Develi Ulu Camii - Kayseri

Son güncelleme: 03.02.2014 07:25


  • [TH="width: 16"]
    Develi Ulu Cami (Sivasi Hatun Camii) dış görünüşü ile fazla ilgi uyandırmaz. Ancak mihrabıyla Selçuklu mimarisinin en nadide ve olağanüstü eserlerinden biridir.
    [TH="width: 15"]


    noimage





    noimage





    noimage





    Yukarı Develi Cami-i Kebir Mahallesi Selçuk Sokak’ta bulunmaktadır. Develi Ulu Camii, Göçeraslan oğlu Nasrullah ve eşi Sivasi Hatun tarafından H.680/ M.1282 tarihinde inşa ettirilmiştir.

    Caminin mimarı bilinmemektedir. Cami tamamen kesme taştan inşa edilmiş olup, mihraba dik beş sahından oluşmaktadır. Caminin mihrap önünde kubbe diğer bölümlerin tamamında sivri tonoz üst örtü elemanı olarak kullanılmıştır.

    Ulu Cami’nin batı cephesinin tamamı 0.80 m. yükseklikte ve 0.55 m. genişlikte olan bir payanda ile desteklenmektedir. Caminin güney cephesi mihrap önü kubbesinin altına yerleştirilen geniş payanda ve güneydoğu köşesine yerleştirilen ikinci bir payanda ile desteklenmektedir.

    Cephenin güneydoğu köşesinin üst kısmında bir yüzü batıya, diğer yüzü de güneye bakan kuş köşkü bulunmaktadır. Çift yönlü olan kuş köşkü güney yönde çökertilmiş kör bir sivri kemer içerisine yerleştirilmiş üç sivri kemer gözü ile bezenmiş bir taş bloğu ile doğu yönde çökertilen sivri bir kör kemer içerisine oturtulan biri dikdörtgen ve diğeri kırık olan iki yuvarlak kemer gözü ile süslenmiş bir taş bloğundan oluşmaktadır.





    [TH]




    noimage





    noimage





    noimage





    Caminin doğu cephesi üzerine dikdörtgen dört mazgal pencere açılmıştır. Bu cephenin kuzeydoğu ucunda yapıya sonradan eklenmiş olan tek şerefeli minare bulunmaktadır. Caminin kuzey cephesinin batısında bugün kapatılmış yuvarlak kemerli bir kapı yer almaktadır. Kapı zeminden yaklaşık 0.80 m. yüksekliğe yerleştirilmiştir. Bu kapının bey kapısı olarak kullanılmış olma ihtimali yüksektir.

    Caminin kuzey cephesinde taç kapının tam üzerinde, yapının köşk minaresi yer almaktadır. Minareye taç kapının doğusunda yer alan 32 basamaklı bir merdivenle çıkılmaktadır. Köşk minare yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanan dört yekpare ayağın üzerine atılan bir külah kısmından oluşmaktadır. Ayakların köşeleri pahlanarak sekizgene dönüştürülmüştür. Ayakların başlık kısımları minarenin içine doğru çıkıntı yapmaktadır. Külah kısmı piramidal şekilde tasarlanmış ve tepe noktasından yükselen beyaz mermer alemle sonlandırılmıştır. Köşk minare muhtemelen yapıya sonraki dönemlerde eklenmiştir.





    noimage





    noimage





    noimage





    Taç Kapı

    Taç kapı caminin kuzey cephesinin tam ortasında yer almakta olup, cephe yüzeyinden taşırılmış bir vaziyettedir. Taç kapı eyvan türü taç kapılar sınıfına girmektedir. Taç kapının etrafı, taç kapıyı üç yönden kuşatan iki geniş bordür ile çevrilmiştir. En dıştaki bordürün üzeri boş bırakılmıştır. Dıştan ikinci bordürün üzeri yarım yıldızlardan oluşan bir bezeme kuşağı ile tezyin edilmiştir. Taç kapının köşelik kısmı oldukça sade bir şekilde tasarlanmıştır. Caminin inşa kitabelerinden biri olan, beş parça halinde beyaz mermer üzerine Selçuklu Sülüsü ile yazılmış Arapça iki satırlık inşa kitabesi, bu kısım üzerinde yer almaktadır.

    Anlamı: “Allah’ın mescitlerini ancak, Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtını veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler inşa eder. İşte doğru yola ermişlerden olmaları umulanlar bunlardır.” (Tövbe Süresinin 18. Ayeti) Bu mübarek caminin yapılmasına, Allah mülkünü daim kılsın, iki kıblenin özlemi ile tutuşan ümmetlerin dizginlerini elinde bulunduran, din ve dünyanın bereketi Yüce Kılıç Arslan oğlu Keyhüsrev zamanında emredilmiştir.

    Taç kapı eyvanı iç içe yerleştirilmiş iki sivri kemerle kuşatılmıştır. Dıştaki sivri kemerin üzeri boş bırakılmış, içteki sivri kemerin alınlığının üzerinde ise yarım yıldızlardan oluşan bezeme kuşağı ve dişler şeklinde yapılmış süslemeler bulunmaktadır. Kemerlerin oturduğu üzengi taşlarının alt kısımları sarkıt mukarnaslar şeklinde bezenmiştir. Köşe noktalara sütünceler yerleştirilmiştir. Taç kapı eyvanının doğu ve batı köşelerine sivri kemerli nişler açılmıştır. Harim kısmına girişi sağlayan basık kemerli kapının üzerinde Selçuklu Sülüsü ile yazılmış Arapça dört satırlık ikinci inşa kitabesi bulunmaktadır.

    Anlamı: “Allah’ın Rahmetine muhtaç zaif kulu Göçer Arslan oğlu Nasrullah ve Allah’ın rahmeti ve rızasına muhtaç onun zaif cariyesi Sa’d Kızı Sivasti tarafından Allah başarılarını ihsan ve hayırlarını onlara yâd eylesin 680 yılında...”





    noimage





    noimage





    noimage





    Harim

    Harime taç kapı üzerinde bulunan basık kemerli kapıdan girilmektedir. Harimle taç kapı zemini arasında üç basamaklık bir kot farkı bulunmaktadır.

    Harim, 24.30 x 24.50 m. ölçülerinde olup dört sıra halinde dörder kare ayağın bulunduğu mihraba dik uzanan beş sahından oluşmaktadır. Mihrap önünde yer alan kasnaksız kubbeye pandantiflerle geçilmektedir. Mihrap önü kubbesinin doğu ve batısında yer alan ilk sahının üzeri yine aynı yönde atılan sivri tonozlarla, mihraba dik uzanan diğer sahınların üzerleri kuzey-güney doğrultuda atılan sivri tonozlarla örtülmüştür.

    Harim, güney ve doğu cephe üzerine açılan dört yırtmaç pencere ile aydınlatılmaktadır. Bu pencereler dışarıda mazgal içeride yırtmaç pencere olarak tasarlanmıştır. Bütün pencerelerin alt ve yan kısımları şevli olarak yapılmıştır.





    noimage





    noimage





    noimage





    Gerçek bir şaheser: Mihrap

    Güney cephenin tam ortasında yer alan mihrap gri andezit taşından yapılmıştır. Mihrap 4.90 m. yükseklikte, 3.70 m. genişlikte olup, üç yönden farklı genişlikteki dört adet silme kuşakları ile çerçeve içerisine alınmıştır. En dıştaki bordür 0.13 m. genişlikte olup, üzeri birbirini takip eden beş kollu yıldızlardan oluşan kompozisyonla bezenmiştir. Dıştan içe doğru ikinci bordür 0.23 m. genişliğinde ve bordürün sağ tarafından başlayan nesih hatla yazılmış yazı kuşağı ile bezenmiştir. Bordür üzerinde Al-i İmran Süresinin 18. Ayetinin tamamı ile 19. Ayetin bir bölümü yer almaktadır.

    Anlamı: "Allah, Melekler ve adaleti yerine getiren ilim sahipleri, ondan başka ilah olmadığına şahitlik etmişlerdir. Mutlak güç ve hikmet sahibi Allah’tan başka ilah yoktur. Allah katında hak din İslam’dır."





    noimage





    Dıştan içe doğru, 0.36 m. genişliğindeki üçüncü bordür üzerinde yüksek kabartma tekniğinde yapılmış tam ve yarım palmetlerin sivri dallarla birbirine eklenmesi ile oluşturulan bitkisel bezeme kompozisyonu bulunmaktadır. Dıştan içe doğru dördüncü bordür 0.12 m. genişliğinde olup, ince kavisli şeritlerin birbirine geçmesiyle oluşturulan geometrik süsleme ile bezenmiştir. Mihrabın köşelik kısımları sekiz kollu yıldızlardan oluşan geometrik süslemelerle tezyin edilmiştir.

    Mihrap kavsara kemerinin üzerindeki üç dilimli palmetlerden oluşan ve yaprakların diplerinden çıkan saplarla palmetleri hem birbirine hem de zemine bağlayan süslemeler dikkati çekmektedir. Mihrabın alınlık kısmı üzerinde yüksek kabartma şeklinde yapılmış, ince kıvrım dalların bükülerek kıvrılması ile meydana gelen değişik boyutlarda daireler ve dairelerin içerisine yerleştirilen çiçek ve palmet yapraklarıyla oluşturulan süsleme kuşağı bulunmaktadır. Mihrabın alt kısmı iç içe iki nişten oluşmaktadır. 1.55 m. yükseklikteki kavsara kısmı yedi mukarnas sırasından meydana gelmektedir. İkinci ve beşinci sıradaki mukarnaslar üzerinde bitkisel bezemeler yer almaktadır. En alttaki mukarnasların altında mihrap nişini tamamen dolaşan nesih bir yazı kuşağı görülmektedir.

    Anlamı:“Ey inananlar rükû edin, secdeye varın, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ki saadete erişesiniz.” (Hac Süresi 77. Ayet)

    Mihrap kavsarasının alt bölümünün genişliği 1.70 m., yüksekliği 2.10 m., derinliği 1 m.’dir. Nişin duvarı içerisine ikinci bir niş daha açılmıştır. Mihrap nişinin yan duvarlarına dikdörtgen panolar içerisinde yapılmış palmet ve kıvrık dalların birleşmesinden meydana gelen yüksek kabartma tarzında süslemeler bulunmaktadır. Mihrabın köşe sütüncelerinin üzerleri burmalı olup, sütünce başlıklarında iki sıra akantüs yaprağı yer almaktadır. Akantüs yaprakları kartal başı şeklinde zoomorfik tasvirlerle sonlandırılmıştır. Sütünce başlıklarının altında birer kitabe bulunmaktadır.

    Mihrap nişinin batı tarafında bulunan kitabe üzerinde Enbiya Süresi 107. Ayeti yazılmıştır.

    Anlamı: "Ey Muhammed, Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik."

    Mihrap nişinin doğu tarafında yer alan sütünce üzerindeki kitabede Kalem Süresi’nin 4. Ayeti yer almaktadır.

    Anlamı: "Şüphesiz sen büyük bir ahlaka sahipsindir."

    Mihrap duvarının ortasında yer alan küçük mihrap nişi üç köşeli olup, kavsara kısmı dört sıra mukarnasla doldurulmuştur. Nişin içerisi kıvrım dal, palmet ve çiçeklerin oluşturduğu bir kompozisyonla bezenmiştir. Nişin yan yüzleri zikzaklı dallar ve palmetlerle tezyin edilmiştir. Nişin yan taraflarına en alttakileri dikdörtgen üsttekileri birbirinden farklı boyutlarda olan daire şeklindeki renkli mermer parçaları kakılmıştır. Nişte görülen bu renkli taş kakmalar Zengi ve Memluk süslemelerini çok sadeleşmiş şekilde devam ettiren Selçuklu taş işleri, Beylikler ve Osmanlı Mimarisinde de zaman zaman kendini belli etmektedir.

    Minber

    Ahşap minber orijinal olmayıp yakın bir tarihte mahalle sakinleri tarafından yaptırılmıştır. Orijinal minberin Kayseri Etnografya Müzesinde bulunan parçaları ceviz ağacından ve çatma kündekari tekniği ile inşa edilmiştir. Kayseri Etnografya Müzesi’nde bulunan kapı sövesi 2.41 x 0.81 m. ebadında olup, aynalık, yan ve alt söve yüzleri kıvrımdal rumilerle bezenmiştir. Minberin kitabe bordürleri dört adet olup Kayseri Etnografya müzesinde bulunmaktadırlar.
    Caminin harim kısmındaki kemerler üzerinde bir takım taşçı işaretleri bulunmaktadır. Camide süslemeler taç kapı üzerinde daha arkaik bir bezeme göstermekteyken, mihrap üzerinde yer alan yüksek kabartma tekniğiyle yapılmış bitkisel ve geometrik bezemeler devrinin en güzel örneklerinden birini teşkil etmektedir. Yüksek kabartma şeklinde yapılan bu bezemeler bölgede yer alan Seyyid Şerif (1296) ve Hızır İlyas türbelerinin (1252) mihrap süslemeleri ile yakın benzerlikler göstermektedir. Mihrap üzerinde yer alan palmetli kıvrımdallar genellikle XIII. yy’nin ikinci yarısından sonra yapılmış yapılarda görülmektedir.


    Kayseriden.biz



#03.02.2014 07:25 0 0 0