Honaz - Denizli

Son güncelleme: 16.06.2015 20:06
  • Denizli ilçeleri - Denizlinin Honaz lçesi - Honaz dağı - Denizlinin Honaz lçesinin tarihçesiHonaz: Denizli ilinin bir ilçesidir. İlçeye ismini vermiş olan Honaz Dağı (2,871 m) Ege Bölgesi'nin en yüksek dağıdır ve Honaz ilçesi bu dağın kuzey yamacına oturur. Yüz ölçümü 504 km² olan Honaz'ın, 1990 yılı sayımına göre nüfusu 25.000'dir. Nüfus yoğunluğu km²'ye 45 kişidir. Honaz'ın iklimi, Ege bölgesi ikliminin etkisi altındadır. Yağmur genellikle ilkbahar, sonbahar ve kış mevsimlerinde yağar. İlçe dağlık bir yerde kurulduğu için yağmur miktarı (yıllık 856.6 mm) oldukça yüksektir. Bu özelliği ile Honaz'ın iklimi özellikle kiraz yetiştiriciliği için oldukça uygundur.

    noimage
    Net merkezi nufusu: 9300'dur. Kiraz, seftali, pamuk, cennet elması meshurdur.

    İlçenin en önemli tarım ürünleri arasında Kiraz önemli bir yer tutmaktadır. Özellikla ihracata yönelik kiraz yetiştirilmekte, ve yaklaşık %80'lik bir oranı yurt dışına gönderilmektedir. Ortalama kiraz ihracatı yıllık 60,000,000 YTL, diğer yaş meyve, sebze ve domates, üzüm gibi tarım ürünlerinin iç ve dış piyasa satışı ise yıllık ortalama 100,000,000 YTL civarındadır. Bunun yanında Honaz'ın diğer önemli bir tarım ürünü ise domatestir. İlçede uzun yıllardır hizmet vermekte olan bir salça fabrikası da bulunmaktadır.

    Tarımdaki çeşitliliğin yanında, Honaz ilçesi tarih boyunca pehlivanlar yetiştirmiş bir ilçedir. Bu pehlivanlar arasında en ünlüsü, arka arkaya üç kere Kırkpınar Başpehlivanı olmuş, altın kemer sahibi Hüseyin Çokal'dır.

    İncilde adı gecen 7 kilisenin biri buradaki antik Colossae buradadır.(kolossai)

    Tarihçe
    Kolossai'nin tarihi M.Ö. 5. yüzyıldan daha önceye dayanmaktadır. Başlangıçta bir Frigya şehri olan Kolossai, zaman içersinde Grek şehri olmuştur, İS 7. yüzyıla gelindiğinde tüm Anadolu şehirlerinde olduğu gibi Kolossai de Arap akınlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Savunma bakımından daha elverişli konumda olan ve Kolossai'nin 3km. güneyinde Honaz Dağı'nın uçunda yer alan Khonai, bu dönemde antik Kolossai'nin yerini almaya başlamıştır. 7. yüzyılda kurulan ve 858 – 860 yılları arasında Başpiskoposluk unvanını alan Khonai, 950 yılında Metropolit olup, Anadolu'nun önemli dini ve idari merkezlerinden biri haline gelmiştir. Kolossai ve Khonai (Khones) / Honaz kenti alanı, günümüzdeki ilçe merkezi Honaz'ın 5 km. kuzeyinde, Lykos (Çürüksu) Çayı’nın güney kıyısındadır.

    Kolossai'yi Herodot, İran Şahı Xerxes'in İÖ 480 yılında Yunanistan seferine giderken yanından geçtiği kentler arasında anar ve onun "Büyük bir Phrygia kenti" olduğunu söyler. M.Ö. 401 yılında Genç Kyros'un, ağabeyi İran şahına karşı giriştiği sefere katılan Xenophon da Kyros ordusunun Kolossai'ye uğrayıp konakladığını anlatır, kentin büyük ve zengin olduğunu söyler. Ancak M.Ö. 3. yüzyılda o yakınlarda kurulan Laodikeia kentinin gelişmesi ölçüsünde Kolossai’nin sönükleştiği anlaşılıyor. Yapıtını Augustus döneminde veren coğrafya yazan Strabon, Kolossai'yi bir “kentçik” diye göstermiştir. Hristiyanlık burada daha İS 1. yüzyılda, İsa yoldaşı Ermiş Paulos'un arkadaşlanndan Epaphras'ın çalışmasıyla yayılmıştır. Epaphras Kolossai'li idi. Bilindiği üzere Hristiyanlığın İlk Yedi Kilisesi (İnanmışlar Topluluğu) Batı Anadolu'da kurulmuştu; bunlardan biri de Kolossai'nin pek yakınındaki Laodikeia'da idi.

    Daha İS 8. yüzyılda, Arapların çapul akınları sırasında, kentin kesinlikle sönükleştiğini, boşaldığını ve savunulması daha kolay bir yerde olan Khonai/Honaz'ın bölgedeki en önemli yerleşme birimi durumuna geçtiğini biliyoruz. Hatta Khonai/Honaz, 858 yılında, çevredeki tüm piskoposlukların bağlandığı merkez, yani başpiskoposluk yeri yapıldı.

    Kolossai kentinin Akropol'ü ovanın yanıbaşında, kuzey ve batı yanları 60-70 metre yükseklikte olan ama diğer yanları alçak tepeciğin üzerinde idi. Tepe üstü şimdi tarla durumundadır ve sürülmektedir; burada, doğu yanda, surlardan ancak pek önemsiz, pek dağınık bir iki kalıntı görülür. Kuzey tarafta Lykos (Çürüksu) akar. Doğu yanda, yamacın eteğinde, tiyatronun yeri seçilebilmekteyse de görünür kalıntı sağa sola dağılmış üç beş taştan öteye gitmemektedir. Çayın kuzey yakasında Nekropol bulunmaktaydı, ancak buradaki lahitler daha geçen yüzyılda hemen hemen tümüyle toprağa gömülmüş durumdadır.

    Uzun süre Bizans İmparatorluğu sınırları içinde yer alan Khonai, 1070 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Alp Arslan'ın komutanlarından Afşin Bey'in Anadolu seferi sırasında ilk kez Türklerin eline geçti. Ancak daha sonra Khonai, özellikle Haçlı Seferleri sırasında birkaç kez Türkler ve Bizanslılar arasında el değiştirdi. Adı Khones / Honas / Honaz olarak Türkçeleştirilen Khonai, 1207 yılında kesin olarak Türklerin idaresine geçti. O zamana kadar bölgenin en önemli şehri konumundaki Honaz, bundan sonraki yıllarda da idari birimin merkezi olarak yarım yüzyıl kadar önemini sürdürdü.

    Honaz'ın Osmanlılar'ın eline geçme süreci 1391'de başladı. Yıldırım Bayezid, Denizli ve yöresini Osmanlı Devleti'ne kattı. Honaz 1403'de Timur'un Denizli'yi almasıyla Osmanlı Devleti'nin elinden çıktıysa da, 1429 yılında tekrar Osmanlıların idaresine geçti. Honaz'ın Osmanlı hâkimiyetine kesin geçişi sırasında Osmanlı Hükümdarı olan II. Murat, 1479'da Honaz'da bir cami yaptırdı. Bu camii, bir bölümü yıkılmasına rağmen halen ayaktadır.

    19. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti'nin yaşadığı değişim rüzgarından doğal olarak Honaz da etkilendi. Tanzimat'tan sonra yapılan idari değişiklikte Honaz, Aydın eyaletine bağlı Denizli sancağının bir nahiyesi oldu. Honaz'da idari bakımdan asıl değişiklik 20. yüzyılın başında gerçekleşti. 1914 yılında belediyenin kurulmasıyla Honaz'da resmi hizmetler de artmaya başladı. 1987 yılına kadar Denizli iline bağlı bir nahiye olan Honaz, 19.06.1987 tarih ve 3392 sayılı kanunla ilçe statüsüne kavuştu.

    alıntı
#16.06.2015 20:06 0 0 0