'Burası Agora Meyhanesi, burda yaşar aşkların en
şahanesi, en divanesi' şarkısını kim bilmez. Peki ya
bu sözleri kimin yazdığını? Bu sorunun cevabı
birincisi kadar kolay değil. Üstelik Zeki Müren'den
Behiye Aksoy'a pek çok ünlünün seslendirdiği bu
şarkının sözlerini herkes kendince değiştirmiş, yeni
mısralar ekleyip çıkartmışsa.
Şarkının sözleri ilk kez 1959'da Ege Ekspres
gazetesinde yayınlanmış ve ağızdan ağıza yayılırken
ilk hali unutulup gitmiş. Agora Meyhanesi'nin
hikayesini 43 yıl sonra, Balat'ta restorasyonu süren
Agora Meyhanesi'nde şairi Dr. Onur Şenli'den dinledik.
1959'da şiiri yazarken İstanbul'da Agora Meyhanesi
diye bir yer olduğunu bilmiyormuş. Bu meyhanenin sekiz
köşeli olduğundan ve şair Özdemir Asaf'ın meyhanenin
sekiz ayrı köşesine sekiz ayrı şiir yazdığından da
haberi yokmuş.
Hristo Hristodulos'un dedesinin bu meyhaneyi 1890'da
açtığından, içinde tam 286 film çevrildiğinden de
bihabermiş Onur Şenli. Geçtiğimiz yıl, İstanbul'da bir
toplantı sırasında Aysel Gürel, Balat'taki Agora
Meyhanesi'nden söz edince öğrenmiş varlığını ve eşi
Kıymet (Unutma) Hanım'la birlikte aynı gün soluğu
meyhanede almış. Karşısında şiirinde anlattığı
meyhanenin aynısını bulunca şaşkına dönmüş. Aynı
günlerde Ahmet Selçuk Agora Meyhanesi şiirini
çıkaracağı kasete almak için izin istemiş. Şenli,
şiirini eksiksiz okuma kaydıyla olur, demiş. Bu sefer
de CD piyasaya çıktığında İlkan'ın şiiri eksik değil
fazla okuduğunu, yani orijinal metni kendi
'katkılarıyla' süslediğini görmüş. Onur Bey,
``Herkesten beklerdim ama bir şairden asla.'' diyor ve
bir tazminat davası daha açmaya hazırlanıyor...
İLK TEBRİK EDEN ARKADAŞI AHMET NECDET SEZER OLDU
Takvimler 4 Nisan 1953'ü gösterdiğinde Türkiye,
Çanakkale'de bir İsveç şilebine çarpan Dumlupınar
denizaltısıyla denize gömülen 81 denizci için
ağlıyordu. Şenli ailesinin evinde de herkes gözyaşları
içindeydi. Bir tek 13 yaşındaki Onur ağlamıyordu.
``Ben o sırada gözyaşlarımı kağıda akıtıyordum''
diyor. Afyon Lisesi'nde yapılan anma töreninde Onur
Şenli yazdığı şiiri tekrar tekrar okumuştu. Tören
sonunda yanına gelen sınıf arkadaşı Ahmet Necdet
Sezer, Onur'un boynuna sarılmış tebrik etmişti.
Böylece ilk şiir ortaya çıkmış ve Onur Şenli ismi önce
Afyon sonra da bütün ülkede duyulmuştu. İstanbul'a
giden genç Onur önce Vefa Lisesi sonra da Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi ama aklı fikri
şiirde ve yazıdaydı. Agora Meyhanesi'nin hikayesi de
işte o günlerde başladı.
BABAMIN ARKADAŞININ KIZINA O GECE TUTULDUM
Onur Şenli'yi en çok etkileyen kişi babasıydı. Üsküdar
Musiki Cemiyeti'nin kurucularından biri olan
Sabahattin Şenli, çok güzel şarkı söylermiş.
Selahattin Pınar'ın da yakın arkadaşı olan Sabahattin
Bey, engin müzik bilgisini Onur'a da aktarmış.
Babasının bir arkadaşının lise son sınıfta okuyan çok
güzel bir kızı varmış. Bir akşam, babası Onur'u
göstererek ``Bizim çocuğun sesi çok güzeldir, size bir
şarkı söylesin'' deyince, kızın babası da ``Bizim
kızın da sesi güzeldir, Onur bir şarkı okursa kızımız
da size bir tango seslendirir'' diye karşılık vermiş.
``Gece gündüz aklımdan çıkmayan kızın gözlerinin içine
bakarak, sözleri Mustafa Nafiz Irmak'a ait olan
Selahattin Pınar'ın bir şarkısını okumaya başladım:
'Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek / Hasta
gönlüm yine hicranını yalnız çekecek.' Tabii devir
tango devri olduğu için o güzel kız benim gözlerimin
içine bakarak okumaya başladı: 'Seni sevmem de haksız
/ Sevdim demem de haksız / Fakat neden insafsız...
Şarkılar bitince evde derin bir sessizlik oldu. Ben
çıkıp gittim. Ertesi gün onlar da yazlığa taşındılar.
Günlerce evlerinin önünden geçtim ama o bir türlü
dönmedi. Sonunda birgün penceresinin altından geçerken
önüme bir kağıt düştü. 'Onur Bey, sizi Gündoğdu'daki
Sisi Pastanesi'nde bekliyorum' diyordu. Soluğu
pastanede aldım ama randevuya başkası geldi. Bu,
sevdiğim kızın komşusuydu. Bana, 'Aylardır sizi
seviyorum' deyince şaşırdım. 'Ama ben başkasına
aşığım' diye itiraz ettim. Baktım ki onuru kırılıyor,
birkaç güzel söz söyleyip, olayı yumuşatarak yanından
ayrıldım. Fakat, sevdiğim kız ertesi gün İzmir'e
gelmiş ve pastanedeki buluşma kendisine yalan yanlış
aktarılmıştı. Ne yapıp, neylediysem ikna edemedim.
Telefonlarıma çıkmadı, ortadan kayboldu, beni görünce
yolunu değiştirdi. Olmadı.''
HATIRA DEFTERLERİNİN VAZGEÇİLMEZ ŞİİRİ OLDU
Aşk yarasıyla kıvranan genç adam teselliyi İzmir'in
Agora semtindeki salaş meyhanelerde aramaya başlamış.
Bir gece Agora'da içtikten sonra eve gelmiş ve sevdiği
kıza bir mektup yazmaya koyulmuş:``Sana bu satırları,
bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden
yazıyorum...'' diye başlamış. İlerledikçe yazdığının
bir şiir olduğunu farketmiş. Böylece ünlü Agora
Meyhanesi ortaya çıkmış. Dikkat ettiyseniz 'esas
kız'ın adını anmadık. Çünkü Onur Bey, İzmirli bir
gazete patronunun eşi olan ilk göz ağrısının ismini
zikretmek istemediğini söyledi.
Şiire o günlerde adet olduğu üzre İngilizce bir başlık
koymuş: ``The Night, Wine and Love'' yani ``Gece,
Şarap ve Aşk''. Şiir fakültede yayınlanan Neşter adlı
dergide yayınlanmak üzereyken matbaada Ege Ekspres'in
kültür sayfaları editörü Şadan Gökovalı görmüş. Dergi
yayına girmeden önce şiirin başlığını Agora Meyhanesi
olarak değiştirip gazetede yayınlamış. Şiir yayınlanır
yayınlanmaz genç kızların hatıra defterlerine girmeye,
mısraları duvar yazısı olmaya başlamış.
GÖNÜL YAZAR'DAN 66 BİN LİRA TAZMİNAT ALDIM
Tıbbiyeyi tamamen boşlayıp 1968'de Ege Ekspres'te tam
gün gazetecilik yapmaya başladığı günlerde
İstanbul'dan gelen bir yakını, ``Senin şiir şarkı
olmuş, Gönül Yazar plağa okumuş ama plakta söz ve
müzik İsmet Nedim'' yazıyor demiş. Devrin ünlü
bestecilerinden biri olan İsmet Nedim'in kendi eserini
bestelemiş olması Onur Bey'in hoşuna gitmiş ama
adından söz edilmemesine çok içerlemiş. İki gün sonra
Gönül Yazar'ın ağzından verilen gazete ilanı
kızgınlığını arttırmış: ``Değerli bestekar İsmet
Nedim'in benim için bestelediği, merhum aktör Suphi
Kaner'in sözlerini benim için yazdığı Agora
Meyhanesi'ni Arya Plakları'na okudum.'' Sabrı taşan
Onur Şenli, 20 bin lira maddi, 30 bin lira manevi
olmak üzere toplam 50 bin lira tazminat talebinde
bulunduğunu belirten dilekçesini mahkemeye vermiş.
Ertesi gün çıkan bütün gazeteler davadan söz
ediyorlarmış. Bir müddet sonra besteci İsmet Nedim
İzmir'e gelmiş. Onur Şenli, adını gizleyerek gazeteci
kimliğiyle İsmet Nedim'den söyleşi için randevu almış.
Söz dönüp dolaşıp Agora Meyhanesi'ne gelince Nedim,
``Yahu ben bunun bir yazarı olduğunu bilmiyordum. Bana
bu şiiri imzasız olarak getirdiler ve benim de hoşuma
gidince besteyi yaptım. Oysa tıbbiyede okuyan genç bir
adamın şiiriymiş'' deyince Onur Bey, ``O genç adam
benim efendim'' diye yanıt vermiş. Ama bir uzlaşma
sağlamak mümkün olmamış. Dava senelerce sürmüş.
Mahkeme 1972'de faizleriyle birlikte 66 bin liralık
bir cezayı onaylamış. Ama davalıların bir kısmı
yerinde bulunamadığı için para Gönül Yazar'dan tahsil
edilmiş.
Agora Meyhanesi
Sana bu satırları
Bir sonbahar gecesinin
Felç olmuş köşesinden yazıyorum
Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında
Saatlerdir boşalan kadehlere
Şarkılarını dolduruyorum
Tabağımdaki her zeytin tanesine
``Simsiyah Bakışların'ı koyuyorum
Ve kaldırıp kadehimi
Bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum.
Burası Agora Meyhanesi
Burada yaşar aşkların en madarası
Ve en şahanesi
Burada saçların her teline bir galon içilir
Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir
Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin
Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir
Burası Agora Meyhanesi
Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası...
Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı
Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik
Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam
Elimde değil
Bu da bir nevi namuslu serserilik
Dışarda hafiften bir yağmur var
Bu gece benim gecem
Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği
Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu
Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum
Ve sana susuzluğumu
Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır
Umutlar tükenir, mezeler biter
Biraz sonra bir mavi ay doğar tepelerden
Bu sarhoş şehrin üstüne
Birazdan bu yağmur da diner
Sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma
Mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver
Yarın gelir çamaşırcı kadın
Her şeyden habersiz onu da yıkar
Sen mesut ol yeter ki ben olmasam ne çıkar?
Dedim ya burası Agora Meyhanesi
Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer
Burası Agora Meyhanesi
Burası kan tüküren mesut insanların dünyası
Dr. Onur Şenli
Yüz bulamayan aşık bu şiiri İzmir'in meyhanelerinde
tesellli ararken yazdı !
Bu güzel ve sevilen şiirin nasıl ortaya çıktığını sizden öğrendim.
Bununla ilgili bir Flash Animasyon yapmıştım ama kayıplara karışmış.
Üstelik ilk çalışmalarımdan biri olduğu için de yeniden paylaşmamıştım.
Şiirin yazılış nedenini okuduktan sonra
eğer kısmetse, yeniden yapıp, siz dostlarımla paylaşmak
zannederim bana bir başka haz verecek...
Bilgiler ve güzelim sayfa için çok teşekkür ederim.
Herşey gönlünüzce olsun sevgili arkadaşım..
sevgili ateş hocam.
hep unutuyorum söyliyeceğim avatarınız harika olmuş insana neşe veriyor yada ben denizi çok severim ondan mı bilemiyeceğim...
zaten ben bu şiiri hazırlarken direk baktığım sizin bölümünüzdü çnk bu klasik olmuş şarkıyı siz kesin kullanmışınızdır dedim çıkmadı ama bazen bend ehatalı oluyor aramalar olduğu halde çıkmadığı için genede ateş hocamda vardır dedim.nerakla bekliyeceğim flashını..
yorumunuza tşkrler...
Bölümde ayni gün icerisinde 1 den fazla konu acmak yasaktir. Bir üye günde 1 den fazla konu actiysa bölüm yetkilisi tarafindan uyarilacak ve actigi tüm konular karantinaya atilacaktir.