
Dinimizi ne kadar biliyoruz?
?
Huzurlu hayat rehberimiz
Bir çocuk akıl bâliÄŸ olduÄŸu zaman veya bir insan kelime-i tevhidi söyleyip Müslüman olduÄŸunda kendisiyle ilgili bazı dinî sorumluluklar baÅŸlar. Her Müslüman’ın, imanın altı ÅŸartını, yani “Âmentü”nün mânâsını öğrenerek bunlara inanması ve “İslâmiyet’i, yani Muhammed Aleyhisselâm’ın söylediÄŸi emirlerin ve yasakların hepsini Allah’ın (cc) bildirmiÅŸ olduÄŸuna inandım.” demesi lazımdır. Bu bölümümüzle dinin ana unsurlarını sizlere yeniden hatırlatmayı amaçlıyoruz. AİLEM
--------------------------------------------------------------------------------
Otuz iki farzın içinde neler vardır?
İmanın Şartları (6)
1- Allah’ın varlığına ve birliÄŸine inanmak.
2- Meleklerine inanmak.
3- Allah’ın indirdiÄŸi kitaplarına inanmak.
4- Allah’ın peygamberlerine inanmak.
5- Âhiret gününe inanmak.
6- Kadere, yani hayr ve ÅŸerlerin (iyilik ve kötülüklerin) Allah’tan (cc) olduÄŸuna inanmak.
İslâm’ın Åžartları (5)
7- Kelime-i şehâdet getirmek.
8- Her gün beş kere vakti gelince namaz kılmak.
9- Malın zekâtını vermek.
10- Ramazan ayında her gün oruç tutmak.
11- Gücü yetenin ömründe bir kere hacca gitmesi.
Namazın Farzları: (12)
A- Dışındaki farzları (6)
12- Hadesten tahâret (Cünüplük ve abdestsizlikten temizlenmek).
13- Necasetten tahâret (Namaz kılınan yerin ve elbisemizin temiz olması).
14- Setr-i avret (Avret yerlerimizin kapalı olması).
15- İstikbâl-i kıble (Kâbe’ye yönelmek).
16- Vakit.
17- Niyet.
B- İçindeki farzları (6)
18- İftitah Tekbîri (Başlangıçta tekbir) almak.
19- Kıyâm (Ayakta durmak).
20- Kırâat (Kur’an’dan bir bölüm okumak).
21- Rükû’ (EÄŸilmek).
22- Secde (Alnın ve burnun yere değmesi).
23- Ka’de-i âhire (Son oturuÅŸ).
Abdestin Farzları: (4)
24- Yüzü yıkamak.
25- Elleri dirsekler ile birlikte yıkamak.
26- Başın dörtte birini mesh etmek.
27- Ayakları topuklar ile birlikte yıkamak.
Guslün Farzları (3)
28- Ağzı yıkamak (mazmaza).
29- Burnu yıkamak (istinşak).
30- Bütün bedeni yıkamak.
Teyemmümün Farzları (2)
31- Niyet etmek.
32- İki eli temiz toprağa vurup, yüzü mesh etmek ve tekrar iki eli temiz toprağa vurup, her iki kolu dirsekten avuca kadar meshetmek.
--------------------------------------------------------------------------------
* İman nedir?
İman, sözlükte inanmak ve tasdik etmek manalarına gelir. Dinî terim olarak ise; Peygamberimiz’in (sas) Allah’tan getirdiÄŸi her ÅŸeyi kalp ile tasdik, dil ile ifade etmektir.
* Din üç kısımdan oluşur
İman: Allah’tan Peygamberimiz’e gelen her ÅŸeyi tasdik etmektir.
Amel: İnanılanla amel etmektir.
Ahlak: İnsanın fıtratına yerleÅŸen huylardır. Bu huyların en güzel olanı en makbul olanıdır. Efendimiz, “Ahlak’ın en güzeli”ni göstermiÅŸ ve yaÅŸamıştır.
* İslam’ın dört ana kaynağı vardır
Kitap: Allah tarafından Peygamberimiz Hz. Muhammed’e (sas) vahiy yoluyla yaklaşık 23 senede indirilen ve günümüze kadar bir harfi bile bozulmadan gelen Kur’an-ı Kerim’imizdir. Lafzı da mânâsı da ilahidir.
Sünnet: Peygamber Efendimiz’in (sas) mübarek sözleri, uygulamaları ve yapılmasına engel olmadıkları ÅŸeylerdir.
İcma: Peygamberimiz’den sonra Ashabı Kiram’ın ve sonra gelen asırlarda yetiÅŸen İslam alimlerinin dini bir konuda ittifak etmeleridir.
Kıyas: Hakkında âyet hadis bulunan bir meselenin hükmünü, aralarındaki ortak bağdan dolayı, hakkında ayet hadis bulunmayan meselenin hükmüne bağlamaktır.
* İnanç yönünden insanlar üçe ayrılır
İnsanlar inanç yönünden, “Mümin, kâfir, münafık” olmak üzere üç kısma ayrılırlar. Mümin, Allah’ın varlığı ve birliÄŸi baÅŸta olmak üzere, Peygamberimiz’e ve onun getirdiÄŸi her ÅŸeye inanan ve inandığını ifade eden kimseye denir. Kâfir, inanmayan ve inanmadığını söyleyen kiÅŸiye denir. Münafık, kalbi ile inanmayan, fakat dili ile inandığını söyleyen kiÅŸiye denir.
* İmanın makbul olmasını gerektiren şartlar
İmanın gerçek ve makbul olması için birtakım ÅŸartlar gereklidir. KiÅŸinin imanında şüphe halinde olmaması, dinî hükümlerle alay edip hafife almaması, inkar sözleri ve davranışlarında bulunmaması gerekir. “EÅŸhedüenlâilâhe illallâh ve eÅŸhedü enne Muhammeden abdühü ve rasûlüh” (Ben ÅŸahitlik ederim ki, Allah’tan baÅŸka ilah yoktur; yine ÅŸahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve rasulüdür) demeyen Müslüman olamaz.
* Allah’a (cc) iman
Allah vardır ve bizim bilip bilemediÄŸimiz, zihnimizin kavrayıp kavrayamadığı bütün “en güzel” isimlere ve sıfatlara sahiptir. Yarattıklarının hiçbirine benzemez. Hiçbir ÅŸey O’nun dengi ve benzeri deÄŸildir. Alemlerde, yerde ve gökte yalnız O’nun (cc) tasarruf hakkı vardır. İlminin ve kudretinin nihayeti yoktur. HerÅŸeyi bilir, görür ve aynı anda idare eder.
Kainatı yaratan, idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve en yüce varlık olan Allah’a iman, iman esaslarının birincisi ve temelidir. Bütün ilahî dinlerde Allah’ın varlığı ve birliÄŸi (tevhid) en önemli inanç esası olmuÅŸtur. Çünkü bütün inanç esasları Allah’a imana ve O’nun birliÄŸi esasına dayanmaktadır. “Allah” kelimesinin, kendisine ibadet edilen yüce varlığın özel ismi olduÄŸunu kabul eden bütün İslam alimleri konu ile ilgili açıklamaları sırasında O’nu şöyle tanımlamışlardır: “Allah, varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan yüce varlığın adıdır”. Tanımdaki “varlığı zorunlu olan” kaydı (vâcibü’l vücud), Allah’ın yokluÄŸunun düşünülemeyeceÄŸini, var olmak için baÅŸka bir varlığın O’nu var etmesine ve desteÄŸine muhtaç olmadığını, dolayısıyla O’nun, kainatın yaratıcısı ve yöneticisi olduÄŸunu ifade etmektedir.
--------------------------------------------------------------------------------
Biz Allah’ı isim ve sıfatlarıyla tanırız
Biz, Allah’ın zatını ve mahiyetini bilemediÄŸimiz ve kavrayamadığımız için O’nu isim ve sıfatlarıyla tanırız. Kur’an-ı Kerîm, “O’nu gözler idrak edemez. Fakat O, gözleri idrak eder. O, eÅŸyayı pek iyi bilen, her ÅŸeyden haberdar olandır” (En’am 6/103) buyurarak, Allah’ın zatını idrak etmenin imkansız olduÄŸunu açıklamıştır. Hz. Peygamber de bu konuda şöyle buyurmuÅŸtur: “Allah’ın yarattıkları hakkında düşününüz. Fakat Allah’ın zatı hakkında düşünmeyiniz. Siz buna hiç güç getiremezsiniz”. Yüce Allah’ın sıfatları iki gruba ayrılır: Zatî sıfatlar, sübûtî sıfatlar.
*** Zatî sıfatları:
Sadece O’nun zatına mahsus olup, yarattıklarından herhangi birisine verilmesi mümkün olmayan ÅŸu altı sıfattır.
Vücûd: Allah’ın, kendisine has bir varlığa sahip olması. O’nun varlığı, kendindendir. Varlığın zıddı olan yokluk, O’nun için söz konusu deÄŸildir.
Kıdem: Varlığının baÅŸlangıcının olmaması. Ne kadar geriye gidilirse gidilsin, O’nun var olmadığı bir an yoktur.
Beka: Allah’ın varlığının sonunun olmaması. Ne kadar ileriye gidilirse gidilsin, O’nun olmayacağı bir an düşünülemez.
Muhâlefetün li’l-Havadis: Allah’ın, sonradan olmuÅŸ varlıkların hiçbirisine hiçbir ÅŸekilde benzememesi. O’nun zatı, hatırımıza ve zihnimize gelen her ÅŸeyin ötesindedir.
Vahdaniyet: Allah’ın zatında, sıfatlarında ve fiillerinde tek olması, eÅŸinin ve benzerinin bulunmaması.
Kıyam bi-nefsihi: Varlığının kendinden olması. O’nun varlığına sebep olan baÅŸka bir varlık, baÅŸka bir irade ve kudret yoktur. Varlığı, zatının gereÄŸidir.
*** Subûtî sıfatları:
Benzerleri sınırlı ve vasıtalı olarak insanlara verilmiÅŸ olsa da, Allah’ın kendisine has olan bu sıfatları sınırsızdır ve herhangi bir vasıtaya muhtaç deÄŸildir. Bunlar sekiz tanedir.
Hayat: Allah’ın kendisine has bir hayata sahip olması, ölümsüz olması.
İlim: Allah’ın, olmuÅŸ, olan ve olacak her ÅŸeyi bilmesi.
Semi’: Cenab-ı Hakk’ın, gizli, aÅŸikâr her ÅŸeyi iÅŸitmesi.
Basar: Yüce Yaratıcı’nın, her ÅŸeyi görmesi. Hiçbir ÅŸeyin O’ndan gizli kalmaması.
İrade: Allah’ın, dilediÄŸi her ÅŸeyi dilediÄŸi gibi yapması.
Kudret: Sonsuz ve sınırsız güç sahibi olması.
Kelâm: Allah’ın, kelâm sahibi konuÅŸan bir Varlık olması.
Tekvin: Allah’ın, yok olanı, yokluktan varlığa çıkarması, yaratması.
--------------------------------------------------------------------------------
| | |||||| _T E R İ M L E R_ ||||| | |
* Abdest nedir?
Dirsekler ile beraber ellerin, yüzün; topuklarıyla beraber ayakların temiz su ile yıkanması ve başın meshedilmesidir.
* Adak nedir?
KiÅŸinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibadet yapacağına dair Allah’a söz vermesidir. Mesela ‘ÅŸu iÅŸim olursa kurban keseceÄŸim veya bir gün oruç tutacağım’ demek gibi…
* Ahiret ne demektir?
Kıyametin kopmasından sonra başlayan ve sonsuza kadar devam edecek olan cennet ve cehennem hayatıdır.
* Ahkam nedir?
Kur’an ve sünnetin içerdiÄŸi dinî hükümlerdir.
* Ahlâk nedir?
Bir kişinin iyi veya kötü olarak nitelenmesine sebep olan manevî değerleri, huyları ve bunların tesiri ile ortaya koyduğu davranışların bütünüdür.
* Allah’ın rızası ne demektir?
Yapılan herhangi bir iÅŸten Allah’ın hoÅŸnut olmasıdır.
* Amin ne demektir?
Yapılan duâ için, “Ya Rabbi kabul buyur!” demektir.
* Arafat nedir?
Hacı adaylarının arefe günü toplandıkları, Mekke’nin güneydoÄŸusunda bulunan bir bölgedir.
* Ashâb ne demektir?
Hz. Peygamber’i dünya gözü ile gören ve O’nunla sohbet eden Müslümanlardır.
* Ebedî ve ezelî ne demektir?
Ebedî, sonu olmayan; ezelî ise başlangıcı olmayandır.
* Aşere-i mübeşşere nedir? Ve kimlerdir?
Dünyada iken Hz. Peygamber tarafından cennetle müjdelenen on kiÅŸiye AÅŸere-i mübeÅŸÅŸere denir. Bunlar: Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Talhâ, Hz. Zübeyr, Hz. Avf oÄŸlu Abdurrahman, Hz. Sa’d, Hz. Zeyd oÄŸlu Saîd, Hz. Ebû Ubeyde (ra) hazretleridir.
* Aşûre nedir?
Kameri takvimin birinci ayı olan muharremin onuncu gününe verilen isimdir.
* Ayet nedir?
Kur’an-ı Kerim’de durak iÅŸaretleri arasındaki cümle ya da ifadelerdir.
* Beytullah ne demektir?
Müslümanların namaz kılarken yöneldikleri Kâbe’nin diÄŸer adıdır.
* Bid’at nedir?
Dinin aslından olmadığı halde dindenmiş gibi algılanan şeylerdir.
* Câiz nedir?
Yapılması dinen yasak olmayan şeydir.
* Cami ve mescid nedir?
Müslümanların toplu halde veya tek başına namaz kılıp, ibadet ettikleri umuma açık mübarek mekânlardır.
* Din nedir?
Hür iradeleriyle inanan akıl sahibi insanları, en iyiye, en doğruya, en güzele ve ebedî mutluluğa ulaştıran İlahî kanunlar bütünüdür.
* Dört büyük kitabı biliyor musunuz?
Dört büyük kitap: Tevrât, Zebûr, İncil ve Kur’an’dır.
* Duâ nedir?
Kulun istek ve arzularını uygun bir üslupla Allah’a arz etmesidir.
--------------------------------------------------------------------------------
ESMÂ-Ü’L HÜSNÂ
* Esmâ-ü’l Hüsnâ, Allah’ın güzel isimleri demektir.
* Bir âyet-i kerîmede; “En güzel isimler O’nundur (Allah’ındır)” (HaÅŸr, 24) buyurulmaktadır.
* DiÄŸer bir âyette de; en güzel isimlerin Allah’a ait olduÄŸu belirtildikten sonra, bu isimlerle dua edilmesi tavsiye olunmaktadır (A’râf, 180).
* Allah (cc) hakkında ancak âyet ve hadîslerde zikri geçen ve söylenmesine izin verilmiş olan isimler kullanılabilir. Rastgele isim izafe edilemez.
* Esmâ-ü’l Hüsnâ ile ilgili olarak Buhârî ve Müslim’de:
* “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları ezberlerse (îman eder ve ezbere sayarsa) cennete girer.” buyurulmuÅŸtur.
* Tirmizî, İbn-i Hibban ve Hâkim’in bu konudaki rivâyeti ise şöyledir:
* “Kim bunları (Esmâ-ü’l Hüsnâ’yı) mânâlarını anlayarak sayar, bunlarla Allah’ı zikrederse cennete girer.”
ALLAH
Bu ism-i ÅŸerif, Cenâb-ı Hakk’ın has ismidir. Bu itibarla diÄŸer isimlerin ifade ettiÄŸi bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. DiÄŸer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.
Bu isim, Allah’tan baÅŸkasına ne hakikaten ve ne de mecazen verilemez. DiÄŸer isimlerin ise, Allah’tan baÅŸkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur yoktur. İnsanlara Kadir, Celâl ismini vermek gibi. Yalnız bu isimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, “kul” mânâsına gelen “abd” kelimesinin ilâvesi güzeldir. Abdülkadir ismi gibi...