Gebelikte Düşük Ve Düşük Tehlikesi

Son güncelleme: 14.12.2011 09:56
  • Gebelik sırasında, ne koşulda olursa olsun kanama olması anormal bir durumdur. her trimester (3 aylık periyodlar) için düşük nedenleri değişebilmektedir. ancak gebelik esnasında 20. haftadan önce herhangi bir zamanda kanama olması düşük tehlikesini (abortus imminens) gösterir. zira 20 haftadan( fetüs ağırlığı 500 gr ve altı) daha küçük gebelik kayıpları “düşük”(abortus); daha büyük gebelik kayıpları “erken doğum”( preterm eylem) olarak nitelendirilir. ilk 3 ayda kendiliğinden düşük (spontan abortus) oranı % 15 ‘dir. ve ilk 3 aydaki gebelik kayıplarının en sık nedeni (%60) genetik nedenlerdir ve genelde hayatla bağdaşmayan bir sorun mevcuttur fetüste… bu yüzden aile çok üzülmemelidir. doğa kendine yakışmayanı doğal seleksiyon dediğimiz yöntemle ekarte etmektedir. ancak 3 aydan daha büyük düşüklerde durum farklıdır. genellikle fetüste bir problem yoktur,bebek tam olarak ve canlı olarak atılır, burada problem ise rahim ağzı yetersizlikleridir(servikal yetmezlik).
    Düşük (abortus) ayrı. düşük tehlikesi(abortus imminens) ayrı bir konudur. düşük tehlikesi gebelikte kanamanın (miktarına bağlı olmaksızın) olması durumudur. bu hastaların % 50 si bebeklerini kaybederler. yani düşük yaparlar. bunda kanama ile birlikte parçalar da gelir.eğer fetüs tüm komponentleri ile rahimden atılmışsa “tam düşük”(komplet abortus) , içerde parçalar kalmışsa “yarım düşük”(inkomplet abortus) adı verilir. kesin tanı usg ile konulur. yarım düşükde, kanamanın artması durumunda rahim boşluğu kürtaj yoluyla temizlenmelidir. istemli düşük yaptırmak amacıyla kullanılan bazı ilaçlar, bu nedenle tavsiye edilmemekte ve çoğunlukla “inkomplet abortus”a yol açtıklarından hem zaten kürtaj gerekmekte hem de kan kaybı ve komplikasyonlar daha fazla olmaktadır. bu amaçla, gebelik sonlandırılması (yasal tahliye) sadece kadın doğum uzmanının denetimi ve bilgisi dahilinde olmalıdır.
    Gebede mevcut bir kanama durumunda ilk olarak, 12 haftadan küçük gebeliklerde transvajinal usg ile; 12 haftadan büyük gebeliklerde ise transabdominal usg ile fetüsün sağlık durumu (kesenin çapı, düzeni,fetüsün kalb atımının varlığı, retrokoryonik alanda kanamanın varlığı) belirlenmeli aynı zamanda düşük önleyici tedavi başlanmalı ve önerilerde bulunulmalıdır.
    Bu amaçla rutinde, doğal progesteron içeren preparatlar(progestan tb) ile gebelik, hormon açısından desteklenebilir. bu tedavinin amacı, gebeliğin 14. haftasına dek hormon desteğini sağlayan, yumurtanın atıldığı “korpus luteum gravidarum” kistinin yetersizliğini (luteal yetmezlik) kompanse etmek ve eksiği karşılamaktır. 14. haftadan sonra -devam eden gebeliğin- hormon desteği görevini plasenta(bebeğin eşi..) devralmaktadır.
    Progesteron tedavisinin yanı sıra sık usg takibi, hastanın mutlak yatak istirahati, bol sıvı alımı ve cinsel ilişkiden sakınmak hekimlerin yaptığı, ancak etkileri ve yararları bilimsel olarak henüz netlik kazanmamış önerilerdir. servikal yetersizlik vakalarında ise 3. aydan önce rahim ağzına kese ağzı süturu atılmalıdır(cervical cerclage) sözkonusu önerilere uymak, uymamaktan her zaman daha faydalıdır.
#14.12.2011 09:56 0 0 0