Dün, yalnızlığını kalabalıklaştıran bir çift güvercinle söyleşmiş sin, beni sormuşlar sana.
Bir sır gibi anlatmanı istemişler senden… Yıllarda demlenen bir sevdayı anlatmanın güçlüğüyle dökülmüş sözcükler dudaklarından incitmeden beni uzaklarda.
“ Sir ten düşünün ki başka bir tene özlemli, elleri şiir, yüreği sevda yanardağı. Hiç dokunmadan seyrederek mutlu eder insanı. Onu düşünmeden başka bir düşüncenin kapısını açamazsın. Kollarının arasına alsan, sıkarak kendine karıştırır kendin yaparsın, yani ikiyi bir yapmak gibi. “ Demişsin.
“Abi sen aşıksın” demişler gülüşerek.
Dönüp yalnızlığına, düşünüp sormuşsun kendine sözcükleri yineleyerek” ben aşık mıydım ya da aşık olmalı mıydım onun olmadığı saatlerde”
Yıllar yılları kovaladı, geceler geceleri. Aydınlık sabahların ışığı olduk birbirimize. Ne kıtalar girebildi ne de başka yürekler aramıza. Varlığımızı bilmek sesimizi duymak yetti bize.
Geçen zaman ördü ağını kah hareket kah durgunlukla…
Gitmeler-gelmeler arasında görememek dokunamamak biri birimize, acıttı yüreğimizi.
Akşam ve sabah akıp giden saatlerin köşe taşlarına bakarak izlemek zordu beni.
Mecnun’un Leyla'sı.
Bir varım bir yokum. Oysa varlığımı kaç yıldır dondurmuşsun yüreğinde…
Yüreğin ki volkanı yanar dağların. Yüreğin ki gözesi pınarların.
Yüreğim ki volkanında tutuşur yüreğinin.
Yüreğim ki içer sevdayı gözesinden pınarının.Yüreğim ki dikenine aldırmadan dokunur güle.
“Senin olmadığın saatlerde “ sözümü çoğaltıp sesleniyorum sana.
Yoksa ben Aşık mıyım?
Leyla IŞIK
30.10.2013 00.05
İzmir senin olmadığın saat
Herzamanki sunumunuzdan biraz daha sade bir sunum hazırlamışsınız!Zannediyorum ki sunumdan çok anlatılan duyguyu ön planda tutmak istemişsiniz...Aşkı anlatan ne kadar güzel bir yürek sesi sunmuşsunuz bizlere...Sade derin ve hasret yüklü bir gönlün sevdaya kanat çırparken geçmişe gömemediği yar diyarına uğradığında yine geçmişe gömülemediğine ettiği şahitliği kelimelere ne güzel bir nakşediş var...
Sizin ellerinize,emeklerinize değerli şair-yazar Leyla IŞIK Hanımefendinin de yüreğine sağlık...