Bazı Yaralar Sardıkça Kanar

Son güncelleme: 26.10.2014 17:11
  • kahraman tazeoğlu sözleri - kahraman tazeoğlu yaralı - kahraman tazeoğlu ayrılık - aşk ve özlem hasret sözleri


    noimage


    Bazı yaralar sardıkça kanar.

    Kiminin çöle döner yüreği, kimi içinde bir yanardağ saklar.

    Terk edip gitti sanmıştım. O da böyle biliyordu. Ayrıldık, o kadar. Onun için buydu yaşanan… Meğer içindeki çöllerin kum fırtınasında savrulup gitmiş. Ardında için için yanan bir yanardağ bıraktığını bilmeden… Söndüğünü sandığım an yeniden patlıyor. Bu patlayış ikincisiydi, ikinci kez kanadı yaram. İki yıl sonra yeniden. Tam şuramda. Hiç beklemediğim, tümüyle unuttuğum bir anda!

    Yüreğinde çöl taşıyana seraplar düşer. Gördüğünün büyüsüne kapılır, bir su pınarı gördüğünü sanır, ancak kana kana içmek için avuçladığı sular elini yakınca kum olduğunu anlar. Bir yalana kanıp sahte dünyaların yaldızlarına kapılmıştı. Ben de onun aşkına kanmıştım. Yalan değildi, ikimiz de çok acemiydik sadece. Ben ona kendimi vermiştim, o da bana bir serap. Bana bakarken ışıldayan gözleri ruhumu kamaştırırdı, güneş kadar gerçekti ama onun bir çöl güneşi olduğunu nereden bilecektim! O kendi çöllerine savruldu, güneşi bende kaldı. İçimde gizli bir yanardağ vardı.

    Onu kum fırtınaları kasıp kavurmuş, ben de hiç doğmayan güneşinden yanıp kavrulmuştum. Beni görünmez bir ateşle içten eritiyordu. Kendi elimle açtım yolunu. Yaraladım kendimi öldüresiye, ölmek istedim. Benim yıldızım kayarken o güneş doğacak, kimsenin görmediği mezar taşım olacaktı. Ama tekrar açtım gözlerimi, bileğimde derin bir yarayla. İki kez unuttum, iki kez bir tene dokundum, kıskanç bir âşık gibi yeniden patladı. Neye uğradığımı şaşırdım!

    İçimde patlamaya hazır bir volkanla yaşıyorum. Biri beni saracak olsa, yine patlayacak ve onu da yakacak. Böylesi bir güneş tutulmasındayım. Yüreğim tutsak, elim kolum eskimeyen bir aşkla bağlı. Hani olur ya, yüreğine bir hançer saplanır da hiç kanamaz, ama hançeri çektiğinde öleceksindir. Öyle bir yarayla yaşıyorum. Hançer yerinden birazcık oynasa, kan dökülüyor. Hiç kimse anlayamaz benim çektiğimi. Öyle suskunum ki, yazmaktan başka çare yok.

    ***

    Acılar olgunlaştırır, derler. Demek ki, insan aldığı yaralardan öğreniyor hayatı ve kendini. Aşk yarası taşımayan aşkı bilmez. İnsan yaralanınca, yarasını saracak birini arıyor. Aşkın ikinci acemilik evresi bu… Oysa aldığın yara seni hakiki aşka götürüyor, acı, yol gösteriyor. Yaran kapanmadan bunu bilemiyorsun.

    Aynı kaderin farklı yaralarıydık onunla. Her şey bir cümleyle başladı. Bizi kelimeler buluşturdu. Bazen bir cümle hayatı baştan aşağı değiştirmeye yetiyor. Yaradan fışkıran bir cümle başka bir yaralıyı sana çekiyor. O da seni arıyor bilmeden. Ama yarasına bağlanıp öyle sırt çevirmiş ki aşka, bulduğunda bile inanmıyor.

    Beni yaram bırakmıyor, yeni bir aşka yelken açtığımda yeniden kanıyordu. O, yarasına sadıktı. Aşk, insanı açtığı yarayla sınar. Karşına iki engel çıkarır, biri kendinde diğeri onda. Bu ikisini aşmadan, hakiki aşka varılmıyor. Aşk yarası, aşkın pusulasıdır. Yaraya değil, yarayı açana değil, yalnızca aşka bak. Bir yara kapanmadan yeni bir sayfa açılmıyor. Ne başkasıyla sarmayı dene ne de onu bile bile yeniden kanat. Her yara bir geçittir. İki kişinin geçemeyeceği kadar dar bir kapıdır. Tek başına geçmelisin kendi yarandan.

    Kahraman Tazeoğlu
#26.10.2014 17:11 0 0 0