Yoktun,
Arkandan bakışımın bilmem kaçıncı günüydü,
çok sonra anladım artık olmadığını.
Oysa gözlerimde bir hayalde olsan
Seni orada o köşede -ki gitmek için hep bir köşe gerekir ,
O yağmurun altında ama daha fazla ıslanmadan
Seyretmek güzeldi.
Neticede yoktun...
Söylemeselerdi gittiğini
Gördüğüme inanmazdım.
Zaten yeni gelmiştin,
Yol yorgunuydun
Çok acele ettin
Avuçlarında uyuyacaktım oysa
Gözlerinde büyüyecektim...
Yoktun,
Ayak izin olmasa paspasımda
Fincanımda dudaklarını unutmasan
Ya da şimdi tarif edemeyeceğim,
İlla bir benzetme gerekirse;
Bir bebeğin
Sırf gülümsediği için
Dudaklarından sızan süt kokusu
Kokunu hala almasam
Hiç gelmemişsin gibi yapacağım...
Ama geldin ve gittin...geldiğin gibi
Değişik bir üçleme oldu
Ömrümün bahar matinesinde...
Aşkına yönetmen olmak isterken
Üçüncü sınıf bir dramda
Herhangi bir adamdan
Daha figüran kaldım hayatında
Çünkü gittin...
Henüz,gitme diyememişken...
bunuda yanlış yere yazmışım bu yüzden buradan sildim yazılarımı.eğer kurallarda bi sorun yoksa(baktım sanırım sorun olmaz) bu iki şiiri derin duygular a taşımak istiyorum.
Defolup gitmeni haykıran,
Tiz ve pis sesimin arkasında
Senden köpek gibi korkan
Yarım yamalak ve kaçamak bakışlarımla
Yüzünü çiziyorum..
Ellerini tutarak
Yeterince kirlettim ellerimi
İçine seni koyarak
Lanetledim hayallerimi
Şimdi izin verirsen,nefret etmek istiyorum..
Ne giyersen giy,siyahsın
İçindeki sevilme arzusuyla
Bir daha gülerken güzel olmayacaksın
Dudaklarında yalan kokusuyla
Kandır kendini,sadece gülüyorum..
Okan AĞ
şimdilik bu halde yarım,belki değişecek bi şiir.genede yollıyım dedim.bir sürü kelime eklenecek bu şiire kafam yerine geldiğindebende duracağına burda dursun dedim
su çürüyünce deryasını ararmış imkansızı mümkün kılandan kaçıvermek için
şiirldeki ince öfke merhum Necip Fazıl'ın deyimiyle "kabuğundan bir hayat süren ezberci" modeline aykırı bir yaklaşım sunuyor ve bu ziyadesiyle güzel bir durum...gönülden tebrik ederim