Kalp Gözünü Açmak

Son güncelleme: 27.03.2011 15:33
  • Kalp Gözünün Açılması - Kalp Gözünü Açmak İçin Dua - Kalp Gözü Hangi Dua İle Açılır - Kalp Gözünün Açılması Hakkında

    Salât ve selam Allah'ü Zülcemal ve Zülkemâl hazretlerinin ma'lumâtı adedince alemlerin fahri, efendimiz Muhammed s.a.v.'in üzerine, O'nun âlinin, ashabının, etbaının, ehlibeytinin ve tabe-i tabiin in üzerine olsun.

    Tevfik, inayet, havl ve kuvvet yalnız Allah(c.c.)' tandır.

    İstedimki, (liyâkâtımın ötesinde, liyâkatim olmayarak) okuduğum, belli bir kısmiyle tecrübe edebildiğim, belli bir organize haline getirebildiğim, "Kalp gözü ve inkışafı" mevzuunda bildiklerimi paylaşmak, ama nefsime en güzel öğretme metodu olan başkalarına izah etme yolunu ikame ederek nefsime öğretip pekiştireyim, ondan daha da öte, belki ve muhakkak başkalarının tecrübe, tekniklerini duyup öğreneyim, paylaşımlarından istifade edeyim, nefsime kendimden gayri refik bulayım, Hayrete varma hususunda daha da şevke geleyim. Kardeş kardeşe mürşid olamaz sırrınca şerh edeyim başkalarının izahatından da istifade edeyim.


    1Z-Herkese açık, herkes kendi nefsinde bulduklarını, tecrübe ettiklerini ortaya koyabilir ama kendim bazı mevzulara dokunmayacağım için, yine de sizde paylaşmadan evvel bazı mevzuları alıkoyabilirsiniz, bunlar nelerdir, mesele bazı tecelliler vardır ki ifade etmeniz sizin için riya kategorisinde etki yapıp bu gibi tecellilerin kesilmesine sebebiyet vermesinden ötürü kendim bu prensibe bağlı kalacağım için size de bazı keşiflerinizi bazı mahremlerinizi paylaşmamanızı nasihat ediyorum. Kendiniz karar vereceksiniz.

    Başlangıçta olması itibariyle başlamış olduğum bu mevzuun ifade ettiğim gibi irademin kat kat fevkinde olmasından ötürü peyderpey şerh edeceğim, oldukça uzun anlatım olacak, yer yer burada eklemeleri göreceksiniz, bilemem belki bir iki haftaya yayılabilir, gücüm yettikçe elimdekileri buraya ekleyeceğim, şimdiden afvınıza sığınırım.

    Şayet burada paylaşacaklarımızı nefsinizde tecrübe etmek isterseniz, evvelen size hatırlatmam kesinlikle hiçbir beklentiye girmemektir. İkinci olarak uzun bir yolculuğa çıktığınızı ikaz etmek isterim, soğan kabuğundan daha ince, belki alemlerin sayısından daha fazla tabaka tabaka kalb hayatınızı yükseltmeniz size yorucu ve çabuk netice vermiyor gibi gelebilir, üçüncü olarakta bu çıkılan helezonda aşağı düşme tehlikesi var, düşülürse düşme hızı ve ivmesiyle yerin daha altlarına girme ihtimali kapıda, onun için nefsine itimad edemeyenler ya girmemeli veya belki benim gibi bu işin azıcık şakasından yapıyorum demeli kendisine ama kesinlikle iddia etmemeli (var mı benim gibi/kadar zikir yapan filan)

    Uygulamak isteyenler herbir basamağa dikkat etmeli, vereceğim link ve çalışmalara yoğunlaşmalı ve basamak atlamamalı. Bir tecelli olmadan diğerine tercihte bulunmamalı.

    Bu uzun mevzuya, uzun bir densiz, kıymetsiz haddini aşan girizgâhtan sonra hakkınızı helal etmenizi istirham ederim. Bir diğer açıklama ve izahata geçmeden evvel, bu meşrebin evvelinde ve daiminde yolunuzun membâı olacağını düşündüğüm zikiri beyan edeyim.

    يَا رَحْمنُ
    Ya Rahmân - İsm-i Şerifi, her vakit namazından sonra 2500 defa zikredilir. İsmi Rahmân ile kalpler yumuşar, farzları yerine getiren kebairden sakınanlara bereketi ile kaza ve musibetlerden muhafaza olunacağı gibi inşaallah ilerleyen merhalelerde iç dünyanızın gelişmesi ve hadiselerin oluşumuna dair hiss-i kabl'el vuku gibi küçük büyük tecellilere mazhar olunabilir.


    Şimdi Kalb gözü mevzuunda kalb-i selim önemli bir rol oynadığı gibi, kalb hayatının kapısını açan şartları öncelikle buraya kaydedelim.

    Kalp hayatına açılmak, sıkı sıkıya, "az yeme, az uyuma, az konuşma" hususlarının yerine getirilmesi şartlarının üzerinde bina edilmesi önem arz ettiği gibi, Kalb gözünün aydınlanması ise Zikir, Üstadın ifade ettiği gibi Teheccüd namazının ikame edilmesi ve dua gayretlerine bağlıdır. Kalb hayatının sözkonusu olmadığı bir yaşam tarzında kalb gözü gayesine ulaşılamaz. Bu tıpkı ağaç olmadan meyve beklemek gibidir.

    Kalb hayatının şartları olan az yeme, ay uyuma, az konuşma hususlarını bildiğinize hamledip onun verasında mevzuya esas teşkil eden hususların üzerinde duracağım.

    Bir Diğeri İse;
    Ya Rahmân zikrinden başka Kalb perdelerini şeffaflaştıracak tesbih besmele-i şeriftir.

    بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    Besmele-i Şerif hergün sabah namazından sonra 2500 defa zikredilmesi çok bereketlere vesile olması ile beraber Kalb gözünü açıcı, basireti parlatıcı tesir icra eder.

    Kalb gözü hususunda anladıklarıma göre bir çerçeve çizmek istiyorum. Kalb gözü üzerine okuduğum yorumların bazılarında kalb gözü'ne basit bir 6. (Altıncı) his ismiyle geçiştirme veyahutta daha engin beklenti olmamasını farkettim. Anladıklarımla kıyasen şunları ifade edebilirim.

    "Kalb gözü" diye bildiğimiz mü'min'e mahsus silah/avantaj/Allah'ın ihsanı veyahutta bir mü'minin istidatlarının inkişaf etmesiyle ortaya çıkan basiretinin zirvesi, Ruh'un göz penceresinin haricinde varidatlara ulaştığı membalardan birisi, ve muhakkak ki Kalb hayatının bir meyvesidir. Mevzu mütâlâa edilirken bu şekilde bakılmalıdır.

    Muhterem Hocaefendi'den dinlerken ve de tahlillerinde kerratla dinlemişimdir ki bazı ruhlar hassastırlar, Kalb hayatının inkişafı veyahutta meyvelerini derlemesi yani kalb gözüyle müşahadeleri çok az bir gayretle, bazı ruhların daha az hassas olması sebebiyle de çok üzerinde durmak, halvetlerle desteklemek, uzun bir gayret neticesinde kalb gözü inkişaf edebilir, yakazaten müşahadelere açılabilir, veyahutta keşif, müşahadeler tamamen kendisine kapalı kalabilir. Bu son guruptaki insanlara kapalı kutu nazarıyla bakılabilir. Allah onların amellerine nisbeten keşiflere istidatlı kılmayabilir, Rahmetiyle onların kazandığı hasenâtı ahirete kapalı kutu gibi, gavs mertebesinde belki ama keşifsiz kerametsiz götürür, burada keşif kerametlerle hafizânallah gurura düşmelerini, zarar etmelerini, muhafaza eder, burada keşif keramete açılamamaya bakıp aldanmamalı, ümitsizliğe düşmemeli, ama yine muhakkak ki nasibleri olanlara da bakıp ifrat nev'inden hürmete de düşmemeliyiz.

    "Kalb gözü" mevzuuna çerçeve derken, Kalbi hayatın, "Kalb mertebesi" ve verâsındaki mertebelerde seyahât ederken ulaşılabilecek müşahadeleri anlayabiliriz. Daha açacak olursak, günahlardan sakınma, farzları yerine getirmeden sonra ibadet-ü tâatle, zikirle kalb hayatı diriltilmiş olur. İlk mertebelerde, yapılan zikirler istikametinde istifadeler sözkonusu olur. Mesela, "Ya Rahmân" zikri derken, bu İsm-i Şerif'in tesiriyle kalb yumuşar, iyi huylara yönelir, çevresine merhametle bakar, İsm-i Şerif'in bereketiyle kaza, musibet, afet gibi sıkıntıları hafifler veyahutta izale olur, ayrıca zikrin ilerleyen zaman dilimlerinde olabilecek hadiseleri önceden sezmeye başlar. Bir başka husus olarakta, hâdiseleri daha isabetli yorumlamaya dirayet kazanır. Basireti (Basiret gözü) açılır, hiss-i kabl'el vuku dediğimiz hâssası inkişâf etmeye başlar.

    Hiç isimlerini vermeden "diğer tamamlayıcı esma" diye şimdilik bahsedeceğim, zikirlerle meselâ çevresine yönelik sezileri başlayabilir, hernekadar müşahade edemese de bulunduğu mecliste cin taifesinin olup olmadığı, veya civarında geçtikleri, şayet dua gibi tahşidâtları kuvvetliyse süfli cinlerin veya şeytanların bu kalbi hayatına yoğunlaşan şahsa zaaflarından saldırmaya geçtiklerini, kalb kontrolünü daha iyi yapabildiğini, ilerleyen kademelerde, zaman zaman fısıltıları, bazân müşahadeleri, daha sonraki Kalb mertebelerinde Ruh mertebesi, Hâfî mertebesi derken, Kabirlere keşfe, belki nasibi ise menkıbelere mevzubahis Melekleri bâzan görebilmesi, eşyanın zikirlerini işitebilmesi gibi tecellilere mazhâr olabilir.

    Kalb meratibi bu şekilde anlaşılmalı.



    ALINTIDIR
#27.03.2011 15:33 0 0 0