Aksam saatleri...Günün bu saatleri çalisanlar için hep civcivli geçer.Herkesin içinde evine ulasma
arzusu,metroya kosusturuyorlar. Metro her zaman ki gibi, tikabasa dolu.Oturanlar,ayakta bekleyenler
var.Herkes pek suskundu.Neredeyse hiç kimse konusmuyordu. Bu suskunlugu gür bir erkek sesi, bir
bicak gibikesiyordu.Herkes konusan adama odaklanmisti.Adami basta asagi süzdümiyah, ütülü
pantolonunu tutan kemer, göbeginin altina düsmüstü.Gömlegi gayet temiz görünüyordu.Siyah günes
gözlükleri ve ufak ajandasi koltugunun altinda duruyordu. Çok bilmis sesiyle:"Kizim kalksana yasli
bayan otursun. Gencsin,dirençlisin ayakta gidiver."dedi. Genç kiz kalabaligin arasindanbasini
uzatti,adama söyle bir bakti.Sonra utanir gibi basini geri çekti.Genc kizin,uzun dümdüz siyah
saclari, güneste parliyordu.Siyah kenarli ince gözlükleri, temiz yüzüne çok yakisiyordu. Adam
laflarinin dikkate alinmadigini görünce biraz sinirli,biraz da sitemkar sesiyle:"görüyorsunuz degil
mi?Simdiki genclerde hiç saygi kalmamis."dedi. Konusurken kizi görmüyordu,zaten kiz da oturdugu
yerde büzülüp duruyordu. Bir süre sonra adam tekrar konusmaya basladi.Bu kez sözleri daha sert ve
tehdit içeriyordu. Aralarindan orta yasli bir adam araya girmek istedi.Ylniz genc kiz "konusma" der
gibi kolundan tutup,gözlerine bakti. Sonra metro durdu.Son durakti.Herkes iniyordu.Ancak yolculuk
boyunca konusan adam kizarip,yüzünü gizlemeye basladi. Kapiya baktim.Genc kiz disari
cikiyordu.yaninda birileri vardi:O, babasi ve tekerlekli sandalyesi