Meğer ne kadar uzun olmuş hayal kurmayalı... Yine Seni Görmem Gerekiyor...
Önce ellerimi tut. Sonra senden başka kimseler bilmesin burada olduğumu. Ne cevap ver çalan
telefonlara, ne de çalınan kapıları aç. Fark etmesin hiç kimse evde olduğumuzu. Koyu bir sessizlikte
gizleyelim varlığımızı...
Sen bana çocukken gizlendiğin odalardan bahset. Kaçtığın sokak köşelerini, uzun uzun
aranışlarını, bulunca içtenlikli sarılışlarını anlat. Bense gizlenmekten vazgeçmeyişlerimi...
Ben sana gidemediğim ülkelerden söz edeyim. Rüyalarımda tam kaçarken bacaklarımın tonlarca
ağırlaştığını, adım atamadığımı, yakalandığımı, terlediğimi anlatayım. Sen bütün rüyalarımı hayra
yor. Ellerini saçlarımın arasında gezdir. Gözlerimin üzerinde gezdir ellerini. Yaralarımın üzerinde
gezdir, ellerin şifa olsun. Sen çocukken dizlerinde bir türlü geçmeyen, acı veren yaralarının nasıl
iyileştiğini anlat. Ben görünmeyen yaralarımı anlatayım.
Benim için kaygılan, acı çek, tedirgin ol, gözlerin dolsun... Benim için telaş et, ağla. Ben
sana pişmanlıklarımı anlatayım. Sen yargılamadan teselli et. Gözlerimi kaçırayım gözlerinden,
utanayım. Ellerinle tut yüzümü, gözlerini gözlerimden bir an bile ayırma. Soluklarını hissedeyim
yüzümde. Sesin dua olsun, yüzüme üfle. Ellerimi tut, senden başkası bilmesin burada olduğumu. Her
kapı çalınışında tedirgin olayım. Başımı göğsüne yasla, eskiden kalma bir türküye sığınalım. Sen
bana yol ol. Bütün tuzaklardan emin olayım. Sen bana sabah ol. Bütün karanlıklardan emin olayım. Sen
bana tövbe ol...