Şimdilerin antin kuntin bilimkurgu çizgi filmlerin babasıydı.Bizleri saf dünyamızdan alıp savaşçı diyarlara götüren ilk çizgi filmdi.Her pazar saat onda başlardı.Hemen kalkar seyrederdik.5 tane aslan vardi. "Voltran, Voltran, Voltran" deyince koskocaman robot olurdu. Ama bunlar kocaman robotu oluşturmadan önce illede tek başlarına savaşmaya çalışırlardı rakipleriyle. Sonra baktılar olmuyo direk Voltron olusturulurdu.Voltrancılık oynarken uğraşmazmıydık hep "başını oluşturan" olmak için.Aslanlar birleşirken söyledikleri abuk sabuk lafları hatırlatmak isterim: "iç kılıç sistemi hazır, dainoten bağlantıları açık, infra hücreler tamam, mega iticiler açık.Voltron Voltron Voltron".
Vikingler - orjinal ismi : vicky the viking
Buda güzeldi. Çocuk acayip akıllıydı. Herşeyi planlıyor salak ebeveynlerini ve kavmini refaha taşıyordu. Fatih Sultan Mehmet gibi gemileri karadan yürütüyordu.Ama biz bu fikrin padişahımıza ve bir Türk'e ait olduğunu biliyorduk. Onurlanıyorduk.
Şeker Kız
Ah eski çizgi filmlerden Şeker Kız Candy'i hatırlayan yok mu? Hani kimsesizdi de evlat edinildiği evde gayda çalıp etek giyen Antoni'ye aşıktı. Sonra Antoni ölmüştü, nasıl ağlamıştık, ilk aşk acım gibiydi. Bi de güzel jenerik şarkısı vardı: Hotenbaytaruaraisüti- hüritti küritti raisüti - vatasiva vatasiva kendi
william amca'yı da hatırlayanlar çıkacaktır.
Biberleyelim - orjinal ismi : abner the baseball
Süper bir şeydi. Orjinali sinema olduğu için o dönem trt tarafından parçalanarak bölüm bölüm sunulmuş bir çizgi filmdi.TRT akşamüstleri birşey bulamadığı vakit cart diye bunu sürerdi ekrana. Bir beyzbol topunun hayati işlenirdi. Beyzbolcular "aydi şunu biberleyelim" diyerek bu topu birbirlerine atarlardi. Zaman zaman canı yanardi minik topun. Çok önemli bir maçta çok önemli bir oyuncu tarafindan sahanın dışına atılması ve imzalanıp özenle saklanması ile biterdi.Çok severdim çok. Seni hiç unutmayacagiz minik top.
Genki
Japon anime sanatının şahaserlerinden olarak düşündüğüm...hikayesi şöyleydi kısaca bir veremli boksör ve oğlu bisikletle şehir şehir dolaşırlardı yanlış hatırlamıyorsam veremli boksör aynı zamanda kanun kaçağıydı.....annelerimizin pempe dizilere gömüldüğü yıllarda bende genki'nin başlayacağı saati iple çekerdim
uzatmadan bu yazıyı okuyan bütün efkar-ı mainboard'un elbet hatırında kalan cizgi filmler vardır.....geçmişin anılarını tazelemek adına yorumlarınızı bekliyorum...
şeker kıs candy vazgeçilmez çzgi filmimizdi şuan dizileri kaçırmadığımız gibi onu kaçırmazdık hele de antonie nin ölümü ne kadar acı veröişti o çaçuk kalbimize
vikingleri arada görüorum kanallarda yaşıma bakmadan izliyorum walla
bence çizgi filmler apayrı bir zevk ve çocuklukla hiç ama hiç alakası yok kaç yaşında olursam olayım yinede izlerim..tabi şimdilerde salt digital grafiklerin ötesine geçemeyen eğlencedende eğitimdende gün geçtikce uzaklaşan çocuklarımız için bir tüketim malzemesi haline getirilmiş.ruhsuz ve yapay görüntüler bütünü halinde
birde dikkatimi çeken birşey günümüzde çocuklar zombiler gibi ekrana çakılı kalıyorlar örneğin eskiden arkadaşlarımızla oyun arasında cizgi film izlerken şimdilerde cizgi film arası arkadaşlarla oynanıyor yıkıcı bir genellemede olsa görünen bu
öyleki bırakalım cizgi filmleri tamamen motomot bir düzeyde bırakılıyor mini mini yavrular...
konuyu başka bir mecraya çekme niyetinde değilim ama söz depreşti klavye yazdı
efendim neler vardı başka hatırımda kalan
ördek karakanat
ördek karakanat çok eğlenceliydi benim için gizli bir kahraman hemde öylesine sakarki sakarlığı olmasa belkide kötüleri alt edemeyecekti..birde donald amcanın uzaktan kuzeni olurdu
birçok super kahraman hikayesinin yaşam biçimlerini mizahi yönden eleştiren bir yönü vardı bugün yeniden yayınlansa tekrar izleyebileceğim ender çizgi filmlerden.
Gerçekten şimdiki çocuklar adına üzülüyorum...
bunlar çizgi film felan değil şiddet içerikli bir çok çizgi film var
bir zamanlar çizgi film seyretmenin zevki vardı
vayy be ne günlerdi bana hala bir çok efektten daha çekici geliyor,voltran ın iki elini birleştirip yavaşça yana doğru açtığında ellerinin arasında bir ''ışın kılıcı'' belirmesi en etkilendiğim yönü oydu..
bir de asla vazgeçemeyeceğimiz çizgi film ninja kamlumbağalardı..hatta arkadaşlar arasında çete kurmuştuk.ben donatello ydummilletin bodrumunu esir alır sahibini bile sokmazdık içeriye.biri bizimle dolaşacaksa önce kahramanlık yapması gerekirdi.eğer sevmediysek o çocuğun sosyal hayatı bitti demekti.gerçekten kaplumbağaların insan versiyonlarıydıkherşeyimiz tam dı.bandanalar,sopalar,kılıçlar..süperdi be
örümcek adam vardı değişik şekilde su içerdik çeşmelerden adı da örümcek adam gibi su içmek olurdu
ImmortaL-13 ninja tosbalardan bahsedince eski tv dizisi ALF geldi aklıma hani şu kedi yiyen sevimli uzaylı
ALF çizgi film olmasada konuya uygun düşen bir diziydi dahası bir dönem hem çocuklar hemde ailemizle izlediğimiz bir dizi..
yıllar sonra tekrardan kanal7 ekranlarında gördük ama eski tadı alamadım.
yanlış hatırlamıyorsam ALF karakterinin seslendirmesini müşfik kenter yapıyordu ve kahkaha atışı bir harikaydı.ilk gösterimi TRT de olmuştu pazar sabahları için bulunmaz bir neşe kaynağıydı.eğer garfield karakteri uzaylı olsaydı bu ALF olurdu.
ah be abicim süpersin hakkaten.bende karaşimşeği hatırladım ama çizgi diil die bişi demedimbi araba kaçırma sahnesi vardı alf in hala aklımdasanırım bizim dönemdekilerin izlediği ilk sit-com du alf..güzel şeyler sadece bir kere olur o yüzden eski tadını alamamışsındır.he-man i unutmuşuz yaa ben bi orko hastasıyım.adını anmadan yapamıcam.bi de benjamin li sezar lı bi futbol çizgi filmi vardı.kartal vuruşu falan arkadaş adamlar dünya şampiyonu olacak die kocaa yaz tatili geçmişti be bi maç 2 gün sürüyordu.(o dönem hepimiz kuran kurslarına giderdik.sonra çizgi filmi izler doğru maça
bu değildi sanırım benim dediğimin yıldızı benjamin di diğer ana karakterler de sezar,eric,kaleci woltz.takımlarının adı j-wins di.ama tsubasa değil sanırım ismi gol dü.
"Çocuklarımızın şiddet ve korku yüklü çizgi filmlerle büyümesini istemiyoruz. Ne çocuklarımızın gece uykularından korku çığlıklarıyla uyanmalarını, ne de büyüdüklerinde okullarındaki arkadaşlarını vuran küçük caniler olmalarını istiyoruz.
Çocuklarımızın şiddet ve korku yüklü çizgi filmlerle büyümesini İ S T E M İ Y O R U Z !!
Televizyon kanallarındaki şiddet ve korku içeren çizgi filmlerin derhal yayından kaldırılmasını ve bunların yerine eğitici, eğlendirici çizgi filmler ve çocuk programlarının koyulmasını talep ediyoruz."
Remi köyde kendi halinde yaşar giderken anne-babası sandığı insanların gerçek ailesi olmadığını öğrenmiş ve canavar üvey baba tarafından Vitalis diye yaşlı bir adama satılmıştı. Vitalis'in köpekler ve maymunları başrolde oynattığı bir gezici tiyatrosu vardı. Remi bundan sonra her bölümde felekten sille tokat dayak yemiş, kızlı erkekli seyreden tüm çocuklar gözyaşlarına boğulmuştu. Sonunda gerçek annesini bulduydu.
bende arı mayayı geri istiyorum ordaki çekirgeye hayrandım sabahları olurdu kahvaltımı o saate denk getirirdim..
bide susam sokağı vardı ediyle büdü çok güzeldi..
harika bir kampanya olmuş milkboy ben sonuna kadar katılırım
doorii doori mogu mogu diye bir müziği vardı hem gizli ajan hemde kardeş olan iki köstebeğin maceralarını konu alırdı.maceralar hep fantastik öykülerle bezenmişti
hehehemelodisini bile hatırladım süpersin milkboybi de vucudumuzu tanıtan vardı ya ismi neydi onun alyuvarlar akyuvarlar falan,kanda şekeri taşıyanlar efendim aşılar virüslerle savaıyodu süperdi yaa.
doori doori mogu mogu