İslam ve Demokrasi

Son güncelleme: 07.03.2013 03:27
  • ‎1- İslam’ın kaynağı Kuran ve sünnettir.
    Demokrasinin kaynağı ise halktır.

    2- İslam da belirleyici ve ölçü kuran ve sünnettir.
    Demokraside ise çoğunluktur.

    3- İslam Hakkın yani bütün kainatın sahibinin koyduğu kanun ve yasalardan ibarettir.
    Demokrasi ise halkın kendi istek ve arzusuna göre koyduğu kanun ve yasalardır.

    4- İslam da görev istenmez verilir.
    Demokraside ise görevler istenerek alınır.

    5- İslam da halifeyi Ehlil-Hal ve Al-Agd veya önceki Halifenin tavsiye ettiği kişi veya kişiler içinden seçilir.
    Demokraside ise yöneticiyi, seçim vasıtası ile halk seçer.

    6- İslam’ın geliş kaynağı, bizleri yaratan tarafından, Dünya ve Ahiret kurtuluşumuzu sağlamak için Cibril vasıtası ile göndermiş olduğu vahiydir. Demokrasi ise Yunanlılardan bizlere gelmiş olan bir sistemdir.

    7- İslam da, İnsanlara yapılan muamele Müslüman olup olmadığına göredir.
    Demokraside ise herkes aynı eşittir.

    8- İslam da sorumluluk, Rabbe karşı ve ayrıca İslam’ın helal ve haramlar karşısında yani İslam yasaları karşısında sorumluluk vardır. Demokraside ise sadece kanunlara karşı sorumluluk vardır.

    9- İslam da hürriyet anlayışı(Akide, Fikir, Yaşantı) sadece Rabbin koyduğu ve belirlediği sınırlar dahilindedir.
    Demokraside ise yasalar çiğnenmediği müddetçe sınırsızdır.

    10- İslam da partiler ve onların ortaya atmış olduğu veya savunduğu planlar, projeler, yeni kanun tasarıları ve düşünceler yoktur, İslam toplumu yek vücut birdir aralarında farklı dine, ideolojiye, fikre veya anlayışa sahip olan yoktur. Bu nedenledir ki İslam’da partilerde yoktur çünkü herkes ilahi kanunlara uymak mecburiyetindedir.


    Demokraside ise Yönetime talip birçok partiler ve gruplar vardır. Ve bu partilerin her birinin ortaya atmış olduğu veya savunduğu planlar, projeler, yeni kanun tasarıları ve düşünceler vardır. Ayrıca bu partiler her zaman bir birleri ile çekişirler ve karalarlar ve eksik ve ayıplarını ortaya çıkartırlar, deşifre ederek halkın gözünden düşürürler.


    11- İslam da hiç kimse İslam dininden çıkamaz eğer İslam dininden çıkarsa öldürülür. Demokraside ise yaşamış olduğu Devletin kanunlarına uyduğu müddetçe herkes din seçme konusunda hürdür, istediği dini veya dinsizliği seçebilir.


    12- İslam da Müslüman olmayanlara has (cizye, şahitlik, dinini izhar etmeme v.s) uygulamalar vardır.
    Demokraside ise kanunlar karşısında Müslüman olan veya olmayan herkes eşittir.


    13- İslam da kadının şahitlik yapabileceği konular belli ve sınırlıdır.
    Demokraside ise kadın her konuda şahitlik yapabilir.


    14- İslam da kadın genel yönetici olamaz.
    Demokraside ise kadın genel yönetimin başına geçebilir.


    15- İslam da Gayrimüslim asla yönetici olamaz.
    Demokraside ise Müslüman olmayan bir kişide yönetici olabilir.


    16- İslam ve Demokrasi arasında kanunlar konusunda sayamayacağımız kadar farklılık vardır.İslam da birçok yasak olan zina, faiz, içki, iffetli kadınlara iftira atma gibi ve birçok şeyi haram ve yasak kılmıştır.

    Demokraside ise hürriyet ve özgürlük anlayışı hakim olduğu için bu tür şeylerin çoğu serbest veya basit cezaları vardır.



    17- İslam İnsanların arasını açabilecek veya nefsi hastalıklara yol açabilecek, toplumun arasını açacak (Gıybet, süi-zan v.s)bazı şeyleri de yasaklamıştır.

    Demokraside ise beşeri akıl ile üretildiği için bu tür hassas ve ince manevi yasaklar yoktur.



    18- İslam da cezalar dünyevi ve uhrevidir. Bu nedenle insanlar yasakları çiğnemede daha çekingen ve korku içindedirler.

    Demokraside ise cezalar sadece dünyevidir. Bu nedenle birçok insan bu beşeri kanunları çiğneme konusunda cesaretli ve cüretkardır.



    19- İslam da cezalar caydırıcılığı ve kökten çözüme gitmeyi hedefler.
    Demokraside ise cezalar basit ve caydırıcı olmadığı için her gün binlerce suç işlenir.


    20- İslam insanların beş ana unsurunu (Din, Can, Mal, Irz, Akıl) korumayı hedeflemektedir.
    Demokrasi ise Din ve nesil gibi kavramları korumayı hedeflemez.


    21- İslam da yönetici İslam dan çıkarsa yani din değiştirirse Müslümanlar güç hazırlayarak bu kafirin yerine Müslüman bir yöneticiyi getirmeleri vaciptir.

    Demokraside ise yönetici ne olursa öyle ki dinini değiştirse dahi fark etmez.


    22- İslam da Yöneticinin, belli bir müddeti yoktur kendisi delilik gibi, görevini yerine getiremeyecek müzmin bir hastalık veya irtidad gibi durumlar olmadığı müddetçe lider olarak kalır.Belirli bir süresi yoktur.

    Demokraside ise yöneticiler kanunlarındaki belirtilmiş mevcut müddetler için seçilirler.Daha sonra müddetleri bittikten sonra tekrar seçim yapılır.


    23- İslam kanunlarının hükümleri ve yasaları ilahi olduğu için asla değişmez.

    Demokrasi ise, kıt ve dar olan İnsan aklının ürünü olduğu ve ileriyi göremediği aynı zamanda bütün insanların maslahatını gözetip kavrayamadığı için her bir yönetim veya parti değiştiğinde onlarca kanun değişikliğine gidilir ve yeni kanunlar çıkartılır.


    24- İslam, küfrü ve Tağutu inkarı, ondan beri olmayı, buğz etmeyi, savaş açmayı ve onun ortadan kaldırılması ve Allah’ın dininin hakim kılınması için hazırlık yapmayı emreder.

    Demokrasi ise Yunan kafirlerinin ortaya atmış olduğu zatında küfür olan bir sistemdir. Bu nedenle böyle bir şey söz konusu değildir.


    25- İslam da Halife Müslüman olduğu müddetçe, Müslümanların ona itaat etmesi farzdır.
    Demokraside ise halkın yöneticiye itaat etmesi gibi bir şey söz konusu değildir..


    26- İslam da halife Allah’ın kanunlarını tatbik ettiği ve bu kanunları değiştirmediği veya başka kanunlar koymadığı ve Allah’ın hudutlarını koruduğu müddetçe halk buna itaat eder ve eleştiremez veya protesto edemez..

    Demokraside ise halk yöneticiyi beğenmediği ve icraatlarını doğru bulmadığı durumda eleştirebilir veya protesto edebilir.


    27- İslam da Allah’ın dini, kanunları tam ve eksiksizdir bu nedenle yeni kanun ve yasalar çıkarmak için meclis veya parlamento diye bir şey yoktur.Gerektiğinde Halife etrafındaki Alimler ile istişare edebilir. Ayrıca bu istişare, Halifeyi bağlayıcılığı yoktur.

    Demokraside ise genel olarak yönetimler değiştikçe kanunlarda değişikliğe uğrar ve bunun içinde parlamentoya ve meclise ihtiyaç duyulur.


    28- İslam da bir kimseye görev verilmesi konusunda adam ayırtma veya belli bir ideolojiye ve fikre sahip olması gözetilmez. O göreve en uygun olan kimse, o göreve getirilir.

    Demokraside ise hangi parti iktidarda ise o parti mensupları veya o partinin ideolojisine sahip insanlar üst makamlara veya görevlere atanırlar. Böylece ehil olmayanlar makam ve mevkii sahibi olurlar ve büyük haksızlıklar ve zulümler zuhur eder.


    29- İslam da ceza kanunları ve medeni kanunlar ve diğer kanun ve yasalar tamamen ilahi yani, ilmi ile olmuşu, olacağı, nasıl ve ne zaman olacağı, nerde neyin olacağını ilmiyle kuşatmış ve her şeyi bilen rabbimiz tarafından konulmuştur ve dolayısıyla adilanedir. Bu nedenle hakim karşısına gelen davalar çok kısa bir süre içinde sonuca bağlanır.

    Demokrasi ise, aciz ve duygusal heva ve hevese, kısa kıt bir ilme sahip olan insanlar tarafından konulduğu için bazen bir birine ters ve zıt olan veya adil olmayan birçok kanunlar içermektedir nitekim bir davanın çözümü, icraatları ve resmi işlemleri nedeniyle senelerce sürebilmekte ve hatta bazen zaman aşımı gibi bir saçma kanunla dava düşebilmektedir.


    30- İslam toplumunun bir biri ile kaynaşması ve yardımlaşması, birbirlerini sevmeleri kardeş olmaları, İslam da ki El-Vela ve El-bera (Allah için sevmek ve Allah için buğuz etmek) ile gerçekleşir.

    Demokraside ise sosyal bir dayanışma kaynağı yoktur ancak bu tür aktiviteler sivil dayanışma dernekleri veya örgütler tarafından genel olarak maddi bir sebep veya çıkara dayalı bir şekilde gerçekleşir. Asla manevi bir güç ve dayanak yoktur.


    31-İslam da Ümmet anlayışı vardır. bunun içindir ki toplum içindeki azınlıklar veya farklı milletlere mensub olan insanlara devletin yaklaşımı eşittir.Kimsenin kimseye veya bir milletin diğer millete üstünlüğü söz konusu değildir.Üstünlük takva iledir.

    Demokraside ise milliyetçilik, ırkçılık, devletçilik, ulusalcılık gibi bir çok cahilliye kavramları ve düşünceleri mevcuttur. Dolayısıyla farklı ırk veya milletlere mensup olan azınlıklara veya topluluklara çoğu zaman haksızlık ve kötü muamele yapılması söz konusudur.


    32-İslam da hakimiyet kayıtsız şartsız Allah’ındır. Aksini iddia eden kafir olur.
    Demokraside ise hakimiyet kayıtsız şartsız Milletindir.


    33- İslam da, Rab yani kanun koyucu ve yasa çıkartıcı bir olan Allahtır.
    Demokraside ise birçok Rabler yani kanun koyucu ilahlar vardır.
#07.03.2013 03:27 0 0 0