Dünyada süper güç adına Osmanlı İmparatorlu diye bir imparatorluk var idi. Üç kıtada at koşturan İnsanlara adaleti dürüstlüğü öğreten ve dahi bu imparatorluğun başında bir Padişah :
Lala, merak ediyorum : Evliyâ nasıldır? Bana gösterebilir misin? dedi.
Bu hususta bilgili olan başvezir pâdişahla, tebdil-i kıyafet ederek bir çömlekçiye vardılar. Pâdişaha fısıldadı :
İşte şevketlim, şu çömlekçi evliyâdır
Meraklı pâdişah çömlekçinin sabrını ölçerek, deneme kastiyle üst üste yığılı duran çömleklerin altındakini çekince, o sıra olduğu gibi kırıldı. Başka sıraları da altından çekerek kırdı. Dükkanda çömlek kalmadı.Bu hâli gören çömlekçi gayet ferah
Canınız sağolsun, olur böyle kazâlar diye müşterisinden özür diledi.
Pâdişah çok duygulandı. Hesâbı kapatan başvezirden, bildiği başka evliya varsa, ona da götürmesini ricâ etti. Kasap dükkanına girdiler. Kasap ricâldendi. Pâdişah çengelde ne kadar asılı et varsa işâretiyle hepsini kestirdi. Et bitti. Bu sefer:
--Hiçbirini beğenmedim diye etleri perişan etti. Sabır küpü kasap incinmedi, gücenmedi. Üstelik özür diledi.
--Başka et kalmadı. Olsaydı, isteğinizi yerine getirmek benim zevkim olurdu, özür dilerim dedi.
Bu tutum ve sabır karşısında mânevî hazla dolu dolu olan pâdişah :
--Bir tâne daha diye başvezire emir verdi. Yollarının üzerindeki karpuzcuya gittiler. Pâdişah aynı yöntemi karpuzcuya da uygulamak için karpuzu aldı. İki dizinin arasında sıktı. Sertliğini kaybeden karpuzu yere bıraktı. Başka aldı, sıktı, bıraktı. Tekrar sıktı, bıraktı. Bu durumdan rahatsız olan karpuzcu pâdişaha yaklaştı :
--Buraya bak! Ben pâdişah falan tanımam. Ben çömlekci ve kasap değilim. Haksızlığa tahammül edemem. Edebinle, sıkıp gevşettiğin karpuzları al, parasını ver. Seni yere çakmadan defol!. Deyince, işin vehâmetini iyi bilen başvezir hesâbı ödedi ve neye uğradığını anlayamayan pâdişahı, kaçırırcasına ordan uzaklaştırdı.
Ve pâdişah da anladı ki, her kuşun eti yenmiyor, her at aynı kamçı ile gitmiyor!
--Buraya bak! Ben pâdişah falan tanımam. Ben çömlekci ve kasap değilim. Haksızlığa tahammül edemem. Edebinle, sıkıp gevşettiğin karpuzları al, parasını ver. Seni yere çakmadan defol!.