İnkar Etmek

Son güncelleme: 11.02.2007 01:40
  • * İNKAR ETMEK *

    İnkâr etmek, bilmemek, hoş görmemek, nehy etmek. Kuranı Kerîme ait bir terim olarak, imanın zıddı olan küfür ve tekzib, inkârla eş anlamlıdır. Küfr veya kefr, bir şeyi örtmek demektir. Kalbindeki inancını örten kişiye kafir dendiği gibi münkir de denir. Tövbe ve ibadet niteliği taşıyan bazı oruç ve maddî tasadduk gibi cezalar da, günahları örttüğü için keffaret diye adlandırılmıştır .Küfür terimi bazen nimeti inkâr anlamında kullanılır.
    * Öyleyse Beni anın ki, Ben de sizi anayım.Bana şükredin ve Bana nankörlük etmeyin *
    Abdullah b. Abbasın naklettiği bir hadiste Allah elçisi şöyle buyurur
    * Cehennem bana gösterildi. Orada bulunanların büyük çoğunluğunun küfreden inkâr eden kadınların oluşturduğunu gördüm.Bunun üzerine Allahı inkâr eden kadınlar mı? denildi. Hz. Peygamber cevaben Kocalarını ve kocalarının yaptığı iyilikleri inkâr edenler. Sen onlardan birisine ömür boyu iyilikte bulunsan, hoşuna gitmeyen bir davranışını görünce Senden hiçbir iyilik görmedim der *
    Eşarî ve Mâturîdî kelâmcılarının çoğunluğuna göre, zarûrâtı diniyyeden olduğu kesinlikle bilinen şeylerin tamamını veya bir bölümünü kalben tasdik etmeyen kimseye kâfir veya münkir denir. Eşarî kelâmcısı Âmidî müminle münkir arasında dünyevî hükümlerdeki farklılığı dikkate alarak şöyle tarif etmiştir Kişiyi, hâkimlik, devlet başkanlığı,şahitlik, ganîmetlerden yararlanma,cenaze namazının kılınması, müslüman mezarlığına gömülmesi gibi, müslümanlara mahsus hallerden mahrum bırakan bir hükümdür .İnkâr edildiği zaman sahibini dinden çıkaran veya dine girişini engelleyen zarûrâtı diniyye Hz. Peygamberin tebliğ ettiği, tevâtür yoluyla sabit olan, derin bir düşünce ve muhâkemeye ihtiyaç duymaksızın halkta kesin bir bilgi sonucu meydana gelen ve yine müslüman toplumun zarûrî ilim diye bilinen bir bilgi ile benimseyip kabul ettiği, tevhit dininin ana inanç konularıdır.Kalbiyle tasdik ederek, kelimei şehadet adı verilen Allâhtan başka ilâh olmadığına, Hz. Muhammedin onun kulu ve elçisi olduğuna şehadet ederim sözünü söyleyen kimse mümin sıfatını kazanır. Buna icmali iman denilir. Bundan sonra, âmentü de ifadesini buları iman esasları gelir. Altı iman esası şunlardır Allâha, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayır ve şerrin Allahtan olduğuna iman etmek .
    * 1. Allahın varlığına ve birliğine iman, indirilmiş olan semâvî kitapların ve sahîfelerin hak olduğuna iman, peygamberlere, meleklere, ahiret gününe, kıyamet günü uzuvların toplanacağına yani insanların yeniden diriltileceğine, cennet ve cehennemde mükâfat ve azabın sonsuzluğuna, gök düzeninin bozulacağına, yıldızların dökülüp, yer ve dağların paramparça olacağına... iman.
    * 2. Beş vakit namazın farz olduğuna, rekatlerin sayısına, zekât, ramazan orucu ve haccın farz olduğuna iman,
    * 3. Şarap içmenin, haksız yere adam öldürmenin, anababaya karşı gelmenin, hırsızlık, zina, yetim malı yemek, faiz yemek ve benzeri yasakların haram olduğuna imandır. Bu sayılanlar, tevâtür yoluyla sabit olup, dinden oldukları konusunda hiçbir şüphe yoktur.Yukarıda belirtilen zarûrâtı diniyye kapsamına giren itikâdî, ameli veya ahlâkî hükümlerin tamamını veya bir bölümünü yahut da içlerinden bir tanesini kabul etmemek, kişiyi inkârcı durumuna düşürür.
    Küfür, meydana geliş şekli, sebebi ve yeri bakımından dört kısma ayrılır.
    * 1. Küfri inkârî Allâhı, Hz. Peygamberi ve onun getirdiği esasları inkâr etmek gibi.
    * Ey Muhammed! Şüphesiz, inkârcıları uyarsan da uyarmasan da birdir.Onlar iman etmezler *
    ayetinde sözü edilen zümre bu gruba girer.
    * 2. Küfri cühûd Allâhın varlığını kalben bildiği halde kibri, gururu sebebiyle ikrar etmemesi ve diliyle inkâr etmesidir. Şeytan ve benzeri kişiler bu gruba girer. Kuranı Kerîmde şöyle buyurulur
    * Bir zamanlar meleklere Âdeme secde edin demiştik. Bunun üzerine onlar Âdeme secde ettiler, İblis hâriç. O diretti, büyüklük tasladı ve kafirlerden oldu *
    * İşte kendilerine bildikleri bekledikleri o Kuran gelince, onu inkâr ettiler *

    * 3. Küfri İnâdî Kişinin, hakikatı kalben bilmesine ve zaman zaman diliyle de ikrar etmesine rağmen sapıklık, kıskançlık, kapris, şan, şöhret, makam ve kavmiyetçilik gibi sebeplerle İslâmı bir din olarak kabullenmemesidir. Buna, düşünce arkadaşlarından, dost ve hısımlarından utanıp, gurur yüzünden küfre düştüğü için küfri ârî de denilmiştir.
    * 4. Küfri nifâk Kişinin, inanılması gereken şeyleri diliyle ikrar etmesi, fakat kalbiyle tasdik etmemesidir. Münafıkların inkârı böyledir. Kuranı Kerîmde şöyle buyurulurMünkir ve müşrik terimleri arasında da bazı farklar vardır. Şirk sözlükte, ortak kabul etmek demektir. Terim olarak ise Allahu Teâlânın ilâhlıkta, sıfat ve fiillerinde esi, benzeri ve ortağı bulunduğuna inanmaktır. Bu inançta olana da müşrik denir. Şirk, sadece Allaha ortak koşmakla meydana gelir. İnkâr ve küfür ise küfür sayıları inançlara sahip olmak veya zarûrâtı diniyyeyi kabul etmemekle gerçekleşir. Ebû Hanîfeye göre, küfür şirkten daha genel olup, şirki de kapsamına almaktadır. Bu anlamda her müşrik kâfirdir, fakat her kâfir müşrik değildir. Kuranı Kerîmde kâfir sayıları ehli kitapla müşrikler ayrı ayrı zikredilmiştir. Ehli kitaptan ve müşriklerden kâf r olanlar kendilerine apaçık bir huccet, içinde en doğru hükümler yazılı temiz sahifeleri okuyacak, Allahtan bir peygamber gelinceye kadar gûya dinlerinden ayrılacak değillerdir
    * Meryem oğlu İsa Mesih Allahtır diyenler, şüphesiz kâfir olmuştur *
    Bazı âlimlere göre ise, küfür ve şirk eş anlamlıdır.
    Mürted ile kâfir arasında da fark vardır. Kâfir veya münkir bastan itibaren küfür içinde kalmış ve İslâmı kabul etmemiş kimsedir. Mürted ise, bir süre müslüman olarak yaşadıktan sonra İslâmı terkeden kimseye denir. Ayette şöyle buyurulur
    * Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah, onların yerine kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı ise, güçlü ve şerefli olan, Allah yolunda cihat eden ve kınayanın kınamasından korkmayan bir kavim getirir *
    Herkes prensip olarak büluğ çağından sonra bağımsız velayet sahibidir, İslâmî emir ve yasakların muhatabıdır. Kuranı Kerimde şöyle buyurulur
    * Herkesin kazandığı kendisinden başkasına ait değildir *
    * Herkes kazancı karşılığında bir rehindir *

    Kaynak :
    * İslam Ansiklopedisi
    * Tûr, 52/21
    * Bağdâdî, Usûlüd Dîn248
    * Zühaylî, e/Fıkhulİslâmî ve Edilletüh, Dımaşk III, 388
    * Bakara, 2/152
    * Buhârî, İmân, 20
    * Müslim, Küsûf, 3
    * Nesaî, Küsûf, 17
    * Ahmed b. Hanbel, I, 298
    * Âmidî, EbkârulEfkâr 265
    * Taftâzânî, ŞerhulMakâsıd II, 267
    * Cürcânî, ŞerhulMevâkıf III, 253
    * Gazzâlî, eİktisâd, Mısır 112
    * Ahmed Saim Kılavuz, İmanKüfür Sınırı. 56
    * Buhârî, İman, 37
    * Bakara, 2/6
#11.02.2007 01:40 0 0 0