanaldır.

    Günlük yaşamınızdaki iletişiminizde en çok hangi kanalları kullanıyorsunuz?

    Alıcı (Hedef): Kaynaktan gelen mesajın, kullanılan kanalları takip ederek ulaşması gereken kişidir. Yani mesajı aldıktan sonra duygu ve/veya davranış değişikliği göstermesi, cevap vermesi gereken kişidir.
    Alıcı her zaman tepki göstermeyebilir.

    Duygu ve düşüncelerinizi ifade ederken buna ne kadar özen gösteriyorsunuz.?

    Bazen alıcı kodu doğru olarak açmasına yani mesajı tam olarak algılamasına rağmen kendisinden istenen davranışı göstermeyebilir, bu tamamen alıcının tutumu ile ilgilidir.

    Filtre (algılama ve değerlendirme): Algılama, bir olay veya nesnenin varlığı üzerinde duyu organlarımız ve duygularımız yoluyla bilgi edinmedir. Algılama, bir bilgiyi yani mesajı yorumlamada alıcının kullandığı zihinsel ve duyumsal bir süreçtir. Kişinin içinde bulunduğu şartlar, geçmişteki yaşamı ve deneyimleri, kültürü ve eğitimi hatta fiziksel özellikleri (duyu organlarının sağlık durumu), değer yargıları, inançları algılama sürecini etkiler. Kişi kendisine ulaşan bilgileri, bu özelliklerinin etkisiyle filtreden geçirerek yorumlar, değerlendirir ve başkalarına iletir.
    Mevlananın sen ne kadar bilirsen bil, senin bildiğin başkasının anladığı kadardır sözü iletişimde algılamanın ne denli önemli olduğunu göstermektedir.

    Bu yüzden iletişimde alıcı ve kaynağın mesaja aynı anlamı yüklemesi, az önce bahsettiğimiz kültür, eğitim, deneyimler, ve içinde bulundukları sosyal çevreleri ile yakından ilişkilidir. Mesajın kodunun doğru olarak çözülmesi kaynak ve alıcının aynı referans çerçevelerine sahip olmalarına bağlıdır.

    Dönüt (Geri Bildirim): Kaynaktan gelen mesaja alıcının gösterdiği tepkidir. Kaynak mesajının anlaşılıp anlaşılmadığını veya ne ölçüde anlaşıldığını alıcıdan gelen tepki sayesinde anlar. Eğer dönüt sağlanamıyorsa iletişim tek yönlüdür.

    Parazit (gürültü): İletişim şemasını şimdi bir de öğrendiğimiz bilgiler ışığında tekrar gözden geçirirsek aşağıdaki şekilde düzenleyebiliriz.


#25.11.2010 12:02 0 0 0