Sonbahar hastalıkları kapıda

Son güncelleme: 26.09.2006 06:58
  • Yavaş yavaş yazı uğurluyoruz. Yağmurlarıyla, rüzgârıyla...kısalan günleriyle, arada yazı bile kıskandıran sıcaklarıyla ve hastalıklarıyla sonbahar kapımızda
    Sonbaharla birlikte hastalıklarda sağlığımızı tehdit etmeye başlıyor. İşte uzmanların önerileri
    Yavaş yavaş yazı uğurluyoruz. Yağmurlarıyla, rüzgârıyla...kısalan günleriyle, arada yazı bile kıskandıran sıcaklarıyla ve hastalıklarıyla sonbahar kapımızda. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, sonbahar hastalıklarına dikkat çekti.
    Sonbahar ani ısı değişiklikleriyle vücut dengesini alt üst ediyor, bağışıklık sistemini zayıf düşürüyor. Bundan da en çok dış ortamla sürekli temas halinde olan solunum yollarımız etkileniyor ve hastalıklar kaçınılmaz oluyor. Bunların başında soğuk algınlığı geliyor. Halk arasında üşütme veya nezle isimleriyle de bilinen bu hastalığın nedeni bir cins küçük mikrop olan virüslerdir.
    Ah şu virüsler
    Soğuk algınlığına neden olan virüslere solunum yolları virüsleri ismi verilir. Bunların pek çok çeşidi vardır, ama başlıcaları rinovirüsler, koronavirüsler, adenovirüsler, influenza ve parainfluenza virüsleridir. Sadece rinovirüslerin kendi içlerinde 100'den fazla türleri olduğunu söylersek sonbahar hastalığının ne kadar çok etkeni olduğu kolayca anlaşılır.
    Risk faktörleri
    Yaş: Hastalık küçük çocuklarda daha çok görülür. Yaşamlarının ilk dönemlerinde yılda 4-5 kez hastalanan bebekler, büyüdükçe bağışıklıkları da arttığı için daha az hastalanmaya başlarlar.
    Cinsiyet: Erkek çocuklar kızlara göre daha hassastırlar.
    Kalabalık evler: Ev ne kadar kalabalıksa ve ne kadar küçükse, nezle riski de o kadar fazladır. Böyle ortamlarda bulaşma daha kolay olmaktadır.
    Sigara: Sigara tiryakileri hem soğuk algınlığına hem de diğer solunum yolları hastalıklarına daha duyarlıdırlar. Ayrıca, evlerinde sigara içilen kişilerde de soğuk algınlığı riski daha yüksektir. Bu durum özellikle 1 yaşın altındaki bebekler için çok önemlidir.
    Hava kirliliği: Hava kirliliği solunum yolları savunma sistemlerini zayıflatarak soğuk algınlığı riskini artırır.
    Beslenme: A vitamini eksikliği hastalık riskini artırır. Anne sütü almamış bebekler de yüksek risk altındadırlar.
    Alkolizm: Alkoliklerin de diğer enfeksiyonlara olduğu gibi nezleye de dirençleri daha azdır.
    Allerjik bünye: Astım, egzama... gibi alerjik hastalığı olanlarda solunum yolları viral enfeksiyonları daha fazla görülmektedir.
    Stres: Stres solunum yolları duyarlılığını artırarak hastalığın seyrini olumsuz yönde etkiler. Çoğu kez stresle birlikte bulunan sigara, alkolizm, kötü beslenme, uyku bozuklukları... da yardımcı faktörlerdir.
    Belirtiler
    Hastalık ani olarak burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve boğaz ağrısı gibi belirtilerle başlar. Gözlerde de kızarma, sulanma ve yanma olabilir. Ateş genellikle normaldir, ama bazı kişilerde hafif olarak yükselmiş de bulunabilir. Bir çok hasta kendini yorgun, keyifsiz ve bitkin hissedebilir. Baş ağrıları olabilir. Birkaç gün süren belirtiler 1 hafta içinde tamamen kaybolur.
    Nasıl bulaşır?
    Virüsler hasta kişinin hapşırması, öksürmesi sırasında havaya karışırlar. Sağlıklı kişiler de bu virüsleri burun veya gözler aracılığıyla alırlar. Virüsler, tokalaşma sırasında ve hatta virüsle kirlenmiş kalem, gözlük, mendil... gibi eşyalarla da bulaşabilirler.
    Virüslerin üremeleri için en ideal yer ısısı 33-34º olan burun boşluğudur. Rinovirüsler, kolay kolay zatürreye neden olmazlar, çünkü akciğerlerin ısısı 37º civarındadır ve bu sıcaklık virüslerin üremeleri için hiç de uygun değildir.
    Sonbahar hastalığı tehlikeli midir?
    Sonbahar hastalığı, hemen daima, hafif seyreder ve kendiliğinden de geçer, fakat tüm dünyada en çok görülen ve en çok iş gücü kaybına neden olan bir hastalıktır. Vücut direnci düşük olan kişilerde ve çocuklarda orta kulak iltihabı, sinüzit, bronşit ve zatürre.. gibi hastalıklara yol açabilir.
    Solunum yolları virüsleri, astım krizlerinin de çok önemli bir nedenidir. Araştırmalara göre, özellikle de çocuklardaki astım krizlerinin çoğu sonbahar hastalığını takiben ortaya çıkmaktadır.
    Korunmak için neler yapılmalı?
    Hasta kişilerle tokalaşmak, öpüşmek... gibi yakın temastan kaçınmalı
    İnsanların toplu olarak bulundukları kalabalık ortamlara girmemeli
    Eller sıkca ve bol su ile iyice yıkanmalı
    Ellerin göz ve burun ile teması önlenmeli
    Hasta kişiler öksürürken veya hapşırırken ağız ve burunlarını bir mendille sıkıca kapamalı
    hasta kişilerin eşyaları (kalem, kitap, bardak...) kullanılmamalı.
    Sonbahar hastalığının tedavisi
    Sonbahar hastalığının kesin bir tedavisi yoktur. Zaten, halkımız bu hastalığın tedavi edilirse 7 günde, tedavi edilmezse 1 haftada geçtiğini çok iyi bilir. Tedavide amacımız, hastalık belirtilerinin giderilmesi ve kişinin rahatlatılmasıdır.
    Antibiyotik kullanmak gereksiz, hatta zararlıdır. Bu ilaçlar, sinüzit, orta kulak iltihabı varsa, doktor önerisiyle ve onun denetiminde kullanılmalıdır.
    C ve A vitamininden zengin sebze ve meyveler özellikle yararlıdır.
    Burun tıkanıklığının en iyi tedavisi hiçbir yan etkisi olmayan serum fizyolojik ismi verilen tuzlu suyun buruna damlatılması ve bulunulan ortamın nemli olmasının sağlanmasıdır. Burun açıcı damlalar özel durumlarda, 3-5 gün süreyle kullanılabilir.
#25.09.2006 12:30 0 0 0
  • Bu güzel paylaşımın için teşekkürler su-perisi..
#25.09.2006 17:23 0 0 0
  • verdiğin faydalı bilgiler için teşekkürler su perisi
#26.09.2006 06:58 0 0 0