bir toprak kokusu geliyor burnuma,,birdaha gitmiyor..
sana dair cümleler geçmiyor aklımdan..radyom kapalı..başımı dizlerime yaslayıp babaannemin kokusunu özlüyorum,,yaşlı insan kokusu,hafif rutubet karışımı..sobasının üzerinde sürekli ısıtarak tazelediği bulgur pilavı tadı..
üç ayda bir aldığı maaşı ezbere bilir tam da o gün gidip fukara kılığında beklerdik karşısında,,(fukaralık ogünden kalmadır),,avuçlarımız hemen açılmaya hazır,,emanete bakardı..
eli ne zaman yanından ayırmadığı para cüzdanına gitse gözlerimiz parlardı..
yüzü herzamankinden daha asık:
-''gidin''derdi,''bu ay az verdiler!''
deli hocanın torunları derlerdi ya,başımız dik cıkamazdık evden..biraz deliydik biraz inatcı dededen kalma,,gözümüz hala babaannenin ellerinide,,avuçlarımız emanete bakardı..
o gündü..gidip oturdum eski divana,,
çocukluğa inat fukarayı oynuyorum,,değişen ayakkabılarım,ucu fırfırlı eteğim,,hııı biraz da saçlarım uzadı..avuçlarım aynı,,tıpkı o günkü gibi..babaanneme baktığım gibi bakıyorum sana,,gözlerimi dikiyorum ellerine,,burnumda aynı koku hafif rutubet karışımı,,sobanın yanı boş..
avuçlarım aynı..gözün avuçlarıma iliştiği an söylüyorum bu kez...yüzün babaaannemin yüzü,,asık biraz,biraz kararsız,,biraz cimri,biraz soğuk,,en cok da soğuk..
'git''! diyorsun,kelimeler tükendi...
sana söyleyecek bir şeyim kalmadı..
öylece evden cıkışım gelir aklıma,,avuçlarımda kelimenin dilenmişliği..utanıp başımı yerden kaldıramayışım,,fukaralığım gelir ve gitmez birdaha,,