Zahide

Son güncelleme: 09.09.2006 09:23

  • noimage

    Halk arasında "Zahidem" adıyla ün yapan türkünün şairi Aşık Arap Mustafa, 1901 yılında Çiçekdağı'na bağlı Orta Hacı Ahmetli köyünde dünyaya gelir. Babasını ve annesi çok küçük yaştayken kaybeder. İlk önce akrabalarının yanında sonra da başkalarının yanında büyür.
    Arap Mustafa'nın babası düğünlerde,toplantılarda "Koca Oyunu " denilen oyunda "Arap" rolünü üstlenirmiş.Bu nedenle de Mustafa'ya da "Arap" lakabı takılır.Küçük yaşta kimsesiz kalan Arap Mustafa 10 yaşına gelince Yukarı Hacıahmetli köyünden Hacı Bürozadeler'den Mehmet'e çiftçi olarak gider. Zaman içinde çalışkan,babayiğit,giyimine özen gösteren yakışıklı bir delikanlı olan Arap Mustafa,ağasının kızı Zahide'ye gönlünü kaptırır. Fakir ve kimsesiz olduğundan içindeki bu sevdayı kimseye söyleyemez.
    20 yaşına gelince askere giden Mustafa'nın aklı hep Zahide'dedir.Mustafa bu yüzden köydeki dostlarına gönderdiği mektuplarda hep Zahide'den haber almaya çalışır. Ve bir gün Zahide'nin bir hafta sonra evleneceği haberini alır.

    Duyunca şu mısraları yazar:

    Zahide kurbanım n'olacak halim
    Gene bir laf duydum kırıldı belim
    Gelenden gidenden haber sorarım
    Zahidem bu hafta oluyor gelin

    Hezeli de deli gönül hezeli
    Çiçekdağı döktü m'ola gazeli
    Dolaştım alemi gurbet gezeli
    Bulamadım Zahide'mden güzeli

    Ay ile doğar da gün ile aşar,
    Zahide'mi görünin tebdili şaşar
    İyinin kaderi kötüye düşer
    Diken arasında kalmış gül gibi.

    Zahide'm kurbanım kurtar bu dardan
    Baban anlamadı bizim bu haldan
    Kekiline sürmüş kokulu yağdan,
    Derdin beni del'ediyor Zahide'm.

    Ziyaret'ten çıktım Cender'in özü
    Kum gibi kaynıyor Zahide'm gözü
    Aslını sorarsan esalet yerden
    Hacı Bürolardan Mehmet'in kızı.

    Gurbet ellerinde esirim esir
    Zahide'm kurbanım hep ben de kusur
    Eğer baban seni bana verirse
    Nemize yetmiyor el kadar hasır.

    Çiçekdağı'nda da hiç gitmez duman
    Zahide'm kurbanım hallarım yaman
    Yapamadım şu babayın gönlünü
    Fakir diye bana vermedi baban

    Anamdan doğalı çok çektim cefa
    Şu yalan dünyada sürmedim sefa
    Adımı namımı soran olursa
    Orta Hacı Ahmetli Arap Mustafa

    Arapoğlu Mustafa'nın kendisine Mecnun gibi aşık olduğunu gören Zahide etkilenir ve Mustafa için şiirler söyler. Bu şiirin üç kıtasını H.Vahit Bulut,1973 yılında hacı Ahmetli köyünden Zahide'nin yakın arkadaşı ve sırdaşı Fatik'ten derler.

    Bu nasıl sevdaymış geldi başıma
    Felek ağu kattı tatlı aşıma
    Sevda çeknelere zor gelir gurbet
    Gece gündüz elim kalkmaz işime

    Aşağıda sap kağnısı geliyo
    Derdin beni elik elik ediyo
    Kurbanlar olayım kara Mustafa'm
    Babam beni yad ellere veriyo

    Arapoğlu derler gayetten atik
    Gözleri kara da,kaşları çatık
    Git nazlı yardan bir haber getir
    Bastığın yerlere kurbanım Fatik.

    Ağlayarak yayığımı yayrım
    Yarim gitti günlerini sayarım
    Çıksa Büyüköz'e mendil sallasa
    Islık çalsa ıslığını duyarım

    Çoşkuna da deli gönül çoşkuna
    Aşkından zahide döndü şaşkına
    Sensiz edemiyom nazlı civanım
    N'olur bir yol görün Allah aşkına

    Kaynak: Öyküleriyle Kırşehir Türküleri,Destanları, Ağıtları



    umarım beğenirsiniz
#09.09.2006 09:09 0 0 0
  • begenmek ne kelime eski bir aşkı o zamanın hayaliyle okudum. eski aşklar gibisi var mı derler ya evet öyle birbirlerine deli gibi aşık olup bunu yıllarca içlerinde saklamışlar

    çok teşekkürler serendipity
#09.09.2006 09:23 0 0 0