Agora Meyhanesi

Son güncelleme: 08.03.2007 08:29
  • noimage
    'Burası Agora Meyhanesi, burda yaşar aşkların en
    şahanesi, en divanesi' şarkısını kim bilmez. Peki ya
    bu sözleri kimin yazdığını? Bu sorunun cevabı
    birincisi kadar kolay değil. Üstelik Zeki Müren'den
    Behiye Aksoy'a pek çok ünlünün seslendirdiği bu
    şarkının sözlerini herkes kendince değiştirmiş, yeni
    mısralar ekleyip çıkartmışsa.

    Şarkının sözleri ilk kez 1959'da Ege Ekspres
    gazetesinde yayınlanmış ve ağızdan ağıza yayılırken
    ilk hali unutulup gitmiş. Agora Meyhanesi'nin
    hikayesini 43 yıl sonra, Balat'ta restorasyonu süren
    Agora Meyhanesi'nde şairi Dr. Onur Şenli'den dinledik.
    1959'da şiiri yazarken İstanbul'da Agora Meyhanesi
    diye bir yer olduğunu bilmiyormuş. Bu meyhanenin sekiz
    köşeli olduğundan ve şair Özdemir Asaf'ın meyhanenin
    sekiz ayrı köşesine sekiz ayrı şiir yazdığından da
    haberi yokmuş.

    noimage

    Hristo Hristodulos'un dedesinin bu meyhaneyi 1890'da
    açtığından, içinde tam 286 film çevrildiğinden de
    bihabermiş Onur Şenli. Geçtiğimiz yıl, İstanbul'da bir
    toplantı sırasında Aysel Gürel, Balat'taki Agora
    Meyhanesi'nden söz edince öğrenmiş varlığını ve eşi
    Kıymet (Unutma) Hanım'la birlikte aynı gün soluğu
    meyhanede almış. Karşısında şiirinde anlattığı
    meyhanenin aynısını bulunca şaşkına dönmüş. Aynı
    günlerde Ahmet Selçuk Agora Meyhanesi şiirini
    çıkaracağı kasete almak için izin istemiş. Şenli,
    şiirini eksiksiz okuma kaydıyla olur, demiş. Bu sefer
    de CD piyasaya çıktığında İlkan'ın şiiri eksik değil
    fazla okuduğunu, yani orijinal metni kendi
    'katkılarıyla' süslediğini görmüş. Onur Bey,
    ``Herkesten beklerdim ama bir şairden asla.'' diyor ve
    bir tazminat davası daha açmaya hazırlanıyor...

    İLK TEBRİK EDEN ARKADAŞI AHMET NECDET SEZER OLDU

    Takvimler 4 Nisan 1953'ü gösterdiğinde Türkiye,
    Çanakkale'de bir İsveç şilebine çarpan Dumlupınar
    denizaltısıyla denize gömülen 81 denizci için
    ağlıyordu. Şenli ailesinin evinde de herkes gözyaşları
    içindeydi. Bir tek 13 yaşındaki Onur ağlamıyordu.
    ``Ben o sırada gözyaşlarımı kağıda akıtıyordum''
    diyor. Afyon Lisesi'nde yapılan anma töreninde Onur
    Şenli yazdığı şiiri tekrar tekrar okumuştu. Tören
    sonunda yanına gelen sınıf arkadaşı Ahmet Necdet
    Sezer, Onur'un boynuna sarılmış tebrik etmişti.
    Böylece ilk şiir ortaya çıkmış ve Onur Şenli ismi önce
    Afyon sonra da bütün ülkede duyulmuştu. İstanbul'a
    giden genç Onur önce Vefa Lisesi sonra da Ege
    Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne girdi ama aklı fikri
    şiirde ve yazıdaydı. Agora Meyhanesi'nin hikayesi de
    işte o günlerde başladı.

    BABAMIN ARKADAŞININ KIZINA O GECE TUTULDUM

    Onur Şenli'yi en çok etkileyen kişi babasıydı. Üsküdar
    Musiki Cemiyeti'nin kurucularından biri olan
    Sabahattin Şenli, çok güzel şarkı söylermiş.
    Selahattin Pınar'ın da yakın arkadaşı olan Sabahattin
    Bey, engin müzik bilgisini Onur'a da aktarmış.
    Babasının bir arkadaşının lise son sınıfta okuyan çok
    güzel bir kızı varmış. Bir akşam, babası Onur'u
    göstererek ``Bizim çocuğun sesi çok güzeldir, size bir
    şarkı söylesin'' deyince, kızın babası da ``Bizim
    kızın da sesi güzeldir, Onur bir şarkı okursa kızımız
    da size bir tango seslendirir'' diye karşılık vermiş.

    ``Gece gündüz aklımdan çıkmayan kızın gözlerinin içine
    bakarak, sözleri Mustafa Nafiz Irmak'a ait olan
    Selahattin Pınar'ın bir şarkısını okumaya başladım:
    'Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek / Hasta
    gönlüm yine hicranını yalnız çekecek.' Tabii devir
    tango devri olduğu için o güzel kız benim gözlerimin
    içine bakarak okumaya başladı: 'Seni sevmem de haksız
    / Sevdim demem de haksız / Fakat neden insafsız...
    Şarkılar bitince evde derin bir sessizlik oldu. Ben
    çıkıp gittim. Ertesi gün onlar da yazlığa taşındılar.
    Günlerce evlerinin önünden geçtim ama o bir türlü
    dönmedi. Sonunda birgün penceresinin altından geçerken
    önüme bir kağıt düştü. 'Onur Bey, sizi Gündoğdu'daki
    Sisi Pastanesi'nde bekliyorum' diyordu. Soluğu
    pastanede aldım ama randevuya başkası geldi. Bu,
    sevdiğim kızın komşusuydu. Bana, 'Aylardır sizi
    seviyorum' deyince şaşırdım. 'Ama ben başkasına
    aşığım' diye itiraz ettim. Baktım ki onuru kırılıyor,
    birkaç güzel söz söyleyip, olayı yumuşatarak yanından
    ayrıldım. Fakat, sevdiğim kız ertesi gün İzmir'e
    gelmiş ve pastanedeki buluşma kendisine yalan yanlış
    aktarılmıştı. Ne yapıp, neylediysem ikna edemedim.
    Telefonlarıma çıkmadı, ortadan kayboldu, beni görünce
    yolunu değiştirdi. Olmadı.''

    HATIRA DEFTERLERİNİN VAZGEÇİLMEZ ŞİİRİ OLDU

    Aşk yarasıyla kıvranan genç adam teselliyi İzmir'in
    Agora semtindeki salaş meyhanelerde aramaya başlamış.
    Bir gece Agora'da içtikten sonra eve gelmiş ve sevdiği
    kıza bir mektup yazmaya koyulmuş:``Sana bu satırları,
    bir sonbahar gecesinin felç olmuş köşesinden
    yazıyorum...'' diye başlamış. İlerledikçe yazdığının
    bir şiir olduğunu farketmiş. Böylece ünlü Agora
    Meyhanesi ortaya çıkmış. Dikkat ettiyseniz 'esas
    kız'ın adını anmadık. Çünkü Onur Bey, İzmirli bir
    gazete patronunun eşi olan ilk göz ağrısının ismini
    zikretmek istemediğini söyledi.

    Şiire o günlerde adet olduğu üzre İngilizce bir başlık
    koymuş: ``The Night, Wine and Love'' yani ``Gece,
    Şarap ve Aşk''. Şiir fakültede yayınlanan Neşter adlı
    dergide yayınlanmak üzereyken matbaada Ege Ekspres'in
    kültür sayfaları editörü Şadan Gökovalı görmüş. Dergi
    yayına girmeden önce şiirin başlığını Agora Meyhanesi
    olarak değiştirip gazetede yayınlamış. Şiir yayınlanır
    yayınlanmaz genç kızların hatıra defterlerine girmeye,
    mısraları duvar yazısı olmaya başlamış.

    GÖNÜL YAZAR'DAN 66 BİN LİRA TAZMİNAT ALDIM

    Tıbbiyeyi tamamen boşlayıp 1968'de Ege Ekspres'te tam
    gün gazetecilik yapmaya başladığı günlerde
    İstanbul'dan gelen bir yakını, ``Senin şiir şarkı
    olmuş, Gönül Yazar plağa okumuş ama plakta söz ve
    müzik İsmet Nedim'' yazıyor demiş. Devrin ünlü
    bestecilerinden biri olan İsmet Nedim'in kendi eserini
    bestelemiş olması Onur Bey'in hoşuna gitmiş ama
    adından söz edilmemesine çok içerlemiş. İki gün sonra
    Gönül Yazar'ın ağzından verilen gazete ilanı
    kızgınlığını arttırmış: ``Değerli bestekar İsmet
    Nedim'in benim için bestelediği, merhum aktör Suphi
    Kaner'in sözlerini benim için yazdığı Agora
    Meyhanesi'ni Arya Plakları'na okudum.'' Sabrı taşan
    Onur Şenli, 20 bin lira maddi, 30 bin lira manevi
    olmak üzere toplam 50 bin lira tazminat talebinde
    bulunduğunu belirten dilekçesini mahkemeye vermiş.
    Ertesi gün çıkan bütün gazeteler davadan söz
    ediyorlarmış. Bir müddet sonra besteci İsmet Nedim
    İzmir'e gelmiş. Onur Şenli, adını gizleyerek gazeteci
    kimliğiyle İsmet Nedim'den söyleşi için randevu almış.
    Söz dönüp dolaşıp Agora Meyhanesi'ne gelince Nedim,
    ``Yahu ben bunun bir yazarı olduğunu bilmiyordum. Bana
    bu şiiri imzasız olarak getirdiler ve benim de hoşuma
    gidince besteyi yaptım. Oysa tıbbiyede okuyan genç bir
    adamın şiiriymiş'' deyince Onur Bey, ``O genç adam
    benim efendim'' diye yanıt vermiş. Ama bir uzlaşma
    sağlamak mümkün olmamış. Dava senelerce sürmüş.
    Mahkeme 1972'de faizleriyle birlikte 66 bin liralık
    bir cezayı onaylamış. Ama davalıların bir kısmı
    yerinde bulunamadığı için para Gönül Yazar'dan tahsil
    edilmiş.



    Agora Meyhanesi

    Sana bu satırları

    Bir sonbahar gecesinin

    Felç olmuş köşesinden yazıyorum

    Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında

    Saatlerdir boşalan kadehlere

    Şarkılarını dolduruyorum

    Tabağımdaki her zeytin tanesine

    ``Simsiyah Bakışların'ı koyuyorum

    Ve kaldırıp kadehimi

    Bu rezilcesine yaşamaların şerefine içiyorum.

    Burası Agora Meyhanesi

    Burada yaşar aşkların en madarası

    Ve en şahanesi

    Burada saçların her teline bir galon içilir

    Gözlerin her rengine bir şarkı seçilir

    Sen bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin

    Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir

    Burası Agora Meyhanesi

    Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası...

    Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı

    Boşalan ellerimde kahreden bir hafiflik

    Bu akşam umutlarımı meze yapıp içiyorsam

    Elimde değil

    Bu da bir nevi namuslu serserilik

    Dışarda hafiften bir yağmur var

    Bu gece benim gecem

    Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği

    Gönlümde bütün dertlerin hora teptiği gece bu

    Camlara vuran her damlada seni hatırlıyorum

    Ve sana susuzluğumu

    Birazdan şarkılar susar, kadehler boşalır

    Umutlar tükenir, mezeler biter

    Biraz sonra bir mavi ay doğar tepelerden

    Bu sarhoş şehrin üstüne

    Birazdan bu yağmur da diner

    Sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma

    Mendilimdeki o kızıl lekeye de boş ver

    Yarın gelir çamaşırcı kadın

    Her şeyden habersiz onu da yıkar

    Sen mesut ol yeter ki ben olmasam ne çıkar?

    Dedim ya burası Agora Meyhanesi

    Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere meydan okuduğu yer

    Burası Agora Meyhanesi

    Burası kan tüküren mesut insanların dünyası

    Dr. Onur Şenli


    Yüz bulamayan aşık bu şiiri İzmir'in meyhanelerinde
    tesellli ararken yazdı !

    Ersin KALKAN
    noimage
#06.03.2007 11:17 0 0 0
  • Bu güzel ve sevilen şiirin nasıl ortaya çıktığını sizden öğrendim.
    Bununla ilgili bir Flash Animasyon yapmıştım ama kayıplara karışmış.
    Üstelik ilk çalışmalarımdan biri olduğu için de yeniden paylaşmamıştım.


    Şiirin yazılış nedenini okuduktan sonra
    eğer kısmetse, yeniden yapıp, siz dostlarımla paylaşmak
    zannederim bana bir başka haz verecek...


    Bilgiler ve güzelim sayfa için çok teşekkür ederim.
    Herşey gönlünüzce olsun sevgili arkadaşım..
#06.03.2007 16:47 0 0 0
  • sevgili ateş hocam.
    hep unutuyorum söyliyeceğim avatarınız harika olmuş insana neşe veriyor yada ben denizi çok severim ondan mı bilemiyeceğim...
    zaten ben bu şiiri hazırlarken direk baktığım sizin bölümünüzdü çnk bu klasik olmuş şarkıyı siz kesin kullanmışınızdır dedim çıkmadı ama bazen bend ehatalı oluyor aramalar olduğu halde çıkmadığı için genede ateş hocamda vardır dedim.nerakla bekliyeceğim flashını..
    yorumunuza tşkrler...
#06.03.2007 16:56 0 0 0
  • DERiN DUYGULAR BÖLÜM KURALLARI!

    Bölümde ayni gün icerisinde 1 den fazla konu acmak yasaktir. Bir üye günde 1 den fazla konu actiysa bölüm yetkilisi tarafindan uyarilacak ve actigi tüm konular karantinaya atilacaktir.



    Üzgünüm canisi..

    ama bu paylasim hayat hikayelerine uydugundan

    oraya alacagim..yoksa karantinaya gidecek

    sende unuttun herhalde canisi
#06.03.2007 20:17 0 0 0
  • eline sağlık Red tina
    çok etkilendim demek ki bu şarkının hikayesi böyleymiş
    yeni bir şey daha öğrenmiş oldum
    emeğine sağlık yüreği güzel arkadaşım
#08.03.2007 08:29 0 0 0