Kararsızlık Nedir

Son güncelleme: 29.05.2011 16:45
  • kararsız olmak - kararsızlık üzerine makale - kararsızlıktan kurtulmanın yolları - kararsız olma haliHayatta kararsız kalmak kadar sıkıntı verici bir duygu yoktur. İki arada bir derede kalınca insan ne yapacağını şaşırır. Üstelik düşündükçe kafası daha çok karışır ve iyice içinden çıkılamaz bir hale gelir derdi.

    Burcumun etkisi olacak, ben biraz kararsız bir tipim. Bu zaafım çok rahatsızlık verdiğinden bu sefer de kendimi zorlayarak çok acele karar verme gayretine girerim. Her zamanki gibi orta yolu kaçırınca ipin ucu da otomatik olarak veda eder bu durumda.

    İnsan hep ayaklarının üzerinde sağlam durmalı. Yoksa en ufak bir zayıflık gösterdiğinde diğerleri saldırıya geçme iç güdüsüyle hareketlenir. Fakat gelin görün ki sürekli kuvvetli olmak söylendiği kadar kolay bir iş değildir.
    Hayatın sizin için ne gibi sürprizler hazırladığını bilemezsiniz. Bir gün önce imkansızlıklardan şikayetçiyken bir anda şartlar değişip dünyanın en mutlu kişisi olabilirsiniz. Ya da korkarım tam tersi olabilir.

    Burada hemen akla bir klişe geliyor. "İnsan ne oldum dememeli, ne olacağım demeli!"
    Fakat bunu pek az sayıda insan başarabilir. Ne olacağını düşünüp endişe duymak daha ihtimal dahilinde. Çünkü yarınlar için kaygılanmak zaten doğal bir güdü. Aksi ise zor. Nefs, yirmi dört saatlik mesaisinde hiç "ne olacağım" demez.
    Hep bulunduğu yerin zaten hakkı olduğunu telkin eder. Değişilmez bir kişi olduğu yanılgısına sürükler bilinci. Halbuki bu bir masal kadar bile inandırıcı değildir. Dünyada herkesin yerine gelebilecek daha kalifiye insanlar vardır. "Ben bir taneyim" diye böbürlenmek olsa olsa kayıp getirir.

    Dünya malı ise en az dünya kadar sahte ve geçicidir. İstediğiniz kadar zengin olun, itibar sahibi, söz sahibi olun fark etmez. Bir anda, evet kısacık bir anda devran dönüverir ve siz kendinizi birdenbire açıkta buluverirsiniz.
    Padişahları düşünün. Onca saltanat ve zenginlik bile eriyebildikten sonra sıradan servetlere ne kadar güvenebilirsiniz?
    Peki ne olacak?

    Aslında olacak bir şey yok. En gerçek duygu sevgidir. Ve sevgi aynı zamanda paha biçilmez bir hazinedir. Ona sahip olmaya çalışacağız. Önce yüreğimize sonra akıl ve mantığımıza danışacağız. Akıl yanılabilir ama kalp asla! Bu sayede kararsızlık çekmekten de kurtuluruz. Çünkü doğru bir tane olur ve kalp onu müthiş bir seçicilikle bulur.

    Yoksa işimiz salt mantığa kalırsa yandık demektir. Bu dünyanın şartları da en az dünyanın kendisi kadar hızlı döner. Bir gün önce doğru kabul edilen bir gün sonra sakıncalı ilan edilebilir. İnsana dayalı işlerde yanılma payı çok olur. Çünkü insan, henüz evrimini tam olarak tamamladığını ispat edememiştir. Dolayısı ile bizler birbirimizi yanıltabiliriz. Ama Allah vergisi sezgi kabiliyeti ve kalp bizim de üstümüzde çalışabilir.

    Kararsızlık içinde oflayıp poflayacağımıza kendimize yönelmeye çalışabiliriz. Kalbimize kulak verip ne yapacağımızı ona sorabiliriz. Yalnız bir kere karar verdikten sonra artık geri dönmemeye ve pişman olmamaya özen göstermeliyiz. Çünkü pişmanlık denen o duygu insanı yiyip bitirebilir. Her ne olmuşsa Allah'tan gelmiştir ve insanoğlu denen aciz yaratık ancak boyun eğebilir.Kalbimizi temiz tutup Allah'a sığındıktan sonra varlığımızı fazla da abartmadan yaşayıp gitmeliyiz işte. Güleryüz, tatlı dil, hediyeleşmek gibi sünnetleri unutmadan, kimsenin kötülüğünü isteyip haset etmeden hayatımızı sürdürdüğümüzde sıkıntı çeksek bile en azından kendimizden emin olabiliriz.
    Bu da pişmanlık duymamak demektir.

    Yani yine dönüp dolaşıp sevgiye geldik. Sevebildiğimiz sürece mutlu olabiliriz. Sevilebildiğimiz sürece güven duygumuz beslenir. Bu takdirde her türlü vesvese tarihe karışır gider.

    Formüller belli. Yeter ki başarabilelim.




    alıntı
#29.05.2011 16:45 0 0 0