Allah razı olsun arkadaşım. Bu iki mekan Müslümanlar için değerlidir ve kutsaldır. Bunlar hakkında doğru bilgilere sahip olmak ve yahudilerin oyunlarını bilip gerekli tepkinin gösterilmesi lazım. Linkteki anlatılmak isteneni yazı olarakta ben aktarayım. Selametle.
İsrail'in Mescid-i Aksa Planı
Ne zaman yerli ve yabancı medyada Mescid-i Aksa ile ilgili bir haber yer alsa hemen Kubbet'üs Sahra'nın resmi belirir..." diye başlıyordu mail adresime gelen uyarıcı mesaj...
Peki ama neden? sorusuna da yine mesajın kendisi cevap veriyor: Çünkü "toplumsal ilgisizlik" oluşturmak istiyorlar. Yapılan tam bir İsrail Planı!
Çeşitli siyonist kaynaklar, Kubbet'üs Sahra'nın resimlerini bastırıp bedava dağıtıyorlar. Müslümanlar da bu resimleri evlerine "Mescid-i Aksa'nın resmi diye" asıyorlar...
İşte İsrail planı da tam burada işlemeye başlıyor. İsrail, tam bir psikolojik harp taktiği uyguluyor. Kitlelere, propaganda ile istediğini yaptırmayı
hedefliyor.
Bilindiği gibi İsrail'in Mescid-i Aksa'yı yıkma planları var. Hatta Mescid-i Aksa'nın altına tüneller açan İsrail, buranın tamirine izin vermiyor, açılan
tüneller nedeniyle bu kutsal mabedin kendi kendine yıkılmasını bekliyor...
Siyonistler, açtıkları tünellerle Mescid-i Aksa'nın yıkılmasını beklerken, boş durmuyorlar. İşte Müslümanların bilinçaltlarını bu şekilde esir alıyorlar. Kubbet'üs Sahra Camii'nin resimlerini Mescid-i Aksa diye Müslümanların ev ve işyerlerine astırmayı başarıyorlar!..
İsrail'in bu sinsi planını bozmak için elimizden geleni yapmalı, Filistinli kardeşlerimizin korumak için canlarını verdiği Mescid-i Aksa'ya bizler de sahip çıkmalıyız...
Öncelikle Kubbet'üs Sahra Camii ile Mescid-i Aksa Camii'nin farkını anlamalı, bilmeyenlere anlatmalıyız... Kubbet'üs Sahra Camii de elbette bizim için çok önemli, bu mabedin de resimlerini asalım, hakkında daha detaylı bilgiye sahip
olmak için çaba harcayalım...
Ama, Mescid-i Aksa üzerindeki İsrail Planı'nın da farkına varalım... İsrail'in yıkmaya çalıştığı bu kutsal mekanı boynu bükük bırakmayalım... Layık olduğu şekilde sevelim, bağrımıza basalım, onu korumak için canlarını ortaya koyan Filistinli kardeşlerimize de hergün dua edelim.
Son bir kaç gündür Filistin sokaklari savas meydanina dönmüs durumda. Dogu Kudüs'te, özellikle Mescid-i Aksa çevresinde ve Bati Seria ile Gazze'nin çesitli bölgelerinde, yillar öncesinin Intifada'sindan hiç de az kalmayacak çatismalar yasaniyor. Israilliler ile Filistinliler, bir kez daha birbirlerini öldürüyorlar.
Tüm bu olaylarin nedeni ise, bilindigi gibi Mescid-i Aksa'nin altindaki tarihsel bir tünelin Israil tarafindan ziyaretçilere açilmasi oldu. Bu hareket, Filistinlilerin gözünde, Israilin Mescid-i Aksa'yi yikabilmek için yaptigi uzun vadeli planin yeni bir parçasiydi. Onlari büyük bir öfke, hatta bir "hamiyet-i Islamiye" içinde sokaklara döken sey de tünelin bu "stratejik" anlami oldu. Buna karsin, dogal olarak, Israilliler tünelin hiç bir sekilde Mescid-i Aksa'ya zarar vermek gibi bir amaci olmadigini israrla söylediler ve söylemeye devam ediyorlar. Onlara göre, bu sadece "turistik" bir düzenleme ve tünelle birlikte yalnizca daha fazla "turistik gelir" elde etme düsüncesindeler.
Kuskusuz Israillilerin öne sürdügü bu "turizm" açiklamasina inanmak için bir hayli saf olmak gerekir.
Çünkü Israillilerin daha önce de bir çok defa çatisma nedeni olan Mescid-i Aksa üzerinde bu tür bir düzenleme yaparken, bunun sonucunu tahmin etmemis olduklari düsünülemez. Ve hiç bir hükümet, sirf biraz daha "turistik gelir" elde etmek için, bile bile büyük bir çatismanin fitilini ateslemez. Netanyahu hükümeti, kuskusuz Filistinlilerin -ve tüm Müslümanlarin-"göz bebegi" olan Mescid-i Aksa üzerindeki bu düzenlemeyi, karsilasacagi tepkiyi bilerek ve göze alarak göstermistir.
Bu ise su anlama gelir: Demek ki, Israilliler açisindan, özellikle önceki Isçi Partisi hükümetine göre daha radikal ve daha "dinci" olan Netanyahu kabinesi açisindan, Mescid-i Aksa'nin altindaki tünelin son derece büyük bir anlami vardir. Öyle ki, bu anlam, onlari, basta Filistinliler olmak üzere tüm Islam dünyasini -hatta, "dostlar alisveriste görsün" nevinden bile olsa ABD'yi bile- karsilarina almalarina neden olacak bir icraata sürüklemistir. Israillilerin tünelin açik kalmasi -ya da sadece "bir kaç günlügüne kapanmasi"- konusundaki israrli tutumlari da bizlere tünelin "turizm"den çok daha büyük ve önemli bir anlami oldugunu göstermektedir.
Bu anlami kesfedebilmek içinse, "dindar Siyonizm"in tarihine bir göz atmak ve Mescid-i Aksa'nin bu tarih içindeki konumuna bir göz atmak gerekmektedir. (Alıntı) Selametle.
19. yüzyilin sonunda siyasi bir hareket olarak ortaya çikan Siyonizm'in milliyetçi, modern ve laik Yahudiler tarafindan ortaya atildigi ve dolayisiyla "dini" bir hareket olmadigi sikça anlatilan bir hikayedir. Ancak hikaye, gerçegi ancak kismen yansitmaktadir ve bir de gözlerden uzak kalan bir yön vardir.
Bu yön, "dindar Siyonizm" olarak bilinen ve "sag Siyonizm" ya da öteki adiyla "Revizyonist Siyonizm" olarak tanimlanan akimla da oldukça iliskili olan bir harekettir. Dindar Siyonizm, bir Yahudi Devleti'nin kurulusunu yalnizca ulusal bir self-determinasyon olarak gören laik Siyonizm'den farkli olarak, Israilin kurulusunu Yahudi dinindeki geleneksel "Mesih" inanci çerçevesinde yorumlamistir.
Bu inanca göre, Yahudiler, Tanri tarafindan "seçilmis" olan üstün bir halktir, ve diger uluslari yönetme hakkina sahiptirler. Ancak bu "yönetme hakki", diger uluslar tarafindan gasp edilmistir. Hakkin yerine getirilmesi, "Seçilmis Halk"in yeryüzü egemenligine ulasabilmesi ise, ancak Hz. Davud soyundan gelecek olan Beklenen Mesih'i yeryüzüne inip Yahudiler'e önderlik ederek Kudüs merkezli bir Krallik kurmasi ile gerçeklesecektir. Mesih'e karsi "itaatsizlik" yapacak olan uluslarin isi ise zordur! The Universal Jewish Encyclopedia, söyle yazar:
"Mesih geldiginde diger milletler ya fethedilecek, ya imha edilecek ya da dinlerinden döndürüleceklerdir. Ama sonlari ne olursa olsun, o tarihten sonra Israil için sikinti kaynagi olmaktan çikacaklardir."
Mesih'in gelisi, Yahudilerin binlerce yillik tarihi boyunca hep beklenmistir. Ama en çok da, MS 70'de Romalilar tarafindan Kudüs'ten kovulmalarinin ardindan güçlenmistir. 70 yilinda Romalilar, Kudüs'teki Hz. Süleyman Tapinagi'ni ikinci kez yikmislar, sehirdeki Yahudilerin büyük bölümünü katletmis kalanlari da sürmüslerdir. Geriye Tapinak'tan yalnizca tek bir duvar kalmistir; o da bu "yikim"im anisina Aglama Duvari'na dönüstürülmüstür. Mesih geri geldiginde ise, inanisa göre, Tapinak yeniden insa edilecek ve Mesih, ayni "King Solomon" gibi, buradan dört bir yana hükmedecektir.
Iste bu nedenle de, Mesih'in gelisi ile Tapinak'in yeniden insasi, birbiri ile çok yakindan iliskili olan iki "vaad"dir. (Alıntı) Selametle.
Yahudiler tarafindan asirlardir beklenen bu iki büyük gelisme, 19. yüzyila kadar uzak bir hayal görünümündeydi. Ancak Siyasi Siyonizm'in dogusu ile birlikte, Yahudiler, 19. yüzyil sonra Kudüs'e dönmek için ciddi bir girisim baslattilar. Hareket "laik" Yahudilerce yönetiliyordu belki, ama dindarlar bu girisimde çok büyük bir anlam görmüslerdi. Onlara göre, siyasi bir hareket olan Siyonizm, gerçekte Mesihi dönemin artik baslamak üzere oldugunun göstergesiydi.
"Dindar Siyonistler"in basini çeken Abraham Yitzhak HaCohen Kook, Siyasi Siyonizm'in Atchalta D'Geula (Mesihi Kurtulusun Baslangici) ya da B'ikvata D'Meshicha (Mesih'in Ayak Sesleri) oldugunu söyleyerek bunu en açik biçimde ifade etmisti. Kook'a göre, 1917'de yayinlanan ve Siyonizm'e resmi Ingiliz destegi sayilan Balfour Deklarasyonu, Filistin'e yapilan yahudi göçleri ve büyük devletlerin Siyonistlere verdigi destek; tüm bunlar Mesih'in gelisinin yakin oldugunu gösteren alametlerdi. Israilogullari Mesihi dönemde yasiyorlardi ve yüzyillardir beklenenler yakinda gerçege dönüsecekti.
Kook ve diger Dindar Siyonistler tarafindan yapilan yoruma göre, "insani" çabayla, yani Siyasi Siyonizm'le baslayan süreç, "ilahi" bir gelisme olan Mesih'in gelisi ile devam edecekti. Ancak bu "mutlu son"a varilabilmesi için yahudilerce Mesih'in gelisinden önce yapilmasi gereken -ve Mesih'e ortam hazirlayacak olan- üç misyon vardi. The Universal Jewish Encyclopedia bu misyonlari söyle anlatir:
"Siyasi Siyonizmin ortaya çikmasi ile birlikte Haham Hirsch Kalischer tarafindan gelistirilen teori diger hahamlarca da kabul gördü. Buna göre, Mesih'in dönüs süreci, dogal olaylarla baslayacakti: Yahudilerin Filistin'e yerlesme istegi ve diger milletlerin gönüllü olarak bu ise yardim etmesi ile. Mesih'in ortaya çikisi ve vaadedilen mucizelerin gerçeklesmesi için gereken sartlarsa sunlardi: Kutsal Topraklar'da büyük ve yeter sayida yahudinin yerlesip devlet kurulmasi, Kudüs'ün ele geçirilmesi ve Tapinak'in yeniden insa edilmesi."
Bu üç sartin birincisi olan Kutsal Topraklar'daki yahudi nüfusunun arttirilmasi, Siyonist hareketin önderleri tarafindan bu yüzyilin basindan beri uygulanmaktadir. Devlet ise 1948'de kuruldu. Ikinci sart, yani Kudüs'ün ele geçirilmesi, 1967'deki Alti Gün Savasi'nda yerine getirildi. 1980'de Kudüs "Israil'in ebedi baskenti" ilan edildi...
Dolayisiyla, Mesih'in gelisini saglayacak misyonlardan geriye bir tek Tapinak'in yeniden insa edilmesi kaldi. 19 yüzyildir yikik olan ve sadece tek duvari ayakta kalan Tapinak, yahudiler tarafindan Aglama Duvarina dönüstürülmüs olan Süleyman Tapinagi.
"Peki Tapinak'i insa etmek zor birsey midir?" sorusu akla gelebilir hemen. Öyle ya, Israilliler için bir Tapinak insa etmenin zorlugu nedir? Zorluk, Tapinak'in insa edilmesinde degildir. Eski Tapinak'in bulundugu alan üzerinde bugün iki Islam mabedi durmaktadir: Mescid-i Aksa ve Kubbet-üs Sahra. Tapinak'in yapilabilmesi için bu iki mabedin de yikilmasi gerekmektedir. Pürüz dünya Müslümanlaridir. Onlar, varolduklari sürece, Israillilerin bu iki mescidi yikmalarina izin vermemektedirler...
Iste son bir hafta içinde yasadigimiz ve Kudüs sokaklarini kana bulayan bu çatismalarin ve bunlara neden olan "turistik tünel"in anlami da burada gizlidir. (Alıntı) Selametle.
Allah c.c razi olsun kardesim uyanmamiz lazim uyanmamiz,Ya Rabbi Filistinli kardeslerimize yardim et,onlari cihadlarinda yalniz birakma Ya Rab,Sen'den baska siginacak,Sen'den baska dileyecek kimsemiz yok Allah'im.Abdülmuttalib'in Kabe'yi sana emanet ettigi gibi simdide Mescid'i Aksa'yi sana emanet ediyoruz Ya Rabbi,nasil ki fil ordusunu yerle bir ettin simdide bu Israil denen illeti basimizdan defet Ya rabbi.Sen ''ol''dersen olur Allah'im,dualarimizi geri cevirme. AMIN