Kur-ana Göre Yani İslama Göre Kadın ve erkek Eşit mi?

Son güncelleme: 31.03.2007 02:02
  • Geçtiğimiz Günlerde bi Arkadaş Ortamında bi arkadaşımız Bana bunu sordu Ben Olması gerektiğini söyledim Oda bana (Özür Dilerim )Tam Olarak hatırla myorum Ya Rahman Ya da Nisa Süresinden Bir Meal göstererek Erkeklerin bazı sorumluluklarından dolayı kadına Göre üstün yaratıldıklarını ifade eden bi ayet gösterdi.Bu Konuda Bilgili ve ilgili Arkadaşların Yorumlarını Merak ediyorum.Yorumlarınız İçin Şimdiden teşekkür ederim.




    Allah'a Emanet Olun
    selam ve
    Dua İle..
    -MS-
#25.01.2007 10:50 0 0 0
  • Şimdi bu konuya 2 farklı şekilde cevap yazılabilir.

    Eşit Oldukları Konular

    Başlangıçta İslâm ve Kadın başlığını işlerken, aslında kadının erkeğe eşit olduğu noktaları da; göstermiş sayılırız. Burada da öncelikle şunu söyleyelim ki, Islâm'da erkeğin kadından mutlak anlamda üstün olduğunu bildiren hiçbir nas yoktur. "Erkek kadın gibi değildir" (K.K. ÂI-i imrân (3) 36 ), demek, erkek üstündür demek değildir. "Erkekler, kadınların kayyûmudurlar. Bu, Allah'ın onların bazısını, bazısına üstün kıldığından ve erkeklerin mallarını harcadıklarındandır." (K.K. Nisâ (4) 34) âyeti de erkeğin mutlak üstünlüğünü göstermez. Önce burada "erkekleri kadınlara üstün kıldığı için..." denmemiştir. Demek ki üstünlük nisbîdir. Idare kabiliyeti erkeklere verilmiştir. Bir başka konuda da kadınlar üstün olabilir. Kadının şefkat dolu bağrı olmasa erkek evlâtları bir robot gibi yetiştirir. Demek ki bu konuda da kadın üstündür. Hem Allah, kadın erkek ayırmadan, "en üstün olanınız, Allah'tan en çok sakınanızdır." (K.K. Hucurât (49) 13 ) buyurur.Demek ki kadın, insan olarak erkeğe eşittir. Ikisinin yaratılışı da bir "nefis"tendir. (K.K. Nisâ (4) 1) Kökenleri birdir. Biri kaliteli, öbürü adı bir maddeden yaratılmış değildir.

    Kadın da kötülük yaparsa günah, hayır yaparsa sevap alır. Dua ederse Allah ona da "icabet" eder. Demek ki, kadın, Cennete ya da Cehenneme gitmekte de erkekten farklı değildir.Dünyada iken iş başarırsa kazanç, suç işlerse ceza bulur. Ticarethanesi varsa kadın olduğu için kazanç oranı düşük olmadığı gibi, meşru bir iş görüyorsa kadın olduğu için ücreti de düşük olmaz. Tersine bazı suçlarda kadın erkeğe göre daha az ceza görür.

    Insanlar arasındaki saygınlık ve hürmette, erkeklerden geri değil, tersine bazı hallerde ileridir. "Insanlar içerisinde iyilik ve hürmet yapmama en lâyık olan kimdir?" diye soran sahabîye Efendimiz; "annendir" cevabını vermiş ve arkasından, "sonra kimdir?" diye iki defa daha tekrarlanan bu soruya, "annendir" dedikten sonra, dördüncüde "babandır" buyurmuştur. (Buhârî, edep 2; Müslim, bir 1) "Namazda iken, babanın çağırması halinde namaz bozulmaz, ama annenin çağırması halinde namaz bozulur ve ona cevap verilir." Sözünün aslı nedir, şu anda bilmiyorum ama, dînî bir düşünceden kaynaklandığı açıktır. "Ana gibi yâr olmaz" atasözümüz herhalde kadını küçültüyor değildir.

    Demek ki, yaratılışta, Allah'a kul olmakta, ibadette, duada, suç ve cezada, yani kullukta, hürmet ve saygınlıkta, kısaca insan oluşta kadınla erkek arasında fark yoktur.

    İslamda Kadına verilen değer hakkında hadisler
    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü teâlânın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim]

    (Bir mümin, kötü huylu diye hanımına kızmasın! İyi huyu da olur.) [Müslim]

    (Kadın, zayıf yaratılışlıdır. Zayıflığını susarak yenin! Evdeki kusurlarını görmemeye çalışın!) [İbni Lal]

    (Hanımının kötü huylarına katlanan erkek, belalara sabreden Hz. Eyyüb gibi mükafatlara kavuşur. Kocasının kötü huyuna sabreden kadın da, Hz. Asiye gibi sevaba kavuşur.) [İ.Gazali]

    (Hanımı ile iyi geçinip şakalaşanı Allahü teâlâ sever, rızklarını artırır.) [İ.Lâl]

    (En üstün mümin, hanımına, en iyi, en lütufkâr davranan güzel ahlaklı kimsedir.) [Tirmizi]

    (En iyi Müslüman, hanımına en iyi davranandır. İçinizde, hanımına en iyi davranan benim.) [Nesai]

    (Hanımına güler yüzle bakan erkeğin defterine, bir köle azat etmiş sevabı yazılır.) [R.Nasıhin]

    (Hanımının haklarını ifa etmeyenin; namazları, oruçları kabul olmaz.) [Mürşid-ün-nisa]

    (Hanımını döven, Allah'a ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben olurum.) [R.Nasıhin]

    (Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor görür.) [İ.Asakir]


    Sual: Kız çocuğunun dinimizdeki yeri nedir?
    CEVAP
    Peygamber efendimiz, (Kız çocuklarını hor görmeyin) buyurdu. Hor görmek dini bilmemekten ileri gelir. Dinimizde, kadının ve kız çocuklarının fazileti büyüktür.

    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Kızlarınızı altın ve gümüş ile süsleyin! Elbiseleri güzel olsun! İtibar kazanmaları için en güzel hediyelerle ihsanda bulunun!) [Hakim]

    (Kız çocuğunu güzelce terbiye edip, Allahü teâlânın verdiği nimetlerle bolluk içinde yedirir giydirirse, o kız çocuğu onun için bir bereket olur, Cehennemden kurtulup kolayca Cennete girmesine vesile olur.) [Taberani]

    (İki kız evladına güzel muamele eden, mutlaka Cennete girer.) [İbni Mace]

    (İki kızı veya iki kız kardeşi olup da, maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.) [Tirmizi]

    (Çarşıdan aldığı şeyleri, erkek çocuklardan önce kız çocuklarına verene, Allahü teâlâ rahmetle nazar eder. Allahü teâlâ rahmetle nazar ettiğine de azap etmez.) [Harâiti]

    (Çarşıdan turfanda meyve alıp evine getiren, sadaka sevabı alır. Getirdiğiniz meyveyi, erkek çocuklarından önce kız çocuklarına verin! Kadınları, kızları sevindiren, Allah korkusundan ağlayan gibi çok sevap kazanır. Allah korkusundan ağlayana Cehennem haramdır.) [İbni Adiy]

    (Üç kızına, ihtiyaçtan kurtulana kadar iyi bakan, yedirip giydiren, elbette Cenneti kazanır.) [Ebu Davud]

    (Üç kız veya kız kardeşinin geçim veya başka sıkıntılarına katlananı, Allahü teâlâ Cennete koyar.)

    Eshab-ı kiramdan biri, (İki tane olursa da aynı mıdır?) diye sual edince, Peygamber efendimiz (Evet, iki tane olursa da aynıdır) buyurdu. Başka birisi, (Ya bir tane olursa?) diye sual etti. Cevabında buyurdu ki: (Bir tane de olsa gene aynıdır.) [Hakim, Harâiti]
#26.01.2007 00:58 0 0 0
  • Kardeşim...

    Hemen evet veya hayır demek çok zor.Çünkü, soru bu haliyle yeterince açık değil. Onu bir başka soru ile açmak gerekiyor.Nerede? Hangi konuda? Ne yönden? gibi.Eğer, hukukî açıdan soruluyorsa, cevap olarak evet diyebiliriz. Eğer, her hususta denilirse, o zaman, bu soruya cevap vermeye gerek kalmayacaktır. Zira, cevabı sorunun içindedir. Madem ki, iki ayrı cinsten söz ediliyor. Öyleyse mutlak eşitlik nasıl düşünülebilir? Kadınla erkeğin eşit oldukları sahalar bulunduğu gibi, erkeğin kadını çok gerilerde bıraktığı, yahut onun çok gerisinde kaldığı sahalar da mevcut. Onun için, meseleyi sadece bir tek madde çözümlemek mümkün değil. Şayet, Kadınla Erkek arasında iyi insan, üstün insan olma noktasında bir fark var mıdır? diye sorulursa o zaman şunu hemen belirtmek isteriz Hakimiyet başka, üstünlük ve fazilet daha başkadır.Bu ikincisinde hemen çalakalem şu yahut bu üstündür, demek çok zordur.Çünkü, kadın olsun Erkek olsun, her insan Allahın kuludur. O, hangi kulunu üstün tutuyor, daha çok seviyorsa ve hangi kulundan razı ise üstünlük ancak onundur.İlahi ferman olan Kurana baktığımızda, üstünlük ölçüsü olarak, karşımıza cinsiyetin değil takvanın çıktığını görüyoruz.Evet, Allah indinde üstünlüğün ölçüsü takvadır. Nedir takva? En kısa ifadesiyle Allah tan korkmak, günahlardan sakınmak, Onun razı olmadığı hareket, tavır, hal ve sözlerden uzak durmak.Onun rızasına ermeyi en büyük maksat bilip, bunu kaybetmekten son derece korkmak.İşte, kim böyle yaparsa üstün insan, faziletli insan odur. Bu noktada cinsiyete itibar edilmemiştir. Takva dendi mi hemen salih ameli hatırlıyoruz. Salih amel, yani, hayırlı, güzel işler görmek. Onda da cinsiyete itibar edilmiyor. Mesela okunan her Kur an harfine karşılık on sevap verilmişse, bu bütün insanlar için böyledir. Kadına daha az, erkeğe daha çok sevap söz konusu değil. Soruyu bir de psikolojik yönden ele alabilir ve şöyle sorabiliriz Kadınla Erkek arasında psikolojik yönden farklılık var mıdır? Bu soruya hiç tereddüt etmeden elbette diye cevap veririz. Kadınla Erkek arasındaki psikolojik farklılık kendini çocukluk çağından itibaren göstermeye başlar.Erkek ve kız çocukların oyuncakları farklıdır. Bir kız çocuğu en çok oyuncak bebekleri sever.Henüz evlilik nedir bilmediği o yaşlarda, bebeklerini bağrına basar, öper, elbiselerini değiştirir, beşikte sallar ve uyutur.Günün büyük bir kısmını onlarla geçirir. Erkek çocuk ise, taksi, uçak, tabanca gibi oyuncaklara daha fazla rağbet gösterir. Bu çocuklar büyüdüklerinde bu defa, sohbetleri değişir.Erkeklerin toplantılarında daha çok, iş hayatı yahut politika konuşulurken, kadınlarda ön sırayı ev eşyaları ve örgüler alır. Kabiliyet yönünden de iki cins arasında bariz bir fark var. Erkek, terkip ve tahlilde, kadın ise taklit ve ezberde daha ileri. Bir misal ile anlatmak gerekirse Erkek bir mimari eseri ortaya koymakta, onun bütün bölümlerini güzelce yerleştirmekte, kadından daha ileri. Kadın ise, o eserin herhangi bir bölmesini ince nakışlarla süslemekte Erkekten çok daha hassas. Erkek dış aleme daha açık. Şefkatte kadından geri, ama teşebbüs kabiliyetinde ileri. Kadın ise erkeğe nispeten daha içe dönük. Bunun en büyük faydası, yavrusuna ve yuvasına göstereceği ihtimam. Bu iki cinsin zafiyetleri de farklılık gösteriyor Erkekte, tahakküm ve baskı hastalığı mevcut. Kadında ise, gösteriş ve desinler belâsı. Kadının en bariz bir özelliği de hassasiyetidir.Buna teessürilik deniliyor.Kadın, çevreden etkilenmekte Erkekten daha hassas. Dolayısıyla, telkine kapılmaya, aldatılmaya ondan daha müsait. Kadında sezgi gücü, Erkekten çok kuvvetli. Değişikliğe ondan daha çok ihtiyaç duymakta, yenilik ve heyecana daha açık. Vücut büyüklüğü itibariyle ve güç ile kuvvet yönünden, kadın Erkekten genellikle daha geri. Bunun neticesi olarak, sığınma ihtiyacı kadında kendini daha fazla hissettiriyor. Ama bazılarında bu ihtiyaç, aşağılık kompleksine dönüşüyor bu da Erkeklik kompleksi olarak kendini gösteriyor. Kadın, hayat arkadaşına ona nispetle daha çok bağlı. Ondan daha vefalı. Dünya sevgisinde Erkekten çok ileri.Kadını bu psikolojisi içinde değerlendirmek ve onun Erkekleşmesine değil, ideal bir kadın olmasına çalışmak gerekir. Bütün canlılarda bedenler ve ruhlar arasında mükemmel bir uygunluk var. Ceylan ruhunu, aslan bedenine sokmak ve onu aslanca davranmaya zorlamak, en başta o sevimli ruha zarar verir. Her kükreyişte ruhundaki letafetten birazını kaybeder her hamlede kendi öz güzelliğinden bir parçayı harap eder. Kadın ve Erkek eşitliği diyerek kadını Erkekçe davranışlara itmek de en başta kadına zarar verir. Aslında, bu vadide gösterilen kasıtlı ve yoğun faaliyetler, bir bakıma hiçbir şeyi değiştirememiştir. Hüküm çoğunluğa göre verilir. kaidesinden hareketle şöyle diyebiliriz Kadınlar yine fabrikatör olmaktan çok işçi, hâkim olmaktan çok kâtip, amir olmaktan çok sekreter, pilot olmaktan çok hostes, patron olmaktan çok tezgâhtardırlar. Zira, yaratılışı değiştirmek mümkün değildir. Maalesef, kadına lâyık olduğu yeri bir türlü veremedik.Ya onun rızkı bize bağlıymışçasına, kendisine aşırı derecede hükmetmeye kalktık, ona haksız muamelelerde bulunduk, yahut, kendisine çok fazla fırsat verdik, onu Erkekliğe heveslendirdik ve mahvettik.

    Sonuç olarak kardeşim..

    * Kadın, yaratılış itibariyle erkeğe göre ikinci derecede bir değere sahip değildir.İlke olarak insanların en değerlisi, takvâda güzel şeyler yapma ve kötülüklerden sakınma da en üstün olanıdır *
    [Hucurât 49/13]

    * Farklı fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün veya ikisi birbirine eşit tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir *
    [Bakara 2/187]

    * Ben, erkek olsun, kadın olsun ki hep birbirinizdensiniz içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim *
    [Ali İmran, 3/195]

    * Onun varlığının delillerinden Allahın ayetlerinden biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır.Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır *
    [Rum, 30/21]

    * Onlar sizin için birer elbise, siz de onlar için birer elbisesiniz *
    [Bakara, 2/187]

    âyeti kerimeleri, İslama göre kadının bir insan olarak asla ikinci sınıf olmadığını ifade etmektedir.
#26.01.2007 08:38 0 0 0
  • Arkadaşlar Hassasiyetinizden dolayı teşekkür ediyorum Konami Arkadaşıma hitaben şunu söylemek isterim soruda demek istediğim Aile yapısı olarak Karı koca ilişkisindeki üstünlükten Bahsediyorum,Kocanın Karısına göre üstünlüğü varmı Kadının erkeği üzerinde ne hakkı var Erkeğe Karşı ne sorumluluğu var,Erkeğinde aynı şekilde eşi üzerinde ne hakkı var ve ne sorumluluğu var ona karşı.
    Allah Razı olsun
    Teşekkür edeirm
    Allah'a Emanet Ol
    selam Ve
    Dua İle...
    -MS-
#26.01.2007 12:35 0 0 0
  • Kardeşim..

    Aile içindeki eşlerin vazifeleri.Kadının kocasına karşı vazifeleri:
    * 1- Kanaat. çünkü kanaatkar olmak kalp rahatlığının sebebidir.. bir kadın arsızlık ve açgözlülük ederek efendisini, kendisinden ve evinden soğutmaktan sakınmalıdır. Kanaat; kafi gelecek miktar ile yetinmek tamahkarlık etmemek demektir.
    * 2- Kocaya itaat. Peygamberimiz:
    * Bir kadın kocası kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer * buyurmuşlardır.
    * 3- Temiz olma. kocanın göreceği yerlere itina ile dikkat etmek ve temizlemek. Bilinmelidir ki, güzellik ve temizliği getiren şeylerin en güzeli sudur. daima güzel kokular sürünmeli.
    * 4- İhtiyaçların karşılanması. Kocanın yemek yiyeceği vakte dikkat etmek. uyku saatini geçirmeme. kocanın adeti nasılsa o zamanlarda yemek ve yatağını hazırlamak
    * 5- Malın korunması. kocanın mal ve eşyasını korumak, çünkü mal ve eşyayı korumak iş bilmekten geçer.
    * 6- Akrabaya saygı. kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmek. çünkü kadının kocanın akrabasına ve yakınlarına hürmet etmesi, güzel idare ve tedbirden ileri gelmektedir.
    * 7- Sır saklanması. kadın kocasından edindiği sırrını hiç kimseye duyurmaması. eğer duyuracak olursa kocasının itimadını kaybeder. kadında ondan emin olamaz.
    * 8- Saygı ve hürmet. kocanın emrini yerine getirmek. ona karşı çıkmama ve asi olmamak. eğer ona karşı gelecek olunursa onu kendine kinlendirip düşman yapma ihtimali yüksektir.
    Ayrıca bir koca hanımını istediği şeye zorlaması da caiz değildir ve kadın bu gibi şeyleri dinen yapmak zorunda değildir. Mesela, bir kadın yemek yapmak veya kendi çocuğuna bakmak zorunda değildir. Ama ailenin huzuru ve selameti için, aile fertleri arasında karşılıklı hürmetin tesisi için kadının meşru ve müspet olan kendi hoşuna gitmese de yapması elbette güzeldir.
    * Aile içinde karı kocanın görev paylaşması
    İslamda aile, korunması gereken kutsalların başında yer alır. Bu sebeple aile başı boş bırakılmamış, bireylerini koruyacak biri aile reisi olarak en başta sorumlu tutulmuştur.Bu sorumlu kimse,sözünü dinletecek güç ve kuvvette olmalı ki,ailede haddi aşanları meşruluk çizgisinde muhafaza edip sözünü dinletebilsin..Bu da aile içinde etkisini herkese kabul ettirecek güçte olan baba ve koca olacaktır.. İslamda ailenin bu reisi, başına buyruk kimse değildir.Tam aksine reisi olduğu ailenin sorumluluklarını olanca ağırlığıyla yüklenen, geçimini temin etme görevini de omuzlarına alan kimse demektir. Yani baba ve kocanındır dışarıda çalışıp ailenin geçimini temin etme sorumluluğu..Hanım aile reisi gibi dış işlerinde çalışarak ,geçim temin etme zorunda değildir. Efendimiz Hazretleri, kızı Fatıma ile damadı Aliyi evlendirdiği sırada, evin iç işlerini kızı Fatımaya, dış işlerini de damadı Aliye verirken:
    * Çeşmeden su getirmek, hamur yoğurup ekmek yapmak,evin temizliğini yapıp iç işlerini düzenlemek.Fatımaya aittir.Dış işleride Alinin sorumluluğundadır *
    tavsiyesinde bulunmuştur. Bununla beraber, bey ev işlerine de yardım edebileceği gibi,hanımın da dış ilerinde beye destek olması da caiz görülmüştür .Nitekim Efendimiz Hazretleri ev işlerinde ailesine yardım etmiş,hatta evdeki bu yardımın ümmetine de sünnet olduğu kitaplarımızda ifadesini de bulmuştur. Aynı anlayış hanım için de söz konusudur. İhtiyaç halinde hanım da dış işlerinde çalışarak ailenin geçiminde beyine yardımcı olabilecektir. Beyi hanımın çalışma şartlarını uygun bulması halinde izin de verebilecektir..İzin vermez de:Evinde hizmetini gör,ben geçimini sağlamaya borçluyum derse,kadın çalışma isteğinde ısrar etmeyecektir.
    * Eder de bir anlaşmazlık çıkarsa durum nasıl çözülecektir?
    Bu ve benzeri tüm aile içi anlaşmazlıklarda tarafların çözüm bulmaları için Nisa suresi ayet 35de bildirilen ailenin hakem heyeti toplanabilir. Hakem heyeti, hanımla beyin seçtikleri birer,ikişer itimat ettikleri,bilgili,tecrübeli kimselerden oluşurlar.Bunlar tarafları dinleyip,durumu inceleyerek,neye karar verirlerse ona uyumak suretiyle anlaşmazlık çözülecektir.Tarafların hakimleri durumunda olan bu hakem heyetide çözemezse elbette bir taraf ısrarından,inadından vazgeçecektir.Biri fedakarlıkta bulunmaz da inatlı tutum devam ederse, her halde aile için daha iyi sonuç vermeyecek,birlik bozulacaktır.. Çalışma izini için kadının çalışma ortamının müsait olması aranan ilk şartlardandır. İş yerinde yabancı erkekle iki ikiye baş başa çalışma durumunda kalmamalıdır kadın..Böyle tenha yerlerde en azından her an birilerinin oraya girme ihtimali söz konusu olmalıdır.Kimsenin giremeyeceği tenhalıkta, iki ikiye baş başa kalma durumu ,tarafları çevrenin dedi kodu suna da maruz bırakabilir. Aileyi korumaya alan İslam ,böyle şaibeli baş başa kalmalara izin vermemekte,çalışma ortamının umuma açık olması şartını getirerek, tarafları korumaya almaktadır. Çevreden üretilebilecek söylentiler de baştan önlenmiş olmaktadır.. İslamda bir birine yabancı kadınlarla erkeklerin iç içe, beraber, karışık, senli benli yaşamaları, beraber oynayıp eğlenmeleri,gülüp söyleşmeleri,yan yana oturmaları..sakıncalı bulunmuş ve bütün bunlar ihtilat karışım terimi içinde ifade edilmiştir.Çalışan kadın iş gereği,işin zaruri kıldığı ölçüler içinde erkeklerle beraber ve yan yana olabilirler.Ancak,bu beraberlik zaruret sınırını aşmamalı ve ihtilat karışım çerçevesine girmemelidir.İş yerlerinde amirler bu ölçüye özen göstermeli, Müslüman dindar kadınları gereksiz ihtilata zorlamamalı,bunun için baskı yapmamalı,iş arkadaşları da kadınlara anlayış göstermelidirler. Şehirler arası seyahatlerde kadınlarımızın yanına yabancı erkeklerin oturtulmaması, ikinci bir kadın bulunamadığı zaman koltuğun maddi fedakarlık yapılarak boş bırakılması takdire şayan bir davranıştır. Bu titizliğin devlet dairelerinde ve iş yerlerinde de gösterilmesini beklemek Müslüman inandığını yaşamak isteyen kadınların hakkıdır.Evet, İslamın aile anlayışındaki ölçü aşağı yukarı böyledir: Bey evin dış işlerini ve ihtiyaçlarını karşılamalı, hanım da iç işlerini ve hizmetlerini görmelidir. Aralarında yardımlaşma her zaman mümkündür. Ancak hanım dış işte çalışma zaruretini duyarsa, bunun şartlarını beyiyle konuşup birlikte karar vermeli,çalışma mekan ve şartları müsait değilse bunda ısrarcı olmamalı,ailenin mutluluğunu en başta tutmalıdır
    * Erkek, kadın, inanmış olarak kim iyi iş işlerse ona hoş bir hayat yaşatacağız * [Nahl Suresi, 97]
    * Ben sizden erkek ya da kadın olsun çalışan hiç kimsenin amelini zayi etmeyeceğim. Hep birbirinizdensiniz * [Ali İmran Suresi, 95]
#26.01.2007 12:57 0 0 0
NaZ NaZ foto
  • güzel bilgiler icin tesekkürler

    ALLAH razi olsun
#26.01.2007 15:15 0 0 0
  • Konami Kardeşim Saygılar sunarım Helal be kardeşim benim.Ne Güzel bilgiler paylaşmışsın Kaynaklardan,Sana Çok Teşekkür ederim.Konuya gösterdiğin Hassasiyetten dolayı herşey gönlünce olsun Allah'a Emanet Ol.Saygılar sunarım kardeşim.
#26.01.2007 18:34 0 0 0
  • Kardeşim...
    Ne güzel dualar maşaallah..
    Allah [c.c] razı olsun inşaallah..
    Başka soruların oldumu sor inşallah.
    Selametle kal..
    Allah[c.c] yar ve yardımcın olsun..
#26.01.2007 18:46 0 0 0
  • Merak etme Kardeşim Seni çok rahatsız edecem bundan emin olabilirsin senin engin bilgin ve kaynaklarından faydalanmak için kapını çok çalacam
    Allah razı olsun
    Allah'a Emanet Ol
    selam ve
    Dua İle ...
    -MS-
#26.01.2007 20:05 0 0 0
  • didesu sormuş konamı abim açıklamış ve çok güzel bi paylaşım ortaya çıkmış emeğinize sağlık
#23.03.2007 09:30 0 0 0
  • Önemli ve hem erkeklerin hemde kadınların bilmesi gereken bi konu
    diye düşünüyorum.
#31.03.2007 02:02 0 0 0