Beklerken Bencil Sevgiliyi

Son güncelleme: 15.03.2011 20:30
  • __Uzundur geceleri eğer yalnızsan beklerken sevgiliyi. Uzak olsa da nefesini duyarsın anıların. Beyninde bir tıkırtı olsun istersin. Bomboş odaların içinde böcekler tırtıklamalı elbiseleri yeter ki ses versin biri ya da birilerinin benzerleri...
    Kulakların boşuna bekler duymak istediğini nafile... Sessizlikte akarken zamansız düş selleri anlarsın ki saatler bile aldatırmış bekleyenleri .Seni seviyorum diyerek haykıran bencil sevgili başka kollara kucak açmıştır da sen hala avutursun zavallı benliğini...
    Vakit göçe durmuştur. Unutulmuşsundur giden tarafından. Zamana yenilir düşersin aklın istasyonundan , üstelik başkalarına göre delisindir. Dönmez yine de aşkın akıllı geçinen sevgilisi...
    Bir buse kalmıştır dudaklarında ayrılığın son dokunuşudur aslında... Islak ve bedensiz yaşlar sıyrılır yağmurlar bulutlardan boşalıyordur adeta... Her evin ışıkları akşama yelpaze olurken, senin ev zift karasına bürünür... Komşularının açılıp kapanan kapıları, çocukların anne ... Baba! diyen nazlı ve şımarık sesleri senin kulaklarında hüzünlü bir şarkı olarak çalar durur. Yemek vakti masaya senden önce keder oturur. Afiyet olsun bile demez...
    Sinsidir ve çaktırmadan açacaktır bir şişe şaraptan önce zehirli içeceği. Sen ikram edemezsin bir kedere neşeyi. Zaten etsen de istemez ki kendisi bile dertli... Dolar gözlerin kadeh niyetine boşaltırsın salya sümük bulaşığı gözyaşlarını...
    Her zamanki gibi masa pembe çiçekli örtüyle kaplanmış , üzerinde sana eşlik eden ; beyaz poplinden peçete, bir çift mor mum... Uslu çocuklar gibi, konuşmadan seni izliyordur hepsi. Çatal, bıçak ise yüreğinde akan kanı keser hafif bir gürültü duyunca ... Belli belirsiz bakarsın korkarsın çünkü yalnızsındır.Ya beni öldürürlerse di... Kalkıp ışığı yakmak istersin titrek ellerinle. Mum süzülür gölgesiyle tavana uzaklaşırken büyürsün duvarda. Nihayet uykulu zaman sallar beşiğini kirpiklerinin arasında bir çift göz bebeği kapanmaya başlar...
    Giymek istemezsin dantelli geceliğini... Terliklerinden başlarsın çıkartmaya üzerindekileri.Ayağındaki sıkmıştır. Sanki yabancı evmiş gibi bütün gün çekinerek çıkartmamışsındır.Aslında "bir gelen olur belki"diye umutlanmışsındır da kendine bile söylememişsindir içindekileri... Banyoya girdiğinde sarı havluyu alıp silkelersin, ne var sanki toz mu bulacaksın ki? Tek başına bir ev de titizliğin seni sever sen de onu. Hep düzenlisindir.Konuşurken içindeki ile hayat zaten bozuk ve kirli . Yaşadığım yuva temiz kalsın bari dersin... Dişlerini fırçalarsın günde beş kere . Kendini unuttuğunda bile fırçalarken bulursun otuz iki tane misafiri. Her şey gibi bedenin de temiz olmalı ...Belki ... Belki ölüm gelir diye aniden... Sadece akşamları çıkarsın balkona az bir şey seyredersin geceyi ve onun üzerinde gezinen cicili bicili, gümüş elbiseli kraliçeleri...
    Gökyüzü sınırsız ve yeryüzüyle kavuşumsuz ülkedir. Seversin sevgilini sever gibi.ve nihayet bir rüzgar gelir eser omuzlarına konmuş dost eli gibi. Sararsın iki kolunla bedenini... Boynun eğilir, ruhun incelir iplik gibi... Kapatırsın kapısını balkonun yatağına uzanır içini çekersin derininden ta, uzağına...

    Ve gözlerini yumar mırıldanırsın senle kalana.
    "Tanrım sen rahatlık ver tüm dünyaya..."



    ***
    Nurcan TALAY
#15.03.2011 19:16 0 0 0
  • Teşekkürler...Deyerli Paylaşım için...can..
#15.03.2011 20:30 0 0 0