Dönüş

Son güncelleme: 20.08.2007 19:04
  • noimage


    noimage
    noimage
    noimage
    noimage


    Volver

    Vizyona Giriş Tarihi
    03.11.2006

    Türü
    Komedi

    Ülke
    İspanya

    Süresi ve Yapım Yılı
    121 dakika - 2006

    Yönetmeni
    Pedro Almodovar

    Oyuncular
    Penélope Cruz
    Carmen Maura
    Lola Dueñas
    Blanca Portillo

    Senaryo
    Pedro Almodovar

    Müzik
    Alberto Iglesias

    Görüntü Yönetmeni
    José Luis Alcaine


    Üç farklı kuşaktan kadının hikayesi...

    Madrid, günümüz. Kocası işsiz ve ergenlik çağında bir kızı olan genç ve güzel Raimunda, mali durumlarının sıkıntılı olması nedeniyle birkaç işte birden çalışır. Doğuştan mücadeleci ruha sahip çok güçlü bir kadın olsa da duygusal açıdan oldukça kırılgandır. Çocukluğundan beri kendine sakladığı bir sırrı vardır. Ablası Sole ise utangaç, tedirgin ve cesaretsizdir. Geçimini kayıtdışı işlettiği kuaför salonundan sağlar. Bir süre önce kocası, onu müşterilerinden biriyle aldatmış ve evi terk etmiştir. O günden beri tek başına yaşamaktadır.

    Halaları Paula, tüm aile üyelerinin doğduğu yer olan La Mancha kasabasında yaşar. Doğu rüzgarlarının etkisindeki kasabada rüzgarlardan kaynaklanan çeşitli akıl hastalıkları hüküm sürmektedir. Rüzgarlar her yaz meydana gelen çok sayıda yangının da sebebidir. Sole ve Raimundanın anne-babası da bu yangınlardan birinde ölmüştür.

    İlkbaharda bir Pazar günü, Sole Raimundaya Paula halanın öldüğünü haber verir. Raimunda, halasını çok sevdiği halde cenazeye gidemeyecek durumdadır. Çünkü ablasından telefon almadan hemen önce işten geldiğinde, kocasını mutfakta göğsünden bıçaklanmış halde ölü bulmuştur. Kızı onu kendisinin öldürdüğünü itiraf eder. Aşırı alkollü halde cinsel isteklerde bulununca adamı öldürmüştür. Raimunda için kızını kurtarmak herşeyden önemlidir. Bunu nasıl başaracağını bilemese de, halasının La Manchadaki cenazesinde ablası Solee eşlik edemeyeceği ortadadır.

    Sole istemeden de olsa kasabaya tek başına gider. Cenaze sırasında ona eşlik eden kasabalı kadınlar, yıllar önceki yangında ölen annesinin, Paula halanın son günlerinde bakımını yapmak için öbür dünyadan çıkıp geldiğini söylemekte, Solein annesinin hayaletinden son derece doğal birşey gibi söz etmektedirler. Sole, Madride döndüğünde arabasını park ettikten sonra bagajından birtakım sesler geldiğini duyar. Annesi olduğunu söyleyen esrarengiz ses, bagaj kapağını açıp kendisini oradan çıkartmasını istemektedir. Kapağı açınca valizlerin arasında annesinin hayaletini görür. Onu eve götüren Sole, ne kadar süre kalacağını sorar. Hayaletten gelen cevap, Tanrı ne kadar isterse o kadar olur. Bu durumda annesinin hayaletiyle beraber yaşamaya alışmaktan başka çaresi yoktur. Ama bu durumu kızkardeşine anlatmaya cesaret edemez.

    Öte yandan Raimunda da, kocası Paconun kendisini terk ettiğini, bir daha geri dönmemek üzere evden ayrıldığını söylemiştir. Aslında tek isteği kocasının cesedinden bir an önce kurtulmaktır. Ancak gayet iyi ücret aldığı yeni bir işe girdiği için doğru zamanı bir türlü bulamaz. Üstelik yeni işi sayesinde kocasının cesedini ortadan kaldırma konusunda muhtemel bir çözüme kavuşmak üzeredir. Raimunda ile Solenin içlerinde bulundukları zor durumu aşmak için gösterdikleri çabalar kimi zaman gergin, kimi zaman melodramatik, eğlenceli ve duygusal sonuçlara yol açar. İkisi de çözüm yolunu bitmek tükenmek bilmeyen yalanlara başvurmakta bulacaklardır...




    Almodovardan bir geri dönüş filmi
    Son olarak Kötü Eğitim filmi ile Türk sinemaseverlerle buluşan usta yönetmen Pedro Almodovarın yazıp yönettiği, üç farklı kuşak kadının hikâyesini anlatan Dönüşün (Volver) başrollerinde Penélope Cruz, Carmen Maura, Lola Dueñas, Blanca Portillo, Yohana Cobo ve Chus Lampreave kamera karşısına geçmiş. Görüntü yönetimini José Luis Alcainein gerçekleştirdiği filmin müzikleri Alberto Iglesias imzası taşıyor. 2006 Cannes Film Festivalinde üç dalda ödüle aday gösterilen Dönüş, en iyi aktris (filmin tüm aktrisleri) ve en iyi senaryo dallarında ödüle layık görüldü. San Sebastian Film Festivalinde de FIPRESCI Ödülüün sahibi oldu.

    17. filmiyle doğduğu yer olan La Manchaya geri dönen Almodovar, Dönüş ile ilgili şunları söylüyor: Volverin kelime anlamı Geri Dönüştür. Bu başlık aynı zamanda benim için de çeşitli geri dönüşleri içermektedir. Diğer filmlerime kıyasla biraz daha fazla komediye dönüş yaptım. Kadınların dünyasına dönüş yaptım. İspanyanın La Mancha bölgesine dönüş yaptım. Bu filmimin, diliyle, gelenekleriyle, evlerin mimari yapısıyla, ağırbaşlı görünümlü binalarıyla, parke taşlı sokaklarıyla La Mancha bölgesinin özelliklerini en çok taşıyan filmim olduğuna kuşku yok.

    17 yıl aradan sonra Carmen Maura ile yeniden çalışıyorum. Hayatın kökeni / çıkış noktası kabul edilen annelik olgusuna geri döndüm. Doğal olarak anneme de dönmüş oldum. La Manchaya geri dönmüş olmak benim için daima ana kucağına dönmek anlamına gelir. Senaryoyu yazarken ve çekimler esnasında artık hayatta olmayan annemin daima yanımda olduğunu hissettim.

    Bu filmi yapmakla hayatımın en önemli bulmacalarından birisinin son parçasını yerine oturttum gibi bir izlenim edindim. Umarım bu geçici bir duygu değildir. Sözünü ettiğim bulmaca parçası ölüm kavramıdır. Yıllardan beri sadece kendi ölümüm üzerine değil, sevdiğim insanların ölümü üzerine hep düşündüm. Onların yaşam denilen olaydan çekilip gitmesi karşısında acı ve endişe duydum. Ölüm olayı bana çok acımasızca bir olay gibi geldi. Ölümü asla kabullenemedim ve anlayamadım. Zamanın hızla akıp gittiği gerçeğiyle yüzyüze geldikçe daha da rahatsız oldum.

    Volverin öykü akışı içinde geri dönenlerden en önemlisi bence kızlarına görünen anne hayaleti. Doğduğum köyde böyle şeyler olduğu söylenirdi. Şahsen hayaletlerin varlığına inanmasam da, bu tür öyküleri dinleyerek büyüdüm. İtiraf etmeliyim ki, bu filmde kurmaca bir hayalete yer vermiş olmam sayesinde uzun zamandır bir türlü hissedemediğim huzur ve sükunet duygusuna ulaştım.Volver aynı zamanda köyümün insanlarının ölüm kavramına ölülere gösterdiği saygılı yaklaşımı simgeleyen sosyal ritüellere bir ithaftır. Doğduğum köyde ölüler asla ölmez şeklinde bir özdeyiş vardır. Komşularımın ölülerden bahsederken sergilediği doğallığı her zaman takdir etmiş ve kıskanmışımdır. Ölülerle ilgili anılarını sürekli tazeleyip onların mezarlarına çok iyi bakarlar. Filmdeki Agustina karakteri gibi birçoğu da kendi mezar yerini henüz hayattayken alır. Çocukluğumdan beri bunları iyi özümsediğim için şu anda iyimser duygular hissediyorum. Ölümü asla kabullenemedim ve anlayamadım. Ancak hayatımda ilk kez olarak ölüm olgusuna korkmadan bakabiliyorum.
#27.10.2006 09:38 0 0 0
  • konusu pek komedi gibi deil yaw merak etim şimdi

    teşekkürler abim
#28.10.2006 00:07 0 0 0
  • paylasim icin tesekkürler
#28.10.2006 00:38 0 0 0
  • tsk
#31.10.2006 14:32 0 0 0
  • Paylaşım İçin Teşekkürler Ellerine Sağlık...
#20.08.2007 19:04 0 0 0