Verilen herhangi bir nimetten dolayı, bu nimeti verene karşı söz, fiil veya kalb ile gösterilen saygı ve karşılık, iyiliğin kıymetini bilme ve iyilik yapana bu hissi gösterme, nimet ve iyiliği anıp sahibini övme.
* Rabbinin nimetine ihsanına gelince, onu minnet ve şükranla an *
* Gerçekten İbrãhim, Hakka yönelen, Allaha itaat eden bir önder idi. Allaha ortak koşanlardan değildi. Allahın nimetlerine Şükrediciydi. Çünkü Allah, onu seçmiş ve doğru yola iletmişti *
* Onlar Süleymana kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar geniş leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı.Ey Dâvud ailesi, şükredin! Kullarımdan şükreden azdır *
* Siz hiç bir şey bilmezken Allah, sizi analarınızın karnından çıkardı şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi *
* Yüce Allah diyor ki Ey kullarım! Geçmiş ve gelecek, siz bütün ins ve cinler bir araya gelerek, aranızdaki en muttaki kimsenin kalbi gibi olsanız, sizin bu durumunuz, Benim hakimiyetimi zerre kadar artırmaz. Gene ey kullarım! Geçmiş ve gelecek bütün ins ve cin bir araya toplansanız, aranızdaki en günahkâr birinin kalbi gibi olsanız, benim hakimiyetime en ufak bir noksanlık getiremezsiniz. Ey kullarım! Hakkınızda itibar ettiğim şey, amellerinizdir. Daha sonra siz onlara göre eksiksiz olarak mükafatlandırılacak veyâ cezalandırılacaksınız. Öyleyse kim bir hayır işlemeye muvaffak olursa, bundan dolayı Allaha şükretsin. Kim de hayrın dışında başka bir şey işlerse, bundan dolayı da kendi nefsini suçlasın *
* Lûtun kavmi de uyarıcı peygamberleri yalanladı. Biz de üstlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik. Ancak Lût ailesi müstesna, katımızdan bir nimet olarak onları seher vaktinde kurtardık. Biz şükredeni böyle mükafatlandırırız *
* Şükreden, ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük eden de bilsin ki, Allah müstağnidir, her türlü övgüye layıktır *