Plasentaya Bağlı Ölümlerde Riski Artırıyor

Son güncelleme: 18.11.2012 19:50
  • anne ölümleri - ülkemizdeki anne ölümlerinin sebebleri nelerdir - plesantaya bağlı anne ölümleri

    Anne ölümlerinin en sık görülen nedenleri arasında, plasentanın rahim ağzını kapatması ve rahim duvarına yapışık olması bulunuyor. Zamanında ve doğru müdahaleyle risk ortadan kaldırılıyor.

    Bebeğin eşi olarak bilinen plasentanın; rahim ağzını (doğum yolunu) kapatmasına, “plasenta previa”, rahim duvarına yapışık olmasına ise “plasenta invazyon” adı veriliyor. Bu sorunların varlığında hayatı tehdit eden kanamaların riski artıyor ve kanamayı durdurmak her zaman mümkün olmuyor. İki soruna aynı hastada rastlanmasının riski daha da artırdığını vurgulayan Jinekolojik Onkoloji Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ateş Karateke, “Zamanında ve yeterli müdahale yapılmazsa anne ölümleri kaçınılmaz oluyor” diyor.



    İlk doğumunu sezaryen ile gerçekleştiren bir annenin sonraki gebeliğinde plasentanın doğum yolunu kapatması halinde anne adayının yakından takip edilmesi ve sezaryenin deneyimli bir ekip tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyor.



    Sıklıkları arttı!

    Yapılan çalışmalar; her 250 doğumdan birinde plasentanın rahim ağzını kapattığını ve sezaryen sayısı arttıkça bu sorunun sıklığının da arttığını gösteriyor. Plasentanın rahim duvarına yapışık olma anormalliği daha nadir görülmekle birlikte, geçirilmiş sezaryen sayısı ve eşlik eden plasenta previanın varlığı riskin yükselmesine neden oluyor. “Klinik gözlemlerimiz son 10 yılda bunların görülme sıklığının arttığı yönünde” diyen Karateke, bu olguların çoğunun 2 veya daha fazla sezaryen geçirdiklerine dikkat çekiyor.



    Kanamaya dikkat!

    Gebelik takipleri sırasında yapılan ultrasonografi, plasentanın yerleşimini kolaylıkla saptıyor. Plasentanın rahim ağzını kapatması halinde burada bir anormallik olup olmadığının incelenmesi öneriliyor. Özellikle gebeliğin son 3 ayında meydana gelen kanamalar plasentanın rahim ağzını kapatma olasılığını düşündürüyor. Bu konuda uzman hekimlerce yapılan dikkatli takip ve müdahale ile riskin en alt düzeye çekilebileceği belirtiliyor. Özellikle gebeliğe bağlı kanamalar konusunda deneyimli bir jinekolojik onkoloji cerrahi uzmanı ve hastane donanımı da anne adayı açısından büyük önem taşıyor.



    Riski kaldırmak mümkün!

    Annenin rahmi alınmış ve kanama başarılı bir şekilde durdurulmuş ise herhangi bir risk söz konusu olmuyor. Tekrar gebelik isteyen annelerde kanamanın rahim alınmadan durdurulmasına çalışılıyor. Rahim alınmadığı takdirde sonraki gebelikte yine aynı problemlerle karşılaşma olasılığı artıyor. Bir önceki gebeliğinde sezaryenle doğum yapan anneler bu sorunda en önemli risk grubunu oluşturuyor. İlk doğumunu sezaryenle yapan annenin plasentası önde geliyorsa, büyük olasılıkla rahim duvarına yapışıklık sorunu da olduğu belirtiliyor. Ayrıca daha önce kürtaj olan annelerde de riskin arttığı görülüyor.



    Haber: Ceyda Erenoğlu
#18.11.2012 19:50 0 0 0