Aile Mahkemeleri Ve Sosyal Çalışmacılar

Son güncelleme: 07.03.2012 10:22
  • sosyal çalışmacı - aile mahkemesi - aile mahkemeleri



    AİLE MAHKEMELERİ VE SOSYAL ÇALIŞMACILAR

    AİLE MAHKEMELERİ VE SOSYAL ÇALIŞMACILAR


    Aile Mahkemelerinde çalışan Sosyal Çalışmacılar ile ilgili olarak ;4787 Sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 5. 6. ve 7. maddeleri gereğince Mahkeme bünyesinde Psikolog, Pedagog ve Sosyal Çalışmacı yer almaktadır.
    4787 Sayılı Kanun'un 5., 6. ve 7. maddelerinde Sosyal Çalışmacılar hakkında şu şekilde bahsetmektedir.
    Madde 5
    Her Aile Mahkemesine,
    1- Davanın esasına girilmeden önce veya davanın görülmesi sırasında, mahkemece istenen konular hakkında taraflar arasındaki uyuşmazlık nedenlerine ilişkin araştırma ve inceleme yapmak,
    2- Mahkemenin gerekli gördüğü hallerde duruşmada hazır bulunmak, istenilen konularla ilgili çalışmalar yapmak ve görüş bildirmek,
    3- Mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak, üzere A. Bakanlığınca, tercihen: evli ve çocuk sahibi, otuz yaşını doldurmuş ve aile sorunları alanında lisansüstü eğitim yapmış olanlar arasından, birer psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı atanır.
    Bu uzmanlar, 18.06.1927 tarihli ve 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda düzenlenen hakimin reddi sebeplerine göre reddolunabilir.
    3.bentte belirtilen şartların hepsini sağlayan sosyal çalışmacılar yeteri kadar olmadığından dolayı bakanlık bu şartları sağlamayan sosyal çalışmacıları da istihdam etmektedir. Ayrıca sayıları Adliyelerde yetersiz olduğundan dolayı da diğer kamu,kurum ve kuruluşlardan ve bilirkişi olarak görevlendirilenlerden yararlanılmaktadır.
    1. madde de belirtildiği gibi mahkemece istenen yani velayet, velayetin nez'i, şahsi münasebet tesisi, evlilik birlikteliğinin değerlendirilmesi, daha önceden hazırlanmış olan rapor'a ek rapor istenmesi, evlat edinme, tarafların sosyal koşullarının yerinde değerlendirilmesi, ebeveynlerin müşterek çocuk ile olan ilişki düzeylerinin belirlenmesi, daha önceden verilen karara yönelik olarak çocuğun bulunduğu koşullardaki durumunun periyodik aralıklarla değerlendirilmesi konuları hakkında araştırma ve inceleme yapmak üzere uzman görevlendirilmektedir. Öncelikle tarafların dosyası incelenir ve şahıslara randevu verilerek hem bireysel hem de aile de bulunan tüm bireyler ile görüşme yapılmaya çalışılır. Bireysel görüşmelerden sonra ev ,okul, iş yeri ortamı vs. gibi sosyal alanları da incelenerek taraflar hakkında bilgi toplanmaya çalışılmaktadır.
    Taraflar ile görüşmeler bireysel olduğu gibi anne-çocuk , baba-çocuk, anne-baba-çocuk ile ayrı ayrı görüşülerek çocuk annesinin yanında iken nasıl hareket etmekte, annenin yaklaşım tarzı nasıl, iletişim düzeyleri ne boyutta olduğu gözlemlenmeye çalışılır. Bu işlem aynı şekilde baba için de gerçekleştirilir. Aile bireylerinin hepsinin bir arada olduğu görüşmede ise tarafların bir arada iken çocuklarına yaklaşımları nasıl, birbirleri ile anlaşabiliyorlar mı? Yoksa birbirlerini anlamamak için ellerinden geleni mi yapıyorlar, gibi gözlemler velayetin değerlendirilmesi hususunda uzmanların önem verdiği noktalar olup bu gözlemlerini rapor haline getirerek öneri, tespit, değerlendirme ve sonuç olarak mahkemeye sunmaktadırlar.

    Uzmanlar görüşme/inceleme ve yazdıkları raporlarda neleri, nasıl değerlendiriyorlar?
    Meslek gruplarının görevleri ve sınırlılıkları her ne kadar kanun ve yönetmeliklerde belirlenmemiş olsa da görevlendirildikleri konularda , konunun içeriğine yönelik kendi mesleklerinin gereği yapabilecekleri değerlendirmelere yer vermektedirler.
    Uzmanlar üç ayrı meslek grubundan(Pedagog,Psikolog,Sosyal Hizmet Uzmanı) oluşmakta, görevlendirilmesi sırasında görev ayrımı yapılmamaktadır. Asıl olan ise Pedagog'un çocuk ile değerlendirme yapması ve ebeveynleri ile olan iletişim düzeylerinin değerlendirmesi ,Psikolog'un ebeveynlerin kişilik yapılarını değerlendirme de , Sosyal Hizmet Uzmanı ise çocuğun yaşayacağı sosyal ortamı, ebeveynlerin sosyal ortamlarının değerlendirmesin de görev almasıdır.
    Evlilik birlikteliğinde;
    -taraflar arasındaki ilişkiyi, birlikteliğin sona ermesine neden olan durumları,
    -tarafların eş, anne, baba olarak sorumluluklarının farkındalığını, aile fertleri ile ilişkilerini
    -psikolojik sorunu olan kişiyi(velayeti istenen çocuk, evlat edinecek kişi, anne,baba vs.)tek başına ve çevresi ile birlikte , psikolojik araştırma yöntemlerini kullanarak inceleyerek sorunları ve bunların kaynağını,
    -tarafların ekonomik ,kültürel durumları ve eğitim seviyelerini
    Velayet ve Evlat Edinme konularında
    Çocuğun , var olan koşullarda;
    -Aile kavramından algıladıkları
    -Anne-babası ve çevresindeki kişilerle ilişkilerini, onlara yakınlık durumunu,
    -Gelişimsel olarak yaşının özelliklerine sahip olma durumunu,
    -Yaşadığı çevre koşullarını,
    -Ev koşullarının uygunluğunu,
    -Okulundan memnuniyetini, derslerindeki başarı durumunu, arkadaşları ile olan ilişkilerini,
    -İhtiyaç ve olanaklarının sağlanma durumunu,
    -Evlilik süresince ve sonrasında yaşananlardan etkilenme durumunu,
    Velayet ve Evlat edinme davalarında
    Tarafların;
    -Eğitim,ekonomik , kültürel durumlarını ve yaşam koşullarını,
    -Anne-baba olma davranışlarının farkındalığını,
    -Birbirleri ve çocukları ile olan ilişkilerini
    -İlişkilerinin çocuğa yansımalarını
    -Evlat edinme kavramını algılama durumlarını, evlat edinmek ya da edinilmek isteme nedenlerini,
    Yapılan değerlendirmelerde elde edilen bilgiler düzenlenen raporlarla mahkemeye sunulur. Raporların hazırlanmasında belirli bir standart kalıp bulunmamaktadır.
    Aile Mahkemesi tarafından dosyada bir uzman görevlendirilebileceği gibi üç uzmanda görevlendirilebilir ve karar da şu şekilde yazmaktadır:
    -Bireysel olarak(..konusunda"pedagog" raporu alınmasına)
    -İki uzman bir arada(.konusunda "pedagog ve sosyal çalışmacı" dan rapor alınması)
    -Üç uzman bir arada(.konusunda "pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacı"dan rapor alınması) Olacak şekilde görevlendirmeler yapılabilmektedir.
    Madde 6
    1)Yetişkinler hakkında;
    a)Ailenin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri konusunda eşleri uyararak, gerektiğinde uzlaştırmaya,
    b)Ailenin ekonomik varlığının korunması veya evlilik birliğinden doğan mali yükümlülüklerin yerine getirilmesine ilişkin gerekli önlemleri almaya,
    c)Resmi veya özel sağlık veya sosyal hizmet kurumlarına, huzur evlerine veya benzeri yerlere yerleştirmeye,
    d)Bir meslek edinme kursuna veya uygun görülecek bir eğitim kurumuna vermeye,
    Uzlaştırma esnasında aile mahkemeleri uzmandan destek almakta ve uzmanlar tarafından aile danışmanlığı yapılmaktadır. Eşler ile birlikte ilk görüşmeye başlamak onların birbirleri ile olan problemlerini gözlemlemek için uygun bir ortamdır. Bireysel görüşmeler de ;eşler kendilerini haklı çıkarma ve problemlerin kendisinden kaynaklanmadığı hakkında danışmanı ikna etmeye çalışmakta fakat eş görüşmesinde her ikisi de odada olduğu için birbirlerinin sorumluluklarını hatırlatmaları daha kolay olmakta ve tarafların yalan söylemlerini de ortadan kaldırmaktadır. Bu görüşmede problemlerin anlaşılması, netleştirilmesi danışmanın yol haritasını belirleyecektir. Ayrıca Uzmanlar taraflar ile görüşmeden önce de test ,envanter gibi materyalleri kullanarak taraflar ve müşterek çocuklar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmaktadır. Kullanılan testlerden çocuklar için; resim çizme testi, aile resmi çiz testi, cümle tamamlama, çocuk algı testi , psikanalitik hikaye tamamlama testi(louisa düss), peabody resim kelime testi vb. ,Ergenler ve yetişkinler için de; hacettepe kişilik envanteri, cümle tamamlama, aile değerlendirme ölçeği vb. kullanılmaktadır.
    Danışman ilk görüşme de aile terapisinin amacını belirtmeli ve tarafların seanslardaki sorumluluklarını yani birbirlerini sırayla dinleme, göz iletişimi sağlanarak iletişimin kurulmasını ,şiddetin olmamasını hatırlatmalıdır. Bu tür görüşmeler genelde her iki tarafında kendisini haklı çıkarma çabaları içerisinde geçmektedir. Eğer danışman buna dur diyemezse terapiden verim alınamaz fakat danışman tarafların birbirleri ile olan iletişimi gözlemleme fırsatı bulur ve bu konuda yönlendirmeler yapmalı ki terapi de ilerleme kaydedilebilsin. Tarafların iletişim şekillerini kendilerine fark ettirerek bu iletişimlerini farklı bir şekilde deneyimlemeleri için alternatif çözüm yolları birlikte bulunmalıdır. Empatik yaklaşım bu gibi durumlarda işe yaramaktadır ve taraflardan her ikisine de ayrı ayrı "sen karının yerinde olsaydın bu soruya nasıl cevap verirdin?", "onun yerinde olsaydın ne hissederdin?", "onun yerinde olsaydın nasıl bir çözüm yolu bulurdun?" şeklinde karşı tarafı anlamasını sağlamasına yardımcı olma, empatik iletişimini artırma ve karşı tarafın hislerini anlamasını artırıcı sorular ile eşlerin birbirlerini anlamasına yardımcı olunabilir.
    Görüşmeler süresince taraflar birbirleriyle açık ve dürüst bir iletişim içerisinde olmalı, sorunlara odaklanmalı, birbirlerini suçlamaktan , kendini hep haklı çıkarmaktan kaçınmalıdırlar. Birbirlerini dinleme, gözlerini kaçırarak değilde göz göze bakarak birbirlerine hitap etme, gizlilik ilkesine uyma ,terapi ortamında birbirleriyle açık ve dürüst bir iletişim içerisinde olmaları gibi bir iletişim ortamı hazırlanmalıdır. Danışman tarafından duygusal boşalımın sağlanması ve taraflar arasında bitirilmemiş işler gündeme getirilmelidir. Tarafların asıl sorunu da burada yatmaktadır. Boşanma seviyesine gelen çiftler de genel olarak bitirilmemiş işler, konular yatmakta ve taraflar bu zamana kadar kendi aralarında bu konuları çözüme kavuşturamamışlar veya çözüm için hiç uğraşmamışlardır. Çözümsüzlükle sonuçlanan bu sorunlar tarafların birbirlerine karşı bilinçdışı olarak öfkelenmelerine sebep olmakta olduğundan danışmanın önemli görevlerinden biriside budur. Danışman aile üyelerinin birbirlerine karşı olan olumsuz tutum ve duygularını ifade etmeleri, birbirlerine karsı anlayış geliştirmelerine de yardımcı olur.
    Problem sadece karı-koca-çocuk ile değil ,bu aile ile sürekli iletişim ve etkileşim içerisinde olan bireyleri de(dede-nene vs.) terapi sürecine katmak gerekmektedir. Aile tüm olarak ele alınır. Sorun bireysel değil ailenindir.
    Uzman aile danışmanlığı hizmetini verdikten sonra halen uzlaşma sağlanma çabaları sonuç vermediğinde mahkemeye rapor sunarak tarafların boşanmakta kararlı oldukları iletilir ve yargılama süreci kaldığı yerden devam eder.

    2) Küçükler hakkında;
    a)Bakım ve gözetime yönelik nafaka yükümlülüğü konusunda gerekli önlemleri almaya,
    b)Bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunan veya manen terk edilmiş halde kalan küçüğü, ana ve babadan alarak bir aile yanına veya resmi ya da özel sağlık kurumuna veya eğitimi güç çocuklara mahsus kuruma yerleştirmeye,
    c)Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına ilişkin önlemleri almaya,
    d) Genel ve katma bütçeli daireler, mahalli idareler, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bankalar tarafından kurulmuş teşekkül, müessese veya işletmelere veya benzeri iş yerlerine yahut meslek sahibi birinin yanına yerleştirmeye karar verebilir. Aile Mahkemesince verilen bu kararların takip ve yerine getirmesinde 5. maddeye göre atanan uzmanlardan biri veya bir kaçı görevlendirilebilir.
    Madde 7
    Aile Mahkemeleri, önlerine gelen dava ve işlerin özelliklerine göre, esasa girmeden önce, aile içindeki karşılıklı sevgi, saygı ve hoşgörünün korunması bakımından eşlerin ve çocukların karşı karşıya oldukları sorunları tespit ederek sulh yolu ile çözümünü, gerektiğinde uzmanlardan da yararlanarak teşvik eder. Sulh sağlanamadığı taktirde yargılamaya devam olunarak esas hakkında karar verilir.

    Fatih FİDAN



#07.03.2012 10:22 0 0 0