Siyasi Ahlak Nedir

Son güncelleme: 10.03.2015 21:23
  • siyaset kurumu - siyasal ahlak - siyasi liderler - siyasi ahlak yasasıGerek dünyada ve gerekse Türkiye’de en çok tartışılan konulardan birisi de siyaset kurumu ve ilişkileridir. Siyaset kurumu aldığı kararlarla bütün toplumu doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir. Bu nedenle siyaset kurumu, siyaset yapanların ilişkileri ve davranışları sürekli göz önündedir. Burada üzerinde duracağımız konu siyaset kurumunun ilişkilerinin ahlak açısından uygunluğudur.

    Ahlak, genellikle toplum içinde oluşmuş örf ve adetlerin, geleneklerin, değer yargılarının, normların ve kuralların oluşturduğu sistemdir. Bu sistem hem bireyi, hem toplumun doğru ve yanlış davranışlarını belirler ve yönlendirir. Ahlak kuralları, belirli bir kişi veya gruba yöneliktir, genel geçerliliği yoktur. Yani ahlak kuralları gruptan gruba, toplumdan topluma değişebilmektedir.

    Siyasal ahlak, siyasal kurumların, rollerin, düşüncelerin ve eylemlerin; toplumsal yaşamın uyumlu, olumlu ve verimli sürmesini sağlayacak kurallardır. Siyasetçi, yalnızca kendisinin değil kendisini destekleyenlerin de sorumluluğunu taşıyan siyasi bir figürdür. Siyasilerin kendilerini destekleyenlere verdikleri menfaat veya diğer tabirle arpalık siyasi ahlakın en büyük sorunudur. Bugün parti liderleri destekleyicilerine makamlar dağıtmakta ve tüm parti mücadelelerinin arkasında makam isteği bulunmaktadır. Bu durum, kamu kaynaklarının ve makamların kendilerini destekleyenlere dağıtılması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Bilhassa demokratik toplumlarda siyasetçi, toplumu yönlendirmekten çok toplum tarafından yönlendirilmektedir. Siyasetçi toplumun aynası olarak görülür. Çünkü siyasetçi profili halkın tercihlerine göre ortaya çıkmaktadır. Toplum hayatında yolsuzluk ve usulsüzlük bir yaşam şekline dönmüşse siyasetçinin öyle olması kaçınılmaz olur.

    Demokratik toplumlarda bir siyasi parti liderinin başarısı faaliyetleri ile test edilir. Liderin başarısının ölçüsü onun çok iyi, erdemli ve ahlaklı bir insan olması değil iktidarı ele geçirmesi ve onu elde tutmasıdır. Yani, bir güç odağı haline gelmesidir. İktidar gücü ahlaki değerleri zayıflatabilmektedir. Çünkü güç baştan çıkarıcı bir özelliğe sahiptir. Bu yüzden ahlaki ölçütlere göre siyasetin yargılanması önemlidir. Siyasal ahlak, siyasetçilerin ve bürokratların kamusal karar ve uygulamalarda uymaları gereken bütün ahlaki kuralları ifade etmektedir. Siyasal ahlak, başka bir ifadeyle siyasal karar alma sürecinde geçerli olan değer yargılarının, örf ve adetlerin, normların ve kuralların meydana getirdiği bir sistemi ifade eder. Siyasal karar alma süreci, devletin siyasi ve ekonomik kararlarının alındığı mekanizma ve onun işleyişi demektir.

    İktidara gelmek isteyen siyasal partiler vatandaşı bir takım yöntemler kullanarak ikna etmek zorundadırlar. Siyasetçi vatandaştan seçilmek için oy istemekle beraber gerçekçi ya da değil bazı taahhütlerde bulunur, vatandaş ise belirli zaman aralıklarında ise bunun hesabını sorar. En azından sorması gerekir. Günümüzde siyaset kurumu bazı ahlaki sorunlarla karşı karşıya kalmıştır.Aslında önemli olan siyasi faaliyet gösteren aktörlerin, ahlaki ilkelere çerçevesinde başarıya ulaşıp ulaşamayacağıdır. Çağdaş siyasetin ahlak sorunlarını şöyle sınıflandırmıştır:
    1- Birey ve kitle,
    2- Siyasetin profesyonelleşmesi,
    3- Bilgi toplumu,
    4- Siyasal partiler,
    5- Laiklik,
    6- İdealistler ve komisyoncular,
    7- Kitle iletişim araçları,
    8- Ulusçuluk,
    9- Eşitlik ve özgürlük,
    10- Bürokrasi,
    11- Evrensellik
    12- Özel alan ve kamusal alan.

    Bu sorunlar ayrı ayrı incelenmesi gereken sorunlardır.
    Siyasi ahlakla ilgili tartışmalarda sık sık bahsedilen zimmet, irtikap, rüşvet adam kayırma, partizanlık ve çıkar çatışmalarının arkasında bürokratik idarenin etkileri bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, devletin yönetim aygıtı olarak devlet gücünün vatandaş üzerinde kullanılmasını sağlayan bir vasıta olması yönüyle bürokrasinin, insanı kurallar çerçevesinde algılama mantığı bulunmaktadır. Siyasetin kaygan, pis, kaypak, kesinlikle bulaşılmaması gereken bir olgu olarak algılanmasına rağmen siyasetçi toplumda gittiği her yerde saygı görür, topluluklarda sözü dinlenir, önünde ceket iliklenir, mitinglerine binlerce kişi katılır. Aslında bu samimiyetsizliğinde bir nevi ifadesidir. Herkes eleştirir ama kendisi de aynı şekilde davranmaktan vazgeçmez.

    Bir siyasetçinin kişi olarak ahlaklı davranması farklı, siyasetçi olarak değişik davranması farklı durumlardır. Bu iki durum birbiriyle karıştırılmaktadır. Ahlak anlayışı, aile ve çevreden öğrenilenlerden ibarettir. Bu kurallar siyasetçiye de uygulanmaktadır. Asıl sorun, siyasetçinin ahlaksız olmasından değil, onun durumundan kaynaklanmaktadır. Siyasal ahlakın hayal mi gerçek mi olduğu sorulduğunda Amerikalıların bir çoğu siyaset ile ahlak arasında bir ilişki olduğunu ve siyasetçilere bakış açılarının iyi olmadığını belirtmişlerdir. Buna sebep olarak, siyasetin, insanların yapmak istedikleri kanunsuz işlerini, etik olmayan yöntemlerle ve örtülü rüşvetle halletme yolu olarak görülmesidir.

    Ülkemizde her seçim dönemi yaklaştıkça gündeme gelen konulardan biri olan siyasi ahlak yasası çıkarma seçimlerden sonra maalesef rafa kaldırılmaktadır. Siyasetin toplumun ahlaki değerlerine paralel olarak olması ancak halkın ahlaki davranmasıyla mümkün olacaktır. Siyasi figürlerden bireysel beklenti içerisinde olmak siyasilerin ahlaklı bir yol takip etmesini engellemektedir.

    alıntı
#10.03.2015 21:23 0 0 0