Tarih Öncesi Devirler

Son güncelleme: 02.01.2011 15:40
  • Tarih, yazının Sümerler tarafından bulunması ile (M.Ö:4000-3000) ikiye ayrılmıştır. Yazıdan önceki döneme tarih öncesi, yazıdan sonraki döneme de tarihi devirler denilmektedir.

    A- TARİH ÖNCESİ DEVİRLER

    Tarih öncesi devirler kendi aralarında ikiye ayrılmaktadır.

    1. Taş Devri

    Bu dönemde kendi içinde üçe ayrılmaktadır.

    a) Kaba Taş Devri: İnsanlığın yaşadığı en uzun dönemdir. İnsanlar henüz alet yapımına başlamadıklarından, tabiattaki taşlardan olduğu gibi yararlanmaktadırlar.

    b) Yontma Taş Devri:

    • Bu dönemde iklim değişikliği meydana gelmiş ve buzul çağları yaşandığından, insanlar mağaralara çekildiler.

    • İnsanlığın ilk sanat eserleri olarak kabul edilen mağara resimlerini yaptılar.

    • Taşlar yontularak ilk defa araç ve gereçler yapıldı.

    • Avcılık ve toplayıcılık yapıldı.

    • Ateş bu dönemin sonunda bulundu.

    • Dönemin sonunda buzullar çözülmeye, iklim düzelmeye başladı.

    • İlk defa kalan tipi (ilkel) toplum hayatı başladı.

    • Dönemin önemli yerleşim merkezleri Antalya'daki Karain ve Belbaş mağaralarıdır.

    c) Cilalı Taş Devri

    • Bu dönemde havalar ısındığından, insanlar mağaralardan çıkarak ırmak ve göl kenarlarına yerleşmişlerdir.

    • Taş cilalanarak taştan aletler, çanak, çömlek ve seramikler yapılmıştır.

    • Bitki liflerinden elbiseler yapıldığından, dokumacılık ilk defa bu dönemde gerçekleşti.

    • Avcılık ve toplayıcılıktan üreticiliğe geçildi. Toprak işlenerek tarımsal faaliyetler yapıldı.

    • Hayvanlar ilk defa evcilleştirildi. İlk evcilleştirilen hayvanlar; köpek, koyun, keçi, at ve sığır gibi hayvanlardı.

    • İlk köyler kurularak yerleşik hayata geçildi.

    • Kölecilik yapıldı.

    • Tekerlek icat edilerek, ticari hayat hızlandı.

    • Dönemin önemli yerleşim merkezleri de şunlardır: Konya'da Çatalhöyük, Diyarbakır'da Çayönü ve Gaziantep'te Sakçagözü

    • Menhir, Dolmen ve Tümülüsler (Höyük) yapıldı.

    Menhir: Dik bir taştan meydana gelen tarih öncesi anıt.

    Dolmen: İki dik taştan ve bunların üzerini örten üçüncü bir taştan meydana gelen tarih öncesi mezar.

    Tümülüs (Höyük): Düz bir arazi üzerinde bulunan, içinde de tarih öncesi eşya ve mezarlar bulunan yığma tepe.

    2. Maden Devri

    Bu dönem kendi arasında üçe ayrılmaktır.

    a) Bakır Devri

    İlk defa bulunarak işlenilen madenler altın, gümüş ve bakırdır. Bakır, tabiatta daha çok bulunduğundan, bakırdan bir çok eşyalar yapıldı. Bu nedenle bu dönme bakır devri adı verilmiştir. Maden devrin en uzun dönemidir.

    UYARI: Bakır, Altın ve Gümüş madenlerinin işlenilmesi kolay olduğundan ilk defa işlenilen madenlerdir.

    b) Tunç Devri

    Bakır ve kalayın karışımından elde edilmiştir. Kalay sert olduğundan silah yapımında da kullanılmıştır. (kılıç ve kalkan gibi) Bu dönemde ilk şehir devletleri (site) kuruldu.

    3. Demir Devri

    Demirin işlenmesi zor olduğundan diğerlerinden sonraya kalmıştır. Tunçtan silahların yerini demirden silahlar almıştır. Bu dönemde ticaret hızlanmış, toplumlararası ilişkiler artmıştır. İlk krallıklar ve devletler kuruldu. Demir ilk defa Anadolu, Suriye ve Mısır'da kullanılmaya başlandı.

    Maden devrinin önemli yerleşim merkezleri de şunlardır: Yozgat'ta Alişar, Burdur'da Hacılar, Çorum'da Alacahöyük ve Çanakkale'de Truva'dır.

    Tarih Öncesi Devirlerin Genel Özellikleri

    • Tarih öncesi devirleri birlerinden kesin olarak ayırmak imkansızdır.

    • Tarih öncesi devirlerde insanların kullandığı araç ve gereçlere göre bölümlere ayrılmıştır.

    • Tarih öncesi devirlerin başlama ve bitiş tarihleri bölgelere göre farklılıklar gösterir.

    • Tarih öncesi devirlerde bütün insanlar, aynı sıralamayı takip etmemişlerdir.

    • Tabiat tanrılarına tapmışlardır.

    • Bu dönem, yazının bulunmasıyla sona ermiştir.

    TARİHİ DEVİRLER (TARİH DEVİRLERİ)

    Bu dönem kendi aralarında dörde ayrılmaktadır.
#13.05.2007 09:18 0 0 0
  • 1. İlkçağ (Eskiçağ)

    M.Ö: 4000-3000 yıllarında yazının Sümerler tarafından bulunması ile başlar, M.S:375 yılında kavimler göçü veya 395 yılında Roma'nın ikiye bölünmesi ya da 476 yılında Batı Roma İmparatorluğunun yıkılması ile son bulur. Dönemin özellikleri de şunlardır.

    • Bu dönemde siyasi yapı genellikle şehir devletleri şeklindedir.

    • Roma İmparatorluğu gibi imparatorluklar da bu dönemde bulunmuştur.

    • Halk sosyal sınıflara ayrılmıştır.

    • Hıristiyanlık ve Musevilik bu dönemde kurulmuştur.

    • Ayrıca, çok tanrılı dinler de yaygındır.

    • Para kullanılmaya başlandı.

    • Özel mülkiyet doğdu.
#13.05.2007 09:18 0 0 0
  • 2. Ortaçağ (375-476/1453)

    M.Ö: 375 veya M.Ö:476 yılında başlayıp, M.S:1453 İstanbul'un fethine kadar (Doğu Rama İmparatorluğunun yıkılışına kadar geçen süredir. Dönemin genel özellikleri;

    • Avrupa'da derebeylik (Feodalite) rejimleri kuruldu.

    • Batıda skolastik düşünce oluştu.

    • İslam bu dönemde doğup gelişti.

    • Türkler Müslüman oldular.

    • İslam - Hıristiyan savaşları başladı.

    • Avrupa'da; İngiltere ve Fransa arasında yüzyıl savaşları yapıldı.

    • Haçlı seferleri düzenlendi.
#13.05.2007 09:19 0 0 0
  • 3. Yeniçağ (1453/1789)

    Doğu Roma İmparatorluğunun 1453 yılında Fatih tarafından yıkılması ile başladı. 1789 Fransız ihtilali ile son buldu.

    Dönemin genel özellikleri

    • Avrupa'da merkezi krallıklar güçlenerek, feodalite son buldu.

    • Coğrafi keşifler, Rönesans ve Reform hareketleri başladı.

    • Sanayi inkılabı da bu dönemde gerçekleşti.
#13.05.2007 09:19 0 0 0
  • 4. Yakınçağ (1789/- )

    1789 Fransız ihtilali ile başlayıp, günümüze kadar geçen süredir.

    Dönemin genel özellikleri;

    • Milliyetçilik hareketleri güçlendi

    • Ulus devletleri kuruldu

    • İşçi hareketleri gelişti

    • Osmanlı Devleti yıkıldı

    • l. Ve ll. Dünya savaşları yapıldı.

    • Sömürge imparatorlukları kuruldu.

    Tarihi Devirlerin Genel Özellikleri

    • Tarihi devirler çağlara ayrılırken evrensel nitelikli olaylar dikkate alınmaktadır.

    • Toplumları etkileyen ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel olaylar olmaları gerekmektedir.
#13.05.2007 09:20 0 0 0

  • Tarih öncesi çağlar

    Tarihçiler yazının keşfi ile başlayan devirlere Tarihi Çağlar, yazının bilinmediği devirlere de Tarih Öncesi Çağlar adını vermektedirler. İlk yazı Mezopotamya'da ve Mısır'da yaklaşık olarak aynı sıralarda, M.Ö. 3. binin başlarında kullanılmaya başlanmıştır. Böylece Tarih Öncesi Devirler büyük uygarlık merkezlerinde M.Ö. 3000 tarihinden eski olan çağlardır. ve bu çağlarda bazı önemli icatlar
    yapılmıştır.Tarih öncesi çağlar ayrıca bölümlere ayrılır.


    Taş Devri,

    sonuna kadar geçen insanın ortaya çıkışı ve taştan araçlar yapmasından başlayarak kalkolitiğintarih öncesi dönemdir.
    Paleolitik Çağ

    Paleolitik Çağ, tarihöncesi uygarlığının gelişme sürecinde, kültürel evrelerin en uzunu (insanlık tarihinin %99'u) ve Buzul Çağlarının kültürel karşılığı olan; insanlığın ilk ortaya çıkışından, M.Ö. yaklaşık 10.000 yıl öncesinde Neolitik Çağ'ın başlamasına kadar süren arkeolojik çağdır. Bu çağda çaytaşı, çakmaktaşı, hayvan kemikleri ve ağaç gibi doğal maddelerden besinleri pişirmeye ve ısınmaya başlanmıştır. Mağara ve kaya sığınaklarının duvarlarına çizilen resimler yine bu çağın belirgin özelliklerindendir.
    Paleolitik Alt, Orta ve Üst olmak üzere üç alt döneme ayrılmaktadır. Epipaleolitik Çağ ise, doğayı denetimi altına almaya başlayananın, besi üretimine geçişinin hemen öncesinde yer alan çağdır.

    Kaba Taş Çağı

    Diğer adları: Paleolitik Çağ, Epipaleolitik Çağ, Eski Taş Çağı, Yontma Taş Çağı, Kabataş Devri
    Dönem:600.000 - 10.000
    Kabataş eski taş çağıyla aynı anlama gelmektedir.

    Orta Taş Çağı

    Orta Taş Çağı bilinen diğer isimleri Yontma Taş Devri, Mezolitik Devir.
    Dönem: MÖ 10000-MÖ 6000
    İnsanların taşları yontmaya başladığı, taşları kendilerini savunmak ve avlanmak için kullandıkları devirdir. Basit aletler yapılmıştır. İnsanlar mağara duvarlarına resimler yapmaya başlamışlardır. Bu dönemde insanlar yaşamlarını avcılık ve toplayıcılıkla sürdürmüşlerdir. İnsanlar bu çağda doğal sığınaklar sayesinde vahşi hayvanlardan korunmuşlardır. İnsanlar üretmeyi bilmedikleri için tüketici durumundadırlar. Kemikten zıpkınlar,taştan heykeller yapılmaya başlanmış; dönemin sonlarında ateş yakma öğrenilmiştir.




    Neandertal avcı (American Museum of Natural History)




    Gezegende yaşanan son buzul çağının sona ermesi ardından, insan topluluklarının yayılma eğilimi gösterdikleri ılıman iklim kuşaklarında, yepyeni bir evrimsel açılım yaşanmaya başlanmıştır. Buzulların çekilmesiyle ılıman iklim kuşağında gerek fauna gerekse flora, hem çeşitlilik hem de popülasyon olarak belirgin gelişmeler göstermiştir. Bu mevsimsel farklılıkların oldukça belirgin olduğu ve genellikle kurak sayılabilecek yaşam alanlarında ortaya çıkan ve yayılabilen türler, kaçınılmaz olarak dayanıklı, uyum sağlama ve üreme yetenekleri geniş, görece daha küçük cüsseli türlerdi. İşte bu ortam, insan topluluklarına geniş olanaklar sunmuştur.
    Buğday ve arpa gibi yaygın ve kurak iklime uyumlu bitki türlerinin ve koyun, keçi, sığır gibi otçul türlerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla insan topluluklarının yaşam biçimi de değişmeye başlamıştır. Doğaya doğrudan müdahale ederek, besin olarak kullanılabilecek bitki türlerini yetiştirme ve bazı hayvan türlerini evcilleştirerek sürüler oluşturmak, bu dönemin belirgin özelliği olmuştur.
    İnsan toplulukları bu yeni yaşam tarzında iki ana kolda gelişme göstermişlerdi. Bazı topluluklar evcilleştirdikleri hayvanlardan oluşan sürüleri temel besin kaynağı olarak kullanırken bazı topluluklar ise sınırlı ölçüde de olsa bahçe tarımına başlamışlardır. Her iki ana kol da avcı-toplayı topluluklar olmaktan zamanla çıkmış, bir anlamda besin üreten topluluklar haline dönüşmeye başlamışlardır. Kuşkusuz ağırlıklı olarak tarımla uğraşan topluluklar, avcı-toplayıcı toplulukların yaşam tarzını bırakarak yerleşik düzene geçmek zorunda kalmışlardır. Ağırlıklı olarak hayvan sürülerini kullanan topluluklar ise göçebe ya da yarı-göçebe topluluklar haline gelmişlerdir.
    Özellikle tarım yapmanın öğrenilmesi bu toplumların beslenme ve yaşam tarzlarında kökten değişikliklere yol açmıştır. Büyük ölçüde rastlantılara, ileri derecede uzmanlaşmaya bağlı olan avcı-toplayıcı yaşam tarzı yerini, besin maddelerini stoklayabilen ve beslenme açısından daha güvenli toplumlar oluşturmuştur.
#11.10.2008 20:24 0 0 0

  • Bakır Devri

    Kalkolitik Çağ (Bakır Taş Çağı)

    Dönem: M.Ö. 5000-3000
    Diğer adları: Maden Taş Çağı, Kalkolitik Çağ
    Adını taşın yanısıra bakır kullanımından da alan Kalkolitik Çağ, kültür tarihinde ilk ön kent kültürlerinin başladığı dönem olarak bilinir. Yeni veriler, madenin ilk işlenmesinin Neolitik Çağ'ın Çanak Çömleksiz evresinde başladığını ortaya koymuşsa da, kullanımının çeşitlenmesi ve yaygınlaşması bu dönemde gerçekleşmiştir. MÖ yaklaşık 5.000-3.000 yılları arasına tarihlenen Kalkolitik Çağ, İlk, Orta ve Son olmak üzere üç aşamada incelenir.
    Gelişkin tarım ve hayvancılık, insanın sosyal yapısındaki değişimleri giderek çabuklaştırmıştır. Yöneticiler, din adamları, çeşitli zanaatçılar gibi farklı grupların yanısıra anıtsal mimari, savunma ve sulama sistemleri, uzak mesafe ticareti ile lüks/prestij maddelerinin ticareti gelişmiştir. Bu gelişim sonucu, Anadolu'da, söz konusu çağ yerleşme yerlerinin sayısının 852'ye ulaştığı görülür. Önemli merkezler arasında, batıdan doğuya, Bakla Tepe (İzmir), Liman Tepe (İzmir), Hacılar (Burdur), Beycesultan (Denizli), İkiztepe (Samsun), Alişar (Yozgat), Domuztepe (Adana), Yumuktepe, Mersin Tarsus Arslantepe (Malatya), Değirmentepe (Malatya), Girikihaciyan (Diyarbakır) sayılabilir.

    Erken Kalkolitik

    Geç Neolitik dönemde yaşanan yangınlardan sonra ileri üretici dönem denen Kalkolitik dönem başlamıştır. Bu dönemin en önemli özelliği taş aletlerin yanısıra bakırın da kullanılmaya başlamasıdır. İkinci belirgin özellik ise özgün bezemeli kaplardır. Kalkolitik Çağın ilk evresi olan Erken Kalkolitik'te nüfus artışıyla birlikte yerleşim yerlerinde de bir artış görülmektedir. Önemli yerleşim yerleri arasında Hacılar, Kuruçay, Can Hasan, Köşkhöyük, Yümüktepe, Tülintepe, Norşuntepe, Korucutepe, Samsat ve Tilkitepe sayılabilir.

    Geç Kalkolitik

    İkinci evreyi oluşturan geç kalkolitik dönem kabaca M.Ö. 4. bine tarihlenir. Anadolu bu dönemde büyük olasılıkla Boğazlar üzerinden gelen göçlere sahne olmuştur. Buna bağlı olarak nüfus artmış ve yeni yerleşim yerleri ortaya çıkmıştır. Artık Anadolunun bütününde homojen bir kültürden söz etmek söz konusu değildir. Göçlerle gelen etkiler sonucu eski ince kap formlarının yanında onlardan tümüyle farklı, siyah zemin üzerine beyaz boya ile yapılmış çizgilerle bezenmiş yeni kap çeşitleri ortaya çıkmıştır. Daha önceki gerçekçi Anatanrıça figürinlerinin aksine son derece soyut, fakat yine Anatanrıçayı ifade eden, mermerden yapılma idoller yaygınlaşmıştır. Küçük kutsal alanlardan başka ortak tapınaklar bulunmamaktadır. Genel olarak sadece bebekler ev içlerine gömülmüştür. Yetişkinler ise yerleşim dışına gömülmektedir. Halk tarım ve hayvancılıkla yaşamını sürdürmekte, zaman zaman avcılık ve balıkçılıkta yapmaktadır. Maden kullanımıyla ilgili olarak ticaret oldukça yaygınlaşmıştır.
    İlk tekerlek kullanımı bu dönemde olmuştur. Yazının bulunması da bu döneme aittir. (Sümerler tarafından)



    Tunç Çağı

    Period: (M.Ö. 3000-1200)
    Kalay ve bakırın karışımından oluşan tunç Anadolu'da Kalkolitik sonunda görülür. Ancak tunç madeninin alet ve kap yapılmasında kullanılması 3. binin başlarına rastlar. Mezopotamya'da ve Mısır'da tunçtan eserlerin yapılmaya başlandığı sıralarda (M.Ö. 4. bin sonu) yazı keşfedilmiş bulunduğundan bu ülkeler için Tunç Çağı deyimi yerine yazılı belgelerden elde edilen kronoloji ve sınıflandırmalar kullanılır. Buna karşılık yazıyı henüz kullanmayan Anadolu, Hellas (Yunanistan), Balkanlar ve Avrupa gibi bölgeler için Tunç Çağı deyimi geçerlidir. Tunç Çağı Anadolu'da 3000, Girit'te, Ege'de ve Hellas'ta 2500-2000, Avrupa'da ise 2000 yıllarında başlar.
    Anadolu'da Tunç Çağı üç evre gösterir:
    Tunç Çagı üç bölümü ayrılır:
    Erken Tunç Çağı (3000-2000)
    Orta Tunç Çağı (2000-1750)
    Geç Tunç Çağı (1750-1200)
    Demir Çağı



    Demir Çağı

    pek çok bölgede değişik tarihlerde başlamış ve bitmiş olsa da Anadolu'da genel olarak, MÖ 13. yüzyılda başladığı, MÖ 4. yüzyılda bittiği kabul edilen ve demirin ergitilerek kullanılmasıyla karakterize olan bir dönemdir.
    Bu dönemde bulunan demirin bulunup işlenmesi, sanayinin gelişmesine neden olmuştur. Bakır ve tunçun yerini demirden silah ve eşyalar almıştır. Ticaret hızlanmış, toplumların birbirleriyle ilişkileri sağlanmıştır. Demir Çağı'na ait Anadolu uygarlıklarından bazıları, Geç Hitit Kent Devletleri, Urartular, Frigler, Lidyalılar ve Likyalılar'dır.
#11.10.2008 20:25 0 0 0
  • çok saoolluunn
#16.12.2009 15:25 0 0 0
  • teşekürler
#01.11.2010 17:22 0 0 0
  • Çok teşekkür ederim...Sosyal performans gorevi bunla ilgiliydi.
#02.01.2011 15:40 0 0 0