Göz ve Çevresi Tümörleri

Son güncelleme: 10.06.2011 17:05
  • göz hastalıkları - göz çevresi iyi huylu tümörleri - göz tümörü tedavisi - göz tümörleri
    VİRAL SİĞİLLER

    Viral siğil (squamoz hücreli tümör) genellikle erişkinlerde görülen göz kapaklarının en sık rastlanan selim tümörüdür. Humon papilloma virüs (HPV) sebep olmaktadır. Başlıca belirtisi göz kapaklarında ağaç çileğini andıran bir satha sahip saplı veya geniş tabanlı(sessile) bir lezyondur.

    Doğru tanı önemlidir. Siğilin koparılması, kanatılması doğru değildir. Mutlaka doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.

    Tedavide göz doktoru tarafından eksizyon(cerrahi çıkarımı) veya lazer ablazyon yapılır. Tedavi sonrasında tekrar edebilmesi nedeniyle doktorunuzun size belirttiği aralıklarla düzenli olarak kontrole gitmeniz gerekmektedir.
    SEBOREİK KERATOZ

    Seboreik keratozlar (bazal hücreli papillom) yaşlı bireylerin yüz ve göz kapaklarında sık olarak görülen yavaş büyüyen lezyonlardır. Seboreik keratozlar ufak, yağ ihtiva eden, yuvarlak, dışarıdan yapıştırılmış hissi veren görüneme sahip lezyonlardır.

    Tedavide eksizyon (cerrahi çıkarım) yapılır.

    AKTİNİK KERATOZ

    Aktinik keratoz genellikle ileri yaşlarda yüz, boyun, el gibi güneşe maruz kalan kısımlarda görülen cilt lezyonudur. Nadiren göz kapaklarında görülür. Tipik olarak aşırı güneş ışığına maruz kalmış yaşlı, açık ten renkli bireyleri etkiler. Düz, pul pul dökülen, zımpara kağıdı görünümünde lezyonlardır.

    Aktinik keratozların kötü huylu tümörlere dönüşebilme riski mevcuttur. Bu yüzden mutlaka tedavilerinin yapılması gerekmektedir. Özellikle açık ten renkli kişilerin güneşten korunması önemlidir.

    Tedavide önce biopsi uygulanır, bunu eksizyon(cerrahi çıkarım) veya kriyoterapi(yara dondurma) izler.

    Ciltten dışarıya doğru boynuz şeklinde uzanan pigmentli cilt lezyonlarıdır. Kutanöz horn, aktinik keratoz ve viral siğillerle beraber görülebilir.

    Tedavide de eksizyon(cerrahi çıkarma) işlemi yapılır.

    PİYOJENİK GRANÜLOM

    Piyojenik granülomlar genellikle ciltte bir enfeksiyon yada tavmayı takip eden ve hızlı büyüyen kitlelerdir. Hafif travma sonrasında dahi kanama özelliğine sahip pembemsi renkte kitlelerdir.

    Tedavide eksizyon(cerrahi çıkarımı) işlemi uygulanır.

    GÖZ KAPAĞININ BASİT NEVÜSLERİ

    Nevüsler halk arasında -BEN- olarak bilinen kitlelerdir. Nevüsler melanosit adı verilen ve melanin adlı pigmenti salgılayan hücrelerden gelişirler. Bu yüzden genellikle koyu renklidirler. Basit nevüslerin bir kısmı cilt seviyesindeyken bir kısmı da ciltten kabarık olarak gelişirler.

    Benler doğumsal olabildiği gibi sonradanda gelişebilirler. Güneş ışığına maruziyet riski artırır. Benlerin kötü huylu tümörlere dönüşme riski düşükte olsa mevcuttur. Bu yüzden düzenli olarak doktor kontrolünde bulunmak gerekmektedir. Doktorunuz gerekli görürse cerrahi olarak çıkarılabilir.

    KERATOAKANTOMA

    Göz kapağında nadiren görülen keatoakantoma iyi huylu olmasına rağmen hızlı büyüme gösterir. Birkaç gün içinde büyüklüğünün iki-üç katına ulaşır. Pembe renkli görünümü vardır. İki-dört cm çapına ulaştıktan sonra genellikle büyümesi durur ve çoğunlukla kendiliğinden geriler. Tepesinde kabuklu bir görünümü vardır.

    Tamamen normal kişilerde oluşabilmekle beraber özellikle böbrek naklini takiben immunsupresif tedavi alanlarda gelişme riski daha fazladır.

    Tedavide eksizyon (cerrahi çıkarma) yapılır.

    ÇİLEK NEVÜS

    Çilek nevüsleri(kapiller hemanjiom) kızlarda daha fazla görülen ve üst göz kapağına yerleşmeyi seven nadir görülen kitlelerdir. Genellikle doğumdan sonra vuku bulur. Çilek nevüsleri üzerlerine basmakla soluklaşan ama ağlamayla şişkin bir hal alan tek taraflı küçük, kabarık, kırmızı lezyonlardır.

    Genellikle hayatın ilk bir yılı hızla büyür ancak hastaların çoğunda yedi yaş civarında tamamen kaybolur.

    Çok büyük ve hızlı büyüyen nevüsü olan hastalarda yüksek debili kalp yetmezliği gelişebileceği unutulmamalıdır.

    Tedavide çoğunlukla kendiliğinden gerilediği için takip önerilir. Ancak büyük kitleler üst göz kapağında ağırlık etkisiyle düşüklük ve buna bağlı olarak da göz tembelliği yapabileceğinden tedavi edilmelidir. Tedavide steroid(kortizon) enjeksiyonu ve doktorunuz gerekli görürse eksizyon(cerrahi çıkarımı) uygulanır.


    KONJONKTİVANIN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ)

    Konjonktival Epitelyal Melanozis

    Konjonktival epitelyal melanozis sıklıkla siyahîlerde ve esmer tenli bireylerde görülen tümüyle selim tabiatlı bir durumdur. Hayatın ilk birkaç yılı içerisinde büyüme gösterirken, erken erişkin döneminde sabit hale gelir. Her iki gözde birden görülür.

    Gözün beyaz kısmında(konjonktivada) düz, yama tarzında, yaygın kahverengi pigmentasyonlar şeklindedir.

    Tamamen iyi huylu olup tedavi gerektirmezler, doktorunuza düzenli aralarla kontrole gitmeniz gerekmektedir.



    Konjenital(Doğuştan) Oküler Melanositozis

    Gözün beyaz kısmında(konjonktivada) birçok nokta-yama tarzında kurşuni gri renkte pigmentasyonlardır. Sıklıkla göz çevresi cildinde de pigmentasyon görülmektedir. Göz ve cildin beraber tutulduğu durumda okülodermal melanositozis (ota nevüs) olarak adlandırılır. Bu hastaların tutulan gözleri daha koyu renkli olabilmektedir.

    Konjenital oküler melanozisli hastalarda melanom(bir çeşit kötü huylu tümör) gelişme riski mevcuttur. Ayrıca bu hastalarda glokom(göz tansiyonu) gelişme riski de mevcuttur. Bu yüzden doktorunuzun size belirteceği aralıklarla kontrollere gitmeniz büyük önem taşımaktadır.



    Primer Akiz Melanozis

    Primer akiz melanozisli hastalarda tek gözü tutan düzensiz konjonktival(gözün beyaz kısmı) kahverengi pigmentasyon alanları görülür. Konjonktivanın herhangi bir yerini tutan bir ya da daha çok sayıda pigmentasyonlardır. Primer akkiz melanozis küçülebildiği gibi uzun zaman boyunca aynıda kalabilir. Tutulum sahalarının rengi açılabilir ya da koyulaşabilir.

    Kötü huylu tümörlere dönüşme riski yüksek olduğundan, doktorunuzun size belirttiği aralıklarla kontrollere gitmeniz gerekmektedir. Kabarık olmayan pigmentasyonların üzerinde aniden bir ya da birden çok nodülün(yumrucuğun) görülmesi kötü huylu tümör gelişmesinin bir işareti olabilir.

    Tedavide ilk olarak biyopsi yapılır. Biopsi sonucuna göre kriyoterapi(yara dondurma) ya da eksizyon(cerrahi çıkarma) yapılır.



    Konjonktival Nevüsler

    Konjonktival nevüs(ben) nispeten nadir görülen, selim, genellikle tek taraflı olarak ortaya çıkan klinik durumdur. Lezyon içinde sıklıkla kistik boşluklar yer alır. Hastalık genellikle yirmi yaşına kadar ortaya çıkar. Puberte sırasında pigmentasyonun yoğunluğu artarken, nevüsde büyüme görülebilir. Gözün beyaz kısmında düzgün sınırlı hafif kabarık lezyonlardır. Koyu ya da açık renkli olabilirler.

    Kötü huylu tümörlere dönüşebilme riski olduğundan doktorunuzun size belirteceği aralıklarla kontrollere gitmeniz gerekmektedir. Özellikle pigmentasyonda ya da büyüklükte artış olması habis potansiyel açısından değerlendirilmesini gerektirir.

    Tedavide, doktorunuzun gerekli gördüğü durumlarda cerrahi çıkarım yapılır.



    Pedinküllü Konjonktival Papillom

    Humon papilloma virüsünün(HPV) enfeksiyonundan meydana gelir. Hastalık en sık olarak çocukluk döneminde ya da erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. Bu kitleler birden çok sayıda olabileceği gibi bazı hallerde iki gözü de tutabilir.

    Büyük oranda kendiliğinden iyileşme söz konusu olduğundan küçük lezyonlar tedavi gerektirmezler. Doktorunuzun uygun gördüğü durumlarda kiryoterapi(yara dondurma) ya da eksizyon(cerrahi çıkarma) yapılabilir.



    Sesil Konjonktival Papillom

    Hastalık genellikle orta yaşlı kişilerde görülür. Hemen her zaman tek gözü tutar. Konjonktivada(gözün beyaz kısmı) kahverengi bir adet lezyon olarak göze çarpar.

    Kötü huylu tümörlere dönüşebilme riski olduğundan tespit edildiğinde cerrahi çıkarımı gerekmektedir.



    Dermoidler

    Çoçukluk çağının en sık görülen konjonktival tümörleridir. Bunlar düzgün sınırlı, yumuşak, sarımsı renkli konjonktival(gözün beyaz kısmı) lezyonlardır. Goldenhar sendromlu çocuklarda daha sık görülürler.

    Tedavide cerrahi çıkarım yapılır.



    Lipodermoidler

    Erişkin dönemde ortaya çıkan, gözün beyaz kısmının kenarında(dış kantusta) gelişen, hareket ettirilebilen lezyonlardır.

    Lipodermoidlerin cerrahi çıkarımı sonrasında cerrahiye bağlı oluşabilecek sorunlar(göz hareketlerinde kısıtlılık gibi) nedeniyle takip edilmeleri daha çok tercih edilir.

    ÜVEAL SİSTEMİN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ

    İris Nevüsleri

    İris(gözün renkli kısmı) nevüsleri(benleri) genellikle çapı 3 mm den küçük olan, düz veya zeminden hafif kabarık olan pigmentli lezyonlardır. Küçük olanlarına iris çilleri denir. Birden çok olabilirler. Kötü huylu tümörlere dönüşme riskleri yoktur.

    Cogan-Reese sendromlu hastalarda iris nevüsleri çok daha büyük olabilirler. İris nevüsleri çoğunlukla tedavi gerektirmezler, takipleri uygundur.

    Lisch Nodülleri

    Nörofibromatozis-1 hastalarının hemen hepsinde 16 yaşından sonra bulunan küçük, her iki gözde birden görülen, pigmentli hamartomlardır. Kötü huylu tümörlere dönüşme riski yoktur, takipleri uygundur.



    Koroidal Nevüs

    Nüfusun yaklaşık %1-2'sinde görülürler. Muhtemelen doğumda bulunsalar da asıl büyüme puberte öncesinde olur ve sonrasında nadiren büyüme gösterirler. Bu yüzden klinik açıdan büyüme çok nadir bir olgu olup, malign transformasyon(kötü huylu tümörlere dönüşme) ihtimaline karşı şüphe uyandırmalıdır.

    Hastaların koroidal nevüslerle ilgili herhangi bir şikâyetleri bulunmaz. Koroidal nevüsler düz, oval şekilli kurşunu gri renkli lezyonlar olup, çoğunlukla rutin göz muayenesi sırasında tesadüfen fark edilirler.

    Doktorunuzun size belirteceği aralıklarla düzenli olarak yapılan fundus muayenesi ve flöresein angiografiyle(göz angiosu) takip edilmeniz gerekmektedir. Düzenli yapılan bu kontrollerde nevüsün boyutlarında büyüme olup olmadığı kontrol edilir. Büyümenin varlığı durumu uyarıcı olup tedavi gerektirebilir.

    Koroidal Hemanjiom

    Bu hastalık erişkinlik döneminde gözlerden birinde görme azalması ile kendini gösterebileceği gibi rutin göz muayenesi sırasında tesadüfen de tespit edilebilir.

    Doktorunuzun belirteceği aralıklarla yapılan fundus muayenesi, göz ultrasonu ve flöresein anjiografi(göz anjiosu) ile takip edilmeniz gerekecektir. Tedavide sadece görmenin tehdit edildiği durumlarda harici ışın radyasyonu uygulanır.

    Bu hastalarda kistoid retinal dejenerasyon, retina dekolmanı gibi görme azalmasına sebep olabilecek komplikasyonlar görülebilmektedir. Sturge-Weber sendromlu hastalarda hemanjiomlar çok daha büyük olabilmektedir. Bu hastalarda komplikasyon riski daha yüksek olup, takip daha ayrı bir önem taşımaktadır.

    Koroidal Osseöz Koristoma

    Koroidal osseöz koristoma(osteoma) tipik olarak genç kadınları etkileyen nadir, selim tabiatlı, kemikleşmeye sebep olan bir tümördür. Vakaların %25'inde her iki göz birden tutulur. Hastalık görme keskinliğinin giderek artan oranlarda azalmasıyla ortaya çıkar ya da rutin göz muayenesi sırasında tesadüfen bulunur.

    Doktorunuzun belirteceği aralıklarla yapılan fundus muayenesi, göz ultrasonu, flöresein anjiografi(göz anjiosu), kranial BT ile takip edilmeniz gerekecektir.

    Melanositoma

    Melanositoma üveal sistemin herhangi bir yerinde olabileceği gibi sıklıkla görme sinirini(optik siniri) tutar. Özellikle optik sinir tutulduğunda görme kaybı olabilmekle beraber, çoğunlukla rutin göz muayenesi sırasında tesadüfen bulunur. Ayrıca bu hastalarda glokom(göz tansiyonu), üveit gibi sorunlar gelişebilmektedir.

    Doktorunuzun belirteceği aralıklarla yapılan fundus muayenesi, göz ultrasonu, flöresein anjiografi(göz anjiosu), kranial BT ile takip edilmeniz gerekecektir. Takipler nadiren de olsa gelişebilecek komplikasyonlar(göz tansiyonu, görme kaybı gibi) ve malign transformasyon nedeniyle önemelidir.

    RETİNANIN İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ

    Astrositom

    Retina ve optik sinirin astrositomu nadir görülen, selim tabiatlı, görmeyi tehdit etmeyen bir tümördür. Sıklıkla tüberoskleroz hastalığı olanlarda görülürler.(Tuberoskleroz hastalarının % 50'sinde astrositom görülür.)

    Bu tümörler herhangi bir şikâyete sebep olmazlar, tedavi gerektirmezler.



    Kapiller Hemanjiom

    Retina ve optik sinirin kapiller hemanjiomu nadir görülen, iyi huylu ancak görmeyi tehdit edebilen tümörlerdir. Von Hippel Lindau hastalarında görülme sıklığı artar.

    Bu hastalıkta çeşitli komplikasyonlara bağlı görme azalması olabilmektedir, bu yüzden tanı, takip ve tedavi önemlidir.Tanı için fundus muayenesinin yapılması ve flöresein anjiografi(göz anjiosu) çekilmesi gerekmektedir.

    Her kapiller hemanjiom vakası tedavi gerektirmez. Ancak görmenin tehdit edildiği olgularda tedavi gerekir. Argon lazer fotokoagülasyon, kiryoterapi(yara dondurma), radyoterapi(ışın tedavisi), cerrahi çıkarma yöntemlerinden doktorunuzun uygun göreceği biri tedavide uygulanır.

    Kavernöz Hemanjiom

    Tek gözü tutan nadir, doğumsal, damarsal tümörlerdir. Bu hastalarda cilt ve sinir sisteminde de bu tür lezyonlara rastlamak mümkündür.

    Hastalık ya rutin göz muayenesi sırasında tesadüfen ya da yirmili yaşlarda tümörün göz içine kanamasına(vitre içi kanama) bağlı olarak görme azalması sebebiyle fark edilir. Olguların çoğu tedavi gerektirmez, ancak geçmeyen göz içi kanamaları gibi durumlarda tedavi gerekmektedir. Bu yüzden düzenli olarak doktorunuzun belirttiği aralıklarla kontrollere gitmeniz gerekmektedir.

    OPTİK SİNİRİN(GÖRME SİNİRİNİN) BENİGN(İYİ HUYLU) NEOPLAZİLERİ (TÜMÖRLERİ)

    Optik Sinir Gliomu

    Optik sinir gliomu tipik olarak genç kızlarda ortaya çıkan, yavaş büyüyen bir tümördür. Nörofibromatozis-1'li hastalarda daha sık görülür.

    Hastalık sıklıkla görme sinirini etkileyerek görme kaybına sebep olur. Bazı hastalarda tümör kitlesel etkisiyle gözü öne doğru itebilir.(proptozis)

    Hastalık görme kaybı gibi herhangi bir komlikasyona sebep olmamışsa doktorunuzun belirleyeceği aralıklarla kontrollere gitmeniz yeterli olacaktır. Ancak görme kaybı, kozmetik sorunlar ya da tümörün hızlı büyümesi gibi bir durum söz konusu olduğunda tümörün cerrahi olarak çıkarımı gerekmektedir. Tümör cerrahi sınırlar dışına kafa içi yayılım gösterirse radyoterapi(ışın tedaisi) ve kemoterapi gerekecektir.


    Pleksiform Nörofibrom

    Pleksiform nörofibrom hemen her zaman nörofibromatozis-1'li hastalarda görülür. Erken çocukluk döneminde ortaya çıkar.

    Tümörün kitlesel etkisiyle gözlerin öne doğru gelmesi(proptozis), göz kapaklarında düşüklük(ptozis) gelişebilir. Düzenli olarak göz ve nöroloji doktorlarına kontrollere gitmeniz gerekmektedir.


    LAKRİMAL BEZİN(GÖZYAŞI BEZİ) İYİ HUYLU TÜMÖRLERİ

    Lakrimal Bez Adenomu

    Genellikle ellili yaşlardan sonra ortaya çıkar. Lakrimal bez adenomu üst göz kapağında ağrısız, yavaş ilerleyen bir şişlik şeklinde belirti verir. Gözün arka kısmına doğru ilerleyerek gözü öne doğru itebilir.(proptozis)

    Tedavide tüm tümör cerrahi olarak çıkarılır. Sonuç tümör çıkarıldıktan sonra iyidir. Tedavi öncesinde bu hastalara biyopsi önerilmez.

    HAZIRLAYAN; Doç. Dr. Feyza ÖNDER
#10.06.2011 17:05 0 0 0