Sana koştum yıllar yılı.
hiç yorulmadım hiç bıkmadım..
hep sen vardın içimde.
ekmeğime yoldaş gibiydin.
hiç şikayet etmedim halimden.
yapayanlızdım bu küçücük dünyamda.
seni görene dek.
sabahın en soğuk ayazında karşılaşırdık.
on dakıka beklerdın hanı?
hepde geç kalırdı dolmuş.
kızıp söylenmeye başlardın.
bense çoğu kez sevinirdim,
sırf bu yüzden hergün bir simit verirdim dolmuş şoförüne..
para vermeye kalkardı almazdım.
anlamazdı benı fakat garip bir dostluk başlamıstı aramızda.
simitçi kardeş derdi niye be?
neden veriyorsun hergün bu simiti?
sorma derdim hergün on dakıka geç gel yeter..
son zamanlarda artıkpek az geliyordun..
hergün bikoşu sımıtleri alır ,
yolunu beklerdım durakta,
göremeyince seni meraklanırdım,
müşteri simit isterdi ben neden gelmedi derdim
bir çok kez kavga etmiştim müşterilerle bu yüzden.
bırgün kendi kendime söz verip
bugun konusup anlatacagım derdımı diye karar almıştım
saat yedi olmuştu saçlarım taralı
enkıyak elbisemi giyip cilalı ayakkabılarımla gelmiştim duraga
herkes takılırdı hey simitçi düğün nezaman)aldırmazdım
seni görünce uzaktan öyle heyecanlanmıştımki
içim içime sığmıyordu..
yaklaştıkça sen cesaretim bitiyordu
kaçıp gitmek istiyordum fakat dizlerim tutmuyordu
sonunda gelmiştin işte karşımda duruyordun
gülümseyerek baktın günaydın dedin
bişeyler söylemek istiyordum ama nerdeee
sadece bakıyordum sana hayranlıkla
tam oanda bır ses duymustum arkamda
bırak sen hayatım dıyordu ben alırım
ve elini tutuyordu çıldırmıştım
sen kim oluyorsun be dedim bayana simit almaya?
neredeyse dövecegim adamı okadarkı ellerim titriyor sinirden
ve sen :sakin olun beyefendi nişanlım olur demiştin..
nişanlım olur.....
bu söz çınladı durdu beynımde nişanlım olur
kahrolası dolmuşta gelmiyordu..
ağlamak istıyordum haykırmak nasıl olurdu bu
dolmuş geldi ve elele binip gitmiştiniz
işte ağlıyordum boncuk boncuk yaşlar dökülüyordu gözlerimden
kaybetmiştim seni hemde ebediyen..
kendime kızıyordum neden daha önce söylemedim hislerimi diye
yaşamak istemiyordum artık
en iyisi ölmekti benim için
ertesi biraz toparlanıp saat tam yedide gelmiştim duraga
aslında hiç karşılaşmak istemiyordum bırdaha
derken saat yedi buçuk olmustu
yoktu yedi onbeş dolmuşu sevinmiştim aslında ama
merakta etmiştim
sorunca başka bir dolmuşçuya dünya başima yıkılmıştı sanki
dün kaza yaptı diyordu şoför kurtulan yok!
bugun cenazeleri var bende oraya gidiyorum...
acıdan ayakta durmakta zorluk çekiyordum
son bir gayretle bınıp dolmuşa cenazeye geldim
ve tabutun üstüne bırtane simit ve gözyaşlarımı bıraktım
o gün almamiştinizya gözyaşlarımla uzaklaştım..
bir köşe başına yıgılıp kaldım ağladim sana kaderime sensizliğe
bu dunyanın insafsızlığına AĞLADİM........